Komisyon üyeleri İzmir'de bir grup öğrencinin "istedikleri an uyuşturucu bulabileceklerini" söylemesi karşısında şaşkınlıklarını ifade etmişler.
Beykent Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nden Doç. Dr. Serdar Değirmencioğlu, komisyon üyelerinin durum karşısında şaşkınlık duymalarının olaya ne kadar safdilce baktıklarının göstergesi olduğunu söyledi ve Radikal'in bu şaşkınlığın gerisindeki dar bakış açısını vurgulamamasına dikkat çekti.
Değirmencioğlu haberin, komisyondaki kişilerin çocuk ve "uyuşturucu bağlantısıyla ilgili basit ilmekler"i bilmediklerini gösterdiğini belirtti
Değirmencioğlu, "eğer bu konu manşet olacak kadar önemliyse, komisyonun dışında bir uzmandan, bu konuda birazcık bilgi sahibi birinden görüş alınmasını isterdim" dedi.
"Çocuklar giderek daha çok olumsuz koşulla karşılaşıyor"
Çocuklara sunulanların giderek kötüleştiğine dikkat çeken Değirmencioğlu, "Çocukların önüne hem olumlu hem de olumsuz koşullar eşit derecede geliyor olsaydı daha az kaygı duyulurdu ama olumsuz koşullar artıyor" dedi.
Değirmencioğluya göre, "Gerek haberde gerekse komisyonun çalışmalarında asıl çocukların olumlu koşullarla karşılaşma olanağının azalması üzerinde durulması gerekirdi."
"Radikal'in haberi infial yaratacak tarzda vermemesi gerekirdi"
Radikal'in haberi manşete taşıyıp "infial yaratmak" yerine, bilgilendirici bir habercilik yapması gerektiğine dikkat çeken Değirmencioğlu, "Bu konu toplumun her kesimi tarafından ilgiyle okunacağı için bilgilendirici haber yapılmasını beklerdim" dedi.
Yerel ya da merkezi yönetimlerin çocuklara ve gençlere onların gereksinim duydukları şeyleri içeren olanakları sağlaması gerektiğini belirten Değirmencioğlu, "sokak olumlu bir şey sunmuyorsa, çocuğun kötü şeylere ilgi duymasına şaşırmak abestir" dedi.
"Yasadışı ekonomi şartlarında çocuklara uyuşturucu satacak biri çıkar"
Değirmencioğlu çocukların içki, sigara ve uyuşturucu maddeye çok kolay ulaşabildiklerini belirtti ve "Denetim oldukça az, yasadışı bir ekonominin büyümesi söz konusu olunca çocukların yakınlarında bir yerde onlara uyuşturucu satmak isteyen biri türeyecektir, bütün dünyada bu böyle" dedi.
"Çocuklar ve gençler doğuştan merak sahibi, öğrenmek ve anlamak isteyen bireyler. Onların hayatlarındaki öğrenme isteğini ciddiye alırsanız, çevrelerinde birilerinin esrardan söz ettiğinde bunun ne kadar zararlı olduğunu da anlarsınız"
Çocukların hiç bilmedikleri bir konuda hata yapmalarının şaşırtıcı olmadığını söyleyen Değirmencioğlu, "Türkiye'nin giderek daha fazla tehlikede olduğunu kabul etmek gerekir" dedi.
"Polisin okulda işi olmaz"
Haberde "okul polisi" diye bir kavramın geçtiğine dikkat çeken Değirmencioğlu, "Okulla polis bir arada konuşulamaz. Okulların polisiye tedbirlerle sonuca oluşması söz konusu değildir. Geçen yılda gördük. Polisin okula giriyor olması, okulu okul olmaktan çıkarır, başka bir yer haline getirir" dedi.
Herhangi bir tehlikeli davranışın okuldaki bireylerin çalışmalarıyla giderileceğini belirten Değirmencioğlu, "Bu uygulama herkesin başına bir polis dikmeye kadar varır. Demokratik sistemlerde bu iş böyle olmaz; önemli olan sorunları yurttaşların iradeleriyle çözmektir" diye konuştu.
Geçen yıl, İzmir Emniyet Müdürlüğü okul önlerinde yaşanan şiddet olaylarını önlemek gerekçesiyle "okul timleri" oluşturmuş, İzmir'de okullar gasp, hırsızlık ve uyuşturucuya karşı tek tek polis ekiplerine zimmetlenmişti.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası'nın (Eğitim-Sen) "2006-2007 Eğitim-Öğretim Yılı Başında Eğitimin Durumu" raporuna göre; okullara polis çağrılması rutin uygulama haline gelmişti.
Eğitim-Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer,geçen yıl okullarda yaşanan şiddet olaylarıyla ilgili polisiye tedbirlerin çözüm olamayacağını belirtmiş, eğitim sisteminde eşitsizliğin ortadan kaldırılması gerektiğini söylemişti. (NZ/TK)