Ağrı Milletvekili Halil Aksoy Meclis’teki bütçe görüşmelerinde, Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın 2015 bütçesi üzerine konuşurken bölgedeki “güvenlik barajlarına”, HES projelerine ve AKP’nin kar hırsı uğruna tabiat varlıklarını talan ettiğine dikkat çekti.
“Güvenlik barajları”
“Kürt coğrafyasında tarım ve hayvancılık alanında yaşamsal öneme sahip olan Dicle, Zap ve Munzur gibi akarsuların üzerine kurulan HES projeleri, kuruldukları coğrafyayı insandan arındırmaktadır.
“En ufak nehirlerin önünü bile setlerle kapatan AKP zihniyeti, aynı şekilde ‘güvenlik barajları’yla da çizmiş olduğu sınırları daha da derinleştiriyor.
“Şırnak sınırlarında 7, Hakkari'de ise 4 tane barajın yapımına DSİ Genel Müdürlüğü tarafından 2008’de başlandı ve hala devam ediyor.
“Şırnak'ın Irak Federe Kürdistan sınırında Uludere ilçesi Hezil ve Ortasu (Roboski) çaylarının üzerinde güvenlik barajı adı altında Silopi, Şırnak, Uludere, Ballı, Kavşaktepe, Musatepe ve Çetintepe adlarıyla yedi, Hakkari'nin Çukurca ilçesi yakınlarında Güzeldere Çayı üzerinde Gölgeliyamaç ve Çocuktepe adlarında iki, İran sınır kesiminde bulunan Şemdinli ile Yüksekova ilçeleri arasında bulunan Bêmbo Çayı üzerinde ise Beyyurdu ve Aslandağ adlarında iki olmak üzere toplam 11 tane güvenlik barajı yapılıyor.
“Şırnak’tan başlayarak, Federe Kürdistan sınırı boyunca Şemdinli ve Yüksekova’ya uzanarak, oradan da İran sınırına kadar yaklaşık 400 km sınır boyunca bölge, güvenlik barajlarıyla insansızlaştırılmaktadır.
“Tıpkı Munzur Vadisi’nde olduğu gibi, devlet, bir dönemler yakarak, yıkarak, silah zoruyla boşalttığı köyleri, strateji değiştirerek, insanın ortak kullanımında olan akarsuları kullanarak boşaltmayı amaçlıyor.”
30 yılın bilançosu
Aksoy, askeri operasyonlar sırasında son otuz yılda, Hakkari, Dersim, Şırnak başta olmak üzere Kürdistan’da bilinçli olarak ormanların yakıldığını da hatırlattı.
“Sırf güvenlik gerekçesiyle Kürt coğrafyasında yaklaşık 20 bin hektar orman yakıldı, yok edildi. 30 yıldan fazla devam eden savaşta denenmeyen hiçbir yöntem kalmadı.
“Sonuç alınamayan bu yöntemlerle ülkenin en büyük zenginlikleri yok edildi. Sadece doğal kaynakları değil, ayrıca mali kaynakları da heba edildi.
“Son 30 yılda Türkiye savaşa 1,2 milyar dolar harcamış. Bu paralarla alınan bombalar ve silahlarla dağ, taş dövüldü, ormanlar yok edildi.
“Bu paranın sadece yüzde 10 bile ağaçlandırmaya veya doğayı korumaya harcansaydı, şimdi Türkiye’de yaşanan çevre felaketlerinin hiçbir yaşanmazdı.”
“Boşa akan su” anlayışı
12 yıllık AKP hükümetlerinin doğayı hiçe saydığını, ormanları rant alanları olarak gördüğünü, barajsız nehirleri “boşa akan su” kabul ettiğini anlatan Aksoy, hükümetin ekolojik dengelerin altüst edilmesine yol açan politikaların hepsinde sorumluluğu olduğunu ifade etti.
Aksoy Türkiye genelinde kamu ve özel sektör tarafından yapılması planlanan iki bine yakın nehir tipi HES projesi olduğunu söyledi. Bu projelerin tamamlanması öngörülen 2023’de elektrik talebinin sadece yüzde 5’ini karşılayabileceklerini de belirtti. (YY)