HDP Grup Başkanvekili ve Bingöl Milletvekili İdris Baluken Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz hakkında anayasanın 98’inci ve 99’uncu, TBMM İçtüzüğü’nün 106’ıncı maddeleri uyarınca gensoru açılmasını istedi.
Baluken gensoru gerekçesinde şu ifadelere yer verdi.
Eşitsizlikler gizlendi
* Türkiye’nin kalkınma hamleleri, tarih boyunca “muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkma” çabası olarak ifade edilmiş ve Türkiye halklarına bu şekilde sunulmuştur. Türkiye’de iktisadi büyüme ve kalkınma kavramı pratikte toplumdaki sınıfsal eşitsizlikleri açıklayamadığı gibi bu tür eşitsizlikleri gizlemek, perdelemek için kullanılmaktadır. Nitekim son 10 yıldır 10 milyon aileyi yoksulluk yardımlarıyla yaşamaya mahkum eden büyüme ve kalkınma stratejisi dolar milyarderi sayısını kırkın üzerine çıkarmıştır.
Doğa tahrip edildi
* Mevcut kalkınma yaklaşımı doğal kaynakları sömürmekte, doğayı tahrip etmektedir. 10’uncu kalkınma programında da görüldüğü gibi daha fazla ormanlık alan ve mera şirketlerin kullanımına açılmış ve açılmaya devam edilmektedir. Türkiye’nin kalkınma perspektifinin odağında doğal alanların sermayenin birikimine sokulması, HES, RES ve GES’lerin, kayagazı sondajlarının, nükleer santrallerin, termik-çimento- taş ocağı –liman işletmeciliğinin, maden işletmeciliğinin, enerji nakil hatlarının, vadiler arası dereleri taşıyacak su borularının, ormanların, meraların özel şirketler tarafından kullanımının desteklenmesi vardır.
Halka danışılmadı
* Kalkınma Bakanlığı’nca kalkınma planları başta olmak üzere stratejik planlar, makro politikalar ve ilkeleri, hedef ve gösterge niteliğindeki temel ekonomik büyüklükler belirlenmektedir. Bu program hazırlanırken, halka, halkın yer aldığı çeşitli platformlara, halkın temsilcileri olan çeşitli demokratik kitle örgütlerine ya da sivil toplum kuruluşlarına danışılmamaktadır.
Sulama projeleri
* Bugüne kadar GAP için yapılan harcamalar 32 milyar lirayı aşmış, master planının yüzde 80 nakdi gerçekleşmesi tamamlanmıştır. Ancak fiziki gerçekleşmeye bakınca, enerjide yüzde 90 civarında bir gerçekleşme sağlanmışken halkın sosyoekonomik düzeyini doğrudan etkileyecek sulama projelerinin ancak yüzde 17'lik bir bölümü gerçekleşmiştir.
KOBİ’lerin sorunları derinleşiyor
* Sayısı yaklaşık 3,4 milyon olan KOBİ’lerin durumu bugün içler acısıdır: Ülke ekonomisinin bel kemiği olan KOBİ’lere ilişkin proje ve destekler bugüne kadar sorunları çözememiş, daha da derinleştirmiştir .
* Ülkemizde KOBİ'lerin en çok karşılaştığı sorunların başında, pazarlama, planlama ve finansman sorunları gelmektedir. Bu sorunlarla karşılaşılmasında en önemli etkenin KOBİ'lerin bilimsel olmayan çalışma yöntemleri ve eğitim eksikliğidir.
KOBİ’ierin teknolojileri eski
* KOBİ’lerin sayısal üstünlüklere rağmen oluşturdukları katma değerin düşük kaldığı açıktır. İstihdamın yarıdan fazlasını oluşturan KOBİ’lerin yarattıkları katma değer sadece % 35’ler düzeyinde kalmıştır. KOBİ’lerin oluşturdukları istihdama karşın yeterli katma değer oluşturamamalarının temelinde, emek yoğun çalışmaları ve teknolojilerini yenileyememeleri vardır.
* Kaynak yetersizliği, küçük ölçekli olmaları, kendi ihtiyaçlarını anlamakta yaşadıkları iç eksiklikler ve kötü işleyen bir piyasa sebebiyle işletmelerin teknoloji ihtiyaçları otomatik olarak bir talep doğurmamış, teknolojik gelişme için gerekli olabilecek destek politikaları, yine kamusal finansman eksikliği sebebiyle yeterli olamamıştır. Böylece, Türkiye’deki KOBİ’lerin teknolojik gelişimi oldukça yavaş kalmıştır.
KOSGEB desteği anlamsız
* KOSGEB destelerinden KOBİ’lerin ancak % 0,7 si faydalanabilmiştir. KOSGEB performans göstergelerinde bile bu rakamlar % 10’nun üzerinde beklenmektedir. Bu haliyle binde 7’i rakamı, Türkiye KOBİ gelişimi için hiçbir şey ifade etmemektedir.
Krediler çok yetersiz
* Giderek daha fazla sayıda KOBİ teknolojik kapasiteleri arttırmak ve tesis ekipmanlarını modernize etmek istese de gerekli finansman ve kredi elde edilmesinde yaşanan güçlüklerden dolayı istediklerini gerçekleştirmeleri zor olacaktır. Şöyle ki; KOBİ’ler sanayi kesiminde faaliyet gösteren işletmelerin % 99,5’ine tekabül etmesine rağmen banka kredilerinin ancak % 5’inden az bir bölümü KOBİ’lere verilmektedir.
Rekabet gücü engelleniyor
* KOBİ’ler finansman yetersizlikleri nedeniyle gelişmiş teknolojilere sahip olamamakta, eski teknoloji ile emek yoğun çalışmak zorunda kalmaktadırlar. Bu da ürettikleri malın kalitesine olumsuz yansımaktadır. Kalitesiz üretim, KOBİ’lerin satış gücünü, dolayısıyla büyük işletmelerle rekabet gücünü engellemektedir.
* Bütün bu sorunların temel kaynağı Kalkınma Bakanlığı’nın geliştirmiş olduğu yanlış kalkınma stratejileri ve yetersizlikleridir. Kalkınma Bakanı Sayın Cevdet Yılmaz bulunduğu konum itibariyle bütün bu sorunların esas muhatabı olup, ilgili görevi layıkıyla yerine getirememektedir. (YY)