Haberin Kürtçesi için tıklayın
Katledilen ve cansız bedeni 7 gün boyunca sokak ortasında bekletilen Taybet İnan’ın (Taybet Ana) kızı Hezni İnan, aynı tarihte Cizre’de ilan edilen sokağa çıkma yasağı sırasında yaşamını yitirdi.
Mezopotamya Ajansı’ndan Zeynep Durgut’un haberine göre, Cudi Mahallesi’nde kaldıkları bir binanın bodrum katında katledilen Hezni İnan’ın yakılan ve parçalanmış elbiseleri, 8 yıl sonra ailesine verildi.
6 Eylül’de Hezni İnan'ın babası Halit İnan’ı arayan Silopi İlçe Emniyet Müdürlüğü, “Gelin emanetinizi alın” dedi. Ertesi gün İlçe Emniyet Müdürlüğüne giden aileye, bir poşet teslim edildi. Poşetin içerisinde 3 ayrı zarfa konulan İnan’ın yakılmış ve parçalanmış kazak, pantolon ve hırkası çıktı.
“Davamızdan geri adım atmayacağız”
MA’ya konuşan İnan'ın ağabeyi Ömer İnan, devletin cenazelere dönük uygulamalarına tepki gösterdi ve şöyle dedi:
“Verilen poşette üç zarf vardı. Emanetimiz bu gördüğünüz (parçalanmış ve yakılmış giysi) parçalardı. Devletin saygısı, hürmeti budur. Bir korku yaratmak istiyorlar. Bu elbiseler ne zamanın biliyor musunuz? Bunlar Cizre sokağa çıkma yasaklarına ait. Bu parçalar o katliama ait. Bu devletin hürmetidir. Ne diyeceğimi bilemiyorum. Zarfın içine koyup 8 yıl aradan sonra veriyorlar. O zaman da verebilirlerdi. Geri adım atmamızı istiyorlar. Ama biz davamızdan geri adım atmayacağız. Bu gördüğünüz yakılmış ve parçalanmış elbise parçalarıyla da gururluyuz” dedi.
“Türkiye’nin ayıbı”
Annesinin de aynı şekilde katledildiğini belirten İnan, zulme karşı asla boyun eğmeyeceklerini söyledi. İnan, şunları söyledi:
“Annemi de sokağa çıkma yasaklarında katlettiler. Kardeşimi de Cizîr bodrumlarında katlettiler. Bunları hiç bir zaman unutmayacağım. Bu yakılmış ve parçalanmış elbiseleri çerçeveletip evin duvarına asacağım. Var olduğumuz sürece bunu unutmayacağız. Bu devletin yüzünü herkes görsün. Bu Türkiye'nin ayıbıdır. Sokağa çıkma yasakları üzerinden 8 yıl geçti ama dalga geçer gibi yeni veriyorlar.”
(EMK)