Dünkü (29 Temmuz) DSP Grup Toplantısı'nda Başbakan Bülent Ecevit'e yönelik bir konuşma yapan Gürkan, Ecevit'i "merkez solda ulusalcılık ve namusluluk temelli bir büyük birleşmenin öncülüğünü yapmaya" çağırdı.
Ankara Milletvekili Hikmet Uluğbay da, Gürkan'ın bu çağrısına destek verdi.
Uluç Gürkan'ın merkez solda birlik çağrısı şöyle:
* Erken seçim konusundaki kaygılarınızı tartışmayacağım. Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ile Halkın Demokrasi Partisi (HADEP) konusundaki kaygılarınızda haklı olabilirsiniz. Gerçekten de, bir felaket senaryosuyla karşı karşıya olabiliriz.
* Ancak bu kaçınılmaz bir senaryo değildir. Kaderimiz, alınyazımız hiç değildir. Biz bu senaryoyu engelleyebiliriz, engellemeliyiz. Bunu da sadece yakınarak, sadece seçim tarihini geciktirip zaman kazanmaya çalışarak yapamayız. Artık seçime karşı olduğumuz görüntüsü vermememiz, seçimi geciktirmeye yönelik hiçbir eylemin içinde olmamamız gerekiyor.
* Gün bu senaryoyu değiştirmek için harekete geçmenin, felaketi umuda dönüştürmenin günüdür. Unutmayalım ki, Atatürk ve arkadaşları bu ülkenin kurtuluşunu ve kuruluşunu çok daha zor koşullar altında, ülke işgal altındayken gerçekleştirmişti. Günümüz koşullarında da felaket senaryosunu umuda, umudun coşkusuna dönüştürecek olan biziz.
* Sayın Başbakan, gelin koyun yüreğinizi, merkez soldaki bir büyük buluşmayı, ulusalcılık ve namusluluk temelindeki bir büyük uzlaşmayı yaratalım. Önümüzdeki seçimde merkez solu bölünmüş, parçalanmış olarak değil, bir olarak, iri olarak, diri olarak bir yarışa sokalım.
* Böylesi bir birlik, sadece felaket senaryolarını gündemden düşürmüş, yeniden umuda dönüştürmüş olmayacaktır. Aynı zamanda, unuttuğumuz, uzun süredir izlenen ekonomi politikalarıyla bize unutturulan insanımızı da kucaklayacaktır.
* Türkiye üretmeden, büyümeden; sadece borçlanarak ve borçlarını çevirebilmek için her geçen gün insanını biraz daha fazla yoksullaştırarak geleceğine bakamaz.
* Merkez soldaki böylesi büyük bir buluşmaya öncelik etmek, Sayın Başbakan, sizin için tarihi bir sorumluluktur. Bizim için de kaçınılmaz bir görev, vazgeçilmez bir ödevdir. Böylesi bir buluşma için, günümüzün gerektirdiği her türü özveriyi de içerecek bir çağrınız, çağrımız, Türkiye'nin gerçek umudu olacaktır. (BB/ NK)