Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkan Yardımcısı Hişyar Özsoy, Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu ve İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü'den oluşan HDP’nin Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) heyeti, konseyin kararına ve karardan sonra yaşanan tartışmalara ilişkin Meclis’te basın toplantısı düzenledi.
Konseyde “evet” oyu kullanmalarına yönelik eleştirilere de yanıt veren heyet üyeleri şöyle konuştu.
Ertuğrul Kürkçü: AKPM'de milli maç oynanmıyor
"Türkiye’den istenenler; milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılmasına son verilmesi, tutuklu milletvekillerinin serbest bırakılması, OHAL’in kaldırılması, kitlesel temizliklerin sona erdirilmesi, OHAL inceleme komisyonunun göreve başlaması, tutukluluk hallerindeki istisnai durumların kaldırılması, avukat görüşlerine izin verilmesi, el konulan mal mülkün geçici olduğu kabulüyle yargı denetimine açılması, kamu görevlilerine cezasızlık getiren yasanın değiştirilmesi, cezasızlığa son verilmesi, işkenceyi önleme komitesinin raporunun üzerindeki yasağın kaldırılması, gazeteciler ve insan hakları savunucularının serbest bırakılması, ifade özgürlüğünün önünün açılması, Terörle Mücadele Kanununun değiştirilmesi…
HDP’nin Konsey'de oy kullanma hakkı olan 2 milletvekili olarak, hem bu kararlara hem de Türkiye’nin yeniden gözlem statüsüne alınmasına evet dedik. Bu kararımız için gurur duyuyoruz. Çünkü biz milletvekili olurken yemin ettik. İnsan haklarının böylesine ayaklar altına alındığı bir dönemde Türkiye’nin bizzat kurucusu olduğu bir insan hakları kurumunda Türkiye’nin hukuksuzluklarının giderilmesi yönünde alınan karara hayır diyen milletvekilliği yemininden ayrılmış olur.
AKPM’de bir milli maç oynanmıyor, bir savaş yapılmıyor. Kendi siyasi eğilimlerimize göre gruplara dağılıyor. Biz Birleşik Sol’un üyesiyiz. AKP ve MHP çeşitli sağ gruplara üye. AKP’li üyeler bulundukları grubun hiçbir üyesini ikna edememişken gruptaki meslektaşlarına ne diyecekler? Onların Türkiye düşmanı olduklarını haçlı olduklarını söyleyecekler mi?"
Filiz Kerestecioğlu: Konsey AKP'yi korumak için de karar alabilir
"Bugüne benzer biçimde, AKPM'de, 2008’de AK Parti’ye açılan kapatma davası gerekçesiyle Türkiye’nin denetim sürecine alınması gündeme gelmişti. Kapatma gerçekleşmeyince karar çıkmadı. Yani bu şu demekti: Türkiye’de hükümet kim olursa olsun, eğer insan hakları açısından endişe verici bir durum varsa, yeri geldiğinde herhangi bir hükümeti, örneğin AKP’yi korumak için de Konsey Türkiye’yi daha yakından izleme kararı alabilir.
Bugün Türkiye'deki insan hakları ihlalleri nedeniyle Türkiye’yi düzenli periyotlarla izlemek anlamına gelen Denetim Süreci lehinde oy kullanan milletvekillerine “İslamofobik”, “Haçlı zihniyeti”, “Tanımıyoruz”, “Siyasi karar”, “Düşmanlık”, “Kendine baksın” diye hakaret edenler, 2004’ten bugüne Türkiye'yi desteklemiş milletvekillerinin neden bu kararı verdiğini aslında çok iyi biliyorlar; ama bilmezden gelmeyi tercih ediyorlar! Türkiye’nin baskıcı yönetiminden memnun olanlar ise yalnız Erdoğan’a benzeyen Avrupalılar, yani başından beri Türkiye’yi AB’de istemeyenler.
Nasıl bir yıl kadar önce CHP, dokunulmazlıklarla ilgili düzenleme için “anayasaya aykırı ama evet” dediyse, bugün de Avrupa Konseyi'nde "evet insan hakları ihlalleri var ama Türkiye’nin daha yakından izlenmesine hayır” dedi. Belli ki yine, bazı derin çıkarlar, Türkiye vatandaşlarının çıkarlarından üstün geldi ve CHP Türkiye’nin imzacısı olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini ve Avrupa Konseyi üyeliğini tamamen işlevsiz hale getiren bir karar verdi."
Hişyar Özsoy: Türkiye kararlara uymazsa kriz derinleşir
"Türkiye’nin kat ettiği ilerlemeye göre tekrar sürece alınması söz konusu ancak hükümetten gelen mesajlar gayet popülist bir şekilde iç politika malzemesi yapma yönündeydi. “AKPM kararını tanımıyoruz” gibi açıklamaların geçerliliği yoktur. Türkiye Avrupa Konseyi üyesidir, kararlara uymak zorundadır. Uymazsa kriz derinleşir. Örneğin Türkiye’nin oy hakkı elinden alınabilir. Türkiye’nin alacağı tavra göre ya bu darboğazdan bu ülke çıkacak ya da kriz derinleşecek. Bunun zincirleme etkisi olacaktır, Avrupa Birliği-Türkiye ilişkilerinde belirleyici olacaktır." (NV)