Umut Karakoyun, Tunceli EMEK Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü, 25 yaşında. Karakoyun bir kadın olarak gazeteci olmayı deneyimini bianet'e yazdı. EMEK gazetesini üç genç kadın, Dilek Karakoyun, Umut Karakoyun ve Hüsniye Karakoyun çıkarıyor...
Doğrusu biz kadın olarak algılanmayı istedik mi bilemiyorum... Çünkü birey olarak algılanmayı yeğledik ve gerek günlük yaşamımızdaki ilişkilerimizde gerekse habere giderken, cinsiyetimizi ön plana çıkarmadık, muhtemelen bundan sonra da çıkarmayacağız.
"'Erkek olsaydım daha mı kolay olurdu' demedik..."
Tunceli’nin de kadınla sorunu yok zaten. Belki de Türkiye’de kadının en rahat ve en fazla değer gördüğü illerin başında geliyor. Peki hiç mi zorlanmıyor, olumsuzluklarla karşılaşmıyoruz? Elbette sıkıntılarımız var. Ancak bunlarla karşılaşırken hiçbir zaman "Acaba erkek olsaydım daha mı kolay olurdu" dediğimiz olmadı.
Yaygın medyanın her şeyi tükettiği bir ortamda bir kere vatandaşın size bakışı zaten olumsuz. Habere gittiğimizde, biz ne söylersek söyleyelim siz gazeteciler gidip kendi bildiğinizi yazarsınız denirdi.
2004'te çıkardığımızda sadece 10-15 adet satan, çoğunlukla bedava bırakmak istediğimizde dahi insanların almayı reddettiği bu gazetenin zaman zaman yaptığı haberlerin bazılarında günlük tirajı iki bine ulaştı.
Zor zamanlar yaşadık. "Terör", "korku" mekanı gibi gösterilen bir kentte bizler bir şeyleri değiştirmek ve dönüştürmek adına yola koyulmuştuk. Yaşları 23-30 arası değişen üç kadın Tunceli’de üretmek, ayakta kalmak için çabalarken bu kentin en büyük bürokratı olan dönemin valisi tarafından gözaltına alındık.
"Kadınlardan daha çok çektik..."
Ayakta kalmak için yerel basının tek dayanağı olan resmi ilan hakkımız doğru olmayan gerekçelerle elimizden alındı. Fakat bizler her yaşadığımız olumsuzlukta bu gazeteyi yaşatmak adına daha bir kenetlendik birbirimize. Şimdi istikrarla büyüyen ve kentte gündem belirleyen bir konuma geldi. Bütün bunları kadın olarak nasıl başardık demiyoruz. Biliyoruz ki emek verilen her şeyin bir geri dönüşümü oluyor.
Bizler aslında her fırsatta kadın oldukları için meydanlarda ezildiğini anlatıp "ezilme" edebiyatı yapan hemcinslerimizden daha çok çekiyoruz. En büyük sıkıntıyı onlar bize yaşatırken, kadın olarak ayakta kalmak zor, işimizi yaparken zorluklar yaşıyoruz demeyi doğru bulmuyoruz.
"Bu iş zaten zor"
Gazete çıkarmak kuşkusuz kimin yaptığına bakılmaksızın her iki cinsteki insanlar için zor olmalı. Bir kere düşünün, rüşvet yiyeni, hırsızı, arsızı, ihaleye fesat karıştıranı, yolsuzlukları yazıyorsunuz… Kimse size aferin diyip sırtınızı sıvazlamaz ve sizi gördüğünde takdir etmez. Aynı işi yaptıklarınız bazen habere konu olan vatandaştan daha fazla sıkıntı yaşatıyor size. Kısaca biz kadın olarak olumsuzluklar yaşadığımızı sanmıyoruz. Yaşadığımız zorluklar bu mesleği yapan herkesin karşılaştığı kadar diye düşünüyor, kendimizce kendi ördüğümüz duvarların içine hapsolmak istemiyoruz. (NZ/GG)