Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) ifade özgürlüğü davalarında Türkiye aleyhinde altı dosyayı karara bağladığına işaret eden raporda, halen gazetecilere hapis, gazetelere de kapatma cezaları verildiği savunuldu.
Medya sahipliğinde yoğunlaşma tehdit
Yayıncılıkla dile getirilen görüşlerin geniş bir yelpaze oluşturduğunu, hükümete eleştirilere yer verilebildiği ve gazete satışlarında rekabeti ortaya koyan rapor, buna karşılık haberlerde yetkilerinin bakışının yansıtıldığına dikkat çekildi.
Buna örnek olarak, Güneydoğu'da güvenlik kuvvetlerinin giriştiği operasyonlarda öldürülen kişilerin, eylemlerine ilişkin kanıt olmasa dahi, "terörist" olarak yansıtılmaları gösterildi.
Radyo Televizyon Üst Kurulu'na (RTÜK) göre, kayıtlı 226 yerel, 15 bölgesel ve 16 ulusal televizyon kuruluşu; 959 yerel, 104 bölgesel ve 36 ulusal radyo stasyonu bulunuyor. Diğer yayın kuruluşları ise yayın lisansı olmadan yayın yapıyor.
Medya kuruluşların çoğunluğu büyük çıkarlar peşinde olan güçlü Holdinglerin elinde bulunuyor. Medya sahipliğinde yoğunlaşma, haber verme ve tartışma etkinliğini sınırlıyor.
RTÜK, bölücülük, Kürtçe yayın, saldırgan söylem, müstehcenlik gibi gerekçelerle yayın ilkelerine aykırılık gördüğü durumlarda bu yayın kuruluşlarını cezalandırıyor. Ancak bu kararlar, İdare Mahkemelere veya Danıştay'a taşınabiliyor.
RTÜK ve mahkeme yayın durduruyor
Raporda, RTÜK üyelerinin belirlenmesinde Milli Güvenlik Kurulu'nun işlevine de atıfta bulunuluyor, RTÜK üzerinde siyasi baskıların bulunduğuna değiniliyor.
RTÜK, 8 televizyon kuruluşunu ve 7 radyo kuruluşunu 30'ar gün süreyle kapattı.
Yazarlar, gazeteciler ve siyasi kişiliklere, son yıllarda, basın özgürlüğünü kısıtlayan çeşitli yasalara dayanılarak dava açıldı.Geçici yayın kapatma, para cezaları, toplatma başvurulan diğer yöntemler arasında yer aldı.
Türk hükümetinin getirdiği bu kısıtlamalara rağmen, medya hükümet üyelerini ve günlük politikaları eleştirmeyi sürdürerek, hükümete karşın görüşler geliştirmeyi başardı.
Nisan'da, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi, "Özgür Gündem" gazetesi yöneticilerini, PKK lideri Abdullah Öcalan'ın tutuklanmasıyla ilgili bir haber nedeniyle para cezasına mahkum etti ve gazeteyi 5 gün süreyle kapattı.
Mayıs ayında, editör Barış Baksi ile yazar Zülfikar Yıldırım, Kürt sorunu ile ilgili bir yazı nedeniyle para ile cezalandırıldı. Gazetelerine de 15 gün yayın durdurma cezası verildi.
Başkaya'ya dava, Öziç'e hapis
Mayıs'ta, Ankara DGM'si, gazeteci-yazar Fikret Başkaya'ya ilk kez on yıl önce yayımlanan yazıları nedeniyle iki yeni dava açtı. Başkaya, Ağustos'ta "Paradigmanın İflası: Remi İdeoloji Eleştirisine Giriş" kitap davasından beraat etti. Başkaya, bu kitap nedeniyle "bölücülük propagandası" iddiasıyla 1993'te 15 ay hapis yatmıştı. AİHM de Türkiye'yi mahkum etmişti. Başkaya'nın diğer davası sürüyor.
Aralık'ta, Adana'da bir mahkeme, "Radyo Dünya" eski müdürü Sabri Ejder Öziç'i, "Meclisin manevi şahsiyetini tahkir" iddiasıyla 1 yıl hapisle cezalandırdı. Öziç'in açıklamasına verilen bu ceza temyiz edildi.
Temmuz'da, RTÜK, Genç Parti lideri Cem Uzan'ın ailesinin denetimindeki 5 televizyon kuruluşuna 30'ar gün yayın durdurma cezası verdi. Ceza, "aile çıkarlarına hizmet edilmesi" iddiasıyla verildi. Cem Uzan'ın konuşmaları nedeniyle Başbakan Erdoğan da dava açtı.
Gazeteciler hapiste
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütüne göre, 2002 yılsonu itibariyle Türkiye de 4 gazeteci, meslekleri nedeniyle cezaevinde bulunuyor. Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ), bu sayının 13 olduğunu savundu.
Hükümet, ifade özgürlüğünden cezaevinde gazeteci bulunmadığını açıkladıysa da, aynı süreçte, gazeteci olduklarını bildiren 34 tutuklu çeşitli gerekçelerle hapiste olduklarını savundular.
Taraflar, kimin gerçekten gazeteci olduğu veya kimin gazetecilik faaaliyeti nedeniyle hapiste bulunduğu etrafında yaşanan görüş ayrılıkları yansıtıyorlardı.
Yetkililer, Kürt ve sol yayınları sansür etmede bazen Güneydoğu'ya özgü yöntemlere başvurdular:
Haftalık "Azadiya Welat" gazetesi dağıtımcısı Nedim Oruç, Diyarbakır'da gazete dağıtırken polisin saldırısına maruz kaldığını ve abone listesine el konduğunu iddia etti.
Haziran'da, "İktidar İçin Mücadele Birliği" gazetesi "bölücülük propagandası" iddiasıyla toplatıldı. Gazeteciler orosansüre başvurdular.
Yasa var, yönetmelik yok
ABD'nin yayımladığı raporunda, Türkçe dışında geleneksel dil ve lehçelerde yayın konusu da yer aldı. Bu dil ve lehçelerde yayına yasayla izin verildiğini ancak yönetmelikle bu yayın yapmaya yetkili kılınan TRT'nin hiç bu dillerde yayın yapmadığına dikkat çekildi.
Bu yayınlarda saat sınırlamalarına da yer verilen raporda, Temmuz'da özel yayın kuruluşlarına da bu dillerde yayın hakkı tanıdığını ancak hükümetin yönetmeliği henüz çıkarmadığına işaret edildi.
Türkçe dışında dil öğretimi konusunda kurslar açıldığı ancak yerel yetkililerin, bu tür kurslara faaliyet izni henüz vermediği belirtildi.
"Düşünce Özgürlüğü 2001" davası sürüyor
Yılsonu itibariyle, "Düşünce Özgürlüğü 2001" kitapçığına imza atan insan hakları savunucularına "örgüte yardım" veya "bölücülük" iddiasıyla açılan dava sürüyordu.
Raporda, Kürtçe konuşmalara dair tolerans örneklerine de yer verildi. İnsan Hakları Derneği'nin (İHD) Kürtçe ve Türkçe "Yurtta Barış, Dünyada Barış" yazılı pankarta polis müdahale etmedi. Ancak, Aralık'ta, Van'da bu pankartlar toplatıldı.
Dünya Barış Günü'nde Kürtçe basın açıklaması yapan aktivistlere polis müdahale etmedi. Ekim'de Kürt şarkıcı Ciwan Haco bir özel televizyonda Kürtçe konuştu ve şarkı söyledi.
DEHAP'a baskılara da yer veren rapor, Tuncer Bakırhan, şarkıcı Haluk Levent ve başka kişilerinde de Almanya'da verilen konser nedeniyle gözaltına alınmalarını da işledi.
Sitelere kapatma, Ak'a beraat
Hükümet, İnternet erişimine de engel koymadı. Ancak, yasalar RTÜK'e İnternet içeriklerini denetleme ve İnternet sayfalarını önceden bildirilmesine olanak sağlıyor. Ayrıca, yasalar "ulusal güvenlik", "kamu düzeni ve sağlığı" ve "pornografi"ye önlem olarak polise İnternet Kafelerde donanımı el koyma izni veriyor.
Ekim'de, Ankara'da mahkeme "Ekmek ve Adalet" dergisi ile "Özgür Politika" gazetesine ait sitelere erişimi engelleyen kararlar aldı. Nisan'da, İnternet üzerinden gerçekleştirilen bir foruma müdahale etmediği için yargılanan editör Coşkun Ak, beraat etti. (EÖ/BB)