Fotoğraflar: Evrim Kepenek/bianet
Haberin Kürtçesi için tıklayın
Artvin Hopa’da emekli öğretmen Metin Lokumcu’nun ölümüne ilişkin 9 yıl sonra açılan dava yarın (21 Nisan Çarşamba) Trabzon 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek.
TIKLAYIN - 10 soru/10 yanıt: Metin Lokumcu için adalet
"Katillerin yargılanması için 9 yıldır bekliyoruz"
Duruşma öncesinde, Hopa Meydanı’nda basına açıklama yapan Hopalılar, “Metin için adalet istiyoruz” diye seslendi.
Metin İçin Adalet Platformu'nun çağrısıyla gerçekleşen açıklamaya Metin Lokumcu’nun ailesi ve avukatları Meriç Eyüboğlu katıldı. “Hepimiz Metiniz, hepimiz eşkıyayız”, “Metin’in katili AKP’nin polisi” sloganlarının atıldığı açıklamada şöyle denildi:
“31 Mayıs 2011’de Hopa Meydanı’nda doğamıza suyumuza memleketimize sahip çıkıyoruz diyerek toplanan Hopalılar’a dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın mitingi bahane edilerek polis saldırdı. “Polisin yoğun gaz kullanımı ve orantısız müdahalesi sonra Metin Lokumcu bu meydanda hayatını kaybetti.
“Dönemin Hopa Kaymakamı emri ben verdim gaz bombası stoklarımız olaylar sırasında tükendi’ diyerek gazetelere demeçler verdi. Tayyip Erdoğan aynı gün Trabzon'da yaptığı mitingde doğa ve yaşam alanlarına sahip çıkan Hopalılara eşkıya diyerek hedef gösterdi.
“Metin Lokumcu'nun ölümüne ilişkin olaraksa "Birtanesi de olaylar sırasında kalp krizi geçirerek ölmüş üzerinde fazla durmakta istemiyorum" cümlelerini kurmuştu.
"31 Mayıs günü Hopa’da yaşanan olaylara tepki olarak İstanbul ve Ankara’daki eylemlere de polis sert bir şekilde müdahale etti. 31 Mayıs akşamı Hopa ve birçok kentte ev baskınlarıyla yüzlerce kişi gözaltına alındı Hopa ve Ankara'da toplam 16 kişi tutuklandı
“Metin Lokumcu’nun katilerinin yargılanması için 9 yıldır süren mücadelemiz sonucunda katillerin yargılanacağı dava için tarih verildi.
'Davaya sahip çıkın'
“24 Aralık’ta Hopa 2. Asliye ceza mahkemesinde görülmesine karar verilen dava "davanın yayın organları aracılığı ile gündem de tutulması ve Hopa ilçesi ve bölge genelinde toplumca takip edilen dosya olması gibi hiç bir gerçekliği ve hukuka bağlı olmayan bir nedenden ötürü davanın Trabzon'da görülmesine karar verildi.
“Yarın Trabzon adliyesi önünde davamıza sahip çıkacağız. 2001 yılı 31 Mayısı’nda gazları a tomalarla çevik kuvvet polisleri ile Hopa'yı abluka altına alıp bizden Metin Lokumcu’yu alanlar sessiz kalacağımızı düşündüler. Ancak bizler Metin Lokumcu'nun arkadaşları, dostları, yoldaşları ve Hopa halkı olarak yaşam hakkı elinden alınan Metin hocamız için mücadeleye devam ederek davayı sahiplendiğimizi ve katillerden hesap soracağımızı her platform da dile getirdik.
“Hopalılar katillerden hesap sorma iradesini göstermiştir. 9 sene önce Hopa Meydanı’nda deresine suyuna yaşam hakkına sahip çıkan Hopalılar kendilerinden kaçırılan bu davaya yarın Trabzon adliyesi önünden sahip çıktıklarını haykıracaklar. Hiç kimse unutmasın ki Hopalıların kalbi halen Metin Lokumcu ile atıyor. bu davayı Hopalıların vicdanınındın, adaletinden kaçıramazsınız!
“Yarın başta Hopalılar olmak üzere doğa ve yaşam mücadelesi verenlerle birlikte saat 09.30'da Trabzon adliyesi önünde Metin Lokumcu için adalet sloganımızı yükselteceğiz.”
Açıklamanın ardından konuşan davanın avukatları da herkesi davaya çağırdı.
31 Mayıs 2011'de Hopa'da Neler Oldu? Dönemin Başbakanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, seçim gezileri kapsamında il merkezi yerine bir ilçede miting yapmayı tercih etti. Erdoğan'ın mitingi Hopa sahil dolgu alanında bulunan festival alanında gerçekleşecekti. Başbakan'ın kentlerine geleceğini öğrenen Hopalılar, hidroelektrik santraller ve çay tarımında yaşanan sorunlar üzerine Hopa meydanında basın açıklaması yapmak istediler. Henüz mitinge saatler vardı, henüz Başbakan kente gelmemişti ama basın açıklaması çok sert polis şiddetiyle karşılaştı. HES'lere karşı yaşamı savunmak için horona duranları, çay üreticilerinin hakları için el ele tutuşanları gazlarla boğmak istediler. Metin Lokumcu da, Hopa meydanında, tüm şehri gazla boğmak isteyenlere karşı oradaydı. Korkmadan, yılmadan, cesurca yürüdü üstlerine, "Yeter be" dedi "Yeter, bunalttınız beni". Sonra ellerini arkasına götürdü, kendisini çocukları için feda edercesine haykırdı: hayde alın beni, alın da kurtarın memleketi! Lokumcu; Başbakanı'nın korumaları ve polislerin yoğun kimyasal gazlı saldırısına fazla dayanamadı, ikinci kimyasal gaz bombardımanından sonra meydanda bekleyen ambulansa doğru götürülürken, ambulansın altına yeniden gaz fişeği atıldı. İyice ağırlaştı, Hopa Devlet Hastanesi'nde hayatını kaybetti. Tüm Hopa'nın gaz altına kalmasının, bu gaz kapsülleri nedeniyle bir lokantanın çatısının yanmasının, hedef gözeterek atılan gaz fişekleriyle kafasından, vücudunun çeşitli yerlerinden yaralananların haberleri kulaktan kulağa yayıldıkça protesto için daha çok kişi sokaklara çıktı. Metin Lokumcu'nun ölüm haberi bardağı taşıran son damla oldu. Ağır polis şiddeti nedeniyle çok sayıda Hopalı yaralandı, hastane önünde bekleyenler de bu şiddete maruz kaldı. Hopa'da ismi konmamış sıkıyönetim ilan edildi; siyasi partiler, dernekler, oteller, kahvehaneler basıldı. O gece yapılan nokta operasyonlar ile 60 kişi darp edilerek gözaltına alındı. Telefon hatları ve internet bağlantıları kesildi. Hopa kent merkezine giriş-çıkış yasaklandı... Metin Lokumcu'nun ölüm haberi üzerine Hopa'da başlayan protestolar hızla yayıldı. İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere birçok kentte Metin Lokumcu'nun polis şiddetiyle öldürülmesi protesto edildi. Türkiye'nin her yerinde 100'lerce insan gözaltına alındı, tutuklandı, yargılandı. Hopa'da gözaltına alınanlar, ailelerine ve avukatlarına haber verilmeksizin bir gece yarısı Erzurum'a kaçırıldı. Uzun ve zorlu gözaltı sürecinin sonunda tutuklanan 17 kişi, Erzurum Yüksek Güvenlikli Cezaevine götürüldü. 7 ayı aşkın süre hapiste kaldılar. |
(EMK)