Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili İdris Baluken ve İstanbul Milletvekili Garo Paylan, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in 2007’de suikast sonucu öldürülmesiyle ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) araştırması açılması için önerge verdi.
"Etkin soruşturma yürütülmedi"
Dink cinayeti davasında soruşturma etkin bir şekilde yürütülmediği için cinayetin dokuz yıldır aydınlatılamadığı vurgulanan önergede “Adaletin yerine getirilmesi ve bu cinayetin derin bağlantıları ile beraber araştırılması amacıyla Anayasa’nın 98’inci, İç Tüzüğün 104’üncü ve 105. maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılması” istendi.
“Hrant Dink’in cinayetinde rol alan derin ilişkilerin üstüne gidilmemesi, ölümünden önce kendisini hedef gösteren basın yayın kuruluşlarının bu cinayetteki rolü, Hrant Dink’in katledilmesinde ihmal ve kasıtlı uygulamaları olan ve haklarında soruşturma açılan kamu görevlilerinin görevlerine halen devam etmesi ve Hrant Dink’in öldürülmesinden sonraki süreçte adaletin tesisinde yaşanan sorunlar Türkiye toplumunun vicdanında derin bir yara açmıştır” denilen önergede şu ifadeler yer aldı:
“Hrant Dink, tarihsel gerçekliklerle yüzleşmeyi, mazlumluk siyasetinin eşit yaşam talebine evrilmesi gerektiğini, birlikte ve barış içerisinde yaşamanın önemini anlatmaya çalıştı. Hrant Dink, öldürüldüğü günden bu yana birçok kesim tarafından sahiplenildi. Bu sahiplenme ve adalet çağrısına karşılık Hrant Dink’i öldürenlerle ilgili adaletin tecelli ettirilmesi yerine adaletsizliği derinleştirecek durumlar ortaya çıktı. Deliller yok edildi, etkin soruşturma yürütülmedi, Hrant Dink cinayetinde ihmal ve kasıtlı uygulamaları olan kamu görevlileri ya terfi ettirildi ya da görevlerine devam etti.
"Savcının soruşturmadan alınması endişe verici"
“Kamu görevlilerinin bütünleşik sorumluluklarını büyük oranda ortaya koyan, iddianameyi düzenleyen ve kamu görevlileri davasını açan savcının 11 Ocak 2016 tarihinde görevden alınması ise Hrant Dink cinayet davasının aydınlatılması yönündeki kaygıları artırmıştır.”
“Derin devletin ideolojik anlayışının güncel uygulaması olarak Hrant Dink’in öldürülmesi, devleti temsil eden resmi görevli kişilerin içinde bulunduğu, tetikçilerin ideolojik aygıtlarla yönetildiği, cinayetin işlenmesinde aracıların bulunduğu planlı bir suikasti açıkça göstermektedir” denilen açıklamada adli ve idari makamların soruşturmaları sonuç alıcı ve etkin bir şekilde yürütmediği vurgulandı.
Dink’in öldürülmeden hemen önce yaşadığı binaya Trabzon Jandarma İstihbaratında görevli iki kişinin girdiği ve jandarmaya ait telefonların sinyallerinin de bu muhitten alındığı tespit edildiğinin hatırlatıldığı önergede “Tüm tekil ve genel gerçeklikleri açıkta olan bu böylesi ilişkileri içinde barındıran bir cinayetle ilgili örgütlü suçu açığa çıkaracak şekilde işletilmeyen süreç, cinayette dahli bulunan devlet yetkililerin açığa çıkarılmaması, derin devlet bağlantılarının belirlenmemesi toplumsal vicdanı yaralamakta ve infiale neden olmaktadır. Bu nedenle TBMM’nin irade göstermesi gerekmektedir” dendi.
Ne olmuştu?
Dink cinayetine ilişkin ana dava Yargıtay’ın bozmasının ardından 2013’te yeniden görülmeye başlandı. Devam eden ana davanın yanı sıra Trabzon’da dönemin Trabzon Jandarma Komutanı Albay Ali Öz ve sekiz Trabzon jandarma hakkında iki dava devam ediyor.
Ayrıca, İstanbul’da Dink cinayetinde kamu görevlilerinin sorumluluğuna ilişkin soruşturma devam ediyordu.
2014’ün Aralık ayında soruşturmada görevlendirilen Savcı Gökalp Kökçü dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, EGM İstihbarat Dairesi eski Başkanı Sabri Uzun, Trabzon İl Emniyeti eski Müdürü Reşat Altay ve Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Engin Dinç’in de aralarında bulunduğu 26 kamu görevlisi hakkında iddianame düzenlemiş, düzenlenen iddianame iki kere Başsavcılık tarafından savcıya iade edilmiş, üçüncü de ise kabul edilmişti. Savcı Kökçü bu hafta başında soruşturmadan alınmıştı.
Dink öldürüldüğü gün cinayet mahallinde bazı jandarma görevlilerinin olduğuna ilişkin soruşturma ise devam ediyor. (EA)