* Fotoğraf: Filiz Kerestecioğlu, Twitter
Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
“Gözaltındaki arkadaşlarımızın tek suçu demokratik siyaset yapmalarıdır. Asıl gözaltında olması, yargı önüne çıkarılması gerekenler HDP’liler değildir. Gözaltında olması gerekenler; Roboski’nin, 5 Haziran’ın, Suruç ve Ankara katliamının, Soma’nın, Çorlu’nun, Sakarya’nın, Afyon’un, helikopterli işkencenin, yolsuzlukların, hırsızlıkların, nefret suçlarının sorumluları ve failleridir.”
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) 27. Dönem 4. Yasama Yılı Genel Kurul’daki törenle bugün başladı.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar ile milletvekilleri Meclis’te yaptıkları basın açıklamasında son dönemlerdeki operasyonlar nedeniyle törene katılmayacaklarını açıkladı. Milletvekilleri açıklamanın ardından Meclis bahçesinde oturma eylemi yaptı.
“Operasyonlar hukuki değil, siyasidir”
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Meclis’teki basın açıklamasında, “Van’da helikopterli işkenceye maruz kalan Servet Turgut dün hayatını kaybetti. Bu insanlık dışı işkenceyi yapanları, sorumluları ve onları koruyanları kınıyorum. Elbette bu işkencenin üzerini örtemeyecekler! Faillerin ve sorumluların yargı önüne çıkartılması için HDP olarak elimizden gelen çabayı göstereceğiz” dedi.
“Partimize yönelik siyasi intikam operasyonunun 7’nci günündeyiz. Arkadaşlarımız bir haftadır haksız ve hukuksuz bir biçimde keyfi gözaltı işkencesi altında tutulmaya devam ediyor.
“Sabah yine güne operasyonla başladık. Kars Belediye Eş Başkanımız Şevin Alaca, il genel ve belediye meclis üyelerimiz, İl Eş Başkanımız Cengiz Anlı ve parti yöneticilerimiz ile gazetecilerin de aralarında bulunduğu çok sayıda kişi bu sabah gözaltına alındı.
“Bu operasyonlar hukuki değil, siyasidir. AKP-MHP iktidarının siyasi ajandasına göre yürütülen siyasi darbe operasyonudur. 4 Kasım 2016’da Eş Genel Başkanlarımız ve milletvekili arkadaşlarımızın tutuklandığı siyasi darbe operasyonunun, 19 Kasım 2019’da halk iradesini hiçe sayan kayyım darbesinin devamı olan bir operasyonla karşı karşıyayız.
“7 Haziran’dan 23 Haziran’a genel seçimlerde 400’ü bulamayan, yerel seçimlerde belediyelerini bir bir kaybeden iktidar, bunun siyasi intikamını HDP’den almaya çalışmaktadır!
“Demokratik siyaset zeminini ortadan kaldırmak, demokratik siyaset yürütenleri, demokratik örgütlülükleri tasfiye etmek istiyorlar. Demokrasiyi çökertme planı uyguluyorlar.
“Hedefleri; HDP’siz Türkiye, HDP’siz siyaset, demokrasinin ve hukukun ortadan kaldırıldığı bir ülke ve biat eden, sindirilmiş, korkutulmuş bir toplum yaratmaktır.
“Tek bir yöneticisi ve üyesi de kalsa HDP fikriyatı bu ülkede mutlaka başarıya ulaşacak ve demokrasi içerisinde yaşam bulacaktır. Ne yaparsanız yapın HDP’yi susturamayacaksınız. Biz, tüm baskı ve engellemelere rağmen demokratik siyaset zemininde kalmaya ve demokratik mücadeleyi kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz.”
“Çağrımız bütün demokrasi güçlerine”
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar da şunları söyledi:
“Bu saldırıların iki boyutu vardır. Biri bütün Türkiye’de demokrasi talebine ve muhalefet güçlerine yönelik boyuttur. Evet bize yapılan operasyon her şeyden önce Türkiye’de demokrasi mücadelesine ve toplumsal muhalefete saldırıdır. Bunun için bu operasyona siyasi darbe adını veriyoruz.
“Siyasi darbe bu operasyonla başlamadı elbette. 5 yıldır devam eden büyük bir planın en keskin virajlarından biridir. Siyasi darbe operasyonun hedefi istedikleri rejimi dikensiz gül bahçesi bir ülkede muhalefetsiz bir toplumda yerleştirmektir. İşte biz mücadelemizde buna engel oluyoruz, engel olduğumuzda bize sürekli saldırıyorlar.
“Bu operasyonun bir diğer hedefi, Kürt halkının iradesidir. HDP’nin şahsında Kürt halkının iradesine, haysiyetine yönelik bir saldırı girişimi vardır. Kürt halkını siyasi temsilcilerine siyaseten yargı eliyle yöneltilen siyasi tenkil operasyonu aynı zamanda ırkçı saldırılar cezasız bırakılarak derinleştiriliyor. İşkencenin en vahşi yöntemleri kullanılarak yaygınlaştırılıyor. Bütün bunlar siyasi tenkilin diğer ayaklarını oluşturmaktadır.”
“Şimdi, bize düşen, Türkiye’nin demokrasi güçleri, Türkiye’deki siyasal muhalefete düşen görev, iktidarın yaklaşan görev iktidarın yaklaşan sonunu hep birlikte ilk seçimlerde tescil etmek.”
“Çağrımız bütün demokrasi güçlerinedir. Mücadeleyi hep birlikte büyütelim, siyasal muhalefete de sorumluluklarını hep birlikte her seferinde yeniden hatırlatalım.” (AS)