Fotoğraflar: Nur Kaya
İsmailağa Cemaati'ne bağlı Hiranur Vakfı kurucusu Yusuf Ziya G.'nin 6 yaşındaki kızı H.K.G.'yi 29 yaşındaki Kadir İ. ile "evliliğe" zorlaması ve sistematik olarak istismar etmesine neden olmasına dair açılan davanın beşinci duruşması Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
Basına kapalı devam eden duruşmada, sanık Kadir İ.'nin avukatının sanığın avukatlığını bıraktığı öğrendildi. Hakim yeni avukat atanması için süre verdi. Bir sonraki duruşma, 9 Ekim'de.
TİP'li kadınlar: "Haklarımızdan vazgeçmiyoruz"
Basına kapalı yapılan duruşma öncesi Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, Kadınlar Birlikte Güçlü, Emek Partili Kadınlar, Türkiye İşçi Partisi (TİP) gibi birçok kadın derneği ve partilerin kadın kolları adliye önünde bir açıklama yaptı.
TİP'li kadınlar açıklamada şöyle dedi:
"Duruşmaya dahil olmak isteyen kadın örgütlerinin bu talepleri reddedildi. Yetmedi, dosya hakkında gizlilik kararı verildi. Olaya ilişkin yayın yasağı getirildi. Buradan bir kez daha söylüyoruz, çanak tuttuğunuz bu düzeni istediğiniz kadar saklamaya, bu düzenin icracılarını da aklamaya çalışın, bizler bir adım dahi geri atmadan bu sürecin dün nasıl takipçisi olduysak aynı şekilde de olmaya da devam edeceğiz. Şeriatçı düzeninize son verene dek de devam edecek mücadelemiz."
"Saray Rejimi, bir yandan neoliberal politikalarla okul öncesi eğitimden üniversitelere kadar bütün bir eğitim sürecinin kamusallığını tasfiye ederken bir yandan devlet okullarındaki eğitim sistemini gerici[1]şeriatçı politikalarıyla adım adım dinselleştirmektedir. Geçtiğimiz günlerde İzmir ve Eskişehir’deki İl Milli Eğitim Müdürlükleri ve İl Müftülükleri arasında, “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum” isimli kamuoyunda ÇEDES olarak bilinen bir protokol imzalanmıştır."
"Bu protokol kapsamında manevi danışmanlık adı altında imam, müezzin ve kuran kursu öğreticileri görevlendirilebilecek, ilave olarak din görevlileri ders verebilecektir. Yine bundan bir hafta önce Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin katıldığı bir yayında kız okullarının açılabileceğine işaret etmiştir. Bu açıklamasının gerekçesi olarak bazı ailelerin karma eğitim sebebiyle kız çocuklarını okula göndermemesi olmuştur."
"Biz biliyoruz ki kız çocukları da kadınlar da umrunuzda değil. Derdiniz kadınların kamusal hayatta var olabilmesi, iş, eğitim hayatında var olabilmesi olsaydı mesela her mahalleye kamusal ve ücretsiz nitelikte bir kreş açardınız. Ya da gençler olsaydı derdiniz, türlü baskılarla şiddete maruz kaldığı için aramızdan giden Enes Kara gibi binlerce gencin kucağına düştüğü, resmi kaydı dahi olmayan, hiçbir şekilde denetlenemeyen tarikat ve cemaat yurtlarını kapatırdınız."
"Sizin derdiniz kadın düşmanı politikalarınızla kadınları ve kız çocuklarını toplumsal hayatın her bir alanından dışlamak, dini değerleri siyasetinize dahil etmek, gerçekçi politikalara dönüş yapıyoruz diyerek bunca yılın beceriksizliğini emekçilerin üstüne yıktığınız bu düzende ücretsiz eğitim hakkından mahrum bıraktığınız milyonlarca yurttaşı tarikat ve cemaat yurtlarına mahkum etmek. TİP’li Kadınlar olarak Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin başta olmak üzere buradan tüm yetkililere sesleniyoruz, laiklikten, bilimsel ve çağdaş, ücretsiz eğitim hakkımızdan vazgeçmiyoruz. ÇEDES gibi ucube, anayasaya, bilimsel eğitimin ilke esaslarına aykırı uygulamalarınızdan, orta çağ karanlığına ait söylemlerinizden vazgeçmeniz için sizi uyarıyoruz. Hiranur Vakfı davasının sanıkları hak ettikleri cezayı alana dek, istismarın her türlüsünün yaşandığı tarikatlar ve cemaatler kapatılana dek, laik toplumsal düzen yeniden inşa edilene dek mücadelemiz devam edecek."
"Tüm sorumlular yargılansın"
Kadınlar Birlikte Güçlü'den kadınlar da şöyle dedi:
"Biz kadınlar, erkek adalet değil, gerçek adalet demek için buradayız. Bu davanın takipçisiyiz ve biliyoruz ki birlikte güçlüyüz. Sadece suçun birinci dereceden failleri değil görevini yerine getirmeyen tüm kamu yetkilileri de hesap verene kadar ses çıkarmaya devam edeceğiz. Görevi istismarı önlemek olanların “ama biz koruma kararı almıştık” diyerek işin içinden çıkmasını kabul etmiyoruz.
"Erkekler istismar ediyor, yeri geliyor adına “evlilik” diyor; bu istismara aileler, toplum, dini vakıflar, yargı ve bütün kurumlarıyla devlet ortak oluyor. Artık yeter! Biz kadınlar, LGBTİ+’lar birbirimize, mücadelemize güveniyoruz. Tüm çocukların yoksulluktan uzak, eşit ve özgür yaşayabileceği bir dünya için isyanımız. Bu isyan hepimizin. Tüm sorumlular yargılanıp cezasını alana, bu devletin derinlerine nüfuz etmiş suç şebekeleri ortadan kaldırılana, çocuklar güvenle yaşayabilene kadar kadın dayanışmamızla, mücadelemizle buradayız, sokaklardayız."
“Ülke karanlığa sürüklenmek istemiyor”
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'ndan Fidan Ataselim de şöyle dedi:
“Umarız ki failler hak ettikleri cezayı aldı. Fail sadece bugün yargılanan birkaç kişi değil. Bu mağdurun sesini duymayan herkes bu suçun sorumlusu. Bir organizasyon var. Çocuklar bu tür suçlara karşı korumasız bırakılırken, şimdi de karma eğitime saldırılar var. Bu düzeyde oluşmuş gerici Meclis vardı. Buna dair adımlar bekliyorduk. Bakan’ın kız çocukları için okul açabiliriz söylemi tamamen bir aldatmaca. H.K.G okula gönderilmiyordu. Neredeydi o zaman bu bakan? Kız çocukları anlatıyor okula gönderilmediklerini. Bakanın görevinin kız çocuklarının eşit eğitim almasını sağlamaktır. H.G.K. devlet kurumlarına başvurduğunda neredeydi bu kurumlar? O zaman neredeydi bu bakanlıklar? Bu adımlar çocuk yaşta zorla evlilikleri arttırır. Ülke bir karanlığa sürüklenmek isteniyor. Toplum buna izin vermeyecek.”
TIKLAYIN-H.K.G. Davası | Mahkemeden ara karar: Duruşma kapalı görülecek
Ne olmuştu?
BirGün yazarı Gazeteci Timur Soykan, 3 Aralık'taki "Karanlık dünya bir çocuğu yuttu: Tarikat karanlığında henüz 6 yaşında..." başlıklı yazısında, İsmailağa Cemaati'ne bağlı Hiranur Vakfı'nın kurucusu Yusuf Ziya G.'nin kızı H.K.G.'yi 2002'de altı yaşındayken imam nikahıyla 'evlendirdiğini', kadının çocukluğu boyunca cinsel istismarda bulunduğunu yazmıştı. Yaşananlar, H.K.G.'nin şikayetiyle ortaya çıkmıştı.
Soykan, 7 Aralık'ta BirGün'de yayımlanan "Utancın fotoğrafları" başlıklı yazısında da H.K.G.'nin çocuk yaşta gelinlik giydirildiği ve 'nişan'ına ait dehşet verici fotoğrafları yayımlamıştı.
Sosyal medyada tepki yağan olaya ilişkin Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı açıklama yapmış ve davaya müdahil olunduğunu bildirmişti.
Çocuk istismarıyla ilgili geçtiğimiz günlerde kabul edilen iddianamede Kadir İ. hakkında 30 yıldan az olmamak, baba Yusuf Ziya G. ve anne Fatıma G. hakkında da 18 yıldan az olmamak kaydıyla hapis cezası istenmişti.
(NK/EMK)