Halkların Demokratik Partisi (HDP) Dış İlişkilerden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı, Diyarbakır Milletvekili Hişyar Özsoy, ABD’li Rahip Andrew Craig Brunson ile ilgili verilen karara dair açıklama yaptı.
Brunson, “örgüt adına suç işlemek” ve “casusluk” suçlamalarıyla ev hapsinde tutuluyordu. Cuma günkü dördüncü duruşmada İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi, Brunson'a 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası verdi. Aldığı ceza, hapishanede yattığı günlere sayıldı. Hakkındaki ev hapsi ve yurt dışı çıkış yasağı da kaldırıldı. Brunson ABD’ye döndü.
Özsoy, “ABD ile ilişkilerde gerginliğe neden olan Rahip Brunson’ın tutuklanması gibi yurtdışı yasağının kaldırılarak serbest bırakılması da tamamıyla siyasi bir karardır” dedi.
“Yargı diye bir kurum kalmadı”
Hişyar Özsoy’un yazılı açıklaması özetle şöyle etti:
“Bu karar, ABD’nin Türkiye hükümetine karşı takındığı sert tutum ve yaptırımların bir neticesidir.
“Brunson kararı hem küresel güçlerin hem de hükümetin yargı üzerindeki doğrudan etkisini bir kez daha gözler önüne serdi.
“Buradaki asıl mesele Brunson’ın haklı veya haksız bir şekilde tutuklanması veya serbest bırakılması değil, hükümet ile uluslararası güç odaklarının yargı sistemini istedikleri şekilde yönlendirmesi, ellerinde oyuncak etmesidir.
“Bağımsız yargıyı bir köşeye bırakın, ortada yargı diye bir kurum kalmadı.”
“Rehine pazarlığı ve şantaj siyaseti”
“Son dönemde Türk dış politikasının önemli bir enstrümanı haline gelen ‘rehine pazarlığı’ ve ‘şantaj siyaseti’ ile evrensel hukuk ilkeleri ile hukuk devleti defalarca ayaklar altına alındı.
“Nasıl ki Almanya ile Türkiye arasındaki gerilimli ilişkiyi yumuşatmak adına gazeteci Deniz Yücel pazarlıklar sonucu serbest bırakıldıysa, ABD’li rahip Brunson da benzer bir şekilde serbest bırakıldı.
“Bugün, cezaevlerinde Almanya ve ABD başta olmak üzere çeşitli ülkelerin vatandaşları, olası pazarlıklarda kullanılmak üzere cezaevlerinde tutuluyor.
“Türkiye vatandaşları için işkencehanelere dönüşen cezaevleri, Türk dış politikasının yürütüldüğü birer merkez üs haline geldi.”
“Siyasi iktidarın talimatıyla…”
“Ezen ve ezilenin, güçlü ile güçsüzün muharebe meydanına dönmüş olan yargı sistemi dış politikada rehine pazarlığının bir aracı iken, içerde başta Kürtler olmak üzere demokratik muhalefeti sindirme aracı olarak kullanılıyor.
“Son 3 yılda milletvekilleri, belediye eş başkanları, gazeteciler, aydınlar da dâhil olmak üzere on binlerce muhalif insan tutuklandı.
“Bir pazarlık gücü olmadığı varsayılan bu insanlar birer siyasi rehine olarak cezaevlerinde tutuluyor.
“Böylesine gayrı insani bir siyaset doğrultusunda kalem kıran mahkemeler kararlarını hukuk çerçevesinde değil, siyasi iktidarın talimatları doğrultusunda alıyor.
“Bizim Brunson’u değil, rehin siyasetçiler, gazeteciler, sivil toplum temsilcileri, yazarlar ve bu ülkenin cezaevlerine doldurulmuş diğer onurlu insanlarının durumunu konuşuyor olmamız gerekiyor.” (AS)