Avrupa Komisyonu Genişleme ve Komşuluk İlişkileri Politikası Birimi'nin dün (6 Mayıs() düzenlediği "Sesinizi Yükseltin!" (Speak Up!") Balkanlar ve Türkiye'de İfade ve Basın Özgürlüğü" başlıklı konferansta Türkiye'de hapisteki gazeteciler ve İnternet sansürü gündemdeydi.
Konferansa Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim görevlisi Yaman Akdeniz, bianet proje danışmanı Nadire Mater, iletişim hukukçusu Fikret İlkiz, bir süre önce Zaman gazetesinden atılan Andrew Finkel, Adıyaman Gerger Fırat gazetesi sahibi Hacı Boğatekin, Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) başkanı Ahmet Abakay, Hürriyet gazetesi yazarı Sedat Ergin de davetliydi.
480 kadar davetlinin katıldığı konferansta Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütü Genel sekreteri Jean-François Julliard ve Yaman Akdeniz de panelin konuşmacıları arasındaydı. Basın özgürlüğüne yönelik ihlalleriyle tartışılan Türkiye'den daha fazla katılımcıya söz verilmemesi eleştirildi.
Bir grup gazeteci ve avukat "Özgürlük hemen şimdi", "Gazetecilere özgürlük", "Türkiye basın özgürlüğü sıralamasında 138. Sırada yer alıyor" yazılı İngilizce pankartlar açtılar.
Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı Jerzy Buzek, anayasalar mükemmel olsa dahi düşünce özgürlüğünü sağlamada yeterli olamayabileceğini ifade ederek, Türkiye'de ve Balkanlarda basın ve ifade özgürlüğü ilkeleri açısından gözlenen gerilemenin kabul edilemez olduğunu bildirdi.
AB Komisyonu'nun Genişleme ve Komşuluk İlişkilerinden sorumlu üyesi Stefan Füle basın ve ifade özgürlüğü ile ilgili kaygılarını özetlemek için politik müdahale, ekonomik baskı ve basına yönelik şiddete değindi.
"Özellikle Türkiye'deki çalışma arkadaşlarımızın, ülkelerindeki basın ve ifade özgürlüğüne ilişkin söylediklerini son derece ciddiye alıyoruz. Türkiye'deki yasaların İnsan Hakları Sözleşmesi ile uyum içinde olmaması karşısında da kaygı duymaktayım. Yasalar ifade özgürlüğünü yeterince korumamaktadır.
"Delillerin erişilebilir olamadığı davalarda gazetecilerin tutukluluk halleri açısından da kaygılıyız. Neye dayanarak hapse atıldıkları konusunda şeffaflık yok. Bunlar yanıtlanması gereken önemli sorular."
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Medya Özgürlüğü Temsilcisi Dunja Mijatovic de, Türkiye'deki tablonun endişe verici olduğunu söyledi.; "Türkiye'de yaşananlar öfke uyandırıcı" dedi.
Hukukçu Fikret İlkiz ise, Nedim Şener ve Ahmet Şık'ın 6 Mart'ta tutuklanmadan önce gazetecilikleri, haber, yazı ve kitapları nedeniyle sorgulandıklarını ifade etti; Basın Kanunu'nun 12. Maddesinin gazetecilere "haber kaynaklarını gizleme hakkı tanıdığını ancak soruşturmayla iki gazetecinin haklarının ihlal edildiğini vurguladı.
"Avukat olsak da, medyada yer alabilen dosyadaki bazı belgelere dosyada gizlilik kararı bulunduğu için soruşturma dosyasından biz alamıyoruz. Buna adil yargılama denemez"
Abakay da, AB'yi bu yöndeki ihlallere karşın geç tepki vermekle eleştirdi; tutuklu gazetecilerin çoğunun Terörle Mücadele Yasası temelinden yargılandıklarını açıkladı; bu düzenlemeye 2006'ta hükümetçe ağırlaştırıcı hükümler getirildiğini söyledi. (EÖ)