Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ebru Günay, parti Genel Merkezi’nde düzenlediği haftalık basın toplantısında gündemi değerlendirdi.
Günay, 8 Haziran’da Diyarbakır’da gözaltına alınan 20’si gazeteci 22 kişi dün adliye sevk edildiğini ve gazetecilerin gazetecilik faaliyetleri nedeniyle tutuklandığını belirtti.
Günay, “Gazetecilik faaliyetleri nedeniyle suçlanan JİNNEWS Müdürü Safiye Alagaş, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği Eşbaşkanı Serdar Altan, Mezopotamya Ajansı Aziz Oruç, Xwebûn Gazetesi Yazıişleri Müdürü Mehmet Ali Ertaş, Gazeteciler Zeynel Abidin Bulut, Ömer Çelik, Mazlum Doğan Güler, İbrahim Koyuncu, Neşe Toprak, Elif Üngür, Abdurrahman Öncü, Suat Doğuhan, Remziye Temel, Ramazan Geciken, Lezgin Akdeniz ve Mehmet Şahin dahil 16 özgür basın çalışanı tutuklandı. Gazetecilerin gözaltına alınması da tutuklanması da iktidarın hakikatlerden korkusunun göstergesidir” dedi.
“Gazetecilerin tutuklanmasını kınıyoruz”
16 gazetecinin tutuklanması: Kürt gazeteciler sadece bugün saldırıya uğramıyor, 90’lı yıllarda hedef alındılar, katledildiler, 2011 yılında cemaatin hedefinde yer aldılar.
Bugün de AKP-MHP faşist iktidarının hedefinde yer alıyorlar. Kürt basını dün faili meçhullere karşı, cemaatin kumpaslarına karşı susmadı, bugün de susmayacak. Gazetecilerin tutuklanmasını şiddetle kınıyoruz, biz özgür basın çalışanlarının her zaman yanında olmaya devam edeceğiz.
İmralı Tecridi: Sistemimizden dar gelirliler hariç üretici firmalar, ihracatçılar kâr ediyor, çarklar dönüyor’ diyerek yoksulluğu normalleştiriyorlar. AKP-MHP ittifakı, bütün bu sömürü çarkını elbette savaş siyaseti üzerine kuruyor. Bu çürümüş, yozlaşmış ve şiddet dilinden başka bir siyaseti olmayan iktidarın tek gündemi savaştır.
Bu iktidar uzun süredir halklar ve inançlarla savaş halindedir, doğa ile savaş halindedir, emek ve emekçi ile savaş halindedir, kadınlar ve gençlerle savaş halindedir, sağlıkçılarla savaş halindedir, işçi ile savaş halindedir, düşünen herkesle savaş halindedir. Kendi ülkesine her türlü kötülüğü yapıp, tüm diyalog kapılarını kapattıktan sonra başka yerlerde de savaşın son bulması, çözüm süreci için arabulucu ülke sıfatı ile yer alacak kadar iki yüzlüce bir politika da yürütüyorlar.
“Demokratik talepleri görün”
Kürt sorunu: Kürtlerin inkârı, siyasi iradelerinin yok sayılması, kimliklerinden vazgeçmelerini dayatıp şiddet ve asimilasyon politikalarıdır. Kürt halkının demokratik haklarının gasp edilmesidir, demokratik bir siyaset ve gelecek için ifade edilen ‘Demokratik uzlaşı, özgür siyaset ve evrensel hukuk’ çözüm formülünün karşısına şiddet dilinin konmasıdır. Türkiye’de yaşanan hukuksuzluğun, ayrımcı tutumların ve tek adam rejiminin esas kaynağı tecrit politikalarıdır. Tecrit politikaları çözümsüzlükte ısrarın en somut halidir. Bu nedenle diyoruz ki, Sayın Öcalan üzerindeki mutlak tecrit bir an önce kalkmalıdır.
Milletvekillerine saldırı: Kadıköy’de yaşanan işkence ve şiddeti herkes gördü. En trajik olanı ise milletvekillerine saldıran, darp eden, kelepçe takmaya çalışanlara karşı Meclis başkanının sessizliğidir.
Aynı sessizliği ülkenin başkentinde kameraların karşısında kadın sözcümüz tehdit edildiğinde de görmüştük. Milletvekillerine saldıranlara ve tehdit edenlere sözünüz yok ama bileşen partimizin eş genel başkanı olan vekil arkadaşımızın dokunulmazlığı kaldırılmalı diyerek destek oluyorsunuz. Unutmayın ki seçilmiş her bir vekil arkadaşımıza yönelik yapılan saldırı başkanlığını yaptığınız TBMM’nin iradesine yapılmıştır.
Deniz Poyraz cinayeti: Bu politika partimizi hedef haline getirme stratejisinin bir parçasıdır. Bakın yarın 17 Haziran İzmir il binamıza saldırarak Deniz Poyraz yoldaşımızın katledildiği tarihin yıldönümü.
Bu cinayetin sorumluları bizi katillere hedef gösterenlerdir. O yüzden katilleri aklıyorlar, arkasındaki güçleri koruyorlar çünkü suç ortağıdırlar. İktidar partisiyle birlikte vekillerimizi özellikle kadın vekillerimizi hedef gösterenler bu suçların ortağıdır.
O gün partimizi hedef gösteren ve Deniz Poyraz yoldaşımızın katledilmesine sebep olanlar bugün de kadın vekillerimizi tehdit ediyor, şimdi de Eş Genel Başkanımızı hedef gösteriyor. Fotoğraf albümü, ülkedeki suçlulardan oluşan Suçişleri Bakanı bir magazin programına katılmış, yakında sabah şekerlerine de katılır ama izleyen bulabilirse. İçişleri bakanlığına sesleniyoruz, elindekileri yargıya teslim etmezsen iftiracısın, suç işliyorsun!
TIKLAYIN-"Kürt gazetecilerin gözaltına alınması; basın özgürlüğüne darbedir"
(EMK)