Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) öğrenciler ve velilere, karne sonuçlarını kendileri için ölüm kalım meselesi haline getirmemelerini öneriyor.
"Öğrencilerin hayatı sadece karnelerde yazılan notlardan ibaret değildir. Bu nedenle öğrenci velileri, onlar için karnedeki notlardan çok, çocuklarının önemli olduğunu unutmamalıdırlar."
Bağımsız Eğitimciler Sendikası'nın (BES) her karne döneminde yaşanan olumsuzluklardan yola çıkarak hazırladığı rapor, Türkiye'de anne babaların karneye gereğinden fazla önem verdiğini ortaya koyuyor.
Dinçer: Eğitim hakkı tahribata uğratıldı
Eğitim Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer, yaptığı yarı yıl değerlendirmesinde, "Devletin sorumluluğunda olması gereken eğitimin yükü, siyasi iktidarların bilinçli politikalarıyla birlikte büyük oranda velilerin omuzlarına yıkarak kamusal, parasız eğitim hakkı büyük bir tahribata uğratılmıştır" dedi.
Dinçer, geçen dönem, kalabalık sınıf mevcutlarını azaltmak, derslik, okul, öğretmen, memur ve hizmetli açığını kapatmak, araç gereç ihtiyacını gidermek, eğitim emekçilerinin ekonomik, demokratik, sosyal ve özlük haklarında iyileştirme yapmak, ders kitaplarının içeriğini bilimsel hale getirmek ve üniversite kapılarındaki yığılmayı önlemek için gerekli adımların atılmadığını ifade etti.
165 bin öğretmen, 145 bin dersliğe ihtiyaç var
Türkiye'nin nitelikli eğitim için en az 165 bin öğretmene ihtiyacı olduğunu belirten Dinçer, çocukların 24 kişilik sınıflarda eğitim görebilmeleri için 145 bin yeni derslik yapılması gerektiğini ifade etti.
Dinçer eğitim alanında çözüm bekleyen sorunları şöyle sıraladı:
* Son on yıl içinde eğitim sürecine 2 milyon öğrenci katılmasına karşın, eğitime bütçeden ayrılan pay yerinde saymaya devam etmiştir.
* AKP-YÖK çekişmesi yükseköğretim sistemini ve üniversiteleri olumsuz etkilemektedir.
* Ders kitaplarının içeriği bilimsel olmayan, ırkçı-gerici-cins ayrımcı öğelerle doludur;
* Açıklise Yönetmeliğinde yapılan değişiklikler ile imam hatip lisesi öğrencileri lehine ayrımcılık yapılmış, meslek liselilerin sorunları görmezden gelinmiştir.
* Yoksulluk sınırının 1.800 YTL'yi aştığı bir ülkede eğitim emekçileri ortalama 750 YTL aylık almaktadır.
* Çalışma yaşamında yaşanan antidemokratik uygulamalar devam etmekte, özellikle sendikamız üyelerine yönelik baskı, sürgün ve cezalandırmalar yaşanmaktadır.
* Sendikal örgütlenme önündeki yasal ve fiili engeller kaldırılmamış; ILO sözleşmelerine aykırı bir şekilde grevli-toplu sözleşmeli sendika hakkı yönünde herhangi bir adım atılmamıştır.
Aileler karneye gereğinden fazla önem veriyor
Her karne döneminde öğrencilerin ve velilerin stres içine girdiklerini, bundan en çok etkilenenin çocuklar olduğunu söyleyen BES, "Karnesinde zayıfı olduğu için aileden yoğun baskı geleceği düşüncesi ve etraftaki insanların beklentileri çok sayıda öğrenciyi korkutuyor.Bazı çocuklar daha da endişelenerek evden kaçabiliyorlar. Psikolojik olarak güçlü durumda olmayan öğrenciler, zayıf notlarından dolayı intiharı bile düşünüyor" dedi.
Karneye çok fazla anlam yüklenmemesi gerektiği belirtilen raporda özetle şu noktalara dikkat çekiliyor:
* Karne, çocuğun geleceğinde belirleyici tek ölçüt değil.
* Karne kırık olsa da, çocuğunuzu kırmayın. Zayıf notla karşınıza gelen çocuğunuzun sizden daha fazla üzüldüğünü unutmayın.
* Kırık karne yalnızca öğrencinin değil aynı zamanda da anne babanındır.
* Milli Eğitim Bakanlığı'nın ivedi bir şekilde, bir sonraki karne dönemine daha sağlıklı, çağdaş ve nesnel değerlendirme sistemleri oluşturması gerekiyor.
* Karneye büyük anlamlar yüklemek çocuğun duygusal ve psikolojik gelişimine zarar veriyor. (KÖ/EÖ)