İnsan haklarına bağlılığı ve Orta Doğu barışı için yaptığı çalışmalarla tanınan Filistin Yasama Konseyi üyesi Hanan Ashrawi bu yılki ödülü New South Wales Başbakanı Bob Carr'dan aldı. Ödül, parlamento binasında verilen ve kişi başına 245 dolar tutarındaki bir akşam yemeğinde verildi.
Ancak, Sydney Ödülü'nin en büyük sponsoru Sydney Şehir Konseyi ödül törenine hiçbir temsilci göndermedi. Çünkü Sydney Lord'u Belediye Başkanı Lucy Turnbull Yahudi cemaatinin ödülün Ashrawi'ye verilmesi eleştirilerine katılarak, konseyin desteğini çektiğini açıklamıştı.
Yahudi lobisi, Sydney Üniversitesi'ni de ikna etmişti ve üniversite, Çarşamba günü, ödül töreni için tarihi Büyük Salonu'nu kullandırmaktan vazgeçti. Halbuki ödül bu üniversitedeki bir kuruluş tarafından veriliyordu.
1999 yılında dağıtılmaya başlanan Sydney Barış Ödülleri daha önce de Grameen Bankası kurucusu Muhammad Yunus, ırk ayırımcılığına karşı çıkan Piskopos Desmond Tutu, Doğu Timor Cumhurbaşkanı Xanana Gusmao ve eski B.M. İnsan Hakları Delegesi Mary Robinson'a verilmişti.
Filistin için Kadınlar başkanı Sonja Karkar, bir röportaj sırasında, "Seslerinin duyulmasını engelleyerek, Filistinlilerin unutulacağını umuyorlar. Yarım yüzyıldır Siyonistler, Filistinlilerin varlığını inkar etmek için her türlü sağduyulu sesi kesmeye çalışıyorlar," demişti.
Karkar, "O, Batı dünyasına Filistin meselesini anlatmayı başarabilen ilk resmi temsilci. 30 yıldır hiç yorulmadan insanlarına adalet getirmek için uğraşıyor," diye eklemişti.
Ashrawi, ödül törenindeki konuşmada, Orta Doğu'daki şiddet kısır döngüsünü kırmak için üçüncü bir tarafa ihtiyaç olduğunu savundu. Ödül törenini salonu tıklım tıklım dolduran 600 kişi izledi.
Ashrawi, Müslüman ve Yahudi köktendincileri, Hıristiyan gezici vaizleri ve neo-muhafazakar ideolojistleri, barış sürecini engellemekle suçladı.
Ashrawi, Sydney'de onu dinleyen kalabalığa, "Siz, nefret ve çatışmalardan medet umanları desteklemek yerine, barış için risk alanları desteklemeyi seçtiniz," dedi.
Ashrawi, konuşma yapmak için geldiğinde, kendisini ayakta çılgınca alkışlayan bir grup, "İşgale Karşı Yahudiler," grubundan gönderilen bir buket çiçek ve İbrani'ce ve Arapça barış şarkılarıyla karşılandı.
ABC televizyonunda bir röportaj sırasında Ashrawi, Avustralya'da yaşayan aşırı uç görüşteki Yahudi lobiciler için şunları söyledi: "Hayatımda ilk kez bu kadar yoğun bir nefretle karşılaştım- hayır, ikinci kez. Ve aynı zamanda, olayları çarpıtmak adına, ilk defa bu kadar kasıtlı bir gerçekleri, geniş mesajı ve hayat boyu sürmüş olan bir mücadeleyi görmezden gelme ile karşılaştım."
Çocukluğu Ramallah'taki Batı Şeria'da geçen Ashrawi, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki bir üniversitede İngilizce üzerine doktora yaptı. 1991'den 1993 yılına kadar barış görüşmelerinde Filistin delegesinde resmi sözcülük görevini üstlendi.
Hamas ve diğer aşırı uç görüşteki gruplar hakkında görüşleri sorulduğunda, Ashrawi, şiddet eylemlerinin ancak "Filistin'de etkin çoğulcu bir demokrasi" ile engellenebileceğini savunuyor. Ashrawi'ye göre böyle bir yapı, muhalefet etmek isteyenlerin, bunu, barışçı ve siyasi yollarla yapmalarını sağlayacaktır.
"Sivil savaş görmek istemiyorum, çünkü problemlerle mücadele etmenin yolu o değil," diyor.
Genelde, Sydney Barış Ödülleri pek az ilgi görür. Ancak bu seneki ödülün sahibi Ağustos ayında açıklandığında Yahudi cemaati Ashrawi'ye karşı yoğun bir karalama kampanyası başlatarak, sponsor firmaların ödülden desteklerini çekmeleri için uğraştılar. Başbakana da, ödülün Ashrawi'ye verilmemesi için bir dilekçe gönderdiler.
Avustralya İsrail ve Yahudi İşleri Konseyi'nden Colin Rubenstein, bir televizyon kanalındaki röportajında, "O, bu ödül için uygun biri değil çünkü bir barıştırıcı gibi davranmadı," demişti. "Tam tersine, İsrail'i bir canavar gibi gösterenlerin, kışkırtıcı ve nefret dolu bir dil kullananların başını çekti.''
Ashrawi'ye ödül veren Sydney Barış Vakfı'ndan Stuart Rees, bazı tartışmalar çıkmasını beklediklerini, ancak "bu yaşananları asla" önceden tahmin edemeyeceklerini belirtti.
Popüler radyo programı sunucusu Mike Carlton, bir Avustralya kanalında, "Sydney'de bu olaya çok çok çok kızmış olan çok sayıda Yahudi var," demişti. "Telefonları kilitlediler ve e-postam uzun süre dolup taştı.Ödülün ona verilmemesini, ve özellikle de Carr'ın vermemesini istiyorlardı."
Yakın bir geçmişte, çete şiddetine karışmış Avustralyalı Arapları "geldikleri yere geri göndermekle" tehdit ederek burada yaşayan Arap cemaatinin tepkisini çeken Carr, sebatla Yahudi lobisine karşı koydu ve bunun barıştan bahsetmek için bir fırsat olduğunu söyledi.
Avustralya Arap Cemaati Konseyi (AACC) direktörü Randa Kattan, "O, bu ödülü kazanarak örnek alınacak bir kişi olduğunu gösterdi," demişti.
Yahudi lobisinin ödülü engelleme çalışmalarına karşılık, AACC bir imza kampanyası başlattı ve ödülün Ashrawi'ye verilmesi için 5,000 imza toplamayı amaçladı. Ashrawi, Çarşamba günü Sydney'e ulaştığında AACC tam 8,230 imza toplamıştı.
Rees'e göre konu, bu ülkede insanların beğenilme kaygısı olmadan neleri tartışabilecekleri konusu.
Bir gazetedeki yazısında, Rees, "Ateşli eleştirilere önayak olmak Avustralya demokrasisinin sağlığı için büyük önem taşıyan konuları açıyor," demişti. "İnsanlar, korkunç paralar onlara karşı kullanıldığı için vaaz mı geçmeli? İsrail hükümetini eleştirmek anti-Semitik olarak adlandırılma riski taşıyor diye vaaz mı geçmeli?"
Bu haftaki bir yazısında, "Avustralya Yahudi Haberleri," cemaat liderlerini, ters tepen bir kampanya yürütmekle eleştirdi.
Yazı, "Birkaç kişinin davranışları, cemaatin istediklerini yapmak için zorbalığa başvurduğu, ifade özgürlüğünü boğduğu, ekonomik ve siyasi gücünü yerli yersiz kullandığı, genel olarak Filistinlilerle iletişim kurmaya karşı çıktığı ve Filistin devletine karşı olduğu izlenimini yarattı," dedi.
"Bu ölçüsüz davranışlardan rahatsızlık duyan birçok ılımlı ses var." (ND/IPS/AP/IP/MM/KS/JS/EA/NM)
* Inter Press Service (IPS) haberi 6 Kasım 2003'de yayına kondu.