Ama sakatlıklarıyla ilgisi olmayan sağlık sorunlarının çözümü için herhangi bir genel sağlık kurumuna başvurduklarında çok büyük zorluklar çekerler.
Hele hele bu kurumlara ilk kez gittiklerinde genellikle tam bir "eziyet" yaşarlar. Çünkü bunların bir çoğunda sakatların durumlarına yönelik önlemler alınmamıştır.
İşte bu noktada sakatların o kurumlara ilişkin bilgilendirilmesi çok büyük önem taşır.
Sağlık alanında sunulan ve sunulacak hizmetlerle ilgili yaklaşım ve politikaları, hizmet sistem ve organizasyonlarını, onların yerleri, seçenekleri, işlerliği ve bu hizmetlerin neler olduğu, nasıl hizmet alınacağı, hizmetin ücretleri ve bedellerinin nasıl karşılanacağı konularındaki ayrıntılı bilgilendirilme, sağlık hizmetinden yararlanan herkesin temel hakkı olup, hizmete ulaşma ve yararlanma hakkının bir gereği olarak kabul edilmelidir.
Bu hak "sakatlar" açısından çok daha önemlidir. Sağlık hizmetinden yararlanan sakatlar, yakınları ve yardımcılarının kurumların mekan, hizmet ve işlevleriyle ilgili bilgileri tam olarak alabilmeleri sağlanmalıdır.
* * *
Sağlık kurumlarının iç yapısı, hemen herkesin ulaşmak zorunda olduğu birimler, bürokratik işlemlerle ilgili bölümler, eczane, tanı tedavi üniteleri, rehabilitasyon bölümü, kafeterya vb. değişik hizmet birimlerinin konumları ve bu hizmetlerin nasıl ve hangi koşullarda sağlanabileceğine ilişkin bilgiler sakatlar ve yakınlarıyla, yardımcılarına mutlaka hizmetin başlangıcında sunulmalıdır.
Sağlam bir kişinin iki dakikasını alacak bir bina içi hareketin tekerlekli sandalyedeki bir sakat için uzun süreler alabileceği, bazı işleri gereksiz yineleme ve bundan kaynaklanan kayıpların hem onun hizmete ulaşma ve yararlanma hakkını ortadan kaldıracağını hem de gereksiz efor sarfına neden olacağını önceden düşünmek ve gerekli önlemleri almak gereklidir.
Bu düzenlemeleri yapan ve hizmet verme olanağına sahip olan kurumlarda da bu durumla ilgili bilgi verecek birimlerin oluşturulması yanında, bunların bilgisini içeren internet sayfaları hazırlanmalı, özel bülten ve bilgilendirme materyallerinin oluşturulmalı ve sakatlara ve yakınlarına sunulmalıdır.
Her sağlık kurumu bu konudaki durumunu yalnız kendi yönetim kademelerine değil, topluma ve kamuoyuna da duyuracak şekilde düzenlemeler yapmalıdır. Eğer mevcut kurumların bu konuda özel çaba ve çalışmaları olamıyorsa yetkili sağlık otoritelerinin, sakatlarla bağlantıda olan kurumlarla işbirliği yaparak bu konuya yönelik özel bültenler ve yayınlar yapmalı, danışmanlık verecek birimler oluşturmalı, bu konularda gönüllü örgütlenmelerle işbirliği içinde olmalı ve destek sistemleri oluşturulmalıdır.
* * *
Ayrıca bilgilendirmenin biçimi ve bilgiye ulaşma modelleri belirlenirken de bu bilgilerin alıcısının değişik biçimlerde sakatlıkları olduğu da gözardı edilmemelidir.
Bilginin sunulacağı kişilerin, duyamadığı, göremediği, okuyamadığı, bilgisayar erişimi olamayabileceği, öngörülebilmeli dolayısıyla standart yollar yanında sakatlık hali göz önüne alınarak bunu aşacak biçimlerde de araç, gereç ve malzeme ile seçenekli ve çeşitli sunuş biçimleri bulunup uygulamaya konulmalıdır.
Diğer yandan zihin kapasitesi yanında, dil ve kültür farkları da özel olarak değerlendirilmeli ve çözümler buna göre bulunmalıdır.
Ulaşılan bilgilerin doğrulanması, değişiklik halinde güncellenmesi ve yenilenmesi de bu bağlamda önemlidir ve yeterli ve etkin bir şekilde yapılmadığı koşullarda yine hak ihlâllerine yol açabilecektir.
Bilginin ve sunumun eşgüdümü hem yinelemeleri engelleyerek kaynakların etkin kullanımına yol açacak, hem de sakat ve yakınlarının seçim konusunda karar vermeleri açısından yararlı olacaktır.
Bu bağlamda; sakatlar, anne-babaları, aileleri ya da bakıcılarına bir merkezden bilgi sunmak ve bu merkezin yerini herkesin bilmesini sağlamak, talep edilen hizmetle ilgili olarak sağlık ocak ve merkezleri, merkezleri, anne ve çocuk sağlığı merkezleri, aile doktorları, okullar, anne-baba grupları vb. çeşitli servislere yönlendirebilmek çok önemlidir.
* * *
Sakatlar yalnız kendi sakatlıklarıyla ilgili olan sağlık hizmetlerini alırken değil, bunun dışında kalan genel sağlık hizmetlerini alırken de, kendilerine hizmet veren sağlık çalışanlarından gizlilik, güvenlikle ilgili kurallara uygun davranmalarını ve insanlık onuruna yakışır muamele görmeyi istemektedirler.
Herhangi bir hastalığı olmak zaten bunlardan gerektiği biçimde yararlanmayı ve hizmet verenlerin de bunlara uygun davranmalarını gerektirir.
Ancak sakatların, sakatlıkları bu haklardan yararlanmalarına zaman zaman engel olmaktadır.
Özellikle sakatlık hakkında yeterli bilgi ve deneyime sahip olmamaktan, alışkın olmamaktan ve sakatlara yönelik olarak kaçma, uzak durma, görmezden gelme gibi genel ve ortalama insan davranışları nedeniyle sağlık personeli sakatlara hizmet vermekten çekinmekte, olumsuz bazı örneklerde de onlardan korkmakta, tiksinmekte ve tepki göstermektedirler.
Sağlık personelinin gerek bir özdenetim biçimde kendilerinin, gerekse kurumsal olarak yönetici ve sorumlu oldukları kişilerin bu duruma yönelik izleme ve değerlendirmeler yapması; eksik bilgi ve deneyimleri tamamlayacak eğitim, yanlış tutum ve davranışları değiştirmeye yönelik uyarı ve özen programları yürütmeleri bir gerekliliktir.
Sağlık kurumlarında gönüllü örgütlenmeler ve sakatlara hizmet veren kurumlarla işbirliği ve yardımlaşma politikaları her düzeyde benimsenmelidir.(MS/EÜ)