*Fotoğraf: Can Candan
Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri, Melih Bulu'nun rektör olarak atanmasının ardından başlattıkları nöbette 40 haftayı geride bıraktı.
Bulu'nun görevden alınmasından sonra 20 Ağustos'ta rektör olarak atanan Naci İnci'yi ve beraberindeki tüm atanmışları istifaya çağıran akademisyenler, rektörlük binasına 187. kez arkalarını döndü.
Akademisyenlerin 37. açıklamasıBugün 8 Ekim Cuma. Nöbetimizin 187., direnişimizin 278. günündeyiz. Sizlere hâlen basının alınmadığı, çevresinde polisin ağır silahlarla devriye gezdiği, her köşesinin kameralarla, özel güvenlik güçleri ve sivil polislerce denetlenmeye çalışıldığı, girişlerine yüksek demir parmaklıkların yerleştirildiği kampüsümüzden sesleniyoruz. "Üniversitemiz abluka altında. Atanmış yönetimin üniversitemize ve dolayısıyla kamuya verdiği zararları duyurmak hepimizin hakkı ve aynı zamanda görevi. Öğrencilerimiz ve akademisyenlerin en temel yurttaşlık haklarından biri olan ifade özgürlüğünü kullanmaları kaba kuvvetle engellenmeye çalışılmakta.
"Aynı günün akşamında, Salı günü gözaltına alınmış olan 2 öğrencimizin tutuklandığı haberini aldık. Öğrencilerin arkadaşlarının tutuklanması üzerine dün yapmak istedikleri basın açıklamasına polis yine sert bir şekilde müdahalede bulundu, kampüs kapısı önünde açıklama yapmalarına izin vermedi ve 14 öğrenciyi daha gözaltına aldı. "Hepimiz basına röportaj vererek ifade özgürlüğünü kullanan bir öğrencimizin hiçbir hukuki dayanak olmaksızın nasıl yaka paça gözaltına alındığını ekranlardan gördük. Öğrencilerimizin protesto eylemlerini haberleştirmeye çalışan basın emekçilerinin görevlerini yapmaları şiddet kullanılarak engellendi. "Öğrencilerin eğitim hakları gasp ediliyor""Yeni öğretim yılının başlamasıyla ülkemizin her yerinde haklarını talep eden öğrencilerin bilinçli bir şekilde hedef gösterildiğini ve yargı yoluyla eğitim haklarının gasp edilmeye çalışıldığını gözlemliyoruz ve bundan kaygı duyuyoruz. "Dünkü açıklamamızda da ifade ettiğimiz gibi hocaların yüzde 95 ret oyunu almış atanmış yönetimin kampüs içindeki ihtilafların çözümünü savcılıkta aramasını ve güvenlikçi yöntemlere başvurmasını kabul etmiyoruz. "Gittikçe artan sayıda öğrencimize uygulanan yurtdışı yasağı veya adli kontrol gibi cezaların kaldırılmasını ve 6 Ekim Çarşamba günü tutuklanan iki öğrencimizin de derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz. "Bizlerin, öğrencilerimizin ve basın emekçilerinin anayasa tarafından garanti altına alınan ifade özgürlüğü, kanaatleri açıklama ve yayma, haber alma ve verme haklarımızın ihlal edilmesini kabul etmeyeceğimizi beyan ediyoruz. "Boğaziçi Üniversitesine yönelik sözlü ve fiili saldırıları esefle karşılıyor, üniversiteler üzerindeki merkeziyetçi ve otoriter tasavvur ve tasarruflara son verilmesini istiyoruz. Sit alanı düzenlemesine itiraz"Üniversite bileşenlerini endişelendiren gelişmelerden bir diğeri de son dönemde kampüs alanlarının yağma ve talanına yol açabilecek düzenlemelerin yapılıyor olması. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın Ağustos ayında yaptığı bir düzenleme ile Güney Kampüs'ün sit alanı statüsü yeniden tanımlandı. "Bu düzenleme, birçok tarihi kültür varlığı barındıran ve Boğaziçi Kanunu çerçevesinde korunmakta olan Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüsü'nde yapılaşma yolunu açma, alanın eşsiz doğal ve tarihi dokusuna geri dönülmez zararlar verme tehlikesini taşımaktadır. "Kampüs alanlarının geleceğine dair endişelerimizi destekleyen bir diğer gelişme de Üniversite Yönetim Kurulunun bilgi ve onayı olmaksızın, sadece atanmış rektör ve ekibinin oluşturduğu bir 'Taşınmaz Değerlendirme Komisyonu'nun' kurulmuş olması. "Bu komisyon, üniversite mülkiyetinde olan taşınmazların diğer kamu kuruluşlarına, vakıflara, şirketlere ve kişilere satışı, tahsisi, kirası ve devri konusunda olağanüstü yetkilere sahip. "Tüm bu endişe verici gelişmelere karşılık öğretim üyeleri olarak Boğaziçi Üniversitesi arazisine dair Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın yeni sit alanı düzenlemesine itiraz ediyoruz. 2021-10-08 Boğaziçi Üniversitesi Akademisyenleri Nöbeti No. 187 ve Açıklaması (5/5) from Can Candan on Vimeo. "Yaşam alanlarını korumak amacıyla Boğaziçi bileşenleri itiraz dilekçelerini topluca Bakanlığa iletti. Bu dilekçeler dikkate alınmadığı taktirde, kampüsümüzün korunması için hukuki yollara başvurmaya devam edeceğiz. "Yeni öğretim yılı kayyım rejiminin verdiği tüm hasarlara rağmen başladı. Hep vurguladığımız gibi, üniversiteye verilen hasarların en başında Can Candan'ın işine son verilmesi; Feyzi Erçin, Seda Binbaşgil ve Özcan Vardar'ın derslerinin iptal edilmiş olması geliyor. "Bu yönetim krizi içinde derslerin aksamadan yapılabilmesi akademisyenlerin şahsi çaba ve özverisiyle mümkün oldu. "Hocalarımız yeterli altyapı sunulamayan birçok derslikte öğrenimin aksamaması için mücadele veriyor; kimimiz derslerini açık alanlara taşıyor ve tüm hocaların katılımıyla yeni gelen öğrencilerimizi üniversite ile tanıştırmak için alternatif etkinlikler düzenleniyor. "Bu amaçla öğrencilerle beraber organize edilen ve açık dersler, forumlar, konuşma ve sergileri içeren alternatif oryantasyon etkinliği önümüzdeki hafta da devam edecek. "Üniversitemizdeki tüm birim, fakülte ve enstitülerin müdür ve koordinatörleri seçimle göreve gelmelidir. Şeffaf ve demokratik yollardan belirlediğimiz Sosyal Bilimler ve Fen Bilimleri Enstitüsü müdürleri bir an önce görevine atanmalıdır. "Atanmış Rektör Naci İnci ve yönetimi ile bugüne kadar hukuksuzca kadrolaşmış tüm isimlerin istifasını talep ediyoruz. "Türkiye'de demokratik ve katılımcı ilkelere dayalı bir üniversite ideali gerçekleşene kadar kabul etmiyoruz, vazgeçmiyoruz!" | |
(DŞ)