Tıp bayramı nedeniyle ilgili kuruluşların yaptıkları açıklamalar şöyle:
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi basın bildirisi
Bebekler, uçak ve düşüş...
" (...)Biz Türkiye'de falan ayın falan gününde değil, yılın her günü, evet 365 gün boyunca her gün içinde en az 160 yolcusu bulunan bir uçağın düştüğü Türkiye tıp ortamının mensuplarıyız . Hem de bu yolcuların tamamı henüz birinci yaş gününü bile kutlayamamış, görememiş bebeklerden oluşuyor. Bir başka ifade ile Türkiye'nin bebek ölüm hızı binde 40. Her gün içinde160 bebek olan bir uçak Türkiye tıp ortamına düşüyor .
Bizler, yani hekimler, tıp fakültesi dekanları, sağlık müdürleri, binlerce profesör, şef, şef yardımcısı, doçent yani Türkiye'de hekim ve uzman hekim yetiştirenler, sağlık bakanı, hükümet bunu biliyor ve yaşıyoruz; hem de her gün!
Bu uçak nasıl bir Türkiye tıp ortamında düşüyor?
*47 tıp fakültesinin olduğu,
*Fakültelerinde eğitim araştırmanın ikinci-üçüncü plana itildiği,
*Binlerce doçent ve profesörün Türkiye ihtiyaçlarına uygun hekim yetiştirmekteki becerilerinden çok başarılarının Tıpta Uzmanlık Sınavına endekslendiği,
*Üniversite hastanelerinin döner sermaye kazancı baskısıyla birinci basamak kurumlara dönüştüğü,
*Birinci basamakta çalışanlara koruyucu hizmetlere yönelik çalışmalarından ödenmesi gereken geçmiş yıl borçlarının beş trilyon lirayı bulduğu,
*Uzman hekim olmanın bir kurtuluş olarak algılandığı, doçent ve profesörlüğün bir piyasa titrine dönüştüğü,
*Hekimler ve diğer sağlık çalışanlarının ikinci üçüncü işlerde çalışarak belli bir yaşam standardını korumaya çalıştığı, tek bir işte tam gün çalışarak geçinebilmenin olanaksızlaştığı,
*Hekim işsizliğinin yaşanan bir olgu olduğu,
*Hekim ücretlerinin 350-450 milyon lira civarında dolaştığı,
*İçinde 160 bebeğin olduğu uçağın düşmemesi için iddiamızı gerçekleştirmemize engel olan her türlü faktörün aradan çıkartılmasını, ortadan kaldırılmasını istiyoruz."
Ankara Sağlık Platformu basın açıklaması:
Bayram havasında kutlamıyoruz
*14 Mart Tıp Bayramını, biz sağlık çalışanları olarak ne
yazık ki bir bayram havasında kutlayamıyoruz.
*Bugün, beceriksiz ve dışa bağımlı hükümetlerin,
*Popülist, siyasi kadrolaşma ve rant peşindeki bakanlık
politikalarının sonucunda, toplum sağlığı ve sağlıklı
yaşama hakkı yok edilmiş,
*Koruyucu sağlık hizmetleri
çökertilmiş,
*Kamu sağlık hizmetlerine yıllardır hiç bir
yatırım yapılmamış ve hizmetlerin önü tıkanmaya
çalışılmış,
*Sağlık çalışanlarının toplum nezdindeki
saygınlıkları yıpratılmış,
*Pahalı tedavi ve teknolojik
israf yaygınlaşmış,
*Bölgeler arası sağlıkta eşitsizlik
ve dengesizlik artmış,
*Sağlık çalışanlarının ücretleri
sürekli gerilerken vardiyalı çalışma, sürtime gibi
keyfi uygulamalarla çalışma süreleri uzamış, çalışma
koşulları ağırlaşmış,
*Politik kadrolaşma, adam kayırma
gibi uygulamalar ayyuka çıkmış, bu politikalara
muhalefet edenler sürgüne gönderilmiştir.
Çözüm
*Bütün bu olumsuzluklara karşın üretenler için, bu ülke
için sorunların aşılması ve çözümü mümkündür ;
*Öncelikle örgütlenmenin önündeki engeller ve örgütlü
mücadele karşısındaki baskılar kaldırılmalıdır,
*Mutlaka sağlık çalışanları örgütleri ile birlikte karar
süreçlerine dahil edilmelidir,
*Sağlık hizmetlerinin finansmanı bütçe dışı alanlara
kaydırılmamalı, sağlık hizmetleri için yurttaşlardan ek
katkı payı, katılım vs. gibi ek ücretlendirmelerden
vazgeçilmeli, sağlığa bütçeden yeterli pay ayrılmalıdır,
*Sağlık çalışanlarının ücretleri artırılmalı, grevli
toplu sözleşmeli sendika hakkını içeren tam süre
çalışma uygulamasına geçilmelidir,
*Ülkedeki tıp ve sağlık eğitiminin niteliği artırılmalı,
yedek işsiz ordusu yaratmaya hizmet eden yetersiz
fakülteler kapatılmalıdır.
*Bizler sağlık çalışanları ve onların örgütleri olarak,
bu ülkedeki pek çok değerin üreticisi ve yaratıcısı
olarak, toplumun sağlığını ve mutluluğunu hedefleyen,
halka dönük bu politikalarımızın arkasında sonuna kadar
durmaya devam edeceğiz.
Mersin: Bütçe değil, vatandaşın cebi
Mersin'de Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Mersin Şubesi Devlet Hastanesi önünde 14 Mart Tıp Bayramı ile ilgili bir basın açıklaması yaptı.
SES Mersin Şube Başkanı Yılmaz Bozkurt yaptığı açıklamada,
*Döner sermeye işletmeleri ile ilgili yasayla; sağlık emekçilerine, insanca yaşayabilecekleri ücreti bütçeden değil, İMF politikaları ile sefalete sürüklenen vatandaşın cebinden almalarının dayatıldığını,
*Döner sermaye uygulamalarının yaygınlaştırılmasının sağlık hizmetlerine, toplum sağlığına bir ihanet olarak. nitelendirdi'.(GK/YÖ)