Müdahil avukatlarından Ömer Kavili, duruşma sonrası yaptığı açıklamada sanıklar hakkında çıkarılan yakalama emrinin geç kalınmış bir karar olduğunu söyledi.
Kavili, sanıklardan bir çoğunun halen görevlerini sürdürdüklerini belirterek, "Devletin kendi tayin ettiği memurun adresini bilmemesi, mahkemeye bildirmemesi anlamak mümkün değil" dedi.
Eyüp 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada, müdahil avukatlarından Gül Altay ve Ömer Kavili, jandarma görevlisi olan bazı sanıklar yönünden yargılamanın 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkındaki Kanun kapsamında durdurulması ve dosyalarının ayrılması yönündeki talebin reddini istediler.
Tutuksuz yargılanan sanıklar katılmadığı duruşmada, sanık avukatlarından Tarık Kale ise bazı jandarma görevlilerine idari görevlerinden dolayı dava açıldığını belirterek, bu kişiler hakkındaki davanın ayrılarak 4483 sayılı Kanun uyarınca işlem yapılmak üzere mahkemenin durdurma kararı verip, dosyalarının idari birime gönderilmesini talep etti.
Mahkeme başkanı, olay sırasında görevli olan jandarma ve cezaevi personelinin görev ve sıfatları ile suç tarihinde ne gibi bir görev verildiğinin dosyada bulunmadığını belirterek, sanıkların olay sırasındaki görevlerinin idari görev kapsamında olup olmadığının belirlenemediğini söyledi.
Bu nedenle 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun'un hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağının da anlaşılamadığını belirten hakim, iddianamede adı geçenlerin suç tarihindeki görev ve sıfatlarının, ayrıca kendilerine verilmiş bir görev varsa bunun kapsamı ve niteliğinin, görev veren makamların belirlenmesine yardımcı olacak tüm belgelerin ilgili kurumdan getirtilmesini kararlaştırdı.
Savunmaları alınanlar dışında kalan ve adresleri tespit edilemeyen sanıklar hakkında ifadelerinin alınması amacıyla yakalama emri çıkartılmasına karar veren hakim, duruşmayı erteledi.
Sanıkların 1-6 yıl arasında hapsi isteniyor
Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, Bayrampaşa Cezaevi'ndeki operasyondan 12 gün önce yapılan aramada içeride ateşli silahlar ile kesici aletlere rastlanmazken, operasyonda bu tür aletlerin ele geçirildiği belirtiliyor.
Bunların cezaevine sokulmasında infaz koruma memurlarının ihmalleri olduğu belirtilen iddianamede, yine bu kişilerin bazı jandarma görevlileriyle birlikte tutuklu ve hükümlülerin sevki sırasında kötü muamele yaptıkları öne sürülüyor.
İddianamede, infaz koruma memurları ile jandarmalar ve cezaevi yetkililerinden oluşan toplam 1615 kamu görevlisi sanığın, "kişiye kötü muamele yapmak" ve "görevi ihmal" suçlarından 1 ile 6 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırılmaları isteniyor.
"Hayata dönüş" 123 ölüme neden oldu
19 Aralık 2000'de iktidarda olan Anavatan Partisi (ANAP), Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), Demokratik Sol Parti (DSP) koalisyonu sırasında "insan hayatını kurtarmak için" düzenlendiği iddia edilen operasyon, ikisi asker 32 kişinin hayatına maloldu.
Daha sonra iktidara gelen Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümeti sırasında da değişmeyen cezaevi politikaları sonucu, operasyonun ardından sürdürülen eylemler nedeniyle 123 kişi çeşitli nedenlerle hayatını kaybetti. (KÖ)
* "Hayata Dönüş Operasyonları"yla ilgili bianet haberleri için tıklayın.