"Hastanın cebindeki elin kime ait olduğunu bugünden itibaren sağlık ocaklarında, dispanserlerde ve hekimlerin bulunduğu ortamlarda herkese göstereceğiz" diyen Hatay Tabip Odası açıklamasında, Sağlık Bakanı Akdağ'ın açıklamalarının sağlık ortamında yaşananları yansıtmaktan çok uzak olduğuna dikkat çekildi.
"Vatandaşın cebine AKP hükümeti el uzatıyor"
Tabip Odası'nın açıklamasında, Türkiye'nin sağlık politikasına ilişkin şu değerlendirmeler yer aldı:
* İşbaşına gelen iktidarlar, son yirmi yıldır sağlık hizmetlerini devletin sırtına bir yük olarak görmüşlerdir. Bu anlayışla, "Sağlık Reformları" adıyla devletin sağlık hizmeti sunması sonlandırılmaya çalışılmakta ve sağlık hizmetleri serbest piyasanın insafına terk edilmek istenmektedir.
* AKP hükümeti de bu çizgiyi sahiplenmiş ve vatandaşın cebine el uzatan bir ekonomik politikayı yürürlüğe koymuştur.
Sağlık Bakanlığı, il sağlık müdürlerinden sağlık ocağı hekimlerine kadar uzanan partizan kadrolaşma, hekimlerin ve sağlık personelinin nesnel ölçütlere göre istihdam edilmemesi, bütçeden sağlığa ayrılan payın giderek düşürülmesi, toplumun dezavantajlı kesimleri başta olmak üzere büyük bir çoğunluğunun sağlık hizmetlerinden yararlanamaması gibi konular yerine bütün hekimleri suçlamayı tercih etmiştir.
"Hekimler, ucuz işgücü olarak istihdam edilecek"
Sağlık Bakanlığı'nın Haziran ayı başında uygulamaya koyduğu devlet memurlarının özel poliklinik ve hastanelere sevkiyle ilgili tebliğe hem kamu kaynaklarını özel sektöre aktarması hem de vatandaşları sağlık hizmeti alabilmek için ceplerinden daha fazla para harcamaya zorlaması dikkat çekicidir.
Hükümetin son icraatı, hekimleri de yakından ilgilendiren "Sözleşmeli personel" yasa tasarısıdır. Yasa Tasarısı'nın gerekçesinde yazılanlardan anlaşıldığı kadarıyla, hükümetin temel amacı işsizliği bir tehdit unsuru olarak kullanarak hekimleri ucuz iş gücü olarak istihdam etmektir.
* "Doktora ilaç-Doğu, Güneydoğu'ya Giden Hekime Beş Milyar" ifadesi gerçek olmaktan tümüyle uzaktır. Yasa Tasarısı'nda hekimlerin alacağı ücretin üst sınırı sadece iki buçuk milyardır. Bu tasarı, tıpkı birinci basamak döner sermaye uygulamasının üç seneyi bulmayan süreçte iflası gibi, bir seneye kalmadan çok düşük ücretle Türkiye sathında güvencesiz bir hekim "istihdamı" uygulamasıdır. (BB/NK)