Lütfü Kırdar Kongre Merkezi'ndeki toplantının öğlenden sonraki bölümünde "Haber Televizyonculuğu" tartışıldı.
TRT'nin ilk haber müdürü ve TVYD Genel Sekreteri Zeki Sözer 'in yönettiği oturuma Ali Kırca (ATV), Ferhat Boratav (CNN Türk), Cem Aydın (NTV), Reha Muhtar (Show TV) ve Okay Göçer (TRT) katıldılar.
Prim-time gladyatörleri
Kadronun coğrafyasına göre, heyecanlı bir tartışma ortamı doğabilirdi. Haber bültenlerinin ölümcül bir reyting arenası haline getirildiği, "prime - time gladyatörleri"ilk kez biraraya geliyorlardı.
Zeki Sözer, 31 Ocak 1968'de TRT'nin resmi olarak ilk televizyon yayınına başladığını belirterek o günlerin koşullarını özetleyip sözü TRT Haber Dairesi Başkanı Okay Göçer' e verdi.
Okan Göçer: "Özeller renk getirdi"
Göçer, kendi kurumundaki gelişimi kısaca özetledikten sonra, "1990 sonrasında yayına başlayan özet televizyon kanalları TV haberciliğine renk getirdi" dedi. Göçer, özel televizyon kanallarının bazen "renk" konusunda ileri gittikleri, etik kuralları ihlal ettiklerini de sözlerine ekleyip "haberciliğimiz iyi yoldadır" cümlesiyle konuşmasını bitirdi.
Ali Kırca: "İlk konuk Burhan Felek"
Ali Kırca Türkiye'de televizyon yayıncılığının bilimin ve teknolojik gelişmenin gücüyle kabul edildiğini söyleyerek başladığı sözlerini şöyle sürdürdü:
"Televizyon yayını bizde 1952 yılında İTÜ'de başlıyor. İlk canlı yayın konuğu da bir gazeteci... Burhan Felek ile Kore Savaşı'nın değerlendirilmesi yapılıyor. Sonra 1968'e kadar bilinen gecikme yaşanıyor."
"Ailelerde kavga
Kırca, televizyonun vazgeçilmez olduğunu da ABD'de yapılan bir araştırmaya dayandırarak dedi ki:"Bazı ailelere para verip 15 gün süreyle TV alıcılarını kapattırmışlar. Aradan 3 - 4 gün geçince denek aileler parayı geri getirip, alıcılarının açılmasını istemişler. TV'si kapanan ailelerde kavgalar artmış."
Faruk Gürler TRT'yi kullandı
Ali Kırca Türkiye'de siyasilerin TRT'ye egemen olmak istediklerini, bu tavrın da TRT'ye yarar sağlamadığını anlatırken 12 Mart 1971'döneminden şöyle söz etti:
"O dönemde Genelkurmay Başkanı Faruk Gürler' in cumhurbaşkanı seçilmesini sağlamak için TRT kullanıldı."Panelin yöneticisi Zeki Sözer, araya girip vurguyu güçlendirmek gereğini hissetti:"Sözünü ettiğiniz dönemde zaten TRT'nin Genel Müdürü Korgeneral Musa Öğün idi!Emekli falan değil, muazzaf paşa..."
Ferhat Boratav: Özgür Haber
CNN Türk'ün Haber Dairesi Başkanı Ferhat Boratav , "Türkiye'de özgür haber yapmanın kamusal alanı yok"dedikten sonra umutlu geleceğin istihdam politikasını çizdi:"Bugün nasıl ki; polis muhabirleri olmayan bir haber merkezinin ayakta durması mümkün değilse, bundan beş yıl sonra da bilim muhabiri, teknoloji muhabiri olmayan haber merkezi ayakta duramayacak."
Reha Muhtar ve ayna teorisi
Toplantında kendisinden çok şey beklenen Show TV'nin Haber Genel Yönetmeni Reha Muhtar "ayna teorisi" anlattı: "Biz özel televizyonlar Türkiye'ye ayna tuttuk. Artık bu kadarı da olmaz dediğimiz şey, bizim milletimiz!.. Biraz çirkin, biraz aptal, biraz bilge, biraz uyanık... Ama o bizdik. Televizyoncular bunu gösterdik. O yüzden de çok izleniyoruz."
Yönetici Zeki Sözer, Muhtar'ın ayna teorisine şöyle bir müdahalede bulundu:
"Yalnız bu ayna, lunaparklarda gördüğümüz; insanları hilkat garibesi haline getiren cinsten de olmamalı değil mi?"
Cem Aydın: "En çok haber izleniyor"
NTV'nin Genel Yönetmeni Cem Aydın, çok geniş bir kitle üzerinde yapılan araştırmayı anlatarak sözlerine başladı: "Aktif nüfusu oluşturan26 milyon kişiye sorulduğunda bunların 23 milyonu TV'lerde en çok haberleri izlediklerini söylediler . Bu verileri AGB belgeleri arasında bulamazsınız." Aydın, haber kanalı olmanın farklılıklarını anlattı. Yabancı ortaklarla işbirliği yapmanın da uluslararası standartlara daha kolay uyum sağlandığını sözlerine ekledi.
Soru-cevap bölümü
Toplantının soru - cevap bölümünde "özlü" sorular geldi. Ama yanıtlar o düzeye çıkamadı.
İzzet Öz: "Biz aptal mıyız ?"
Örneğin öğretim görevlisi İzzet Öz , aynı görüntülerin defalarca tekrarlanmasının ne anlama geldiğini şöyle sordu: "Bu kadar çok tekrar zorunlu mu? Biz o kadar aptal mıyız?"
Nilgün Cerrahoğlu: "Niçin kadın yok!"
Gazeteci Nilgün Cerrahoğlu ise panelin ortasına "cinsiyet ayrımcılığı kaması" soktu: "Niçin sizin oturduğunuz masada bir tane kadın yok? Niye kadınlar ekrandan uzak tutuluyorlar. Ekrana çıkmaları için illa ki güzellik yarışması kazanmaları gerekiyor? Bu ölçü neden erkekler için uygulanmıyor?"
BBC ve özgür kamusal alan
Bir başka soru ise haber merkezlerinin hangi özgürlükte haber yapabildikleri üzerineydi: "Fakland Savaşı sırasında hükümetin baskısına maruz kalan BBC'nin genel yayın yönetmeni 'bizim için Londra'daki bir dul ile Buenos Aires'teki bir dul arasında fark yoktur' demişti. Bu ölçü bizde ne zaman uygulanabilir hale gelecek?"
Yukarıdaki sorular arasında en somut yanıt, Ferhat Boratav'dan geldi:"O BBC müdürün başına neler geldiğini de söylemek lazım ... Ben biraz önce de aktardım. Özgür haber ortamının kamusal alanı yaratılmalı artık... Biz istediğimiz kadar otosansür uygulayalım, artık haberleri engellememiz mümkün değildir. Medya parçalı hale geldi . TV'nin vermediğini gazete yazabiliyor. İkisinin de görmediği bir haberi internet gazetelerinde bulabiliyorsunuz. Kamu yöneticileri bunu görmeli artık!"
Beklentilere cevap vermedi
Diğerleri soruları muhatapları ya yanlış anladılar, ya da işlerine geldiği gibi yanıtlar verdiler. Bu haliyle de panel beklentileri karşılamaktan çok uzak kaldı. Oysa televizyon haberciliği konusunda konuşulacak ne kadar çok şey vardı.(NA/YÖ)