Ankara'daki miting, herhangi bir olay yaşanmadan gerçekleştirildi. Demokratik Halk Partisi (DEHAP) ise temsili düzeyde katılımdı. Düzenleyiciler bunu DİSK'e yanıt olarak değerlendirildiler.
İlk durak: Ankara Radyosu
Ankara Tren Garı'nda bir araya gelen katılımcılar, öğle saatlerine doğru buradan Sıhhiye Meydanı'na yürüdü. Ellerinde, 12 Eylül darbesi sırasında öldürülenlerin fotoğraflarını taşıyan katılımcılar, "Onları geri istiyoruz", "Kahrolsun faşist cunta rejimi", "Kahrolsun faşizm, kahrolsun militarizm", sloganları attı.
Darbe duyurusunun yapıldığı TRT Ankara Radyosu önüne gelen katılımcılar, yaklaşık bir saat boyunca burada, sloganlar attı. Miting Tertip Komitesi tarafından da radyo binası önünde "Demokrasi Bildirgesi" okundu.
"Şili, Arjantin, Portekiz, Yunanistan..."
Bildirgede, darbe döneminde yapılan uygulamaların ortaya çıkması ve dönemin generallerinin yargılanması için "Gerçekleri Araştırma ve Adalet Komisyonu"nun kurulması ve Anayasa'nın geçici 15. maddesinin kaldırılması istendi.
"Kürt sorununun demokratik yollarla çözümü"nün istendiği bildirgede ayrıca şu sözlere yer verildi;
"* Biz, özgür, bağımsız ve korkusuz bir gelecek için 12 Eylül hukuku ile daha bir perçinlenen ve devletin her kurumuna sirayet eden çete-mafya-mit-polis-asker-siyasetçi düzleminde oluşan çıkar ilişkilerinin parçalanmasını istiyoruz.
"* Onurlu ve insanca bir yaşam, iş, ekmek istiyoruz. Geleceğimizi istiyoruz ve uyarıyoruz;
"* 12 Eylül ile pekiştirdiğiniz sıkıyönetim ve olağanüstü hal uygulamalarınızı, çete düzenini, özelelleştirme, yağma ve talan politikalarınızı devam ettirmeyin. Terörle Mücadele Yasası'nda değişiklikleri gündemleştirerek hak ve özgürlüklerimize, bedel ödeyerek elde ettiğimiz örgütlerimize uzanmayın..."
"* Şili'de, Arjantin'de, Portekiz'de, Yunanistan'da zindana tıkılan darbecilere yenilerini eklemek üzere sokaklardayız" denilen açıklamadan sonra, miting Sıhhiye Meydanı'da devam etti.
Türkiye Komünist Partisi'nin (TKP), diğer eylemlerde olduğu gibi, 12 Eylül Mitingi'nde de alandan erken ayrılması tepkilere neden olurken, TKP'lilerin darbe döneminde öldürülenlerin fotoğraflarını taşımaması da dikkat çekti.
"Bugün onların, yarın bizim..."
Miting alanında, katılımcı örgüt ve kuruluşların ortak metni de okundu. Metinde, darbeci generallerin yargılanması isteği tekrar edildi ve şu sözlere yer verildi:
"Dünyanın başka ülkelerinde darbe döneminin insanlık suçu işleyen bütün görevlileri yaptıklarının hesabını verirken, Türkiye'deki darbeciler ve diğer suç işleyen görevliler korunuyor.
"Türkiye'dekiler hariç, işlediği suçun üzerine yatarak gününü gün eden kaç darbeci kaldı dünyada...
"Biliyoruz ki, 12 Eylül anayasasına, anlayışına, anti-demokratik uygulamalara karşı, emek ve demokrasi mücadelesinde birleşme olmadan onların düzeni bütün fütursuzluğuyla devam edecektir... Bu gün onların eseri, yarın bizim eserimiz olacaktır."
"Ülkenin tüm otobüsleri..."
Miting alanında, 12 Eylül döneminde yaşamını yitirenlerin isimleri tek tek okunurken, konuşma yapmak üzere platformda hazır bulunan öldürülen Zeki Kargın'ın annesi Nadire Kargın gözyaşlarına boğuldu. Daha sonra söz alan anne Kargın, aradan 25 yıl geçmesine karşın 12 Eylül'de yaşanan katliamların hesabının verilmediğini söyleyerek, öldürülen oğlunun hesabının verilmesini istedi.
Şair Ahmet Telli, "bizler bu halkın vicdanı olduğumuz için buradayız" derken, Muzaffer İlhan Erdost da yaptığı konuşmada, 12 Eylül döneminde yaşananları anlattı.
Erdost, darbe döneminde gözaltına alınanların sayısının dehşet verici olduğunu söyledi: "O zaman gözaltına alınanlarla, Türkiye'deki otobüs sayısının kapasitesi aynıydı. Yani, onları gözaltına alabilmek için, ülkenin bütün otobüslerine ihtiyaçları vardı" dedi.
Miting Ferhat Tunç'un verdiği konserle sona erdi.(İA/EK)