Mart-Nisan 2006 arasında İstanbul, Tekirdağ, Balıkesir, Bursa, Bilecik, İzmir, Denizli, Antalya, Kayseri, Adana, Eskişehir, Konya, Aksaray, Ankara, Zonguldak, Samsun, Rize, Erzurum, Kars, Van, Diyarbakır, Malatya ve Gaziantep'te toplam 1.846 kişiyle yüz yüze görüşülerek yapılan araştırmadaki en dikkat çekici sonuçlar şöyle:
- "Kızımın Müslüman olmayan biriyle evliliğine karşı çıkarım" (yüzde 61).
- "Uyuşturucu kullananı (yüzde 92), homoseksüelleri (yüzde 91), AIDS'lileri (88.5) komşu olarak istemiyorum."
- "Radikal uçlardaki ideolojik gruplara kamu düzenini bozmasalar da gösteri ve yürüyüş izni verilmemeli" (yüzde 47).
- "Turistler ülkemizin ahlakını bozuyor" (yüzde 42).
- "Ülkemize yerleşen yabancılar kültürümüze zarar veriyor" (yüzde 46).
Gerçek 'mesele' nedir?
Araştırmada, lise çağındaki kızlarla oğlanların aynı sınıfta okumasını doğru bulmayanların oranının yüzde 31; din derslerinin seçmeli ders olarak okutulmasını savunanların yüzde 50 olması da cevapların çeşitliliği konusunda önemli örnekler arasında yer alıyor.
Araştırmaya katılanların yüzde 65'i devlet memurlarının, yüzde 68'i öğrencilerin türban takabilmesi gerektiğini düşünüyor. Oysa, üç hafta önce yaptırdıkları bir araştırmayı kamuoyuna açıklayan Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin, "türbanı sorun eden yurttaşın oranı yüzde 1.5" demişti. Hatırladınız mı?
Doç. Dr. Çarkoğlu bu çelişkileri "geniş kitleyi hedefleyen araştırmalarda, halkın içinde bulunduğu çelişkinin yansıması çok doğal," sözleriyle yorumluyor.
" 'Vatandaşların yararlandığı hakların hepsinden gayrimüslim azınlık da yararlanmalıdır,' diyenlerin oranının yüzde 60 veya din eğitiminin seçmeli olması görüşünü savunanların yüzde 50 çıkması ise umut verici.".
Çarkoğlu, araştırmada "iki tarafın da kendi tarafına çekip kullanabileceği" verilerin yanı sıra ortaya çıkan sonuçlarla "sadece otoriter gelişmeleri vurgulama ve korku havası yaratma"nın da mümkün olduğunu söylüyor.
'Geç sirayet eder'
Araştırmalarının, 2002 yılı ile karşılaştırmalı sonuçlar içerdiğini belirten Dr. Çarkoğlu, şu anda doların yükseldiğini, aslında ekonomistlerin Türkiye'nin gidişatı açısından olumsuz görüşler savunduğunu, ama bu görüşlerin ve verili durumun, halkın hayatına hemen yansımadığını ifade etti.
"2002'de bu araştırmayı yaptığımızda ekonomik göstergeler şimdikinden daha iyiydi, ancak o zaman halk durumundan çok daha memnuniyetsizdi, şimdi de tam tersi bir durum olmasına rağmen umutlu olan insan sayısı daha fazla. Gerçekten kötüye gidiş olabilir, ama bu halkın hayatına geç sirayet ediyor."
Bu araştırmayı, Hürriyet "Halkın yüzde 9'u şeriatçı", Zaman "Halkın yüzde 68'i üniversitede başörtüsüne evet diyor",Yeni Şafak "Halkın yarıdan çoğu hükümetten memnun" gibi başlıklarıyla verdi.
Bu farklılıklara, Çarkoğlu'nun getirdiği yorum şöyle: "Hiçbir konu tek taraflı mesaj içermez, bu tür araştırmalara çok taraflı bakmak ve böyle sunmak sağlıksızlığı işaret etmiyor."
Kamuoyu hakkında bilinen en önemli gerçeklerden birinin, kamuoyunun pek çok konu hakkında bilgisizliği olduğunu vurgulayan Çarkoğlu, "Ama bu bilgisizlik, onları bir tavır almaktan, bir tercih yapmaktan alıkoymaz" dedi.
'Yurttaş çelişiktir'
Işık Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kalaycıoğlu da toplumun sağ eğilimlerinin ortada olduğu ve halkın tutarlık içinde olmasını beklemeyi doğru bulmuyor.
"Türkiye toplumunun kırdan geldiği için kendini büyük değişim içinde bulduğunu belirterek "toplum olarak ürktük ve hazırlıksız olduğumuzu düşünerek bu farklılıkları avantaj olarak görmek yerine hoşgörüsüzlüğümüzü artırdık."
Peki her şey neden bu kadar çelişkili? Prof. Dr. Kalaycıoğlu, bu çelişkileri normal karşıladığını söylerken, 1960'lada Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) yapılan bir araştırmayı hatırlatıyor.
"Yüzde 60'ı üniversite mezunu olan ABD toplumunda yapılan bu araştırmanın sonucuna göre, halkın yüzde 2'sinin çelişkisiz olduğu ortaya çıktı. Yüzde 10 üniversite mezunu olan Türkiye'de çelişkisiz insan oranı da ancak yüzde 0.5 çıkacaktır." (BU/BA)