Bu sabah, Zaman gazetesinden Ercan Gün'ün "Yeni TCK'dan, süper yetki alan savcılar da rahatsız" haberini okudum.
Haberde, ertelenmediği takdirde yarın yürürlüğe girecek Ceza Yasası ve Ceza Muhakemeleri Kanunu'nın yargıda yol açacağı sıkıntılara değinilirken, 35 yıl görev yapan bir savcının "Bu yükü kaldırmak güç olacak. Emeklilik sürem doldu. Emekli olmayı düşünüyorum. Benim gibi düşünen 300 meslektaşım var" sözlerine yer veriliyor.
Haberi okurken, bir önceki günle ilgili unuttuğum başka bir rahatsız edici konu aklıma geldi : Mahkeme başkanı Orhan Karadeniz'in, besbelli mahkemenin başvurduğu ve yargılanan Bakutz'un Almanca dediklerini Türkçe'ye çevirecek olan tercümana hitap ediş biçimi.
"Tatlı-sert" denilen üslubun bayağı aşağısında gördüğüm bu hitapta Karadeniz, orada bulunma nedeni sadece mahkemeye yardımcı olmak olan ve kendi çocuğu da olmayan tercümana, "Sen...", "Adını söyle..." diyordu.
Durumu sinirli bir tebessümle geçiştirmeye çalışırken aklımdan üç yıldır yazmaktan biraz da yorulduğum reformlar geçti. Hani reformlar, suçun kapsamını daraltmıştı, cezaları azaltmıştı, aydınlara DGM ayıbını kaldırmıştı. Bu koşullar da, örneğin ifade özgürlüğünden yargılanan bir kişinin, saygıdeğer bir muamele görmesinin koşullarını hazırlardı. Hakim ve savcılar, "Olur, herkesin başına yargılanmak gelebilir" diye düşünebilirdi.
Aslında tüm mahkeme üyeleri de sert değildi ama hakim Karadeniz, sanıktı ya, Bakutz'a da "Sen" diyerek seslendi.
Ancak tercümanın aktarmadığı, Bakutz'un da fark etmediği bu durumun dışında, sadece mahkeme üyeleri ve Karadeniz'in farkına varmadığı bir nokta vardı. Yargılanan bir kişiye, tercüman aracılığıyla iddianameyi neredeyse mot-a-mot aktarmak.
Dünkü duruşmada hakim, sanığa iddianamedeki ifadeleri tercüme edilmesi için her iki üç kelimede bir süre tanırken, dil ve gramer bilmemekten kaynaklanabilecek nedenlerle, bu tercümenin sanığın zihninde nasıl bir anlam yaratacağını besbelli düşünemiyordu.
40 yıldır sanığa "Sen" diyen bir hakim için, 41. yılda "Siz" demek zor mudur? Bunu da mı iş yükünde aramalıyız? Bilgi ve ahlaki altyapı önemli değil midir? TCK'nın mantığını anlamanın sadece yasalarını bilmekle sınırlı bulmadığımızı biz, kime söyleyeceğiz.
Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nin kaldırılması, dünkü duruşmada da duruşma zaptının duvarda izlenebilmesi iyi gelişmeler. Maddi koşulların geliştirilmesine devam edilmelidir. Ama siz hakim bey! Bana "Sen" demeyin! (EÖ/EÜ)