Bloktan çıkar çıkmaz gördüm etrafta yüzleri gözleri boyanmış yurt sakinlerimizi. Bir ses bağırıyorlardı 'Happy Holiiiiiii'! Kahvaltıyı alıp oturmamla, sıradan ellerinde boyalarla geldiler ve rengarenk toz boyaları bir güzel yüzüme sürdüler.
Yanımda oturan Alman arkadaş kıyameti kopardı, "hayıııırrrr, bu tişörtümü çok seviyoruuuuuuum, ya çıkmazsa üstümdeeeeeeeeeeen!" Hintli arkadaşlar için bu çok kırıcı bir davranıştı ve fena halde keyifleri kaçtı. Oysa bugün onlar için eğlencenin, kendinden geçmenin günüydü!
Bir hafta boyunca çeşitli etkinliklerle kutlanan bayramın son gününde herkes sabah erkenden kalkıp bangh denilen kafa yapıcı içkileri içip kendinden geçerek, birbirini boyamaya başlamıştı.
Yurdun arkasındaki büyük alanın çok hareketli olacağını duyduk ve boyalarımızı alıp olay yerinde konuşlandık. Hakikaten de kafileler, gruplar halinde insan yağıyordu.
Prahlad'ın kurtuluşu
Holi'ye dair efsaneler muhtelif. Bir efsaneye göre, Holika ve abisi ateist kral Hiranyakasyapu bir olup kralın oğlu Prahlad'ı öldürmek isterler. Fakat Prahlad, Vishnu'ya inancı tam bir delikanlıdır, bunun için de Vishnu tarafından korunmaktadır.
Vishnu'nun koruyucu gücü Holika ve Hiranyakasyapu'nun tüm komplolarını boşa çıkarmaktadır. Sonunda Bramha'nın kutsadığı Holika, bu güçle Pralhad'ı alt edebileceğini düşünür. Oysa, tanrıların güçleri kötüye kullanılmamalıdır...
İkisi birden atlarlar ateşe, Holika kül olur ve Pralhad dipdiri çıkar ateşlerin içinden. Kimileri Holi'de Pralhad'ın kurtuluşunun kutlandığını söyler.
Krishna'nın gazabı
Bir diğer efsaneye göre ise Kansa, Putna isimli dişi bir şeytanı yeğeni Krishna'yı öldürmekle görevlendirir, hemşire kılığına giren Putna henüz küçücük bir bebek olan Krishna'yı bulup ona zehirli süt içirmeye kalkar.
Ancak bumerang döner gelir Ptna'yı vurur. Putna'nın bedeni Holi gecesi yakılır. Böylelikle Holi aynı zamanda bir ateş festivalidir.
Holi'yle birlikte yazın gelişinin de kutlandığını söyleyenler var. Tabi buralarda yazın gelişi kutlanacak bir şey mi onu pek bilemiyorum. Daha şimdiden 30- 33 dereceye gezinen havanın pek yakında 40 dereceyi bulup günün 24 saatinde etkili hale gelmesinin kutlanacak bir yanı varmış gibi gelmiyor.
Boyaya dikkat
Bir haftadır gazetelerde günde en az bir iki habere yer alıyor; gazeteler özellikle kullanılan boyalar konusunda okuru uyarıyor. Gazetelerde, Holi'de kullanılan boyalar genellikle oksitli metaller ya da motoryağı ile karıştırılmış endüstriyel boyalar içeriyormuş, o yüzden cilde çok zararlıymış, göze kaçarsa direk hastanelik olunurmuş, boya paketlerinde üretici firma adı yazmalıymış, adres, içerik, fiyat bilgileri olan, ne idüğü belli boyalar kullanılmalıymış gibi ortalama bir Hintlinin asla ve kata uymayacağı türden bilgiler yer alıyor.
Bütün bunları okuyup, kampüsümüzün alış veriş merkezine vardığımda, "bari" dedim, "motor yağlı boya almayayım, onun sapı bunun kökü boyası alayım".
Ne fark edecekse? Bunda da üretici firma adı yok, adres, içerik, hiçbir şey yok, yazmış üstüne, "doğal otlardan üretilmiştir", o kadar... Çok inandırıcı değil mi?
Hintli arkadaşlar bunlara para verdiğimi görünce çok güldüler. Hem benim boyalarım onlarınki kadar parlak olmadı, hem de bunları suyla karıştırmak lazımmış. Gerçi boyanmaktan boyamaya sıra gelmedi, sonunda gelen geçen öyle bir boyadı ki, ilk kez "beyaz" olduğum bile fark edilmiyordu artık.
Bir polisler "renksiz"
Bugün herkesi boyamak serbestti. Hocaların evlerine gidilip bir güzel onları boyayabiliyordunuz. Aynı şekilde hiç tanımadığınız insanların da bayramını kutlayıp yüzlerine bir iki boyalı parmak sürebiliyordunuz.
Politikacılar bile birbirlerinin yüzüne boyalar sürerken pozlar veriyordu medyaya. Bir tek okulun kapısında ilk defa gördüğüm pir u pak polisler Holi kutlamasına katılmıyordu anlaşılan.
Herkes kırmızılar, yeşiller, sarılar, pembeler içinde danslar ediyor, birbirini kovalıyor, kovalarla renkli sular döküyor, tam bir karnaval havası. Kutlamalar öğlende sona erdi.
Nitekim saat 12 gibi yurda döndüğümde olmuşlar dökülmeye başladı, o kadar boyayı temizlemeye Yamuna'mızın sıcak su rezervleri yeter mi sanıyorsunuz? Yıkadıkça yeşil, kırmızı sular aktı saçımızdan, üstümüzden. Sonunda bitap düşüp tüm öğleden sonra bir güzel uyuduk!
Böylelikle ilk defa bir Hindu bayramı kutladık, hem içimizi hem dışımızı boyayarak! (TS/NM)