Hekimler, LGBTİ’lerin özgür yurttaşlar olarak yaşamın her alanında bulunmalarını savunmak ve yaşadıkları sorunlara dikkat çekmek üzere bugün İstanbul Tabip Odası Cağaloğlu binasında basın açıklaması yaptılar.
İlk defa basın açıklamalarında LGBTİ haklarına yer veren İstanbul Tabipler Odası, LGBTİ’lerin ağlık alanında maruz kaldıkları ayrımcılıktan, yaşam haklarının ellerinden alındığından ve son zamanlarda artan nefret söylemlerinden bahsettiler.
Basın toplantısında odanın İnsan Hakları Komisyonu’ndan Dr. Ardıl Bayram Şahin, Pratisyen Hekimlik Derneği’nden Dr. Eriş Özkan ve İstanbul Tabipler Odası Yönetim Kurulu üyesi Dr. İncilay Erdoğan yer aldı.
Basın açıklamasını okuyan Dr. İncilay Erdoğan, ulus devlet tahakkümünün sağlık sektöründe de hüküm sürdüğünü vurgularken, Türkiye’de bireyi özne olarak alan bir sağlık anlayışının olmadığından bahsetti:
“Tek dil, tek din, heteroseksüel, ataerkil bir devlet anlayışında sağlık hizmetleri de bu doğrultuda yürütülmeye çalışılıyor. Bireyi özne olarak alan, özgür bir sağlık anlayışı yok. Sağlık Bakanlığı’nın sağlık alanında ulus-devletin tektipleştirici politikalarından kurtulması gerekir. Bu sayede LGBTİ’ler özgürce yaşam haklarını, sağlık haklarını kullanabilirler.
“Son dönemde LGBTİ bireylere yönelik nefret söylemleri ve sokaklarda bunların afişe edilerek direkt hedef gösterilmesi, Onur Yürüyüşü’ne yapılan saldırılardan ve en son Kırmızı Şemsiye Derneği’nden Kemal Ördeğe yapılan saldırılardan dolayı, arkadaşlarımızın sahip çıktığımızı, yaşam haklarını savunduğumuzu ve yanlarında olduğumuzu söylemek için burada toplandık.”
Dr. Eriş Özkan ise “Biz LGBTİ bireylerine artan nefret söylemlerini diğer toplum bireylerinden farklılaştırmıyoruz ama şu an sınıfsal anlamda iktidarın en zayıf gördüğü kesim olduğu için iktidar bunun üzerinden bir politika yürütmeye çalışıyor. LGBTİ bireylere yapılan nefret söylemleri aynı zamanda bize yönelik yapılmıştır” dedi.
“Hayatın griliğine inat gökkuşağının renkleri”
İnsan Hakları Komisyonundan Dr. Ardıl Bayram Şahin 13. Onur Yürüyüşü’ne yönelik polis saldırısını değerlendirdi:
“Onur Yürüyüşü 13 yıldır kitleselleşerek devam ediyordu ama bu yıl ilk defa plastik mermilerin, gaz bombalarının kullanıldığı bir saldırı oldu. Eşcinsellerin katli vaciptir, deyip afişlerin Ankara sokaklarında asılması, Kırmızı Şemsiye Derneği’nden Kemal Ördek ’in maruz kaldığı tecavüz ve hak arayışında yaşadıkları bizi bu açıklamaya itti.
“Çünkü biz biliyoruz ki LGBTİ bireyler hayatın her alanında baskı altındalar ve ayrımcılıkla karşı karşıyalar. Bu aileden başlayarak eğitim sisteminde, sağlığa erişimde aynı şekilde devam ediyor.
“LGBTİ bireyler, sağlık için hastaneye başvurduklarında kendi cinsel yönelimlerine özgü muayene olamıyor. Trans bireyler ise hastanelerde cinsel kimliklerinden dolayı maruz kaldıkları ayrımcılıklar sebebiyle sağlık haklarından faydalanamıyorlar. Biz bu noktada gökkuşağının tüm renklerine sahip çıkıyoruz hayatın griliğine inat gökkuşağının renklerini savunuyoruz.
“Son yürüyüşe yapılan saldırının sadece cinsel yönelim ve kimlik üzerinden bir saldırı olmaktan ziyade farklı bir hak arayışı, farklı bir kuşağın meydana çıktığını gören devlet tarafından yapılan bir baskı.” (DŞ/SY/ÇT)