Click here to read the article in English / Haberin İngilizcesi için buraya tıklayın
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkan Yardımcısı Nazmi Gür, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’la ilgili Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun “HDP Eş Genel Başkanı'nın Rusya'da, 'Türkiye'nin Rus uçağını düşürmesi yanlıştı' demesi tam bir rezalet ve tam bir ihanettir” şeklindeki ifadelerinin kabul edilemez olduğunu söyledi.
Demirtaş, Nazmi Gür, DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek ve Moskova'da temsilcilik açılışı çalışmalarında bulunan temsilcilerden oluşan heyetle dün Rusya'nın başkenti Moskova'ya gitmiş ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile görüşmüştü.
DEMİRTAŞ VE LAVROV'DAN GÖRÜŞME ÖNCESİ AÇIKLAMA
Davutoğlu ne dedi?
Davutoğlu, bugün yaptığı açıklamada şöyle dedi:
"HDP Eş Genel Başkanı'nın Rusya'da, 'Türkiye'nin Rus uçağını düşürmesi yanlıştı' demesi tam bir rezalet ve tam bir ihanettir. Böyle bir süreçte Rus uçakları masum Türkmenleri, masum Arapları, masum Kürtleri Azez'de, Halep'te, İdlip'te, Bayırbucak'ta bombalarken koşa koşa Rusya'ya gidip destek bildirmek açık bir şekilde bu millete ihanet etmektir. Bu açık bir aymazlıktır."
"Hata olduğunu hep söyledik"
Nazmi Gür yaptığı yazılı açıklamada diplomatik görüşmelerde herhangi bir pazarlık ya da Türkiye halklarını zan altında bırakacak bir tutum içinde olunmadığını belirtti.
"AKP Hükümeti'nin halihazırda Rusya Hükümeti ile temaslarını sürdürmesi "ihanet" olarak algılanmazken, HDP'nin Rusya Hükümeti ile görüşmesinin ihanet olarak görülmesi, en hafif deyimiyle tutarsızlıktır. Rusya savaş uçağının düşürülmesinin hata olduğunu uçağın düşürüldüğü günden bu yana açık bir şekilde ifade ediyor olmamıza rağmen, Moskova'da bu ifadeyi tekrar kullanmamızın Başbakan Davutoğlu tarafından yeni bir durummuş gibi yansıtılması, HDP'nin istikrar ve barış odaklı diplomatik faaliyetlerine olan tahammülsüzlüğün en açık göstergesi.
"HDP barış odaklı tutum sergilemeli"
"AKP Hükümeti’nin sebep olduğu uluslararası krizler nedeniyle komşu halklar arasında meydana gelebilecek sürtüşmeler karşısında, HDP'nin bu tehlikeli gidişata karşı istikrar ve barış odaklı tutumunu sergileme sorumluluğu doğmaktadır. HDP'nin gerilimi düşürecek imkanların oluşturulması yönünde sarf ettiği çabaların boşa çıkarılmaya çalışılmasını üzülerek takip ediyoruz.
"Dış politika kanallarının tamamının AKP Hükümeti'nin tekelinde olması gibi bir siyasi ve idari yapılanmanın yaratabileceği risklerin ne kadar büyük olduğunu yakın geçmişteki tecrübelerden anlaşıldığı kanısındayız.
"Türkiye halklarının özgürce ve komşularıyla barış içerisinde yaşayabileceği bir geleceği inşa etmek için yurt içinde ve dışında tüm gücümüzle çalışmaya devam edeceğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz." (NV)