Cumhuriyet gazetesi genel yayın yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül, tutuklandıkları 26 Kasım’dan bu yana Silivri Cezaevi'nde tek kişilik hücrelerde kalıyor. Sendikalar, meslek odaları ve hak örgütleri yazılı bir açıklama yaparak yetkililere seslendi, tecridin son bulmasını istedi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal ile CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'la görüşmüş, Bozdağ’ın da CHP'li vekillere, "Az önce gerekli talimatları verdim. Can Dündar ve Erdem Gül aynı hücrede kalacaklar" dediği iddia edilmişti.
TIKLAYIN - ERDEM GÜL VE CAN DÜNDAR AYNI HÜCREDE KALABİLECEK
Ancak görüşmenin ardından tutuklu gazetecilerin durumunda bir değişiklik olmadı.
16 gündür tutuklular
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türkiye Mimar Mühendis Odaları Birliği (TMMOB), Türk Tabipler Birliği (TTB), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) imzasıyla yayınlanan çağrı şöyle:
“Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül işlerini yaptılar; haber yayınladılar. Ve yayınladıkları haber nedeniyle tutuklandılar.
Soruşturmanın tutuksuz yürütülmesi konusunda kamuoyunda dile getirilen görüşlere rağmen, Anayasa ve AİHM içtihatlarına aykırı olarak her iki gazeteci hala tutuklu. Tutuksuz yargılanma talepleri iki kez reddedilmiş durumda.
Kaçma veya delilleri karartma şüphesi söz konusu olmadığı halde iki gazetecinin tutukluluklarının devamı, gazeteciliğin cezalandırılmasının amaçlandığına işaret ediyor. Her iki gazeteci, tutuklu bulundukları 16 gündür aynı zamanda bir işkenceye de maruz bırakılıyorlar.
Dündar ve Gül, cezaevine konuldukları günden beri tecrit altındalar. 24 saat tek kişilik hücrelerde tutulup birbirleriyle dahi görüştürülmüyorlar. Cezaevi koşullarında çalışmalarına devam edebilmeleri için gerekli olan yazı makinesi ya da bilgisayar kendilerine verilmiyor.
Tepkiler üzerine Adalet Bakanlığı ‘tecrit yok’ açıklaması yaptı ancak iki gazetecinin neden birbiriyle görüştürülmediğine açıklık getiremedi.
Tecrit, insan ruhunu yaralayan bir işkence biçimidir. Tutuklu ya da hükümlü olsun, cezaevindeki insanlara en ağır psikolojik işkencenin reva görülmesi vicdanları kanatıyor. Yetkililere sesleniyoruz: Tutuklu gazetecilerin tecridine acilen son verilsin!”
Milli İstihbarat Teşkilatı’na ait TIR’ların taşıdığı silahları yayınladıkları gerekçesiyle hakkında soruşturma açılan Dündar ve Gül, “devletin gizli bilgilerini casusluk amacıyla temin etmek ve yayınlamak, terör örgütü üyesi olmadığı halde bilerek ve isteyerek yardım etmek” iddiasıyla 26 Kasım’da tutuklandı.
“Bu hak herkese verilmeli”
BirGün gazetesinin haberine göre Dündar, Bakan Bozdağ’ın Erdem Gül’e aynı hücreye konulmaları açıklamasıyla ilgili şunları söyledi:
“Bu, bir bakanın insafıyla mı olacak? Sadece bizim tecridimizin kaldırılmasıyla ilgili bir kararı kabul edemem. İnsanlar tecrit altında, buna karşı çıkmak gerekiyor. Bu bir insan hakkı ihlalidir, keyfiliktir. Mücadelemiz, keyfiliğe karşı. Ömrüm, keyfiliğe ve hukuksuzluğa karşı mücadeleyle geçti. Kendim için bunu istemem, böyle keyfilik olmaz. Bunu kabul edemem. Burada tam bir tecrit uygulanıyor. Milletvekili ve avukat dışında kimseyle görüştürmüyorlar. Ergenekon davası sürecinde Mustafa Balbay ile Gazeteciler Cemiyeti gibi heyetler görüşebiliyordu, bizimle görüştürmüyorlar. Tam bir tecrit hali var.”
Erdem Gül de “Beş gazeteci yan yana hücrelerde ayrı kalıyoruz. Soğuğu aşıyoruz, camlara sünger çektik ama tecriti aşamıyoruz” dedi. (AS)