Rapora göre 2006'da ortaöğretim okullarında saç kesme cezasından azarlama, sopa ve dayağa kadar Ortaçağ'dan kalma ne varsa, yine az ya da çok devam ediyor.
Türkiye'de her üç okuldan birinde bıçaklı silahlı kavgalar çıkıyor. Okulların yüzde 5'inde bu tür olaylar haftada bir veya daha sık görülüyor.Delici ve kesici alete rastlanan okul oranı yüzde 55. Sadece sokak kontrolü için değil, aynı zamanda okul içi kontrol için de polise başvurulması giderek yaygınlaşan bir uygulama izlenimi veriyor.
Öğretmen dayağı sürüyor
İdarecilerin sopayla dolaştığı okul oranı yüzde 10'u, öğretmenlerin sopayla dolaştığı okul oranı yüzde 18'i buluyor. Azarlama okulun günlük rutinleri arasında görülüyor. Azarlama gibi sopa ve dayak da öğretmen ve idarecinin kendine "meşru" kıldığı hoca hakları arasında yer alıyor. Öğretmenlerin öğrencilere dayak atmasına okulların yüzde 39'unda rastlanıyor.
Araştırma ile, öğrencideki öğretmenine yönelik şiddet eğilimi de ortaya koyuyor. Öğretmene yönelik hakaret okulların yüzde 56'sında, dışarıda öğretmene tehdit yüzde 26'sında görülüyor. Bu durum her 4 okuldan birinde öğretmenlerin yaşamına yönelik ciddi riskler oluşmaya başladığını gösteriyor.
Eğitim-Sen araştırmayı Meclis Araştırma Komisyonuna sundu
Okulların yüzde 12'sinde uyuşturucu, yüzde 15'inde keyif verici haplara rastlandı. Eğitim-Sen'in raporuna göre, İstanbul'da her üç okuldan birinde, İzmir'de her 4 okuldan birinde uyuşturucu görülüyor.
Araştırma Eğitim-Sen üyelerinin topladıkları alan bilgilerinin Çukurova Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Gümüş analizi sonucunda ortaya çıkmış.
Eğitim-Sen, raporu dün (11 Ocak) Meclis Gençler Arasında ve Okullarda Artan Şiddet Olaylarını Araştırma Komisyonu'na sundu.
"Çözüm uzun vadeli politikalarla mümkün"
Sorunun çözümünün günü birlik müdahalelerle değil, uzun vadeli eğitim politikalarıyla mümkün olduğunu vurgulayan Eğitim-Sen raporun sonuçlarına dair özetle şöyle değerlendirmeyi yaptı:
* Bunun için başta öğrenci ve eğitim emekçileri olmak üzere, eğitimin tüm bileşenlerine yönelik olarak kültürel, sosyal yönden tatmin edecek altyapı çalışmalarının hızlı bir biçimde gerçekleştirilmesi şart.
* Gençliği anlama, algılama, sorunlarına çözüm üretebilmek ve çocuklardaki yetenekleri açığa çıkarmak için eğitimin ne kadar önemli olduğu ortadadır. Okul içinde özel güvenlik birimleri veya okul çevresine polis yığarak sorunu kolluk kuvvetleri ile çözmek sorunu başka yerlere havale etmekten başka bir işe yaramayacaktır.
* Okullarda giderek ciddi bir problem olmaya başlayan şiddet olgusu ile mücadele edebilmede öncelikli çabanın, şiddet davranışının nedenlerinin tespit edilmesi olduğu açıktır. Çünkü sorunun çözümü, şiddet eyleminin temelinde yatan nedenlerin tespit edilmesi ile mümkün olacaktır. Örneğin, şiddet davranışının aile veya ekonomik nedenlerden mi, yoksa okul başarısızlığı veya zayıf bir iletişimden mi kaynaklandığı konusu, bilimsel bir yaklaşımla ortaya konulmalı ve doğrudan sorunla ilintili olarak çözüm olanaklarının geliştirilmesine çalışılmalıdır. (KÖ/AÖ)