İnsan Hakları Derneği (İHD) sürecin başından beri adil yargılamayla ilgili gedikler olduğuna dikkat çekti; "beklenen oldu" dedi; İçişleri ve Adalet Bakanlarının istifa etmesini istedi.
İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) Diyarbakır Şubesi, yargılamanın yaşam hakkını ihlal edenler hakkında adil yargılama çerçevesinde yürütülmesi ve kararların kamuoyu vicdanını yaralamaması gerektiğini açıkladı.
Londra Merkezli Kürt İnsan Hakları Projesi (KHRP) de, kararın Türkiye'nin Kürt yurttaşlarının yaşam hakkının korunmasının reddi olduğunu belirtti; cezasızlığın benzer olayları özendiriciliğine dikkat çekti.
İHD'den bakanlara soru
Beraat kararının "meşru müdafaa" gerekçesiyle verilemesinin adaleti ve hukuku yok saymak anlamına geldiğini söyleyen İHD, İçişleri ve Adalet Bakanlarına şu soruları sordu:
* Ayaklarında terliklerle bir akşamüstü evlerinden çıkan bir baba ve 12 yaşındaki oğlu, sokağı saran yüzlerce polis için tehdit mi oluşturmuştur?
* Uğur Kaymaz ve babasının katledilmesi olayındaki gerçekler nelerdir?
* Mardin'de açılan dava için Adalet Bakanlığı davanın Eskişehir'de devamı kararını niçin vermiştir?
* Güvenlik kuvvetleri mensuplarının yargılandığı her dava niçin hukukun işlemediği duruşmalara dönüşmektedir?
MAZLUMDER: Çatışmaysa, çatışma şüpheden uzak şekilde kanıtlanmalı
MAZLUMDER Diyarbakır Şubesi de, mahkemenin "meşru müdafaa" gerekçesini dayandırdığı çatışma olduğu iddiasının şüpheden uzak bir şekilde kanıtlanması gerektiğini, kamuoyunun bunu beklediğini ifade etti.
Dernek, esas olanın yaşam hakkının herkes için korunması olduğunu anımsattı.
KHRP: Yaşam hakkını korumak görev
KHRP de, bir devletin birincil görevlerinden birinin, dini, etnik kökeni, arka planı ne olursa olsun bütün yurttaşlarının yaşam hakkını korumak olduğunu anımsattı ve olayın sorumlularının adalet önüne çıkması için kararın derhal temyiz edilmesi gerektiğini açıkladı. (TK)