Fotoğraf: HDP
Haberin Kürtçesi için tıklayın
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Meral Danış-Beştaş Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Diyarbakır ziyaretini değerlendirdi.
Mitingi “bir turizm faaliyeti” olarak değerlendiren Danış-Beştaş, şunları söyledi:
“Öğrencilere, memurlara zorunlu tutuldu”
“Öncesinde mesajlarla gece yarısı 2-3’te öğrencilere, memurlara zorunlu tutulan bir mitingden söz ediyoruz. Her plakadan, Sivas'tan Konya'ya Trabzon'a birçok otobüs ve minibüs Diyarbakır’a taşındı. Dün Diyarbakır mitinginde Diyarbakırlılar sayılamayacak kadar azdı. Ben uzun yıllar Diyarbakır’da yaşayan biri olarak bunu çok iyi biliyorum, telefonda da bunu öğrendik.
“İyi bir turizm faaliyeti de oldu, esnaflar belki bundan faydalanmıştır. Erdoğan'ın Diyarbakır mitingleri artık psikolojik işkenceye dönüştü. Gelen mesajlarda fotoğraf çekmenin ve bunun ispatlanması mecburiyeti de aldığımız duyumlar arasında.
“Kafatasçı bir anlayışla ırkçılık ilan etti”
“Çelebi kendi partisine katılırken bütün Türkiye kadınlarına, Kürt toplumuna çocuk yapmak üzerinden kafatasçı bir anlayışla ırkçılık ilan edildi, iki gün sonra Diyarbakır’a gidip aşk ilan ediyor. Yani bu tezatı ifade etmeye gerek yok. Kürt düşmanı olduğunu da itiraf etti.
“Diyarbakır'da öyle hakaretler etti ki, partimize önceki dönem eş genel başkanına, mevcut eş genel başkanımıza öyle sözler etti ki bu bir itirafa dönüştü. Farkında mı bilmiyorum ama yaptıklarının anlamını, yorum yapılamayacak kadar ciddi bir panik içindeler.
“Diyarbakırlıların bunlara karnı tok”
“Diyarbakır cezaevinin kapatılması müjdesi verildi. Diyarbakır 5 No'lu Cezaevi akıl almaz işkencelerle nam salan, insanların katledildiği, işkencelerin olduğu cezaevini kapatalım dediler, kapattılar seramoni de yaptılar. Orada herhalde dün bütün bakanlar vardı.
“Diyarbakır 5 No'lu Cezaevi kapatılınca Türkiye’de işkence mi bitti, hayır. Türkiye’nin her yerini cezaevini yaptılar. Şu anda 10 binlerce Kürt Türkiye’nin her yerinde cezaevinde tutuluyor. Trabzon’dan Giresun’a, Giresun’dan Şakran’a, Tarsus’a, Kürkçüler’e. Bu yeni bir politika olarak yaşama geçiriliyor.
“Kürtler yine cezaevinde, yine işkence görüyor. Kürtler bu işkencelere karşı büyük bir direniş de gösteriyor. Açıkçası Türkiye’nin yarı açık ya da yarı kapalı cezaevi olduğunu söylemek yeni bir tespit olmayacak. Ama cumhuriyet tarihinin en sistematik ihlal dönemindeyiz. İşkence sistematik bir şekilde devam ettiriliyor.
“Son birkaç ayda 62 cenaze çıktı cezaevlerinden. Diyarbakırlıların bunlara karnı tok, boş lafları ciddiye almazlar. Sadece Diyarbakır'da büyük bir cezaevi kampüsü var. Ben hem avukat hem de milletvekili olarak ziyarete gittiğimde uçsuz bucaksız bir alan, A tipinden alfabenin birçok harfinde tipler var, bu da yetmiyor güvenlikli, bu da yetmiyor kadın cezaevi.
“Cezaevi kapatılınca zihniyet bitti mi?”
“Diyarbakır’da 5-6 km ötede binlerce insanın yattığı cezaevi hala duruyor, hala Kürtler kendi kimliklerini korudukları için hak talep ettikleri için bu iktidar tarafından baskı altına alınıyor cezaevine alınıyor. Diyarbakır’da bu cezaevi kapatılınca zihniyet bitti mi?
“Diyarbakır cezaevinde işkence yapan zihniyet bugün sistematik bir şekilde devam ediyor. 12 Eylül’de bir anda yüzbinlerce insan alındı, yargılamalar yapıldı ama burada AKP - MHP iktidarıyla sistematik ve devam eden bir Diyarbakır 5 No'lu Cezaevi zihniyeti devam ediyor. Bu müzede ne yapacaklar? Bu vahşet hala güncel iken, işkence devam ediyorken insanların cenazeleri cezaevinden çıkarken bu müzede ne sergilenecek, Esat Oktay'ın fotoğrafı mı yoksa köpeği Co’nun yaptıkları mı sergilenecek? Ne sergilenecek?
“Onların adı bile yasaklanmış Kemal Pir’in adını andığınızda saldırıya geçiyorlar. Ya da Mazlum Doğan'ın Newroz bayramına karşı duruşunu tartışılır hale getirmek istiyorlar. Bu müzede ne olacak, hakikatle yüzleşebilecek mi, gerçekler ortaya çıkarılacak mı o sayfa kapanacak mı?
“Demirtaş ve Sancar’a hakaret etti”
“Çokça hakaret etti. En önemlilerinden biri neydi Demirtaş’a ve mevcut Eş Genel Başkanımız Sayın Sancar’a. Yani ne diyeyim kafatasçı zihniyetin dile dökülmüş hali. Yani aşktan söz ediyor. Ya siz kim aşk kim?
“İhale aşkı derseniz anlarız, yurtdışına gönderdiğiniz paralara duyduğunuz aşk deseniz anlarız. Bavullara doldurduğunuz dolarlara duyduğunuz aşk olsa anlarız, 5’li çetelere duyduğunuz aşk tabii ki konuşulabilir. Ama nasıl bir ırk ataması yapıyor. Hakikaten bunu tartışmayı bile zul kabul ediyoruz.
“Demirtaş’ı Kürt olduğu, muhalif olduğu, Kürt meselesinin demokratik çözümünü savunduğu için yargılıyor. 4 Kasım 2016'dan beri rehin tutuyor ve hala onun üzerinden siyaset yapmaya devam ediyor. Allah akıl fikir versin. Diyarbakırlıları Diyarbakır'da yaşayan, büyüyen, mesleğini yapan Demirtaş'ı anlatmak için Diyarbakırlıları toplamış. Tabii orada Diyarbakırlı varsa.
“İktidarın MHP’lileştiğini Diyarbakı gördü”
“Biz Erdoğan’ın yeterince Türk mü Laz mı başka bir kimlikte olup olmadığını tartışmıyoruz, tartışmayacağız, bize bunu tartıştıramayacaklar. Ama yeterli miktarda insanlık az bir çabayla mümkün.
“Diyarbakırlıların sorunları tabii ki konuşulmadı. İktidarın ne kadar MHP’lileştiği ne kadar sanal siyaset yürüttükleri bir kez daha ilan edildi. Korkulu rüyası haline gelen Emek ve Özgürlük İttifakına hakaret etmek için özel uçakla Diyarbakır'a gitti. Ama halk bunu not etti. Buna en iyi cevabı en yakında, ilk seçimlerde zaten verecek.” (AS)