“Hem Vurdunuz Hem Gaz Atıyorsunuz”

Okmeydanı Cemevi’nde cenaze beklerken polisin vurup öldürdüğü Uğur Kurt’la ilgili davanın İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesindeki bugün görülen duruşmasında da sanık polis Sezgin K.nın tutuklanması talebi yine reddedildi.

Duruşmayı izleyen, Af Örgütü’nden Ruhat Sena Akşener, duruşmadan şu notları aktardı:

“Tanık çok net biçimde polisin Kurt’u hedef gözeterek vurduğunu söylüyor, uyarı ateşi olmadan. Tanık beyanlarında son dönemde yaygın olarak gözlediğimiz polis şiddetinin ardından gaz bombası kullanımını duyuyoruz. Polisin gösterileri dağıtmakta ‘kullanabileceği’ yöntemler bellidir. Hedef gözetip vurmak, kasten öldürmek, biber gazıyla zehirlemek listede yoktur.”

“Kurt davasında da doktor tanık, vurulmadan sonra tıbbi müdahaleyi engellemek için polisin gaz bombası kullandığını sesi titreyerek anlatıyor.”

“Kurt’u öldüren polis bir yıldır serbest, tutuksuz yargılanıyor. Benzer hemen tüm polis şiddeti vakalarında gördüğümüz gibi… Tüm polis cinayetlerinde savunma ‘Yoğun baskı altında kendini koruma amaçlı’ hareket. Bu gerekçe olamaz, bahane olur; o zaman gereğini yaparsınız!”

Tanıklar anlattı

Bugünkü duruşmada olay günü sanık Sezgin K. ile aynı aracın içinde olan polis memuru Burak Aytekin tanık olarak dinlendi. “Olaylara müdahale ettikleri sırada aracın üzerinde bulunan mazgaldan içeri molotof kokteyli atıldığını” söyleyen Aytekin, “Aracın içi yanmaya başladı. Yangın tüpüne elimi uzattım ancak elim yandığı için kullanamadım” dedi.

Aracın içinden çıktıktan sonra arkada olan polis aracının arkasına koştuğunu anlatan tanık polis, “Bu sırada silah sesleri gelmeye başladı ve bulunduğumuz yere molotof atılmaya devam ediyordu. Ben bir iki dakika aracın arkasında kalmış oldum. Sanık, yanına gittiğimde havaya ateş ediyordu” şeklinde konuştu.

“Çocuk vuruldu”

Tanık olarak ifade veren çevre sakinlerinden Yusuf Gülen ise “Olay sırasında ‘shortland’ olarak adlandırılan polis aracını ve cemevinin görülebildiği bir noktadaydım. Sokaktan polis aracına doğru molotoflarlarla aracın ön tarafı alev aldı” dedi.

Aracın sağ kapısının açık olduğunu bu kapıyı siper eden birisinin cemevine doğru yönelttiği tabancası ile dört el ateş ettiğini aktaran Gülen, “Yapma” diye bağırıldığını duyduğunu söyledi. Bunun üzerine bu kişinin silahını havaya doğrultarak birkaç el daha ateş ettiğini ifade eden Gülen, “Çocuk vuruldu” denildiğini duyduğunu anlattı.

Gülen, cemevine gittiğinde Uğur Kurt’un bahçede yattığını, bu sırada polisin bahçeye gaz attığını söyledi. Kendisi ve çevredekilerin polise “Hem vurdunuz hem gaz atıyorsunuz” diye tepki gösterdiklerini söyleyen Gülen, bunun üzerine polisin gaz atmayı bırakıp ayrıldığını anlattı.

Doktor: Müdahale edemedim

Duruşmada daha sonra Uğur Kurt'un başsağlığı için gittiği Cemevi'ndeki cenazenin sahibi Hülya Hürmet Özcan tanık olarak ifade verdi.

Doktor olduğunu belirten Özcan, olay günü yaşananları şöyle anlattı:

“Biz 20-30 kişi Cemevi'nin bahçesinde oturuyorduk. Bu sırada yanıma önceden tanımadığım uzun boylu, güzel yüzlü birisi geldi. Bana içtenlikle başsağlığı diledi iki yanağımdan öptü. Ben içimden ne kadar iyi bir insan diye düşünürken silah sesleri duydum. Az önce bana başsağlığı dileyen çocuk vurulmuş yerde yatıyordu.”

Kurt'a müdahale etmeye çalıştığını ancak gelen gaz bombaları yüzünden içeri kaçmak zorunda kaldığını anlatan Özcan, "Ben 20 yıllık meslek hayatım boyunca ilk defa bir hastayı bırakıp kaçmak zorunda kaldım" dedi.

Mahkeme tanık beyanlarının ardından Kurt ailesinin taleplerini dinledi ancak sanık polisin tutuklanması talebini reddetti. Sonraki duruşma 1 Ekim 2015, saat 13:00'te görülecek. (AS)