Kobanî davasının 39. duruşma periyodunun 2. oturumu, Sincan Cezaevi Kampüsündeki Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
TIKLAYIN-Adalet, siyaset ve hukuk: Kobani Davası
Davada, Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ile Selahattin Demirtaş, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, HDP Onursal Başkanı Ertuğrul Kürkçü ve HDP MYK üyelerinin de aralarında bulunduğu 108 kişi yargılanıyor.
3 bin 530 sayfa ve 324 klasörden oluşan iddianamede 108 siyasetçi için “Devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozma” ile 37 kez “insan öldürme” başta olmak üzere pek çok suçtan ceza isteniyor.
TIKLAYIN - “Mahkeme, iktidarın çizdiği sınırdan çıkamıyor”
TIKLAYIN - “Kobanî davasında mahkeme, kendi yarattığı hukuku uyguluyor”
“Hegemonya el değiştiriyor”
MA’nın haberine göre, tutuklu yargılanan siyasetçi Bülent Parmaksız bugünkü duruşmada beyanına devam etti.
Dünyada hegemonya değişiminin yaşandığını söyleyen Parmaksız, uluslararası ticaretin yüzde 80’inden fazlası dolar ile yapıldığını, daha önceki yıllarda ticarette kullanılan para biriminde ikinci sıradaki Euro’nun yaşanan hegemonik değişimden dolayı, Çin para birimi Yuan'ın gerisine düşerek üçüncü sırada yer aldığını söyledi:
“Hegemonya el değiştiriyor. Her hegemonya değişimi kanlı olur. İspanyollardan Fransızlara, İngilizlere, İngilizlerden Amerikalılara el değişti. Bu değişim olunca; aktör değişimleri de olur.
Şimdi iç barışını sağlayamamış olan bir ülke olan Türkiye var. Dolayısı ile kırılgan ve riskli bir yerdeyiz. Beş yıl sonrasını ben kestiremiyorum. Bakın Gazze saldırısı sonrası Kürt sorunu daha farklı şekilde gündeme gelecek. O gemiler boşuna gelmiyor. Haritaların değişeceği anlatılıyor. Durum gayet ciddi.
Bu anlamda bir uyarı yapmayı kendi adıma sorumluluk olarak hissediyorum. Gelecekte Kürt tarihi yazıldığında, Kürtler şöyle yazmasın istiyorum, ‘Devlet bize kötü davrandı, Türk halkı da bize kötü davranarak sahip çıkmadı.’ Bu yazılmasın diye Türk halkına sesleniyorum. Ben savunmamı burada Türk halkına seslenerek, Türk devletine seslenerek yapıyorum. Esas muhatabım onlardır.”
Kürt sorunu neden çözülemedi?
Türk halkı ile Türk yetkililerinin Kürt sorununu çözememesinin altında üç etken olduğunu ifade eden Parmaksız, bunlardan birinin Türk kibri, ikincisinin kendisine olan güvensizlik, üçüncüsünün ise tekelci güçlerin çıkarına ters düştüğü gibi nedenlerden kaynaklandığını söyledi:
“Şimdi burada Türk yetkililerine şunu soruyorum, Kürtleri tazyik altında tutarak mı yürüyeceksiniz yoksa başka şekilde mi? Bakın Türk yetkililer, ‘biz kocaman bir imparatoruz. Kürtler de kim. Onlar dağlı’ diye yaklaşıyor. Kürtleri hakir görme anlayışı. Çözümsüzlüğün ikinci nedeni de bana göre güvensizlikleri. Türk yetkilileri ve Türk halkı kendine güvenmiyor bu konuda.”
“Kürtlerin birlikte yaşama istediğini egemenler de biliyor”
Bülent Parmaksız, HDP fikriyatının Türkler ile Kürtlerin ittifakı olduğunu söyleyerek, devletin bu durumdan rahatsız olduğunu kaydetti:
“HDP’nin arkasında bir fikriyat var. Kürt siyasetinin anlayışını kavrayamazsanız, gerçekliği kavrayamazsınız. Bunu yapamazsanız, yönetemezsiniz. Yönetmek için gerçekliği kavrayacaksınız.
Kürtler ‘birlikte yaşamak istiyoruz’ dediler. Kürtlerin birlikte yaşama istediğini egemenler de çok iyi biliyor. HDP bu birlikte yaşama stratejisi üzerine kuruldu. HDP bir sonuçtur, bir türevdir ve gökten gelmedi.
HDP fikriyatında birlikte yaşama fikri var. Bu durum Türk egemenlerini rahatsız etti. Çünkü Kürtler HDP ile güçlendiler. Biz sosyalist Türkler de HDP ile birlikte kendimizi Meclis’te daha fazla yansıtabildik ve sürecin parçası haline geldik. İki halkın da çıkarına olan, çalışanların çıkarına olan bir şeydir.
HDP Kürtlere güven verdiği için, belli bir siyasal güce eriştiği için ve Kürtlerin pazarlık gücünü arttırdığı için devleti rahatsız etti.” (AS)