* Fotoğraf: TTB
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve hekim milletvekilleri, hekimlerin gelirleri ve özlük haklarında düzenleme öngören yasa teklifinin Meclis içtüzüğü yok sayılarak geri çekilmesi ve iktidar tarafından belirsiz bir tarihe ötelenmesi ile ilgili bugün Meclis’te basın toplantısı düzenledi.
Toplantıya TTB Merkez Konseyi üyeleri ile CHP milletvekilleri Ali Fazıl Kasap, Ali Şeker, Candan Yüceer, Cihangir İslam, Murat Emir, Mustafa Adıgüzel, Servet Ünsal, Tekin Bingöl, Veli Ağbaba ve Yüksel Özkan; HDP milletvekilleri Ayşe Sürücü, Habip Eksik, Hüda Kaya, Ömer Faruk Gergerlioğlu, Sait Dede ve Züleyha Gülüm; İyi Parti Milletvekili Arslan Kabukçuoğlu katıldı.
“İstifaya ve yurtdışına yöneldiler”
Basın toplantısında ilk sözü CHP İstanbul Milletvekili Dr. Ali Şeker aldı. Sağlık çalışanlarının gelirlerinde ve özlük haklarında iyileştirme sözü verilmesine ve yasal bir düzenleme de hazırlanmasına karşın geri adım atılmasına tepki gösteren Şeker, haklarını alamayan sağlık emekçilerinin istifa etmeye ve yurtdışında çalışmaya yöneldiğini belirtti.
Açlık sınırı ya da ciro baskısı
TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı da kamudaki hekimlerin açlık sınırına dayanan ücretlerle, özeldeki hekimlerin ise ciro baskısıyla çalışmaya zorlandığını ifade etti.
Bu çalışma koşulları sonucunda TTB’den yurtdışına gitmek için iyi hal belgesi alan hekim sayısının 59’dan 1405’e yükseldiğini kaydetti.
“İşte biz bu nedenle haklarımız için mücadele ediyoruz. Biliyoruz ki alanda çalışan meslektaşlarımız, çalışma arkadaşlarımız aciller dışında sağlık sistemini durdurmaya hazır. Biz siyasi otoritenin bu çığlığı duyarak hızla düzenleme yapması gerektiğini söylüyoruz.”
“Hatalı sağlık politikaları ölümlere sebep oldu”
TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Çiğdem Arslan da basın açıklamasını okudu:
“Pandemide giderek artan iş yükü karşısında, emeklerinin karşılığının verilmesi çabası bir yana; iktidar daha da kötüleşen çalışma koşullarıyla hekimlere teşekkür(!) etmiştir.
“COVID-19 meslek hastalığı sayılsın ve yasaya bağlansın talebimiz “illiyet” bağı aranarak yok sayılmış, bizden kanıtlamamız istenmiş, bu bile bizlere fazla görülmüştür.
“Pandemi sürecinde hatalı sağlık politikaları rutin sağlık hizmetlerini de tıkamış; fazladan ölümlere sebep olmuştur. Türkiye İstatistik Kurumu fazladan ölümlerle ilgili bilgileri hâlâ yayımlamamıştır.
“Tıkanan sağlık hizmetlerinde toplum, karşısında muhatap bulamamaktadır. Toplumun her alanı gibi sağlığa da yansıtılan şiddet dili; tıkanan sağlık hizmetleriyle birlikte sağlıkta şiddeti de körüklemiştir.
“Başlatmış olduğumuz “Emek Bizim Söz Bizim” eylem sürecimizde TTB’ye 435 gündür randevu vermeyen Sağlık Bakanlığı ve iktidar daha fazla sessiz kalamamış TBMM’ye bir yasa tasarısı getirmiştir. Getirdikleri gibi hızla geri çektikleri yasa tasarısı hakkında Sağlık Bakanı hekimlere hâlâ bir cümle dahi açıklama yapmamıştır.” (AS)