Antik kent Hasankeyf'i sular altında bırakacak olan Ilısu Barajı için finansör olan ülkeler "krediyi kestiklerini" resmi olarak açıklayınca Hasankeyflilere sorduk.
Abdullah Tarhan (58) "Ben Hasankeyf'te tarihin içinde, mağarada doğdum" diyor.
1970'e kadar mağarada yaşadığını söyleyen Tarhan Hasankeyf'in haberin düştüğü anda bayram yerine dönüştüğünü, davullu zurnalı kutlamalar yaptıklarını anlatıyor.
"Bir kutlama da bugün yapacağız, bizim için düğün gibi. 15 bin yıllık bir tarihten bahsediyoruz. Nereyi kazsanız altından tarih çıkıyor."
"Hiç tarihi savunmak vatan hainliği olabilir mi?"
Tarhan "Biz 'Hasankeyf sular altında kalmasın' dedikçe bize vatan haini muamelesi yaptılar, 'devletin çıkarını düşünmüyorsunuz' dediler. Halbuki biz baraja değil Hasankeyf'in sular altında kalmasına karşıyız" dedi.
"Ama bizim sevincimiz, bayramımız kısıtlı. Çünkü hükümet barajda ısrarlı. Bakanlık açıklamasına göre yeni anlaşmalar ve ihale süreci için 4-5 yıl gerekli. Biz de 4-5 yıl daha rahatız sadece."
"Baraja değil tarihin sular altında kalmasına karşıyız"
Hasankeyf'i Yaşatma Girişimi Başkanı Abdullah İridil ise Tarhan'la aynı görüşü savunuyor:
"Baraja değil tarihin sulara gömülmesine karşıyız."
Ancak İridil eklemeyi ihmal etmiyor:
"Ilısu Barajı 1950'lerden kalma eski bir proje. O yılların teknolojisi ilkel. Güneş ve rüzgar enerjisiyle de elektrik elde edebiliyorsa alternatif yollar düşünülmeli."
İridil, Hasankeyf için mücadeleye devam edeceklerinin altını çiziyor ve stk'leri, çevrecileri, Hasankeyfli olsun olmasın herkesi mücadeleyi desteklemeye çağırıyor." (EZÖ)