*Fotoğraf: Hikmet Adal/bianet
Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda öldürülen Suudi Arabistanlı gazeteci Cemal Kaşıkçı davası, bu zamana kadar Suudi Rejimi’nin yargılama konusu yapılmaması ve 20 Eylül 1992’de devlet ajanlarınca infaz edilen Musa Anter’e ilişkin dosya da zamanaşımı tehdidi nedeniyle adalet bekleyenleri ciddi şekilde endişelendiriyor.
Uzun yıllar dünyanın en çok gazeteci tutuklayan ülkelerinden sayılan Türkiye, profesyonel gazeteciler için son üç yıldır adli kontrol cezalarına yönelirken tutuklanma sırası şimdi de, sokak röportajları yapan yurttaş gazetecilere geldi.
Son üç ayda gazetecilere yönelik gelişen beş saldırıdan birinin failinin, HaberTürk TV temsilcisi Muharrem Sarıkaya olması, medya camiasında yoğun tepkiye neden oldu.
Ekim - Kasım - Aralık 2021 döneminde görülen toplam 81 davada en az 214 gazetecinin “örgüt propagandası” ve “örgüt üyeliği” başta olmak üzere 23 farklı suç isnadıyla yargılanmasına devam edildi.
BİA MEDYA GÖZLEM/EKİM-KASIM-ARALIK
TIKLAYIN- Gazeteci haklarında kazanım da var, endişe de!
TIKLAYIN- Gün gün üç aylık medya/ifade özgürlüğü ihlalleri
TIKLAYIN- Düzenlemeler, tepkiler, dayanışma, işsizlik
TIKLAYIN- BİA Medya Gözlem Raporları
Bu dönemde Anayasa Mahkemesi (AYM), uzun süredir haber gibi gazetecilik içeriklerine Sulh Ceza Hakimlikleri eliyle getirilen keyfi erişim yasaklarıyla ilgili dokuz başvurudan biri için geç de olsa pilot karar verdi. İfade ve basın özgürlüğünün ihlaline vurgu yapan AYM, Diken, Gazete Duvar ve Artı Gerçek siteleri dahil bazı haber mecralarında yayımlanmış haberlerin erişime kapatılmasını 8 biner TL tazminatla cezalandırdı.
Yine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), gazeteci Nazlı Ilıcak’ın tutukluluğu nedeniyle Türkiye’yi ifade özgürlüğü ihlal etmekten 16 bin avro (yaklaşık 260 bin TL) tazminata mahkum etti. Bu dönemde AİHM, Vedat Şorli kararıyla, Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçildiği Ağustos 2014’ten beri bir susturma aracına dönüştürülen “Cumhurbaşkanı’na hakaret” düzenlemesinin anti demokratik özüyle ilgili önemli bir karar verdi.
Cemal Kaşıkçı cinayeti
Gözaltındaki Kaşıkçı’nın katillerinden değilmiş: Gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetinin 26 sanığından biri olduğu iddia edilen bir kişi, Fransa’nın başkenti Paris’teki Roissy Havalimanı’nda gözaltına alındı. Fransa makamları, ertesi gün, bir kişinin isim benzerliğinden yanlışlıkla gözaltına alındığını, kontrollerin ardından serbest bırakıldığını duyurdu (7 Aralık).
“Kaşıkçı” davasında ABD raporuna ikinci ret: İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Suudi Arabistanlı gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın, 2 Ekim 2018’de Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda öldürülmesiyle ilgili davada 26 Suudi görevliyi ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılamaya beşinci duruşmayla devam etti. Mahkeme, cinayete iştirak eden 20 sanık ile cinayet mahallinde delilleri yok etmekle suçlanan altı sanığı gıyabında yargılıyor. Sanıkların yakalanması için Interpol’den yanıt bekleyen mahkeme, “mükerrer cezalandırmanın önüne geçilmesi” için Suudi Arabistan'daki sanıklarla ilgili bir dava ve soruşturma olup olmadığının Adalet Bakanlığı Uluslararası İlişkiler Başkanlığı’ndan sorulmasına karar verdi. İstanbul Barosu’nca görevlendirilen beş kadar avukatın usul gereği sanıkları temsil ettiği duruşmada, Kaşıkçı'nın nişanlısı Hatice Cengiz ve avukatı ise eksikliklerin giderilmesini istedi. Mahkeme heyeti, Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler Daire Başkanlığı aracılığıyla Suudi Arabistan'dan, yargılanan firari sanıklar hakkında Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesi olayıyla ilgili bir soruşturma veya kovuşturma olup olmadığının sorulmasına hükmederek, bunun olması halinde sanıkların mükerrer cezalandırılmalarını engellemek amacıyla kesinleşmiş karar örneğinin gönderilmesinin istenilmesini kararlaştırdı. Sanıklar hakkında düzenlenen yakalama emirlerinin ve kırmızı bülten kararlarının infazı ile iadelerine ilişkin istinabe cevaplarının beklenilmesini karara bağlayan heyet, sanıkların adli sicil ve nüfus kayıtlarının temini hususunda İnterpol Daire Başkanlığı'na yazılan yazının cevabının beklenilmesine karar verdi. Duruşmayı Almanya'nın İstanbul Başkonsolosluğundan bir temsilci ve RSF Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu izledi. Duruşma sonrası Çağlayan Adliyesi önünde basın açıklaması yapacak olan Önderoğlu polislerce taciz edilince açıklama yapmayı reddetti. Dava 24 Şubat 2022’ye kaldı (23 Kasım).
Musa Anter cinayeti
Anter Davası’nda zamanaşımına aylar kaldı: Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi, gazeteci Musa Anter’in 20 Eylül 1992’de öldürülmesi ve 90’larda JİTEM’in işlediği cinayetlerle ilgili 18 sanıklı davada, ne “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım’ı bulabildi ne de İsveç’te bulunan PKK itirafçısı ve eski MİT elemanı Abdulkadir Aygan’ın (Aziz Turan) yedi yıldır ifadesini alabildi. Anter’in avukatı Selim Okçuoğlu, Musa Anter dosyasında 30 yıllık azami dava süresinin dolmasına yani zamanaşımına aylar kaldığı konusunda mahkemeyi bir kez daha uyardı. Yurtdışında yaşayan Aygan’ın ifadesinin onca yıldır alınamaması konusunda Adalet Bakanlığı’nı bir kez daha eleştiren Okçuoğlu, “Bu davanın sonucu böyle bir fiile rağmen cezasızlık olamaz. Gelinen aşamada öldürme olayına bağlı dosya esasında karar verilebilir. Biz öncelikle Musa Anter’in katledilmesi olayına dair dosyanın bir dönemin karanlık cinayetlerine konu olan ve JİTEM dosyası olarak anılan dosya ile Ayten Öztürk’ün öldürülmesine dair dava dosyalarından ayrılmasına karar verilmesini istiyoruz” dedi. 24 Kasım’daki duruşmada, Beyaz TV moderatörü Latif Şimşek’in Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın mektup ve saç tellerini teslim ettiğini ifade ettiği Ankara eski Emniyet Müdürü Zeki Çatalkaya, SEGBİS üzerinden tanık sıfatıyla ifade verdi. Önce Latif Şimşek’i sadece basından tanıdığını söyledi, daha sonra da Şimşek’in bir kez makamına geldiğini anlattı. Geliş sebebinin özel bir nedeni olduğunu söyledi. Mahkeme heyeti, ara kararında, Aygan hakkında Adalet Bakanlığı’na yazılan müzekkereye cevap beklenmesine, tutuklama kararı bulunan sanıklar Abdulkadir Aygan, Mahmut Yıldırım, Muhsin Gül, Mehmet Zahir Karadeniz ve Fethi Çetin hakkında yakalama kararlarının beklenmesine, Diyarbakır Barosu İnsan Hakları Merkezi’nin davaya taraf olma talebinin reddedilmesine, tanıklar Ömer Özüyılmaz ve Celal Yeltekin’in adreslerinin araştırılması için tekrar yazı yazılmasına karar verdi. Okçuoğlu’nun dosyanın tefrikine dair talebinin de reddedildiği yargılama 23 Mart 2022’ye kaldı. Dosya Eylül 2022’de zaman aşımına uğrayacak (24 Kasım).
Tutuklama ve tahliye
Ekim-Kasım-Aralık 2021 döneminde sokak röportajı yapan bir yurttaş gazeteci röportaj yaptığı kişiyle birlikte tutuklandı ardından tahliye edildi. Uzun yıllar dünyanın en çok gazeteci tutuklayan ülkelerden sayılan Türkiye, profesyonel gazeteciler için son üç yıldır adli kontrole yönelirken tutuklanma sırası şimdi de, sokaktaki yurttaşla röportaj yapan yurttaş gazetecilere geldi.
Kendine Muhabir tutuklandı, itirazla serbest: Kendine Muhabir kanalının sunucusu Hasan Köksoy Antalya’da bir sokak röportajında mikrofon uzattığı kişinin sözleri nedeniyle röportajı yaptığı kişiyle birlikte tutuklandı. Köksoy, avukatı Ömer Furkan Dağ’ın yaptığı itiraz üzerine Köksoy ve röportaj yaptığı kişi tahliye edildi (1-6 Aralık).
Gözaltılar
Ekim-Kasım-Aralık 2021 döneminde en az 14 gazeteci gözaltına alındı. Gazetecilerden altısı çeşitli protesto eylemlerini izlerken, üçü haber takibi yaparken, dört gazeteci evi basılarak, bir Suriyeli gazeteci de gündeme taşıdığı haber dolayısıyla gözaltına alındı. Geçtiğimiz yılın aynı döneminde iki Rus olmak üzere sekiz gazeteci gözaltına alınmıştı.
“Barınamıyoruz” eyleminde üç gazeteciye gözaltı: “Barınamıyoruz” hareketinin 12 Aralık 2021'de Ankara’da düzenleyeceği protesto eylemine gitmek için İstanbul’dan yola çıkan gençler, Ankara girişinde gözaltına alındı. Olaylar sırasında basın mensuplarının çekim yapması da engellendi. Gözaltı anını görüntüleyen serbest gazeteci Nebiye Arı, sosyal medya hesabından paylaşım yaparak gözaltına alındıklarını duyurdu. Gözaltına alınan gazeteciler Nebiye Arı, Yağmur Kaya ve Hilal Işık 13 Aralık’ta serbest bırakıldı (13 Aralık).
Yurttaş gazeteciler Köksoy ve Koyuncu’ya gözaltı: YouTube üzerinden sokak röportajı yayınlayan “Kendine Muhabir” ve “Sade Vatandaş” kanalı sahipleri, Twitter'dan yaptıkları paylaşımlarda gözaltına alındıklarını duyurdu. Köksoy’un eşi, 'Sade Vatandaş'ın sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda “Sabah saat 7’de polis evimize baskın yapıp, bilgisayar ve bütün iletişim araçlarımızı aldı. Eşimi Hasan Köksoy’u şu an polisler araca bindirip götürdüler... Arama emri sebebi Mücahit Birinci” dedi. YouTube platformunda paylaşım yapan kanallardan biri olan Sade Vatandaş'ın sahibi Mehmet Koyuncu da sosyal medyadan gözaltına alındığını duyurdu. Koyuncu, “Polislere şafak baskınıyla bu saatte evime geldiler. Bu saatte? İstanbul'da olduğum için gözaltına alınmadım. Gazetecinin evine! Ülkenin durumu apaçık ortada” ifadesini kullandı (12 Aralık).
Antalya’da Dost’a gözaltı: Antalya Kepez'deki Antalya İlim ve Kültür Derneği'ne (ALİMDER) ait bir öğrenci yurtta, bir üniversite öğrencisinin bir aşçı tarafından öldürülmesi sonrası haber takibi için bu sabah Antalya'ya giden Halk TV muhabiri Hazar Dost, havalimanında gözaltına alındı. Ankara İl Emniyet Müdür Yardımcısı Volkan Er'in “Emniyet Müdür Yardımcısı polisi dövdü, soruşturma açılmadı: Sen benim kim olduğumu biliyor musun?” başlıklı haberi nedeniyle “soruşturmanın gizliliği ve iftira” suçlamasıyla şikayetçi olduğu anlaşılan Dost, Antalya Adliyesinde ifade verdikten sonra serbest bırakıldı. Dost'a daha önce bu şikayetle ilgili herhangi bir bildirimde bulunulmadığı; Dost’un konuyla ifadeye çağrılmadığı kaydedildi (8 Aralık).
Kaya’ya gözaltı: Hakkari çevre yolunda, özel harekat polisi ile şehir içi yolcu taşımacılığı yapan servis şoförü arasında yaşanan yol verme tartışmasını kayıt altına alan Colemêrg İmtiyaz Sahibi ve İhlas Haber Ajansı (İHA) Hakkari muhabiri Mimar Kaya, gözaltına alındı. Karakola götürülen Kaya, ifadesinin alınmasının ardından serbest bırakıldı (6 Aralık).
Değer’e Ankara’da gözaltı: Ankara’da Emek ve Demokrasi Güçleri’nin Çankaya Belediyesi önünde gerçekleştireceği basın açıklamasına izin vermeyen polis, emniyet görevlilerinin engellemesine karşı çıkan Jinnews sitesi Ankara muhabiri Öznur Değer'i gözaltına aldı. Polislerin ablukaya aldığı Değer, ters kelepçelendi. Gözaltı sırasında darp edildiği açıklanan Değer’in fotoğraf makinesine de el konuldu (28 Kasım).
Kocaeli’nde Meydan’a gözaltı: Çeşitli kentlerde artan hayat pahalılığının protesto edildiği eylemleri Kocaeli Derince’den izleyen Evrensel gazetesi Kocaeli temsilcisi Gözde Meydan, gözaltına alındı. Güvenlik Şube Müdürlüğünde tutulan gözaltındakilere “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçlaması yöneltildi. Gözde Meydan ve gözaltına alınan diğer kişiler, sağlık kontrollerinin ardından serbest bırakıldı (24 Kasım).
Urfa’da Acar’a gözaltı: Malatya Cumhuriyet Savcılığı tarafından “örgüt üyeliği” iddiasıyla yürütülen bir soruşturma kapsamında Mezopotamya Ajansı (MA) çalışanı Emrullah Acar’ın Urfa’daki evine 19 Kasım'da baskın düzenlendi. Evde yapılan aramanın ardından gazeteci Acar, gözaltına alındı. Baskın sırasında gazeteci Acar’ın bilgisayar ve fotoğraf makinası kartına el konuldu. Gözaltı süresi dört güne uzatılan Acar, çıkarıldığı mahkemece adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı (24 Kasım).
Şefkat’a Mersin’de gözaltı ve keyfiyet: Gazeteci Burak Şefkat, Tosyalı Holding'in İskenderun 2. Organize Sanayi Bölgesinde yapmayı planladığı 2,5 milyar dolarlık iskele inşaatına dair iddiaları dile getirdikten sonra, Mersin'de yaşadığı evi polislerce basılarak gözaltına alındı. Baskın sırasında Adana'da olan Şefkat’a önce telefonla aranarak en yakın karakola gitmesi gerektiği söylendi, gittiği karakolda üç saate yakın bekletildikten sonra hakkında gözaltı veya yakalama kararı olmadığı belirtilip bu kez Tarsus’ta bir başka karakola yönlendirildi. Şefkat, “Ellerinde beni gözaltına alacak gerekçe yoktu ama yayını da engellemek istiyorlardı. Böyle bir şey yaptılar” dedi. 15 Kasım'da Tarsus'ta karakola da giden gazeteciye burada da hakkında gözaltı ve tutuklama kararı olmadığı söylendi. Fakat karakoldan ayrılmasına “Misafirimizsiniz, haber bekliyoruz' denilerek izin verilmedi. Tarsus İlçe Emniyeti'ne gönderilen Şefkat, yine üç saate yakın bekletildi (14-15 Kasım).
Suriyeli gazeteciye gözaltı: Suriyeli gazeteci Majed Shamaa, Türkiyeliler ile Suriyeliler arasında yaşanan “muz” polemiğini mizahi bir tarzda gündeme getirdiği gerekçesiyle gözaltına alınarak Gaziantep Geri Gönderme Merkezi’ne konuldu. Hakkında henüz Göç İdaresi’nin resmi kararı verilmeyen gazeteci, ölüm tehlikesi yaşadığı Suriye’ye geri gönderilme riski yaşıyordu. Avukatlarının İdare Mahkemesi ve Sulh Ceza Hakimliği’ne başvuru yaptığı Shamaa, 8 Kasım’da serbest bırakıldı (3-8 Kasım).
Sezgin ve Altuntaş’a gözaltı: HDP Gençlik Meclisi’nin, Mezopotamya Kültür Merkezi’nin (MKM) Kadıköy Kaymakamlığı’nca 30’uncu yılı kapsamında düzenleyeceği “Berbang” konserinin yasaklanmasını İstiklal Caddesi’nde yapmak istediği protestoya polis müdahale etti. Müdahale sırasında haber takibi yapan Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirleri Muhammet Enes Sezgin ile Mahmut Altuntaş gözaltına aldı (16 Ekim).
Saldırı, tehdit, engelleme
Ekim - Kasım - Aralık 2021 döneminde en az beş gazeteci fiziksel şiddete maruz kaldı. Dokuz haberci, haber ve basın açıklamaları takibi yaparken kolluk kuvvetlerinin engeli, şiddeti ya da tehdidiyle ya da üçüncü kişilerin tehdidiyle karşılaştı. Bir gazetecinin evi polislerce basıldı. Bir gazeteciye yönelik saldırının failinin HaberTürk TV temsilcisi Muharrem Sarıkaya olması, medya camiasında yoğun tepkilere neden oldu.
Muharrem Sarıkaya Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin'le söyleşisi sırasında ses sorununu çözmeye çalışan Ahmet Demir’e tokat attı. Erol Önderoğlu adliye önünde basın açıklaması yaparken, Derya Ren ve Eylem Akdağ polis müdahalesi kaydı tutarken polis engeliyle karşılaştı. Hikmet Tunç’un evine polis baskını yapıldı. Serkan Ocak paylaştığı kayıt üzerine sosyal medyada tehdit edildi. Orhan Uğurlu programına katılan bir parti başkanının sözlü saldırısına maruz kaldı. TGS Adana Şubesi Başkan Yardımcısı Murat Yıldız telefonda tehdit edildi.
Suç örgütü lideri Sedat Peker, Twitter hesabından yaptığı açıklamada kendisinin de içinde yer aldığı bir ölüm listesinden bahsedildiğini ve açıklamalarını haberleştiren gazetecilerin de listede yer aldığını iddia etti. Aynı dönemde, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki protestoları takip eden Halk TV muhabiri Erdinç Yılmaz, polis tarafından darp edildi, Yağmur Kaya’nın ise basın kartına el konuldu.
Geçtiğimiz yılın aynı döneminde çevrimiçi ortamda sözlü saldırıya uğrayan gazeteci Özlem Gürses, bu hesapları teşhir etti. Gazeteci Fırat Topal, dijital şiddete uğradı. Yerelde görev yapan DHA muhabirleri haber takibi sırasında saldırıya uğradı. Suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı tutuklu gazetecileri; Süleyman Soylu da Barış Terkoğlu’nu hedef aldı. Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan hakkındaki “Çağrı Üzerine Koruma Tedbiri”ni kaldırıldı.
Antep’te Sarıkaya’dan gazeteci Demir’e tokat: Habertürk TV kanalının ekran yüzlerinden olan Ciner Medya Grubu Ankara Temsilcisi Muharrem Sarıkaya, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin'le söyleşisi sırasında ses sorununu çözmeye çalışan İHA muhabiri Ahmet Demir'e tokat attı. Olay anına dair paylaşılan videoda Şahin'in yaşananlara sessiz kaldığı görüldü (17 Aralık).
Tunceli’de Cihan Berk’e polis engeli: Pirha Haber Ajansı'nda yayımlanan habere göre, Dersim’in Nazımiye ilçesinde bir yurttaşla söyleşi yapan PİRHA Tunceli muhabiri Cihan Berk, polislerce engellendi (4 Aralık).
Adliye önünde polis tacizi: Suudi Arabistanlı gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın üç yıl önce Suudi Arabistan’ın İstanbul Konsolosluğu’nda öldürülmesiyle ilgili İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davayı izleyen RSF Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, duruşma sonrası Çağlayan Adliyesi önünde basın açıklaması yaparken iki polis tarafından taciz edilince açıklama yapmayı reddetti (23 Kasım).
Diyarbakır’da iki haberciye şiddet: 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü etkinlikleri kapsamında Diyarbakır'ın Lice ilçesinde bulunan Sisê Mezarlığı'nı ziyaret etmek isteyen kadınlara yönelik jandarma ve polis müdahalesinde Jin News sitesi muhabiri Derya Ren ile Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Eylem Akdağ'ın çekim yapması engellendi, fotoğraf makinelerine de el konuldu. Boynunda bulunan fotoğraf makinesi alınmak istenen Ren’in makinanın kemeriyle boğazı sıkıldı, Akdağ ise polisçe silahla itildi (23 Kasım).
Van’da Hikmet Tunç’un evine polis baskını: Jin News sitesi muhabiri Hikmet Tunç’un Van’ın Edremit ilçesindeki evine “silah ve bomba ihbarı” gerekçesiyle sivil polis ve jandarma tarafından gece saatlerinde baskın düzenledi. Yapılan aramanın ardından, evden ayrılan polis ve jandarma, hiçbir materyale el koymadı (18 Kasım).
Belediye eleştirisinden Ocak’a tehdit: Bir internet kullanıcısı, Ordu Gürgentepe Belediye BaşkanıYaşar Şahin’in belediyeye bağlı işçileri tehditle sendikasızlaştırmaya çalıştığını gösteren video kaydını sosyal medya hesabından paylaşan gazeteci Serkan Ocak’ı tehdit etti. Gazeteci, çamurlu yollar konusunda Şahin’i eleştirdiği paylaşımlarından sonra, “Serkan adamsan sen o Gürgentepe haberini kaldırırsın. Gürgentepe’mizin içine sıçtınız lan. Gürgentepe’ye geldiğinizde sana bulaşacak kişi benim bil. İlçenin çok güzel yerleri var neden haber yapmıyorsun, boktan haber yapıyorsun…” sözleriyle tehdit edildi (14 Kasım).
Sürgündeki İranlı gazeteci tehdit altında: İran’da yaptığı haberler nedeniyle yargılanan bu nedenle birçok işkencelere maruz kaldığını belirten, 14 yıl önce de Van’a yerleşen bağımsız Kürt gazeteci Hiwa Molania, kendisi ve ailesiyle ilgili İranlı ajanlardan tehdit mesajları aldığını, bu durumunda mesleğini yapmasına engel oluşturduğunu açıkladı (14 Kasım).
Uğurluoğlu’ya sözlü saldırı: Flash TV’de gazeteci Orhan Uğuroğlu’nun programına katılan Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, gazeteciye sözlü saldırıda bulundu. Uğuroğlu konuğuna, eski Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) yöneticisi Mehmet Eymür'ün “Perinçek İngiliz istihbaratıyla Amerikalıların adamıdır; ordu ve MİT'te adamları var” iddiasını sordu. Uğuroğlu'nun, Eymür'ün iddialarını sorması üzerine Perinçek “Alet oluyorsunuz, bana böyle soru soramazsınız” diye çıkıştı. Uğuroğlu'nun “Ben iddiayı soruyorum, gazeteciyim, hakaret edip beni suçluyorsunuz" demesinin ardından Perinçek, “Ne iddiası, nasıl öyle bir şey diyebilirsin. Ben de sana 'kerhaneden çıkmış' desem böyle iddia olur mu? Siz aletsiniz” dedi. Perinçek devamında, "Siz Mehmet Eymür'ün aletisiniz" diyerek yayını terk etti (12 Kasım).
Yıldız’a telefonlu tehdit: TGS Adana Şubesi başkan yardımcısı Murat Yıldız, 6 Kasım saat 21.03’te kendisini arayan tanımadığı bir şahıs tarafından tehdit edildi. “Murat abi sen gazeteci misin?” diye soru soran kimliği belirsiz şahsın Yıldız’ın kiminle görüştüğünü sorması üzerine, “Benim kim olduğumun önemi yok. Soner Başkanı yazıyormuşsun. İleri geri yazı yazıyormuşsun. İleri geri laf yazma. Bir daha aramam” diye tehditte bulundu. Yıldız, tehdidin ses kaydını alarak Savcılığa şikayette bulundu (7 Kasım).
Peker'den “ölüm listesi” iddiası: Suç örgütü lideri olmakla aranan Sedat Peker, Twitter hesabından yaptığı açıklamada kendisinin de içinde yer aldığı bir ölüm listesinden bahsedildiğini ve açıklamalarını haberleştiren gazetecilerin de listede yer aldığını iddia etti. Peker, ayrıca bir dönem korku iklimi için “Sedat'çılar” ve “SADAT'çılar” olduğunu söyleyip şimdi sadece SADAT'çılarda karar kılındığına dair bir paylaşım da yaptı. Peker, “Benim de içine dahil olduğum bir ölüm listesinden bahsediliyor. Bazı muhalif gazetecileri de benim açıklamalarımı haber yaptıkları için bu listeye eklemişler. Eli silah tutan adamlar, kalem tutanları niye öldürmek isterler? Hem açıklamaları yapan benim, gazeteciler değil ki. Beni öldürün. SADAT'çılar, kartelciler, mafyacılar; bekliyorum. Korku iklimi için bir Sedat'çılar bir de sadatçılar vardı. Sedat'çılar artık yok. SADAT'çıları da zaten tanıyoruz. Bu yüzden bir sıkıntı yok. Gönlünüz rahat olsun” dedi (12 Ekim).
Erşin’e polis tehdidi: ANKA muhabiri Tamer Arda Erşin, IŞİD’in bombalı saldırısıyla 104 kişinin yaşamını yitirdiği 10 Ekim Ankara Katliamı’nın yıldönümünde Ankara Gar önündeki anmayı izlemek isterken bir polisin tehdidiyle karşılaştı. “Seni dörde bölerim” diye tehdit edilen Erşin, “Ankara’daki bu durum artık kronikleşti ve haber takip edemez duruma geldik” dedi (11 Ekim).
Gazetecilere “Boğaziçi” engeli: Boğaziçi Üniversitesi’nden iki öğrencinin tutuklanmasına tepki gösteren öğrencilere yönelik 7 Ekim 2021 günü yapılan polis müdahalesini görüntülemek üzere kampüs önünde bulunan gazeteciler Halk TV muhabiri Erdinç Yılmaz polis tarafından darp edildi. Yağmur Kaya’nın ise basın kartına el konuldu. Dokuz8 Haber editörü Fatoş Erdoğan 5 Ekim 2021 tarihinde Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin polis tarafından gözaltına alınmasını takip ettiği sırada polisler tarafından darp edildi (5-7 Ekim).
Hak arama ve cezasızlık
Ekim - Kasım - Aralık 2021 döneminde, gazetecilerin karşılaştığı ihlallere yönelik hak aramalar devam ederken, bu ihlallere yönelik kimi yargılama süreçlerinde ise hala ceza yok.
Rapor döneminde, bianet sitesi eski muhabiri Beyza Kural’a şiddet uygulayan üç güvenlik şube polisinin Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararından sonra yargılanmaya devam etti.
Mehmet Altan’ın 2018’de Anayasa Mahkemesi ve AİHM’in tutukluluğunun hak ihlali olduğunu tescilleyen kararına rağmen kendisini tahliye etmeyen İstanbul 26 ve 27. Ağır Ceza Mahkemesi hâkimlerine açtığı tazminat davası devam etti. “İmamın Ordusu” taslak kitabı nedeniyle Ahmet Şık’ı Mart 2011’de komployla tutukladıkları gerekçesiyle yedi hâkim ve savcının yargılamalarına da devam edildi.
90’lı yıllarda Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy ve Ahmet Taner Kışlalı'nın öldürülmesine ilişkin iki dava Ankara’da hala sonuçlanmış değil. Özgür Ülke’ye saldırısının ardından geçen 27. yılda hala bir ceza yok. Müyesser Yıldız, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu, 1 TL’lik tazminat cezasına mahkum etti.
Ankara’da 10 ayrı olayda gazetecilerin görevini yapmasını engelleyen polisler hakkında verilen takipsizlik kararı kaldırıldı. Yeni Çağ gazetesi köşe yazarı Yavuz Selim Demirağ'a saldıranların yargılandığı dava dosyası Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.
Umut Davası’ndan iki dava bitmedi: Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, 90’lı yıllarda Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy ve Ahmet Taner Kışlalı'nın öldürülmesi dahil bir dizi gazeteci ve aydın cinayetlerini kapsayan Umut Davası'ndan üç sanığı yargılamaya devam ediyor. Yasadışı “Tevhid Selam Kudüs Ordusu” üyesi olmaktan 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan üç sanığın davasına Anayasa Mahkemesi hak ihlali kararı verince yeniden başlanmıştı. Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi de, Cumhuriyet gazetesi yazarı Uğur Mumcu’nun 24 Ocak 1993 tarihinde Ankara’da aracının altına bombayı koyan kişi ve Tevhid Selam Kudüs Ordusu isimli örgütün üyesi olduğu ifade edilen Oğuz Demir’i gıyabında yargılıyor (15 Aralık).
Kural’a şiddet davası sanıksız sürüyor: bianet sitesi eski muhabiri Beyza Kural’a İstanbul’daki YÖK eylemini izlediği sırada “Hiçbir şey eskisi gibi değil artık, bunu öğreteceğiz size” diyerek ters kelepçeli gözaltı girişiminde bulunarak şiddet uygulayan üç güvenlik şube polisine açılan dava, İstanbul 35. Asliye Ceza Mahkemesi’nde üçüncü duruşmayla sürdü. Anayasa Mahkemesi’nin “kötü muamele” gerekçesiyle verdiği ihlal kararına karşın mahkeme, avukat Meriç Eyüboğlu’nun duruşmada ifade ettiği itirazlarına rağmen polisleri sadece “çalışma hürriyetini ihlal”den yargılıyor. Son duruşmada Diyarbakır’daki polis memuru N.D.’nin savunmasının alınması bekleniyordu. Ancak Diyarbakır 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katılacak olan sanık polis N.D. mahkemeye gitmedi. Eyüboğlu’nun, savunması henüz alınamayan N.D. hakkında yakalama kararı çıkarılmasını istemesi üzerine, söz alan sanık polislerin avukatı Abdulkadir Cerrah de mahkeme celbinin N.D.’nin eski adresine tebliğ edildiğini söyledi ve sanık polisin gelecek duruşmaya hazır edeceklerini bildirdi. N.D’nin hazır edilmesi için yeniden talimat yazılmasına karar veren mahkeme, yargılamayı 11 Mart 2022’ye bıraktı (10 Aralık).
Mehmet Altan dört hakimi yargılatıyor: Darbe girişiminden sonra 22 Eylül 2006’da tutuklanan gazeteci, yazar ve akademisyen Mehmet Altan, 2018’de Anayasa Mahkemesi ve AİHM’in tutukluluğunun hak ihlali olduğunu tescilleyen kararına rağmen kendisini tahliye etmeyen İstanbul 26 ve 27. Ağır Ceza Mahkemesi hâkimlerine açtığı tazminat davasında dört yargı tazminatla yargılanıyor. Altan, 22 Eylül 2016’da tutuklanmış, AYM 11 Ocak 2018’de, AİHM’de 20 Mart 2018’de ihlal ve tahliye kararı vermişti, ancak Altan, bu kararlara rağmen beş buçuk ay daha tutuklu kalmış ve 7 Haziran 2018’de tahliye edilmişti. Altan, “Burada yargılanan insanlar AYM kararını hiçe sayarak beni keyfi bir şekilde hapiste tuttular. Bütün bunlar olağan mı karşılanacak?” diye sordu. Mahkeme, hâkimler Kemal Selçuk Yalçın, Mehmet Akif Ayaz ve Seval Alaçam’ın dosyasını da Yargıtay’a yolladığı için, bu isimler Abdurrahman Orkun Dağ ile birlikte yargılanacak. Dağ’ın 13 Ekim’de Yargıtay’da açılan davasına 21 Aralık’ta devam edilecek. Tazminat davası kapsamında AYM ve AİHM kararlarını uygulamayarak yasaya aykırı yargılama yapan Dağ, Cumhuriyet gazetesi davasında mahkûmiyet kararları verdikten sonra Yargıtay’a atanmıştı (4 Aralık).
Özgür Ülke’ye saldırı 27. yılında cezasız: Özgür Ülke gazetesinin 3 Aralık 1994’te bombalanmasında yaşamını yitiren ulaştırma görevlisi Ersin Yıldız anıldı. Dönemin Başbakanı Tansu Çiller’in “etkili önlem” alınmasını istediği resmi yazısından sonra yaşanan ve 23 gazete çalışanının da yaralanmasına yol açan saldırılar, gazetenin hayatına başlamasından 239 gün sonra yaşanmıştı. Gazetenin İstanbul Kadırga’da bulunan teknik binası, Cağaloğlu’da bulunan merkez bürosu ve Ankara bürosuna aynı anda düzenlenen bombalı saldırılar 27 yıl sonra hala cezasız. Anmada konuşan Hüseyin Aykol, “Hala bu ülkenin en ağır suçlarından biri, tarih sayfalarında kara bir leke olarak duruyor” dedi (3 Aralık).
Yıldız, Soylu’yu mahkum ettirdi: Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesi, 18 Mayıs 2020’de gazeteci Müyesser Yıldız’a, “Benim üzüntüm PKK seviciliğin değil, devlet gömleği giymiş pespayelerle iş tutmandır” diyen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu, 1 TL’lik tazminat cezasına mahkum etti. Son sözü sorulan Yıldız, “Yapılan paylaşım ve yakıştırma çok ağırıma gitti, incindim. Karşı tarafın iddia ettiği gibi, 1 TL’lik dava açmamdaki amaç hakaret değildir. Sadece haklılığımın tespiti ve maddi beklentim olmadığı için bu miktarı belirledim” dedi. Yıldız, Mayıs 2020 yılında Kars Çemçe bölgesindeki bir operasyonla ilgili yaptığı paylaşımın ardından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından hedef alınmıştı. Yıldız da bunun üzerine Soylu hakkında suç duyurusunda bulunmuş ancak üç gün sonra “siyasi ve askeri casusluk” suçlamasıyla gözaltına alınıp tutuklanmış ve 5 ay hapis yatmıştı (18 Kasım).
“Şık’a komploya” dava: Yargıtay 9. Ceza Dairesi, araştırmacı gazeteci Ahmet Şık’ı “İmamın Ordusu” taslak kitabı nedeniyle Mart 2011’de komployla tutukladıkları gerekçesiyle yedi hâkim ve savcıyı yargılamaya 8 Şubat 2022’de yargılamaya devam edecek. A. Alçık, A. E. Peksak, H. Şen, M. Ekinci, Ö. Diken. R. Çakır ve S. Mermerci “görevi kötüye kullanmak” ve “hürriyeti kısıtlamak” suçlamalarıyla yargılanıyor (1 Kasım).
Gazetecileri engelleyen polislere takipsizlik bozuldu: Ankara 5. Sulh Ceza Hakimliği, Ankara’da 10 ayrı olayda gazetecilerin görevini yapmasını engelleyen polisler hakkında TGS Ankara Şubesi’nin 25 Mart 2021’de yaptığı suç duyurusunda savcılığın 27 Nisan’daki takipsizlik kararını kaldırdı. Hakimlik, savcılıktan gazetecileri engelleyen polislerin eylemlerinin ‘zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması’ mı yoksa ‘görevi kötüye kullanma’ suçu mu olduğuna karar verip, ona göre işlem yapmasını istedi. TGS Ankara, başkentte son yıllarda alanda haber takibi yapan gazetecilerin görevini yapmasını engelleyen Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı şüpheli polisler hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmuştu (30 Ekim).
Demirağ'a saldıranlar Ağır Cezalık oldu: Yeniçağ gazetesi köşe yazarı Yavuz Selim Demirağ'a 10 Mayıs 2019 gecesi Ankara’da saldırmakla suçlanan altı kişinin yargılandığı Ankara 54. Asliye Ceza Mahkemesi’nde, dava dosyasının ağır ceza mahkemesine sevk edilmesine karar verildi. Demirağ, sanıkların savunmalarını dinledikten sonra, “Ben herhalde kendi kendimi dövdüm” dedi. Adem Yavuz, Ali Adanur, Emrah Yavuz, Furkan Çelik, Necmettin İnan ve Orhan Çoban’ın, “silahla kasten yaralama, tehdit ve hakaret” suçlamalarıyla 20 yıl 10 aya kadar hapis cezası istemiyle yargılandığı davada dosya, gazetecinin avukatı Erhan Tokatlı’nın “basit yaralama yok, cinayete teşebbüs var” şeklindeki itirazı mahkemece kabul edildiğinden görevsizlikle Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi (15 Ekim).
AYM ve AİHM kararına uymayan hakimlere dava: Akademisyen, gazeteci ve yazar Mehmet Altan’ın, kendi hakkında Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarını uygulamayan hâkimlere açtığı tazminat davasının ilk duruşması 13 Ekim’de Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nde görüldü. “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek”, “terör örgütü üyeliği” ve “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamalarıyla 22 Eylül 2016’da tutuklanan Altan’ın bireysel başvurusunu değerlendiren AYM, 11 Ocak 2018’de, AİHM ise 20 Mart 2018’de ihlâl ve tahliye kararlarını açıklamıştı. O dönem “Altanlar davasını” görmekte olan İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, AYM’nin, “derhal tahliye edin” kararını yok hükmünde sayarak Altan’ın tahliye talebini reddetmişti. Altan’ın avukatlarının itirazı üzerine karar İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesine taşınmış ancak bu mahkeme de AYM kararını uygulamamıştı. Davanın zamanaşımından sonra açıldığını savunan Hazine ve Maliye Bakanlığı vekili ise davanın reddini istedi. Duruşmada üye hâkim, ön incelemenin tamamlanıp dosyanın heyete verilmesine, zamanaşımı hususuna heyetçe karar verilmesine karar verdi. Dava 21 Aralık’a kaldı (15 Ekim).
Soruşturmalar, açılan / süren ceza davaları, kararlar
Ekim - Kasım - Aralık 2021 döneminde görülen toplam 81 davada en az 214 gazetecinin “örgüt propagandası” ve “örgüt üyeliği” başta olmak üzere 23 farklı suç isnadıyla yargılanmasına devam edildi.
İki gazeteciye “kin ve düşmanlığa tahrik” şüphesiyle soruşturma açılırken, bir gazeteciye aynı isnattan açılan soruşturmada takipsizlik kararı verildi. İki gazeteciye “kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verilerin basın ve yayın yoluyla hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi” şüphesine ek olarak “hakaret” ve “iftira” suçlamalarıyla soruşturma açıldı. Aynı dönem bir gazeteciye “terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek” iddiasıyla; bir gazeteci için “kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirme”, “yayma”, “kişinin huzur ve sükununu bozma” ve “iftira” şüphesiyle soruşturma söz konusuydu. Bir gazeteci için “hakaret” ve “huzur ve sükunu bozma” iddialarıyla yeni soruşturma açıldı.
Redhack yargılamasında beş gazeteci “verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme” suçlamasıyla 1 yıl 8 ay hapse mahkum olurken, biri beraat etti. Aynı yargılamada tüm gazeteciler “örgüt propagandası” suçlamasından beraat etti. Aynı dönem, “örgüte üye olmamakla birlikte bilerek yardım” iddiasıyla cezaları onanan Cumhuriyet gazetesi yazarları ve Sözcü gazetesi davasında “FETÖ’ye bilerek ve isteyerek yardım” suçlamasıyla 2 yıl 1 ay ile 3 yıl 6 ay arası hapis ceza alan gazeteciler, Yargıtay kararını bekliyordu. 2021’in son çeyreğinde, “terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek” suçlamasıyla yargılanan üç gazeteci beraat etti ancak karar temyize taşındı.
Ekim - Kasım - Aralık 2021 döneminde, “polise mukavemet” ve “hakaret” iddiasıyla 22 gazetecinin yargıladığı davada 18 gazeteci suçlamalardan beraat ederken, dört gazeteci için yakalama kararı bekleniyordu. Bir gazeteci “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçundan 9 ay, iki gazeteci “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefet” ve “görevi yaptırmamak için direnme” suçlarından 1 yıla kadar, bir gazeteci de “örgüt üyeliği” iddiasıyla 8 yıl 9 ay hapis cezası aldı.
İki gazeteci “kişisel verileri hukuka aykırı şekilde ele geçirip yayımlamak” suçundan; bir gazeteci isnat edilen “örgüt üyeliği” suçlamasının yanında “toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet” suçundan beraat etti. Toplam altı gazeteci “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefet” suçundan beraat etmiş oldu. Bir gazeteci de “ögüt propagandası” suçlamasından beraat etti.
Rapor döneminde, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) dört gazeteci için “sosyal medya ve yayın organları üzerinden kur hareketlerini manipüle etmeye yönelik paylaşımlar yaptkları” gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu.
KCK Basın davasının da dahil olduğu yargılamalarda en az 62 gazetecinin “örgüt üyeliği”, en az 14 gazetecinin “örgüt propagandası” yapmak, altı gazetecinin “terörle mücadele görev alan kişileri hedef göstermek” suçlamasından; bir gazetecinin “terör örgütü açıklamalarını basmak”, “hükümeti ortadan kaldırmaya veya görevini yapmayı engellemeye teşebbüs” ve “gizli kalması gereken bilgileri açıklama” suçlamalarıyla 2 müebbet ve 1075 yıl hapis istemiyle yargılanmaları söz konusuydu.
Balyoz davasında yargılanan dört gazetecinin isnat edilen diğer suça ek olarak “gizli kalması gereken bilgileri açıklama”, “devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri tahrip etmek, hileyle almak veya çalmak”, “gizli kalması gereken bilgileri temin” iddialarıyla 208 yıl hapis istemiyle yargılamaları gündemdeydi.
Dört gazeteci “suçu ve suçluyu övmek” ve “suçu işlemeye alenen tahrik” ve altı gazetecinin “devletin kurum ve organlarını alenen aşağılama” iddialarıyla toplam 36 yıl hapis istemiyle devam eden yargılamaları rapora yansıdı.
Aynı dönemde iki gazeteci “polise mukavemet” suçlamasından 6 yılla yargılanırken, iki gazeteci de “gösteri ve yürüyüş kanununa muhalefet” iddiasıyla 6 yılla yargılanıyordu. Bir gazetecinin de “18 yaşından küçük olan suç faili veya mağdurlarının kimliklerini açıklayacak ya da tanınmalarına yol açacak şekilde yayın yapmak” iddiasıyla yargılanması söz konusuydu.
Bir gazetecinin “kişisel verileri hukuka aykırı şekilde yaymak” iddiasıyla 4 yıla kadar hapisle yargılanması gündemdeydi. Dört gazeteci isnat edilen diğer iddialara ek olarak “özel hayatın gizliliğini ihlal” suçundan da yargılanıyordu ve toplam 20 yıl hapis istemiyle karşı karşıyaydı.
Rapor döneminde, kendilerine isnat edilen diğer suçlara ek olarak iki gazeteci “Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun”a muhalefet iddiasıyla 20 yıl hapis istemiyle yargılanıyordu. Altı gazeteci Sermaye Piyasası Kanunu’na muhalefet iddiasıyla toplam 30 yıl hapis istemiyle yargılanıyordu.
Tüm bu suçlamalardan 107 gazeteci için istenen cezaların toplamı 2 müebbet ve 1385 yıl hapis cezası oldu.
Geçen yılın aynı döneminde görülen 82 davada en az 179 gazetecinin “örgüt propagandası” ve “örgüt üyeliği” başta olmak üzere 27 farklı suç isnadıyla yargılanıyordu.
Soruşturmalar
İmrek’e “kin” soruşturması: Bakırköy Savcılığı Özel Suçlar Bürosu, 30 Temmuz 2021'de çıkan yazısında, Türkiye’deki yangınlara işaret ederek yangın söndürme uçağı bulunmamasına tepki gösteren Evrensel gazetesi köşe yazarı Ender İmrek hakkında, “Cumhurbaşkanına hakaret” ve “halkı kin ve düşmanlığa teşvik” iddiasıyla soruşturma açtı. İmrek, yazısında, “Saray’ın kaç uçağı var? 8 mi? 13 mü? Peki yangın uçağı… Türkiye’nin kaç yangın uçağı var… Saraylara harcanan o paralarıyla kaç yangın uçağı alınırdı? Beş mi? 10 mu… Kaç? Kıbrıs’a kaç uçakla gittiler? 8 miydi?” ifadelerini kullanmıştı. Gazeteci ifadesinde, “Yazımız tamamen eleştiri kapsamındadır” dedi (14 Aralık).
İzel ve Sezer’e “hakaret” soruşturması: İleri Haber eski Genel Yayın Yönetmeni Doğan Ergün ve dönemin sorumlu mlüdürü olan mevcut Genel Yayın Yönetmeni İzel Sezer’e “alenen hakaret”, “kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verilerin basın ve yayın yoluyla hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi” ve “iftira” suçlarını işledikleri gerekçe gösterilerek suç duyurusunda bulunuldu. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eski avukatı Mustafa Doğan İnal tarafından rüşvet pazarlığı yapıldığı iddialarının yer aldığı tweetlerin haberleştirildikleri öne sürülen iddianame, İstanbul 33. Asliye Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. İlk duruşma 23 Aralık’ta (7 Aralık).
Çelik’e “Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme” iddiası: Mezopotamya Ajansı Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ferhat Çelik hakkında, Diyarbakır’ın Sur ilçesine bağlı Sati (Satya) Mahallesi’nde kurulan bir taziyede imamın Kürtçe okuduğu mevlidin jandarma tarafından kesilmesini “Jandarma Kürtçe mevlidi kesti: Ya Türkçe ya Arapça oku” başlığıyla servis eden MA hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldı. Yürütülen soruşturma neticesinde ise savcılık, “kovuşturmaya yer olmadığına” karar verdi (6 Aralık).
Çelik’in ifadeye çağrılması: 20 Eylül 2020'de Mezopotamya Ajansı’nda Türkoğlu 1 No’lu L Tipi Kapalı Cezaevinde yaşanan hak ihlallerine dair “Türkoğlu Cezaevi’nde içme suyu kir akıyor” başlığıyla bir haber yayımlandı. Bunun üzerine, Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldı. Cezaevi müdürünün şikayeti üzerine açılan soruşturma kapsamında MA Yazı İşleri Müdürü Ferhat Çelik ifadeye çağrıldı (30 Kasım).
Gayıp’a terörle mücadelede görev alan kişileri hedef göstermek soruşturması: ETHA editörü Pınar Gayıp hakkında, Batman’da İpek Er’e sistematik tecavüz işkencesinde bulunan ve intihar ederek ölüme sürükleyen uzman çavuş Musa Orhan’a ilişkin 30 Mayıs 2021 yaptığı haber ve sosyal medya paylaşımı gösterilerek “terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek” iddiasıyla soruşturma açıldı (26 Ekim).
Gazeteci Fıstık’a “Rektör” soruşturması: İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin isimleri savcılığa bildiren atanmış rektör Naci İnci hakkındaki haberleri nedeniyle Gerçek Gündem sitesi muhabiri Fırat Fıstık hakkında soruşturma başlattı. “Kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirme”, “yayma”, “kişinin huzur ve sükununu bozma” ve “iftira” şüphesiyle yürütülen soruşturma kapsamında Fıstık hakkında soruşturma yürütülüyor. Gazeteci, 6 Ekim 2021’de çıkan haberde “atanmış” İnci’nin üniversitede protesto gerçekleştiren öğrencileri emniyete bildirdiğini belgeleriyle ortaya koymuştu (22 Ekim).
Candemir’e hakaret soruşturması: Gazeteci Oktay Candemir hakkında, Habertürk yazarı Çetiner Çetin’in Vanspor’un Yönetim Kurulu listesinde yer almasıyla ilgili bir paylaşımı gerekçe gösterilerek “hakaret” (TCK 125) ve “kişilerin huzur ve sükununu bozma” (TCK 123) iddialarıyla soruşturma açıldı. Candemir, Van İl Emniyet Müdürlüğünde ifade verdi (19 Ekim).
Kişin’e takipsizlik: Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Berna Kişin hakkında, Ankara Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünün bildirimi üzerine İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu tarafından “Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik” iddiasıyla, “Ankara’da Kürt aileye saldırı” ve 21 Temmuz’da politkihaber.org adlı sitede yayımlanan “Saldırıya uğrayan Kürt aileye polis baskısı” başlıklı haberleri ve sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek soruşturma açılmıştı. 15 Ekim ‘de savcılık Kişin hakkında “kovuşturmaya yer olmadığına” karar verdi (15 Ekim)
Açılan ve süren davalar
Söğütlü’nün “görevi yaptırmamak için direnme” davası: Buse Söğütlü 8 Mart Feminist Gece Yürüyüşüne katıldığı gerekçesiyle 34 kişiyle birlikte “2911 sayılı Kanuna muhalefet”, “görevi yaptırmamak için direnme” ve “kamu malına zarar” suçlamalarıyla İstanbul 58. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanıyor. Davanın 29 Aralık’ta görülen ikinci duruşmasında mahkeme tanıkların dinlenmesi ve dosyadaki eksiklerin giderilmesine karar verdi. Bir sonraki duruşma 28, Nisan’da (29 Aralık).
Dündar davasında Erdoğan müdahil: İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, MİT TIR’ları dosya haberi yoluyla “gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla temin ettiği ve açıkladığı” iddiasıyla yargıladığı Cumhuriyet gazetesi eski yayın yönetmeni Can Dündar’ın davasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatı Kevser Güner aracılığıyla talep ettiği müdahilliği kabul etti. Davanın ikinci duruşmasında, mahkeme heyeti, Can Dündar hakkındaki yakalama kararının infazının ve yurt dışından iade talebinin beklenilmesine karar verdi. 8 Haziran’da hakkında tutuklanmasına yönelik yakalama emri düzenlenen ve kırmızı bülten çıkarılması kararı alınan gazetecinin davası, 29 Aralık’a kalmıştı. 29 Aralık'ta görülen duruşmaya Dündar'ın avukatları mazeret bildirerek katılmadı. Duruşma ileri bir tarihe ertelendi. Dündar, “gizli bilgi açıklamak” ve “örgüte yardım” iddiasıyla 23 Aralık 2020'de 27 yıl 6 ay hapse mahkum edilmişti (29 Aralık).
BDDK’dan dört gazeteciye şikayet: Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), aralarında DW Türkçe muhabiri Alican Uludağ, gazeteciler Erk Acarer, Halk TV yorumcusu Emin Çapa, gazeteci ve ekonomist Mustafa Sönmez, ekonomistler Selçuk Geçer, Güldem Atabay ve Merkez Bankası eski başkanları Durmuş Yılmaz ile Rüştü Saraçoğlu'nun da bulunduğu toplam 26 kişi hakkında suç duyurusunda bulundu. Twitter’dan yapılan açıklamada, söz konusu kişilerin “sosyal medya ve yayın organları üzerinden kur hareketlerini manipüle etmeye yönelik paylaşımlar yaptığı” ileri sürüldü (27 Aralık).
Tolu’nun “üyelik” davası: İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi, ETHA Ajansı çevirmeni Meşale Tolu dahil 27 kişiyi “terör örgütü üyeliği” ve “örgüt propagandası” suçlamalarıyla yargılamaya devam etti. 24 Aralık’taki duruşmada, mahkeme başkanı, önceki celse mütalaa verildiğini ancak heyetin değişmesi sebebiyle bu celse karar çıkmayacağını belirtti. Bir sonraki duruşma 17 Ocak’ta (24 Aralık).
Reyhan Çapan’a “Çocukların kimliğini açıklama” davası: Kapatılan Özgür Gündem gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Eren Keskin ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Reyhan Çapan’ın “18 yaşından küçük olan suç faili veya mağdurlarının kimliklerini açıklayacak ya da tanınmalarına yol açacak şekilde yayın yapmak” (5187 sayılı Basın Kanunu 21/c) suçlamasıyla yeniden yargılandıkları dava, İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülüyor. 23 Aralık’ta görülen duruşmada Keskin ve Çapan’ın avukatı Sercan Korkmaz’ın savunma ve mazeret talebini içeren dilekçesini kabul eden mahkeme, davayı 27 Ocak 2022'de görecek (23 Aralık).
Dündar’ın “Gündem” davası: İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi, Özgür Gündem gazetesiyle dayanışma amacıyla başlatılan Nöbetçi Genel Yayın Yönetmeni kampanyasına katıldığı için Cumhuriyet gazetesi eski Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’ı “terör örgütü açıklamasını basmak” iddiasıyla yargılamaya devam etti. Dündar’ın avukatları 23 Aralık’taki duruşmaya mazeret sunarak katılmadı, duruşma ileri bir tarihe ertelendi (23 Aralık).
Koçak’a “propaganda” davası: Gazeteci Namık Koçak hakkında, 2015-2020 yılları arasındaki sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla dava açıldı. İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi, Koçak’ı yedi yıl altı ay hapisle yargılamaya başladığı duruşmada, avukatının mazeretini kabul ederek yargılamayı 3 Mart 2022’ye bıraktı (17 Aralık).
Erdoğan’a TMK davası yeniden: İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Özgür Gündem gazetesi Yayın Danışma Kurulu üyesi olan yazar Aslı Erdoğan’ı, “örgüt propagandası” suçlaması yönünden verilen düşme kararının istinaf mahkemesince bozulmasının ardından yeniden yargılamaya başladı. İstinaf, dört aylık zamanaşımının İnternet üzerinden yayımlanan yazılar içim geçerli olmadığını, Basın Kanunu’nun 26. maddesinin geçerli olmadığını savunmuştu. Mahkeme, 19 Ağustos 2016’da tutuklanıp dört ayı aşkın bir süre tutuklu kaldıktan sonra şimdi de 7 yıl 6 ay hapis istemiyle yargılanan Erdoğan’ın internette yayımlandığı söylenen yazılarının URL’sinin Siber Şubeye sorulmasına karar vererek davayı 10 Şubat 2022’te bıraktı (16 Aralık).
Kahraman’a TMK davası: Gazeteci İskender Kahraman hakkında, Yüksekova Haber sitesinde çıkan 2017 ve 2018'e ait Rojava ve Afrin’e dair yazıları nedeniyle Ankara Ağır Ceza Mahkemesi’nde “örgüt propagandası” iddiasıyla dava açıldı. Dosyanın takipsizlik kararıyla Hakkâri Ağır Ceza Mahkemesine havale edildiği belirtildi. Kahraman, davayı “Gazetecilere, yazarlara, düşünen insanlara, bilim insanlarına açılan bu gibi davalardan artık bir an önce vazgeçilmelidir. Ki benim hiçbir yazımda ve düşüncemde şiddet veya propaganda içeren tek bir cümle yoktur, bulamazsınız” sözleriyle eleştirdi. Gazetecinin 7 yıl 6 ay hapisinin istendiği yargılama, Hakkâri Ağır Ceza Mahkemesi’nde 11 Ocak 2022’de başlayacak (14 Aralık).
Durket Süren’in TMK davası: Diyarbakır 11. Ağır Ceza Mahkemesi, gazeteci Durket Süren’i “örgüte bilerek isteyerek yardım” ve “örgüt propagandası” iddiasıyla yargılanmaya devam etti. 13 Aralık’ta görülen duruşmada, savcı esas hakkındaki mütalaasını sundu. Mahkeme, mütalaaya karşı savunma yapmaları için avukatlara süre verdi. Bir sonraki duruşma 21 Şubat’ta (13 Aralık).
Ahmet Kanbal’a “terörle mücadele eden bir kişiyi hedef göstermek” davası: Jandarma Genel Komutan Yardımcısı Musa Çitil’in şikayeti üzerine İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, gazeteciler Yağmur Kaya ile Ahmet Kanbal hakkında “terörle mücadelede görev almış kişileri hedef gösterme” suçlaması ile soruşturma açıldı. Kanbal için düzenlenen iddianame Aydın 3. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi. Yargılamanın 10 Aralık’ta görülen ilk duruşmasında mahkeme ara kararını açıkladı. Musa Çitil’in katılma talebini kabul etti. Mahkeme Kanbal ve avukatının esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmalarını hazırlamaları için ek süre verdi. Bir sonraki duruşma 2 Şubat’ta (10 Aralık).
Saymaz’a “kişisel veri” davası: Niğde 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Kayseri'de bir savcının eşine yönelik muameleyi gerekçe yaparak hastane basmasını Hürriyet gazetesi için Mart 2020’de haberleştiren gazeteci İsmail Saymaz’ı “kişisel verileri ele geçirip yayımlamak” iddiasıyla yargılamaya devam etti. Dokuz yıl hapsi istenen Saymaz, İstanbul Adliyesi’nde SEGBİS üzerinde verdiği ifadesinde “Kaynağımı açıklamam. Kamu açısından önemi varsa haberi yaparım. Savcı Bey nasıl gücünü hastane personelini karşı kullandıysa davayı Niğde’de açtırarak bana karşı kullanmaya çalışıyor. Hiç duruşmaya gelmedi. Bunu meslek dayanışmasıyla açıklarım” dedi. Şikayetçi savcının duruşmaya getirilmemesi ve olay gününe ait kamera görüntülerinin istenmesinden vazgeçilmesine gösterdiği tepki nedeniyle Saymaz hakkında “hakaret” iddiasıyla suç duyurusunda bulunuldu. Saymaz ve avukatları Aslı Kazan ve Serdar Laçin karara sert şekilde tepki gösterdi. Yargılama 29 Mart 2022’ye kaldı (9 Aralık).
Kırkaya’ya TMK davası: Gazeteci Kenan Kırkaya’nın sosyal medya hesabından 2014-2015 arasında paylaştığı haberlerde “örgüt propagandası yaptığı” suçlamasıyla yargılandığı davanın görülmesine Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. 7 Aralık’ta görülen duruşmada, mahkeme dosyadaki eksiklerin tamamlanmasının beklenmesine karar verdi. Bir sonraki duruşma 20 Ocak’ta (7 Aralık).
Ölmez’e “propaganda” davası: Gazeteci Cihan Ölmez 2015 ve 2016 yıllarında Şırnak’ın Cizre ilçesinde uygulanan sokağa çıkma yasakları ve yaşanan çatışmalar sırasında kimi basın yayın organlarına verdiği demeçleri sosyal medya hesaplarından paylaşmasına ilişkin “örgüt propagandası” yargılaması, Diyarbakır 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor. 7 Aralık’ta görülen duruşmada, mahkeme duruşmaya katılmayan Ölmez hakkında yakalama kararı çıkarılmasına karar verdi. Bir sonraki duruşma 1 Mart’ta (7 Aralık).
Dört gazeteciye “Kaçak” davası: İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, Cumhuriyet gazetesinde çıkan “Boğaz’da kaçak var” haberi nedeniyle gazetenin muhabiri Hazal Ocak, foto-muhabiri Vedat Arık ve yazı işleri müdürleri Olcay Büyüktaş ve İpek Özbey’i yargılamaya devam etti. Duruşma savcısı, dört gazetecinin “terörle mücadele eden bir kişiyi hedef göstermek” ve “özel yaşamın gizliliğini ihlal” iddialarıyla cezalandırılmasını talep etmişti. Mütalaaya karşı son savunmalarını hazırlamaları için süre verilen avukatları, soruşturmanın genişletilmesinin bir zorunluluk olduğunu bildirdi. Mahkeme heyeti, terörle mücadele kapsamında Altun’a herhangi bir görev verilip verilmediğinin öğrenilmesini yönündeki talebi ve zabıtaların beraat dosyaları istemini reddetti. Dava 31 Mart 2022’ye kaldı (1 Aralık).
Oruç ve Çaksu’nun 301 davası: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, KHK ile kapatılan Özgürlükçü Demokrasi gazetesinde 21 Ekim– 1 Kasım 2016 arasında yayımlanan haber ve köşe yazılarında “Devleti, hükümetini, yargı organlarını, askeri ve emniyet teşkilatını alenen aşağıladıkları” iddiasıyla gazeteciler Aziz Oruç ile Ersin Çaksu’yu yargılamaya devam etti. 30 Kasım’da görülen duruşmaya Oruç ve Çaksu’nun avukatları mazeret bildirerek katılmadı. Mahkeme, Ersin Çaksu hakkındaki yakalamanın infazının beklenmesine karar vererek yargılamayı 24 Mart 2022’ye bıraktı (30 Kasım).
Can Dündar’ın “Gezi” davası: İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi, 2013 yazında yaşanan kitlesel Gezi Parkı eylemlerinde rolleri olduğu iddiasıyla gazeteci Can Dündar ve 16 hak savunucusu ve 35 üyeli Çarşı taraftar grubunu yargılamaya devam etti. 26 Kasım’da görülen son duruşmaya tutuklu Osman Kavala, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisini hedef göstererek sürekli dosyaya müdahale ettiği gerekçesiyle katılmadı. Kavala’nın tutukluluğun sürdürülmesine oy çokluğuyla karar veren mahkeme, yargılamaya 17 Ocak 2022’de devam edecek (26 Kasım).
Yücel’in 301 ve 299 davası: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Almanya merkezli Die Welt gazetesi için 2016’da yazdığı haberleri gerekçe yaparak gazeteci Deniz Yücel’i ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ ve “Devlet kurumlarını aşağılamak” iddiasıyla yargılamaya ikinci duruşmayla devam etti. İddianamede, Yücel hakkında, Die Welt'te 26 Ekim 2016'da “Kürdün annesini göremeden ölmesi” söylemi ile 27 Ekim 2016'da yazdığı “Ermenilere yapılan soykırım ifadeleri" nedeniyle suç duyurusunda bulunulduğu hatırlatıldı. Oysa ki Yücel, ifadesinde “ayrımcılık ve eşitsizliği eleştirdiğini, tarihi gerçeğin suç sayılamayacağını” ifade etmişti. İddianamede, Basın Kanunu'na göre 6 aylık sürede dava açılabileceği, ancak yazının savcılıkça öğrenilmesinden itibaren dava açma süresinin başladığı, mahkemenin 11 Eylül 2020'de suç duyurusu yapmasıyla savcılığın suçlamayı öğrendiği kaydedildi. 25 Kasım’da görülen duruşmada mahkeme, pandemi tedbirlerini gerekçe gösterilerek basın ve gözlemcileri duruşma salonuna almadı. Yücel’in avukatı Veysel Ok’un talebi doğrultusunda Yücel’in yaşadığı Almanya’dan ifade vermesi için istinabe talebi yazılmasına karar verildi. Dava, 12 Nisan 2022’ye kaldı (25 Kasım).
Vice News ekibinin “örgüte yardım” davası: Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi, 2015’te Diyarbakır’da tutuklandıktan sonra sınır dışı edilen Vice News muhabiri Jake Hanrahan ve kameramanı Philip Pendlebury hakkında açılan davada, gazetecilerin bulundukları Britanya’dan ifade vermelerini (istinabe) bekliyor. Haberciler, sokağa çıkma yasaklarının ilan edildiği Cizre, Silopi, Nusaybin ve Sur gibi yerleşimlerdeki gelişmeleri izlemek için geldikleri Diyarbakır’da 28 Ağustos 2015’te gözaltına alınıp bir süreliğine tutuklanmışlardı. Ardından, Hanrahan ve Pendlebury, tercüman Mohamed İsmael Rasool ve rehber Abdurrahman Direkçi hakkında “örgüte bilerek isteyerek yardımda bulunmak suretiyle üye olmak”, “Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkındaki Kanun’a muhalefet” ve “örgüt propagandası yapmak” iddialarıyla dava açılmıştı. Gazetecileri 15 yıldan 67 yıla kadar hapisle yargılayan mahkeme, istinabeye yanıtı beklediği için yargılamayı 24 Şubat 2022’ye bıraktı (23 Kasım).
“KCK Basın” davasında 46 sanık: İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi, 10 yıldır devam eden “KCK Basın” davasından 46 gazeteci ve medya çalışanını “örgüt üyeliği” iddiasıyla yargılamaya devam etti. Dosyadaki eksikliklerin giderilmesi sürecinde olan dava, bir kısım sanık avukatının sunduğu mazeretlerin kabul edilmesiyle 22 Şubat 2022’ye bırakıldı (23 Kasım).
Altı gazeteciye BDDK davası: İstanbul 3. Asliye Ceza Mahkemesi, Bloomberg sitesinde 10 Ağustos 2018’te çıkan ve döviz kurlarının yol açtığı ekonomik krizi ele alan haber nedeniyle muhabirler Kerim Karakayave Fercan Yalınkılıç dahil 38 kişiyi “ekonomiye zarar vererek Sermaye Piyasaları Kanunu’nu ihlal etmek” suçlamasıyla yargılamaya devam etti. Sosyal medyada ekonomiye dair yorumlarda bulunan gazeteciler Mustafa Sönmez, Merdan Yanardağ, Sedef Kabaş ve serbest gazeteci Orhan Kalkan da diğer sanıklar gibi, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) şikayetiyle beş yıla kadar hapis istemiyle yargılanıyor. İkinci bir bilirkişi raporu, sanıkların haber veya paylaşımlarından Bankacılık Kanunu uyarınca herhangi bir çıkar elde etmediklerini tescil etti. Davada daha önce de mahkemenin talebi üzerine rapor gönderen bir diğer bilirkişi, sanıkların haber ve sosyal medya paylaşımlarından Serbest Piyasa Kanunu’nun 107. maddesi uyarınca “menfaat sağladıkları yönünde herhangi bir bulguya" rastlanmadığını bildirmişti. Dosyada beş sanıkla ilgili yakalamanın infazı bekleniyor. Dava 22 Şubat 2022’ye kaldı (18 Kasım).
Eser ve Topaloğlu’nun üyelik davası: İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi, Mezopotamya Ajansı muhabiri Sadiye Eser ve Sadık Topaloğlu'nu “örgüt üyeliği” iddiasıyla yargılamaya devam etti. 18 Kasım’da görülen duruşmada mahkeme, bir önceki duruşmalara da katılmayan tanığın zorla getirilmesine ve gazeteciler hakkında adli kontrol tedbirlerinin devam ettirilmesine karar verdi. Bir sonraki duruşma 11 Ocak’ta (18 Kasım).
"Balyoz"/"Egemen Planı" davası: İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Taraf gazetesinde "Balyoz planı" ile kumpas kurdukları iddiasıyla gazetenin eski yayın yetkilileri Ahmet Altan, Yasemin Çongar ile Mehmet Baransu, Yıldıray Oğur ve Tuncay Opçin'i yargılamaya 37. duruşmayla 12 Kasım'da devam etti. Mahkeme, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından incelenen reddi hakim talebinin kesinleşmesinin beklenmesine karar vererek davayı 21 Ocak 2022 tarihine bıraktı (12 Kasım). |
İdris Yayla’ya “gösteri” davası: Aralarında gazeteci İdris Yayla ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel’in de bulunduğu 28 kişinin, 2016 yılında Batman’da gerçekleştirilen kayyım protestolarına katıldıkları gerekçesiyle “2911 sayılı Gösteri ve Yürüyüş Kanununa muhalefet” suçlamasıyla yargılandığı dava Batman 1. Asliye Ceza Mahkemesinde devam ediyor. Yargılamanın yedinci duruşmasında, mahkeme bazı sanıklar hakkındaki yakalama kararının infazının beklenmesine karar verdi. Bir sonraki duruşma 8 Şubat’ta (11 Kasım)
Darptan takipsizlik yetmedi, gazeteciye dava açıldı: Ankara 37. Asliye Ceza Mahkemesi, Baro başkanlarının Çoklu Baro Yasası’na yönelik protestoları izlerken darpla gözaltına alınan ve şikayeti takipsizlikle sonuçlanan gazeteci Sibel Hürtaş’ı “polise direnmek” suçlamasıyla yargılamaya başladı. Gözaltına alındığı araçta boğazının sıkıldığını açıklayan ve olaydan sonra iki gün iş göremez raporu alan Hürtaş, üç yıl hapis istemiyle yargılanıyor. Hürtaş, “Ben gazeteciyim, kamu adına mesleğimi icra ediyorum. O gün orada kamu görevini engelleme suçu gerçekleştiyse, polisler benim haberi izlememi engelleyerek gerçekleştirmiştir. O gün orada o haberi izlemekteki ısrarım, gazetecilik yapma ısrarım suç olarak gösterilmeye çalışılmıştır. Buradan suç üretemezler çünkü her fırsatta söylediğimiz gibi gazetecilik suç değildir. Bu davalar alanda haber izlemek isteyen gazetecilere gözdağı vermek için açılıyor” dedi. Mahkeme, davanın başladığı duruşmada yargılamayı, Güvenlik Şube Müdürünün tanık olarak dinlenmesi ve Hürtaş’ın yazılı savunmasını sunması için 12 Nisan 2022’ye bıraktı (9 Kasım).
Dört “Gündem”ciye dava 2022’ye kaldı: İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Özgür Gündem gazetesinin Eş Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Aykol ve yazı işleri müdürü Reyhan Çapan ile gazete yazarları Hasan Başak ve Kemal Yakut’u “terör örgütü propagandası”, “suçu ve suçluyu övmek” ve “suç işlemeye alenen tahrik” suçlamalarıyla yargılıyor. 3 Kasım’daki duruşmaya Aykol ve Çapan'ın avukatı Özcan Kılıç mazeret bildirerek katılmadı. Yargılama, 23 Şubat 2022'ye kaldı. İddianamede gazetecilere yöneltilen suçlamalara 2016 Mart ayında gazetede “öz yönetim” ile ilgili yayımlanan haberler delil gösteriliyor (3 Kasım).
Akın ve Sarısözen’e “TMK” davası: İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Yeni Yaşam gazetesi sorumlu müdürü Osman Akın ve gazetenin köşe yazarı Veysi Sarısözen’i “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla yargılamaya devam etti. Gazeteci Akın mazeret bildirerek sekizinci duruşmaya katılmazken, avukat Özcan Kılıç hazır bulundu. Söz alan Kılıç, Sarısözen’in yurtdışı adresini bildirdiklerini, bu adresin dikkate alınarak istinabe ile ifadesinin alınması istedi. İddia makamı ise Sarısözen hakkında verilen yakalama kararının infazının beklenmesini talep etti. Mahkeme heyeti de, daha önce verilen yakalama kararların devamına hükmetti. Kılıç’ın talebine uygun olarak Sarısözen’in ifadesinin istinabe yoluyla alınmasına karar verdi. Dava, 2 Şubat 2022 tarihine bırakıldı (26 Ekim).
Sekiz gazeteciyi yeniden yargılamaya devam: İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi, kamuoyunda “FETÖ Medya yapılanması” olarak nitelendirilen davasında gazeteciler Ali Akkuş, Atilla Taş, Cemal Azmi Kalyoncu, Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Ünal Tanık, Yakup Çetin ve Yetkin Yıldız’ı “örgüt üyeliği”nden yargılamaya devam etti. Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 26 sanıklı davada 17 kişinin cezalarını onamış, 8 kişinin ise hakkındaki hükümleri bozmuştu. Bozma kararında Atilla Taş dışındaki sanıklar hakkında “örgüt üyeliği” suçuna delil olarak öne sürülen eylemlerin örgüt üyesi olarak kabul edilmelerine yeterli olmadığı belirtilmişti. Atilla Taş’ın davaya konu olan eylemlerinin ise hüküm giydiği “örgüte yardım” suçunun değil, “Cumhurbaşkanına hakaret” ve “devletin kurum ve organlarını alenen aşağılama” suçlarının unsurlarını içerdiği ifade edilmişti. 26 Ekim’de görülen duruşma sonunda ara kararını açıklayan mahkeme, Taş haricindeki sanıkların adli kontrol tedbirlerini kaldırarak yargılamayı 17 Şubat 2022’ye bıraktı (26 Ekim).
Beş gazeteciye "örgüt" davası sürüyor: Van 5. Ağır Ceza Mahkemesi, Çatak ilçesinde operasyona çıkan gözaltına alınan iki kişinin askerlerce helikopterden atıldığı iddialarını haberleştirdikten sonra 9 Ekim 2020'de tutuklanan 2 Nisan 2021'de ise tahliye edilen Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirleri Adnan Bilen, Cemil Uğur, Jinnews sitesi muhabiri Şehriban Abi, gazeteci Nazan Sala ile tutuksuz yargılanan MA muhabiri Zeynep Durgut'u "örgüt üyeliği" iddiasıyla yargılamaya devam etti. İddianamede, "Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlaması yöneltilen gazetecilerin 7.5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edilmişti. Mahkeme heyeti, gazetecilerin imza yükümlülüğünün kaldırılmasına ancak yurtdışı çıkış yasağının devam etmesine karar verdi. Heyet, dijital materyallerin iade edilmesi talebini ise reddetti. Dava, 6 Ocak 2022'ye kaldı (21 Ekim). |
Bağdat’ın “propaganda” davası: İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesi, 2017 ve 2018 yıllarında yaptığı dokuz sosyal medya paylaşımı nedeniyle gazeteci Hayko Bağdat’ı “örgüt propagandası” iddiasıyla yargılamaya devam etti. 15 Ekim’de görülen duruşmada, mahkeme gazeteci Bağdat hakkında çıkarılan yakalama emrinin devamına karar verdi. Bir sonraki duruşma 27 Ocak’ta (15 Ekim).
Bayık’a “gösteri” davası: Hasankeyf’in su altında bırakılmasına karşı Halkların Demokratik Partisi (HDP) Gençlik Meclisi üyelerinin 12 Haziran 2019’da yapmak istediği basın açıklamasını takip ettiği sırada gözaltına alınan gazeteci Sonya Bayık’ın da aralarında olduğu sanıkların yargılanması, Batman 1. Asliye Mahkemesi’nde devam ediyor. 14 Ekim’de görülen duruşmada mahkeme, davaya konu olan basın açıklamasına müdahale görüntülerinin incelemeye gönderilmesine karar verdi. Bir sonraki duruşma 10 Şubat’ta (14 Ekim).
Okatan’a “zincirleme propaganda” davası: Ankara İl Emniyet Müdürlüğü’ne yapılan bir ihbar sonucu başlatılan soruşturmada gazeteci Derya Okatan hakkında 2018'de sorumlu yazı işleri müdürü olduğu Etkin Haber Ajansı’nın (ETHA) Twitter hesabı ve Facebook sayfasından yapılan haber paylaşımlarına ilişkin “Zincirleme şekilde örgüt propagandası yapmak” suçlamasıyla hazırlanan iddianame, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. 13 Ekim’de görülen duruşmada mahkeme, İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesine müzekkere yazılmasına karar verdi. Bir sonraki duruşma 26 Ocak’ta (13 Ekim).
Söğütlü’nün “Gürlek” davası: İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi, Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Akın Gürlek’i eleştirdiği tweet’i nedeniyle Gazete Yolculuk sitesi muhabiri Buse Söğütlü’yü “hakaret” iddiasıyla yargılıyor. Anayasa Mahkemesi üyesi Engin Yıldırım’ın, Twitter hesabından AYM binasının fotoğrafıyla paylaştığı “Işıklar yanıyor” notuna İçişleri Bakanlığı’nın “Işıklarımız hiç sönmüyor” karşılığından sonra Türkiye’de hukukun geldiği noktayı Gürlek’i Hitler’le ekleştirerek eleştiren gazeteci Söğütlü, Terörle Mücadele Kanunu’nun 6/1 maddesindeki “Terörle Mücadelede Görev Almış Kişileri Hedef Göstermek” suçundan cezalandırılmak isteniyor. Yargılama, 27 Ocak 2022’de sürecek (1 Ekim).
Kararlar
Ekim - Kasım - Aralık 2021 dönemine ait Medya Gözlem Raporu, TMK ve TCK kapsamında dokuz gazeteciye verilen hapis cezalarına ve Cumhuriyet ve Sözcü davalarında hapis cezası alan gazeteciler için Yargıtay kararının beklenmesine dikkat çekiyor.
Rapor döneminde 36 gazeteci TMK ve TCK kapsamında yargılandıkları davalarda beraat etti. Ancak beraat eden üç gazetecinin kararı temyize taşındı.
Beş haberciye “RedHack” hapsi, birine beraat: İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın RedHack tarafından ele geçirilen kişisel e-posta hesabındaki bilgileri haberleştirdikleri gerekçesiyle altı gazeteciden beşini mahkum etti. BirGün çalışanı Mahir Kanaat, Diken eski editörü Tunca Öğreten, kapatılan DİHA’nın Haber Müdürü Ömer Çelik, muhabir Metin Yoksu, Yolculuk Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Eray Sargın “verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme” suçlamasıyla 1 yıl 8 ay hapse mahkum oldu. ETHA haber müdürü Derya Okatan ise beraat etti. Tüm gazeteciler “örgüt propagandası” suçundan da beraat etti. 9 Aralık’taki son duruşmaya iki gün kala dosyaya mütalaasını sunan savcı, gazetecilerin “verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme” suçundan, Okatan, Eray, Yoksu ve Çelik’in de “zincirleme örgüt propagandasından” cezalandırılmasını talep etmişti (31 Aralık).
Cumhuriyet dosyası Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nda: İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'nin "örgüte üye olmamakla birlikte bilerek yardım" iddiasıyla Akın Atalay'ı yedi yıl 13 ay 15 gün, Mehmet Orhan Erinç'i altı yıl üç ay, Mehmet Murat Sabuncu ve Ahmet Şık'ı yedi yıl altışar ay, Bülent Utku'yu dört yıl altı ay, Aydın Engin'i yedi yıl altı ay, Hikmet Aslan Çetinkaya'yı altı yıl üç ay, Güray Tekin Öz, Hacı Musa Kart, Hakan Karasinir, Mustafa Kemal Güngör ile Önder Çelik'i üç yıl dokuzar ay hapse mahkûm ettiği kararlar 21 Kasım 2020'den beri Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararını bekliyor. İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nin beş yıl üstü olan cezaları bozduğu dosyada, Kadri Gürsel'e beraat verirken diğer gazetecilerde cezalarda direnmişti (30 Aralık). |
“Sözcü” gazetecilerine hapis onandı: Sözcü gazetesi davasında yedi gazeteciye “FETÖ’ye bilerek ve isteyerek yardım” suçlamasıyla verilen 2 yıl 1 ay ile 3 yıl 6 ay arası hapis cezalarına ilişkin dosya Yargıtay kararı bekliyor. 13 Ekim 2020’de İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27. Ceza Dairesi, İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, “FETÖ’ye bilerek ve isteyerek yardım” suçlamasıyla verdiği cezaları onamıştı. 27 Aralık 2019’da mahkeme, köşe yazarları Emin Çölaşan ve Necati Doğru'ya 3 yıl 6 ay 15 gün; site yayın yönetmeni Mustafa Çetin ve gazete genel yayın yönetmeni Metin Yılmaz'a 3 yıl 4 ay; haber koordinatörü Yücel Arı, muhabir Gökmen Ulu'ya ve mali işler müdürü Yonca Yücekaleli’ye 2 yıl 1 ay hapis cezası vermişti. Ocak 2020’de gazetenin sahibi Burak Akbay hakkında yakalama kararı çıkarılmıştı (30 Aralık).
18 gazeteciye beraat: İstanbul 5. Asliye Ceza Mahkemesi, Özgür Gündem gazetesine Ağustos 2016’da yapılan baskınla gözaltına alınan 18 gazeteciyi “polislere mukavemet” ve “hakaret” iddiasıyla yargıladığı davada beraat kararı verdi. Duruşma savcısı, gözaltı işlemine engel olmaya çalıştıklarını savunduğu gazetecilerin “polislere mukavemet etmek” ve “hakaret” iddiasıyla cezalandırılmasını talep ettiği önceki mütalaasını yinelemişti. Haklarında yakalama kararı infaz edilmeyi bekleyen diğer dört medya çalışanının dosyası ayrılmıştı (21 Aralık).
Aysever’e “kin” cezası: İstanbul Anadolu 37. Asliye Ceza Mahkemesi, karikatürist Mehmet Birol Çün'ün çizdiği bir karikatürü sosyal medya hesabında 20 Mart 2020’de paylaştığı için hakkında “kin ve düşmanlığa tahrik” iddiasıyla dava açılan gazeteci Enver Aysever’i 9 ay hapisle cezalandırdı. Cezayı 7 ay 15 gün hapse indiren mahkeme, bunu da 4 bin 500 TL adli para cezasına çevirdi. Hükmün açıklanmasının ertelenmesini istemeyen Aysever, istinaf mahkemesine gideceğini mahkemeye bildirdi. Aysever, kararın ardından sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımda, “Karikatür paylaşarak ‘halkı kin ve nefrete sevk etmek’ suçundan 9 ay hapis cezası aldım. İfade özgürlüğü, hukuk, demokrasi adına içler acısı karar. Yorum sizin” dedi (21 Aralık).
Şahin’in “kişisel veri” beraati: Burdur 4. Asliye Ceza Mahkemesi, bir emekli askerin eşini öldürüp intihar etmesini sosyal medyadan herkese açık bir fotoğrafla gündeme getiren Gaziantep Yeni Çizgi gazetesi yetkilisi Bekir Şahin’i “kişisel verileri hukuka aykırı şekilde ele geçirip yayımlamak” iddiasıyla yargıladı. Mahkeme. 14 Aralık’ta görülen duruşmada gazeteciyi akladı (14 Aralık).
Candemir’e “propaganda” beraati: Gazeteci Oktay Candemir, evine 5 Nisan 2019'da yapılan baskında el konulan dijital materyallerde bulunan video ve fotoğraflar ile sosyal medya hesabında 2014 ve 2015'te yaptığı bazı paylaşımlar suç delili olarak gösterilerek “örgüt propagandası yapmak” suçlamasıyla yargılanıyor. 18 Kasım’da görülen duruşmada, savcı Candemir’in beraatini talep etti. Mahkeme heyeti de Candemir’in beraatine karar verdi (18 Kasım).
Önal’a “özel hayat” beraati: Şarköy Asliye Ceza Mahkemesi, CHP’li Şarköy Belediyesi Başkan yardımcısı Adnan Sevim’in konutunun bulunduğu sitenin önünün taşlarla döşenmesini Şarköy’ün Sesi gazetesine ait Facebook hesabından videoyla haberleştirdiği için gazeteci Yakup Önal’ı, “kişisel verileri hukuka aykırı şekilde yaymak” iddiasıyla yargılamaya başladı. Mahkeme ilk duruşmada “fiilin kanunda suç sayılmadığı” gerekçesiyle Ceza Kanunu’nun 136 maddesi uyarınca dört yıla kadar hapis istemiyle yargılanan 32 yıllık gazetecinin beraatine hükmetti (18 Kasım).
İki gazeteciye “görevi yaptırmamak için direnme” cezası: Suruç’ta 2015'te düzenlenen bombalı saldırı sonucu hayatını kaybeden bir öğrenci için düzenlenen anma etkinliğine jandarmanın müdahalesi sonucu çıkan olayları görüntüledikleri sırada gözaltına alınan Sovtna gazetesi kurucusu Ali Arslan (Dadük) ve HRT muhabiri Can Bedros Çapar’ın da aralarında bulunduğu 28 kişi hakkında 2017'de “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefet” ve “görevi yaptırmamak için direnme” (TCK 265/1) suçlamalarıyla açılan davanın karar duruşması, 12 Kasım 2021'de Samandağ Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü. Mahkeme, Dadük ve Çapar ile 7 diğer sanığa 10 ay ile 1 yıl arasında değişen sürelerde hapis cezası verdi. Hükmün açıklanması geri bırakıldı (12 Kasım).
Beş gazeteciye “eylem” beraati: Mardin 1. Asliye Ceza Mahkemesi, 20 Ağustos 2019'da düzenlenen kayyum karşıtı protestolara yönelik müdahalede gözaltına alınan gazeteciler Ahmet Kanbal, Mehmet Şah Oruç, Rojda Aydın, Nurcan Yalçın ve Halime Parlak ile diğer üç kişiyi beraat ettirdi. Haklarında “terör örgütü üyeliği” iddiasıyla yürütülen soruşturmada takipsizlik kararı verilen sekiz kişiye "2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa Muhalefet” gerekçesiyle dava açılmıştı. Duruşma savcısının beraat yönünde sunduğu mütalaadan sonra mahkeme de bu yönde karar verdi (20 Ekim).
Üç haberciye “Berkin” beraatine temyiz: İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesi savcısı, 2013’teki Gezi eylemleri sürecinde polisin öldürdüğü Berkin Elvan’a ilişkin haberde bir polisin kimliğini açıkladıkları gerekçesiyle yargılanan ve 7 Ekim’de beraat eden gazeteciler Canan Coşkun, Ali Açar ve BirGün’den Can Uğur’a dair kararı temyiz etti. Bu durumda dosya kesinleşemeden İstanbul İstinaf Mahkemesi’ne taşınmış olacak. Duruşma savcısı mütalaasında polisi ölümle tehdit eden sol örgütlere hedef göstermek iddiasıyla habercilerin TMK’nın 6. Maddesinden cezalandırılmalarını istemişti (13 Ekim).
Takva’ya beraat: Van’da serbest gazetecilik yapan Ruşen Takva, kentte yapılmak istenen bir yürüyüşü izlediği gerekçesiyle “örgüt üyeliği” ve “Toplantı ve gösteri yürüyüşlerine muhalefet” iddiasıyla Van 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanıyor. 12 Ekim’de görülen ikinci duruşmada, Takva, “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefet” ve “örgüt üyeliği” suçlamalarıyla yargılandığı davada bu suçlamalardan beraat etti (12 Ekim).
Üç haberciye “Berkin” beraati: İstanbul 34’üncü Ağır Ceza Mahkemesi, Gezi Parkı eylemleri sırasında polisin attığı gaz kapsülünün başına isabet etmesiyle yaşamını yitiren Berkin Elvan’ın soruşturmasıyla ilgili haberler nedeniyle “terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek” suçlamasıyla yargılanan gazeteciler Canan Coşkun, Can Uğur ve Ali Açar’ı beraat ettirdi. Mahkeme, eylemin yasada suç olarak tanımlanmadığını kaydetti (7 Ekim).
Çapraz’a “örgüt” cezası: Hakkari 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 29 kişinin yargılandığı KCK Yüksekova Davası’nın karar duruşmasında, Yüksekova Haber sitesi yetkilisi Necip Çapraz’ı “örgüt üyeliği” iddiasıyla 8 yıl 9 ay hapis cezasına mahkum etti. Mahkeme, 27 kişiye adli kontrol şartı da getirdi (1 Ekim).
Cumhurbaşkanına hakaret davaları
Ekim - Kasım - Aralık 2021 döneminde “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla açılan davalarda adı geçen, toplam 102 yıl 8 ay hapis tehdidiyle karşı karşıya kalan gazeteci ve karikatürist sayısı 22 oldu.
Raporda, gazeteci olarak Ahmet Sever, Engin Korkmaz, Ender İmrek, Hasan Cemal, Mehmet Emin Kurnaz, Gökhan Biçici, Deniz Yücel, Kaan Göktaş, Hüseyin Aykol, Reyhan Çapan, Hasan Başak, Kemal Yakut, Yılmaz Odabaşı, Perihan Kaya, Atilla Taş, Rüstem Batum,Hayko Bağdat, Doğan Ergün’ün, karikatürist olarak da Charlie Hebdo dergisinden Julien Serignac, Gerard Biard, Laurent Sorurisseau ve Alice Petti’nin adları geçiyor. Bu kişilerden Yılmaz Odabaşı, Perihan Kaya ve Doğan Ergün 11 ay 20 gün, Kaan Göktaş ise 2 yıl hapisle cezalandırıldı.
Ender İmrek’e açılan soruşturma yeniydi.
Geçtiğimiz yılın aynı döneminde 16 gazeteci (Ahmet Sever, Can Ataklı, Ali Ergin Demirhan, Ayten Akgün, Onur Emre Yağan, Fatih Portakal, Rüstem Batum, Mustafa Sönmez, Necla Demir, Cem Şimşek, Erk Acarer, Hayko Bağdat, Oktay Candemir, Hakkı Boltan, Engin Korkmaz ve Atilla Taş), Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ilişkin görüş ve eleştirileri nedeniyle “Cumhurbaşkanına hakaret” iddiasıyla toplam 67 yıl 8 ay 34 gün hapis cezasıyla karşı karşıyaydı.
Sever’in 299 davası: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, “İçimde Kalmasın/Tanıklığımdır” kitabında “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret edildiği” şüphesiyle T24 yazarı ve 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün eski basın başdanışmanı Ahmet Sever’i Türk Ceza Kanunu (TCK) madde 299’dan yargılamaya devam etti. Mahkeme, Sever’in yurtdışından ifadesinin alınması için istinabe talebine verilecek yanıtı bekliyor. 23 Aralık’ta görülmesi planlanan duruşma, hâkimin izinli olması nedeniyle 21 Nisan tarihlerine ertelendi (23 Aralık).
Korkmaz’a “Cumhurbaşkanı’na hakaret” davası: Antalya 19. Asliye Ceza Mahkemesi, Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Akdeniz Şube Başkanı Engin Korkmaz’ı bir ihbar sonucu “Cumhurbaşkanına hakaret” iddiasıyla yargılamaya devam etti. 15 Aralık’ta görülmesi beklenen duruşma hakimin izinli olması sebebiyle Ocak ayına ertelendi (15 Aralık).
İmrek’e “Cumhurbaşkanı” tahkikatı: Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı Özel Suçlar Bürosu, 30 Temmuz 2021'de çıkan yazısında, Türkiye’deki yangınlara işaret ederek yangın söndürme uçağı bulunmamasına tepki gösteren Evrensel gazetesi köşe yazarı Ender İmrek hakkında, “Cumhurbaşkanına hakaret” ve “halkı kin ve düşmanlığa teşvik” iddiasıyla soruşturma açtı. İmrek, yazısında, “Saray’ın kaç uçağı var? 8 mi? 13 mü? Peki yangın uçağı… Türkiye’nin kaç yangın uçağı var… Saraylara harcanan o paralarıyla kaç yangın uçağı alınırdı? Beş mi? 10 mu… Kaç? Kıbrıs’a kaç uçakla gittiler? 8 miydi?” ifadelerini kullanmıştı (14 Aralık).
Cemal’e “Erdoğan” davası: İstanbul Başsavcılığı Basın Suçları Bürosu, 2016 ve 2020’de sosyal medyada yaptığı iki yorum nedeniyle T24 sitesi yazarı ve P24 Kurucu Başkanı Hasan Cemal hakkında, “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla dava açtı. İddianamede, Cemal’in 19 Temmuz 2016’da yaptığı “Demokratlığın tek kriteri, sadece askeri darbe girişimine karşı çıkmak değil, derinleşmekte olan Erdoğan darbesi'ne de hayır demektir!” ve T24 yazarı Murat Belge'nin 15 Temmuz 2020 tarihinde yayımlanan “Hilafet” başlıklı yazısını alıntılayarak yaptığı “Hilafet geri gelecekse herhalde Halife de Tayyip Erdoğan olacak” paylaşımları suça gerekçe yapıldı. Cemal’in “Erdoğan’a yönelik hakaret suçunu bir suç işleme kararının icrası kapsamında zincirleme şekilde işlediği” öne sürüldü. Gazeteci 4 yıl 8 ay hapis istemiyle yargılanmaya İstanbul 41. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 12 Nisan 2022’de başlayacak (11 Aralık).
BirGün’den Kurnaz’a “Cumhurbaşkanı” davası: BirGün gazetesinde 25 Mayıs 2021’de çıkan “Çetelerin İktidarı” başlıklı Pazar ekine ilişkin “Cumhurbaşkanı’na hakaret”, MHP Lideri Bahçeli’ye yönelik iddiaya ilişkin de “kamu görevlisine hakaret” suçlamasıyla açılan davanın ikinci duruşması İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi’nde 6 Aralık’ta görüldü. Duruşmada, gazetenin politika editörü Mehmet Emin Kurnaz ile avukatı Tolgay Güvercin hazır bulundu. Mahkeme başkanının iddialarını yanıtlayan Kurnaz, suç örgütü elebaşısı oldukları gerekçesiyle ceza almış Sedat Peker ve Alaattin Çakıcı’nın, Erdoğan ve Bahçeli ile fotoğraflarının ajanslarda da yer aldığını hatırlatarak, bu isimlerin devletin mahrem bilgilerine sahip olabilmesinin kabul edilebilir bir durum olmadığını, söz konusu haber ve fotoğraflarda kamu yararı güdüldüğünü belirtti. Avukat Güvercin de söz konusu haber ve fotoğraflarda bir hakaret unsurunun bulunmadığını, yanlış olduğu düşünülen bir durumun kamu yararı adına haberleştirildiğini ifade etti. Mahkeme başkanı, savunmaların ardından davayı 17 Mart 2022’ye bıraktı (7 Aralık).
Gökhan Biçici’ye 299 davası: dokuz8haber.net’te 1 Haziran 2020’de yayınlanan “Hacker grubu Anonymous’tan Erdoğan’a Berkin Elvan örneğiyle tepki” başlıklı haber nedeniyle sitenin Genel Yayın Yönetmeni Gökhan Biçici hakkında, “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla dava açıldı. İstanbul 8. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen davanın ilk duruşmasına avukat Ceren Kalı ile birlikte katılan Biçici, savunmasında “Dava konusu bir haberdir. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD’de George Floyd’un polis şiddetiyle öldürülmesine ilişkin eleştirel bir tweet paylaşmış, Anonymous da bu paylaşımı alıntılayıp bir tweet atmıştı. Biz de bu tweeti Türkçe’ye çevirip aktarıcı bir dille haberleştirdik. Anonymous 6,5 milyon takipçisi olan, dünya medyasında sıklıkla haber olan bir gruptur, bir haber kaynağıdır” dedi. Biçici hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını istemedi. Mahkeme Recep Tayyip Erdoğan’ın davaya katılma talebini kabul etti ve bilirkişi raporu hazırlanmasına karar verdi. Dava 17 Şubat 2022’ye bırakıldı (25 Kasım).
Yücel’in 301 ve 299 davası: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Almanya merkezli Die Welt gazetesi için 2016’da yazdığı haberleri gerekçe yaparak gazeteci Deniz Yücel’i "Cumhurbaşkanına hakaret" ve “Devlet kurumlarını aşağılamak” iddiasıyla yargılamaya ikinci duruşmayla devam etti. İddianamede, Yücel hakkında, Die Welt'te 26 Ekim 2016'da “Kürdün annesini göremeden ölmesi” söylemi ile 27 Ekim 2016'da yazdığı “Ermenilere yapılan soykırım ifadeleri” nedeniyle suç duyurusunda bulunulduğu hatırlatıldı. Oysa ki Yücel, ifadesinde “ayrımcılık ve eşitsizliği eleştirdiğini, tarihi gerçeğin suç sayılamayacağını” ifade etmişti. İddianamede, Basın Kanunu'na göre 6 aylık sürede dava açılabileceği, ancak yazının savcılıkça öğrenilmesinden itibaren dava açma süresinin başladığı, mahkemenin 11 Eylül 2020'de suç duyurusu yapmasıyla savcılığın suçlamayı öğrendiği kaydedildi. 25 Kasım’da görülen duruşmada mahkeme, pandemi tedbirlerini gerekçe gösterilerek basın ve gözlemcileri duruşma salonuna almadı. Yücel’in avukatı Veysel Ok’un talebi doğrultusunda Yücel’in yaşadığı Almanya’dan ifade vermesi için istinabe talebi yazılmasına karar verildi. Dava, 12 Nisan 2022’ye kaldı (25 Kasım).
Charlie Hebdo’ya “Cumhurbaşkanı” davası başladı: Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesi, 28 Ekim 2020 tarihli bir karikatürde “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret edildiği” gerekçesiyle Fransa merkezli haftalık Charlie Hebdo dergisinin dört temsilcisini yargılamaya başladı. Davadan, derginin genel direktörü Julien Serignac, yazı işleri müdürü Gerard Biard, genel yayın yönetmeni Laurent Sorurisseau ve karikatürist “Alice”, 4 yıl 8 ay hapis istemiyle yargılanıyor. Mahkeme, bu ilk duruşma sonunda, Erdoğan’ın avukatının katılma talebini “uçtan zarar görme ihtimali” üzerine kabul etti; sanıkların açık kimlik, adres bilgilerinin ve savunmalarının tespiti için Ankara Başsavcılığı’nca düzenlenen yurtdışı istinabe yazısının akıbetinin sorulmasına, sanıkların kimlik ve adres bilgilerinin tespit edilmesi halinde savunmalarının alınması için işlem yapılmasına” karar verdi. Davaya 1 Haziran 2022’de devam edilecek (18 Kasım).
Göktaş’a “Erdoğan” cezası: Silivri 1. Asliye Ceza Mahkemesi, iki yıl önce sosyal medya hesabından 300 yıl önce yazılmış bir şiiri paylaştığı için gazeteci - yazar Kaan Göktaş’ı “Cumhurbaşkanı’na hakaret” gerekçesiyle 2 yıl hapisle cezalandırdı. Göktaş, Facebook hesabından, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir vatandaştan “ezbere şiir okuması karşılığı” şikayetini geri çektiğine dair gazete haberini paylaşarak altına “benim ezbere bildiğim tek şiir bu” yorumu yapıp, 18. yüzyılda yaşamış bir Osmanlı Divan Şairi olan Sünbülzade Vehbi Efendi’nin “Rücu” isimli şiirini paylaşmıştı. Gazeteci, bir vatandaşın CİMER üzerinden şikayet etmesi üzerine açılan dava sonucunda TCK’nın 299. Maddesi uyarınca cezalandırılmış oldu. Gazetecinin avukatı verilen cezayı İstinafa taşıdı (3 Kasım).
Dört gazeteciye “Cumhurbaşkanı” davası: İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Özgür Gündem gazetesinin (KHK ile kapatıldı) 8 Eylül 2015 tarihli “Saray çıldırdı” başlıklı haberi nedeniyle gazetenin Eş Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Aykol, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Reyhan Çapan ile yazar Hasan Başak ve Kemal Yakut’u “Cumhurbaşkanına hakaret” iddiasıyla yargılamaya devam etti (3 Kasım).
Odabaşı’na “299”dan ertelemesiz hapis: Yalova 2. Asliye Ceza Mahkemesi, sosyal medya paylaşımı nedeniyle “Cumhurbaşkanına hakaret” iddiasıyla yargıladığı şair, yazar ve gazeteci Yılmaz Odabaşı'nı davanın üçüncü duruşmasında 11 ay 20 gün hapis cezasına mahkum etti; cezayı ertelemedi (3 Kasım).
Kaya’ya “Cumhurbaşkanı” cezası: Diyarbakır 3. Asliye Ceza Mahkemesi, sosyal medya paylaşımı gerekçe göstererek gazeteci Perihan Kaya’yı “Cumhurbaşkanına hakaret” iddiasıyla yargıladığı davada gazeteciye 11 ay 20 gün hapis cezası verdi (2 Kasım).
Atilla Taş’a 299’dan dava: İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi, kamuoyunda “FETÖ medya yapılanması” olarak nitelendirilen davada “örgüte yardım” iddiasıyla aldığı hapis cezası Yargıtayca bozulan Atilla Taş’ı yedi sanıkla birlikte yeniden yargılamaya devam etti. Yargıtay, Taş’ın davaya konu olan eylemlerinin ise hüküm giydiği “örgüte yardım” suçunun değil, “Cumhurbaşkanına hakaret” ve “devletin kurum ve organlarını alenen aşağılama” suçlarının unsurlarını içerdiğini karara bağlamıştı. 26 Ekim’de görülen duruşma sonunda ara kararını açıklayan mahkeme, Taş hakkındaki adli kontrol tedbirini kaldırmayı reddetti. Yargılama 17 Şubat 2022’ye kaldı (26 Ekim).
Batum’un “Cumhurbaşkanı” davası: İstanbul 41. Asliye Ceza Mahkemesi, kanun hükmünde kararnameyle kapatılan İMC TV’de 10 Eylül 2015 tarihli “Ayşegül Doğan’la Gündem Müzakere” programındaki ifadeleri gerekçe göstererek gazeteci Rüstem Batum’u “Cumhurbaşkanı’na hakaret” iddiasıyla yargılamaya devam etti. 21 Ekim’de görülen duruşmaya yurtdışında yaşayan Batum ve mahkemeye mazeret bildiren avukatları katılmadı. Bir sonraki duruşma, 11 Ocak’ta (21 Ekim).
Bağdat’ın “Erdoğan” davası: İstanbul 50. Asliye Ceza Mahkemesi, gazeteci Hayko Bağdat’ı “Cumhurbaşkanı’na hakaret” iddiasıyla yargılıyor. Bağdat’ın katılmadığı 20 Ekim’deki duruşmaya, avukatları mazeret bildirdi. Yargılama, istinabe yoluyla Bağdat’ın ifadesini Almanya’dan vermesini bekliyor. Dava 16 Şubat 2022’ye kaldı (20 Ekim).
Ergün’e “Erdoğan” cezası: İstanbul Anadolu 45. Asliye Ceza Mahkemesi, 2014'te yayınlanan ve dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan ile Milliyet gazetesinin sahibi Erdoğan Demirören arasında geçtiği iddia edilen ses kayıtlarını içeren haber nedeniyle İleri Haber sitesi genel yayın yönetmeni Doğan Ergün’ü “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten 11 ay 20 gün hapis cezasına mahkum etti; hükmün açıklanmasını ise geriye bıraktı. Kararda, “‘Demirören'i ağlatan ses kayıtları’ başlığı altında bir video yayınlandığı, video içerisinde yer alan yazılarda Cumhurbaşkanı ile ilgili ‘Başçalan RT Erdoğan’, ‘Başçalan RTE’ gibi ibarelerin kullanıldığı, haber içeriğinin cumhurbaşkanına hakaret suçunu oluşturduğu ve sorumlu müdür olan şüpheli Doğan Ergün'ün cezai sorumluluğunun bulunduğu anlaşılmıştır” denildi (14 Ekim).
Hakaret ve tazminat davaları
Ekim - Kasım - Aralık 2021 döneminde, en az 39 gazetecinin adı “kamu görevlisine hakaret” ve “hakaret” suçlamasıyla açılan ceza davalarında geçti. Toplam 101 yıl 9 ay hapis cezasına atıf yapılan davalardan İsmail Saymaz’a, bianet’ten Evrim Kepenek’e, özgürüz’den Onur Öncü’ye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın şikayeti üzerine Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Koordinatörü Serkan Ozan, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Olcay Büyüktaş Akça, İnternet Sorumlu Haber Müdürü Ozan Yurtoğlu ve muhabir Hazal Ocak hakkında açılan davalar yeniydi. Aynı dönem Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Pehlivan’a hakaret soruşturması başlatıldı.
Ekim - Kasım - Aralık 2021 döneminde beş gazeteci ve iki günlük gazete çeşitli finans girişimcisi ve siyasetçinin açtığı toplam 3 milyon 480 bin TL tutarındaki tazminat davalarına konu oldu. Sezgin Baran Korkmaz’ın, Sözcü yazarı, gazeteci Uğur Dündar’a açtığı dava yeniydi. Aynı döem, AKP Ankara milletvekili Asuman Erdoğan’ın eşi Fatih Erdoğan ve Pasifik Gayrimenkul Yatırım İnşaat AŞ’nin Cumhuriyet gazetesi ile Cumhuriyet Vakfı Genel Sekreteri ve köşe yazarı Işık Kansu hakkında açtığı 2 milyon TL’lik manevi tazminat davası reddedildi.
Geçtiğimiz yılın aynı döneminde en az 33 gazeteci “hakaret” suçlamasıyla açılan ceza davaları kapsamında toplam 75 yıl 6 ay hapis cezasıyla yargılandı. Altı gazeteci (Ender İmrek, Uğur Koç, Mustafa Kömüş, İbrahim Aydın, Uğur Güç ve Hazal Ocak) yargılandığı “hakaret” davaları kapsamında beraat etti.
Ceza davaları
Yücel'in "hakaret" davası: İstanbul 24. Asliye Ceza Mahkemesi, dönemin İstanbul Başsavcı Vekili olan, Adalet Bakan Yardımcısı Hasan Yılmaz ile ilgili 20 Şubat 2019'da paylaştığı bir tweet yoluyla "kamu görevlisine hakaret" ettiği iddiasıyla Almanya'da yaşayan Die Welt gazetesi muhabiri Deniz Yücel'i gıyabından yargılamaya devam etti. Yücel’i temsilen duruşmaya katılan MLSA Eş Direktörü avukat Veysel Ok, “Şikayetçinin yazdığı tüm iddianamelerin ve o iddianamelere ilişkin AYM ve AİHM’de kaç ihlal kararı verildiğinin Adalet Bakanlığına sorulmasını istiyoruz. Bunlar savunmamız açısından elzemdir” dedi. Ayrıca Yücel’in Almanya’da alınan ifadesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması konusunda beyanının dosyaya konulmadığını söyleyerek, bunun eklenmesini istedi. Savcı Hüseyin Emre Ertaş, sanığın cezalandırılmasını isteyerek esas hakkındaki mütalaasını tekrarladı. Savunmanın hazırlanması için ek süre veren mahkeme, davayı 8 Şubat 2022'ye erteledi (28 Aralık).
Sever’e “hakaret” davaları: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, “İçimde Kalmasın/Tanıklığımdır” kitabında “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret edildiği” şüphesiyle T24 sitesi yazarı ve 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün eski basın başdanışmanı Ahmet Sever’i, Mustafa Şentop ve Mustafa Varank’a hakaret iddiasıyla yargılamaya devam etti. Mahkeme, Sever’in yurtdışından ifadesinin alınması için istinabe talebine verilecek yanıtı bekliyor. Dava 21 Nisan 2022’ye kaldı (23 Aralık).
18 gazeteciye beraat: İstanbul 5. Asliye Ceza Mahkemesi, Özgür Gündem gazetesine Ağustos 2016’da yapılan baskınla gözaltına alınan 18 gazeteciyi “polislere mukavemet” ve “hakaret” iddiasıyla yargıladığı davada beraat kararı verdi. Duruşma savcısı, gözaltı işlemine engel olmaya çalıştıklarını savunduğu gazetecilerin “polislere mukavemet etmek” ve “hakaret” iddiasıyla cezalandırılmasını talep ettiği önceki mütalaasını yinelemişti. Haklarında yakalama kararı infaz edilmeyi bekleyen diğer dört medya çalışanının dosyası ayrılmıştı (21 Aralık).
Saymaz’a Şenocak’tan “hakaret” davası: Gazeteci İsmail Saymaz, 29 Temmuz'da Sözcü gazetesinde “Burnunu göstermeyen kadınlar ülkesi” başlığıyla çıkan yazısında ilahiyatçı İhsan Şenocak'a hakaret ettiği gerekçesiyle yargılanıyor. Saymaz’ın avukatları Aslı Kazan ve Serdar Laçin, 29 Kasım’da yaptıkları başvuruyla, İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki davanın basit yargılama usulüyle görülmesine itiraz ederek, açık duruşma talep etti. Saymaz yazısında, "Şenocak, Türkiye'de iktidar olsa kadınlara Taliban kadar hak tanırdı" görüşünü savunmuştu. Gazeteci, yazısında, “İlahiyatçı İhsan Şenocak, voleybolcuların giysisini kastederek, 'Sen burnunu göstermekten utanan anaların evladısın' diye tweet attı. Oysa kadınların burnunu göstermekten çekindiği bir ülke varsa, laik Türkiye Cumhuriyeti değil, Taliban Afganistan'ıdır. Şenocak, Türkiye'de iktidar olsa kadınlara Taliban kadar hak tanırdı. Örneğin çarşaf giyme zorunluluğu. Çocuk yaşta evlilik” diye yazmıştı (13 Aralık).
İstismarı yazan Kepenek’e “hakaret” davası: Altı yaşındaki çocuğunu istismar ettiği için tutuklanan, daha sonra da adli kontrol şartıyla serbest bırakılan R.Y’nin şikayetiyle, haberi kamuoyuna duyuran bianet.org editörü Evrim Kepenek hakkında İzmir Selçuk’ta dava açıldı. “Hakaret” ve “özel hayatın gizliliği” iddialarıyla yapılan şikayet üzerine gazeteci, Rize Ardeşen Şehit Halis Karoğlu Polis Merkezi Amirliğine giderek ifade vermişti. 9 Aralık 2021 tarihli iddianame nedeniyle Selçuk Asliye Ceza Mahkemesi’nde “hakaret” iddiasıyla yargılanacak olan Kepenek, son olarak uzlaştırmaya ilişkin işlemler için Selçuk Cumhuriyet Başsavcılığı uzlaştırma bürosuna davet edilmişti (9 Aralık).
BirGün’den Kurnaz’a “Bahçeli” davası: BirGün gazetesinde 25 Mayıs 2021’de çıkan “Çetelerin İktidarı” başlıklı Pazar ekine ilişkin “Cumhurbaşkanı’na hakaret”, MHP Lideri Bahçeli’ye yönelik iddiaya ilişkin de “kamu görevlisine hakaret” suçlamasıyla açılan davanın ikinci duruşması İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi’nde 6 Aralık’ta görüldü. Duruşmada, gazetenin politika editörü Mehmet Emin Kurnaz ile avukatı Tolgay Güvercin hazır bulundu. Mahkeme başkanının iddialarını yanıtlayan Kurnaz, suç örgütü elebaşısı oldukları gerekçesiyle ceza almış Sedat Peker ve Alaattin Çakıcı’nın, Erdoğan ve Bahçeli ile fotoğraflarının ajanslarda da yer aldığını hatırlatarak, bu isimlerin devletin mahrem bilgilerine sahip olabilmesinin kabul edilebilir bir durum olmadığını, söz konusu haber ve fotoğraflarda kamu yararı güdüldüğünü belirtti. Avukat Güvercin de söz konusu haber ve fotoğraflarda bir hakaret unsurunun bulunmadığını, yanlış olduğu düşünülen bir durumun kamu yararı adına haberleştirildiğini ifade etti. Mahkeme başkanı savunmaların ardından davayı 17 Mart 2022’ye bıraktı (7 Aralık).
Uludağ’ın “hakaret” davası: Gazeteciler Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu ve Murat Ağırel’in tutukluluk incelemesinin avukatlarına haber verilmeden yapılmasını Twitter hesabında “kumpas” olarak nitelendiren gazeteci Alican Uludağ “kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret” iddiasıyla yargılanıyor. Gazeteci mahkemeye çıkmadan “hızlı yargılama” yöntemiyle yargılanıyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Hacı Hasan Bölükbaşı şikayetiyle hapsi istenen Uludağ, avukat Onur Cingil’in paylaşımı alıntılayarak, “Bir dönem Zekeriya Öz’ler Beşiktaş Adliyesi’nde kumpas kurmuştu. Yeni kumpasların adresi ise Çağlayan Adliyesi oldu. Aktörler değişse de hukuksuzluklar hep aynı” diye yazmıştı (1 Aralık).
Öncü’ye Soylu davası: İstanbul Küçükçekmece 22. Asliye Ceza Mahkemesi, Özgürüz sitesi programcısı gazeteci Onur Öncü’yü, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya “kamu görevinden dolayı hakaret ettiği” iddiasıyla yargılıyor. Basit yargılama usulüyle görülen davada Öncü’nün savunmanlığını MLSA avukatları üstleniyor. Özgürüz’ün Youtube kanalında yayınlanan 3 Mayıs 2021 tarihli “Ülkenin başına Hortum Süleyman kesilmek isteyen bir İçişleri Bakanı var!” başlıklı yayın nedeniyle Öncü’nün, TCK’nın 125. Maddesi uyarınca hapsi isteniyor. Söz konusu yayın başlığında kullanılan ifade Öncü’ye değil, konuğuna ait (1 Aralık).
Altan’ın “hakaret” davası: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ceza Mahkemesi, yazar Ahmet Altan’ı, 16 Mart 2008 tarihli Taraf gazetesinde çıkan “Darbe hazırlığı ya da Kemalizmi kapatmak” başlıklı köşe yazısında dönemin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’ya “görevinden dolayı hakaret ettiği” iddiasıyla yeniden yargılanmaya devam etti. Mahkeme, dosyanın tekrar açılmasına gerekçe yapılan İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi kararına ilişkin Yargıtay incelemesini bekliyor. Dava 19 Nisan’a kaldı (18 Kasım).
Dündar ve Kızılkaya’nın “hakaret” davası: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, kapatılan Özgür Gündem ile dayanışmak için başlatılan Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği kampanyasına katılan gazeteci Can Dündar ile gazetenin sorumlu yazı işleri müdürü İnan Kızılkaya, İstanbul Adliyesi eski 1 Sulh Ceza Hakimi Bekir Altun’a yönelik ifadeler nedeniyle “kamu görevlisine hakaret” suçlamasıyla yargılanmaya devam etti. Dündar ve Kızılkaya, “Saray rejiminin en kullanışlı hakimi” başlıklı bir yazı nedeniyle 2 yıl 4 ay hapis istemiyle yargılanıyor. Mahkeme, 18. duruşmada, Dündar hakkındaki yakalama emrinin infazını bekliyor. Dava, 24 Mart 2022’ye bırakıldı (2 Kasım).
Taşpınar’ın “hakaret” davası: İstanbul 11. Asliye Ceza Mahkemesi, eski TBMM Başkanı İsmail Karaman ile AKP kurucuları İhsan Arslan ve Ali İhsan Arslan’ın şikayetiyle gazeteci Caner Taşpınar’ı “hakaret” gerekçesiyle yargılamaya devam etti. Savcı değişikliği nedeniyle 27 Ekim’deki duruşmada esas hakkındaki mütalaa sunulamadı. Yargılama, 6 Ocak 2022’ye kaldı (27 Ekim).
Pehlivan’a “hakaret” soruşturması: Ankara Başsavcılığı, Cumhuriyet gazetesinde 9 Eylül 2021’de yayımlanan “Menzil’in şok mangası” başlıklı köşe yazısı nedeniyle gazeteci Barış Pehlivan hakkında “hakaret” iddiasıyla soruşturma başlattı. Jandarma Genel Komutanlığı’nın şikâyeti üzerine soruşturma gören Pehlivan, yazısında emekli gazi Üsteğmen Erhan Kaleli’nin Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi’nin (JSGA) sözlü mülakatlarında torpil yapıldığını ve Menzil başta olmak üzere tarikatların jandarma teşkilatına sızdığı yönündeki iddialarını kaleme almıştı (24 Ekim).
Bilal Erdoğan’dan Cumhuriyet çalışanlarına “hakaret” davası: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın şikayeti üzerine, Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Koordinatörü Serkan Ozan, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Olcay Büyüktaş Akça, İnternet Sorumlu Haber Müdürü Ozan Yurtoğlu ve muhabir Hazal Ocak hakkında “Bilal Erdoğan’ın şanslı arkadaşı” ve “Arkadaş ihale zengini” başlıklı haberler gerekçe gösterilerek ”hakaret” ve “iftira” suçlamasıyla dava açıldı. İddianame, İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesince kabul edildi. Davanın 12 Ekim’de görülen ilk duruşmasında mahkeme savunmaların ardından davayı ileri bir tarihe erteledi (12 Ekim).
“Wushu” haberinden Tutel’e “hakaret” davası: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Türkiye Wushu Federasyonu (TWF) Başkanvekili Abdurrahman Akyüz ve kızı Elif Akyüz’ün şikâyetiyle BirGün gazetesinin spor editörü Eren Tutel’i “kamu görevlisine hakaret” iddiasıyla yargılamaya başladı. Gazeteci, Abdurrahman Akyüz’ü sporculara namaz kılma zorunluluğu getirdiği ve bir kişiyi Alevi olduğu için ulusal takım kampından kovduğu iddiasıyla gündeme getirmişti. Basın mensuplarının pandemi gerekçesiyle salona alınmadığı duruşmada Tutel, haberleri kamuyu aydınlatmak amacıyla yaptığını belirtti. TWF’deki usulsüzlükleri belgeleriyle haberleştiren ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından Yılın Spor Haberi Ödülü’ne layık görülen Tutel, duruşmada, “Konuştuğum sporcular milli takımda yer alan sporculardır ve kendilerinin Abdurrahman Akyüz tarafından mobbing uygulandığını söylemişlerdir. Federasyonun sporculardan uluslararası turnuvalara katılmak için 6 bin lira gibi bir meblağ talep ettiği ve sporcuların masraflarının buradan karşılandığı sporculara açıklanmıştır” dedi. Mahkeme heyeti, suçtan zarar gördükleri gerekçesiyle Abdurrahman Akyüz ve Elif Akyüz’ün davaya katılma taleplerini kabul ederek, yargılamayı 1 Şubat 2022’ye bıraktı (1 Ekim).
Hukuk davaları
Sözeri’ye tazminat davası: İstanbul 2 Asliye Ticaret Mahkemesi, 7 Nisan 2019 tarihli “AK Parti’ye kim oy kaybettirdi?” başlıklı yazı nedeniyle Turkuvaz Medya Grubu Yönetim Kurulu Başkan Vekili Serhat Albayrak’in şikayetiyle Evrensel gazetesi köşe yazarı Ceren Sözeri’yi 200 bin TL manevi tazminat talebiyle yargılamaya devam etti. Dava 13 Nisan 2022’ye kaldı (24 Kasım).
Dündar’a “hakaret” davası: uluslararası kara para aklama suçundan hem Türkiye’de hem de ABD’de yargılanan ve ABD’nin talebiyle Avusturya’da tutuklu bulunan Sezgin Baran Korkmaz, Sözcü yazarı, gazeteci Uğur Dündar’ın kendisi hakkında yazdığı yazıda, kişilik haklarına saldırıda bulunduğu iddiasıyla manevi tazminat davası açtı (11 Kasım).
Cumhuriyet’e 2 milyon TL’lik davaya ret: Ankara 30. Asliye Hukuk Mahkemesi, AKP Ankara milletvekili Asuman Erdoğan’ın eşi Fatih Erdoğan ve Pasifik Gayrimenkul Yatırım İnşaat AŞ’nin Cumhuriyet gazetesi ile Cumhuriyet Vakfı Genel Sekreteri ve köşe yazarı Işık Kansu hakkında açtığı 2 milyon TL’lik manevi tazminat davasını reddetti. Gazetede çıkan “Yandaşa Devlet Eli” manşeti ve “Pasifik’te Batık” haberlerini “asılsız olduğu” iddiasıyla dava eden taraf, “Ankara’da kurulu Next Level projesinin AVM kısmının mutabakat ile Ziraat Bankası’na devredildiğini, Dikmen Vadisi projesine ilişkin davacı şirketin üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini, Merkez Ankara projesinin batık olmadığını, satışlarının iyi gittiğini, başka bir kuruma/bankaya devir veya el koyma işlemi olmadığını ileri sürdü. Cumhuriyet’in savunma avukatları ise, sundukları dilekçelerle, haberin resmi belgelere dayandığını belirterek yayına konu kanıt ve belgeleri sundu, yayınlarda davacıları küçük düşürücü ifadelere yer verilmediğini, özle biçim arasında dengenin korunduğu, basın özgürlüğü sınırları içerisinde kalan yayında kamu yararının bulunduğunu bildirdi. Tazminat talebini reddeden mahkeme, gerekçeli kararını önümüzdeki günlerde açıklayacak (3 Kasım).
Ocak’a “Albayrak” davası Şubat’a kaldı: Eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın Kanal İstanbul güzergâhında satın aldığı arazi hakkında Cumhuriyet gazetesinde 20 Ocak 2020'de yayımlanan “Damat işi biliyor” başlıklı haber nedeniyle dava ettiği gazeteci Hazal Ocak 200 bin TL manevi tazminat istemiyle yargılanmaya devam etti. İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesi, Ocak hakkında İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen beraat kararının kesinleşmesinin beklenmesine karar verdi. Yargılama 8 Şubat 2022’ye kaldı (14 Ekim).
Toker’e T3’ten 80 bin TL’lik dava: İstanbul Küçükçekmece 10. Asliye Hukuk Mahkemesi, 28 Ocak 2019 tarihli “İBB’den Vakıflara Hizmet Raporu” yazısında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) hazırladığı “Sivil Toplum Kuruluşları – Okul – Yurt Faaliyet Raporu” başlıklı raporu paylaşan gazeteci Çiğdem Toker ve Sözcü gazetesini 80 bin TL tazminat talebiyle yargılıyor. 15 Ekim 2020’de gerçekleşen duruşmada davacı Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3) adına tanık olarak dinlenen kurucu müdürü Ömer Kökçam, “Gerek protokolde gerek de İBB’nin herhangi bir yerinde vakfa bir bağış yapılmadığı açıkça görülebilir. Vakfın para aldığı gibi hususlar gerçek dışıdır” derken Toker de, İBB raporunun gerçekliği zaten ortaya çıktı. Ancak şikayet konusu yazımda söz konusu vakfa maddi destek veya bağış yapıldığına dair herhangi bir ifade bulunmuyor” demişti. 23 Eylül’de mahkeme tanık dinlenilmesi için yargılamayı 1 Şubat 2022’ye bıraktı (1 Ekim).
Cumhuriyet’e 1 milyon TL’lik Soylu davası: Cumhuriyet gazetesi, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun hakkında “yoğun şekilde çıkan haberler” nedeniyle Temmuz’da açtığı 1 milyon TL’lik manevi tazminat davası çerçevesinde yargılanıyor. Soylu'nun avukatı Uğur Kızılca, müvekkili hakkında, gazeteci 52 günde 254'ü doğrudan Soylu'ya yönelik olmak üzere toplam 313 haber ve köşe yazısı yayımlandığını duyurmuştu (1 Ekim).
Yeni baskı araçları
Ekim - Kasım - Aralık 2021 döneminde İstanbul Büyükşehir Belediyesi, pazar, meydan, park ve bahçeler gibi yetkili olduğu alanlarda gazetecilerde bilgilendirme talep etmesi, medya temsilcilerinin karşısına yeni tarz bir kısıtlama ve sorun olarak çıktı. Sokak röportajı yapan gazetecilerin “GBT” uygulamasına tabi tutulması da buna tuz biber ekti.
Eleştirel ve bağımsız gazeteler üzerinde resmi ilanı bir cezalandırma aracı olarak işlediği gerekçesiyle yoğun eleştirilerle karşılaşan Basın İlan Kurumu’nun (BİK) peşinen Cumhuriyet gazetesine 10 günlük ilan kesme cezası verdiği bir habere ilişkin tazminat talebi mahkemede reddedildi.
BİK’in ceza kestiği yayın aklandı: Basın İlan Kurumu’nun (BİK) Cumhuriyet gazetesine 10 günlük ilan kesme cezası verdiği “Yandaşa Devlet Eli” manşeti ve “Pasifik’te Batık” haberleriyle ilgili Ankara 30. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen, AKP Ankara milletvekili Asuman Erdoğan’ın eşi Fatih Erdoğan ve Pasifik Gayrimenkul Yatırım İnşaat AŞ’nin gazeteden 2 milyon TL tazminat talep ettiği dava reddedildi (3 Kasım).
Pazarda çekime “bilgilendirme” engeli: İstanbul Büyükşehir Belediyesi, pazar, meydan, park ve bahçeler gibi yetkili olduğu alanlarda gazeteciler için getirdiği ve bugüne kadar geçerli olan bilgilendirme zorunluluğu medya temsilcileri bakımından soruna dönüştü. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Yetkilisi Ceren Akdağ “güvenlik” gerekçesiyle izinlerin alındığını aktarırken, DİSK Başkanı Faruk Eren uygulamanın derhal kaldırılması gerektiğini belirtti. Fox TV muhabiri Beril Özcan 19 Ekim’de Fikirtepe’de pazarda çekim yaparken İBB ekiplerince engellendi. Özcan, Twitter hesabından “Şu an Kadıköy Fikirtepe pazarında çekimimiz İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından engellendi ve pazarda haber yapmak için izin almak zorunda olduğumuzu söylediler. Aynı şeyi, aradığım İBB yetkilileri de söyledi. Mail attık. 10 dakikadır ortada bekliyoruz. Yıllardır kamusal alan olan pazarlarda ilk kez böyle bir şeyle karşılaştık. Pazarcılar bile şaşırdı” dedi (18 Ekim).
Taşkıran’a “GBT” tacizi: Gazeteci Büşra Taşkıran, Twitter hesabında, “Yaklaşık 6 aydır sokak röportajı yapıyorum. Bugün ilk kez GBT yapıldı ve tam üç kez belirli aralıklarla yapıldı. Halka sorduğumuz sorular not alındı ve amirlerine ilettiler. “Yasak” demeseler de sokak röportajlarına artık izin verilmeyeceğini ima eder şeklinde konuştular” site yazdı (3 Ekim).
Yasaklamalar, kapatmalar, toplatmalar
Ekim - Kasım - Aralık 2021 döneminde Sulh Ceza Hakimlikleri rüşvet, yolsuzluk, usulsüzlük, kayırmacılık, şiddet, cinsel taciz gibi çok geniş konularda verdikleri kararlarla internet haber mecralarında çıkan en az 547 habere erişimi “kişilik hakları”nı öne çıkararak engelledi. Sansürlenen içerikler arasında, gazeteciler Çiğdem Toker, Fatih Polat ve İhsan Çaralan’ın köşe yazıları vardı. Erişim Sağlayıcıları Birliği (ESB) de, en az 7 internet haberine yasak getirdi. Söz konusu üç ayda, biri tarikat yurdunda bir gencin boğazının kesilmesi, bir diğeri de bir kadın katliyle ilgili olmak üzere iki dosyada yayın yasağı getirildi.
Aynı dönemin tek iyi haberi, İfade Özgürlüğü Derneği‘nin (İFÖD) hukuk ekibinin girişimiyle, Diken haber sitesinin girişimci Fettah Tamince ile ilgili bir haberine verilmiş erişim yasağının kaldırılması oldu.
Rapor döneminde, Kıbrıs’tan bir gazete sendikası temsilcisinin havalimanından Türkiye’ye geçişine izin verilmemesi, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün Tunceli ziyareti sırasında, kendisine kayıp Gülistan Doku’ya ilişkin soru sordurulmaması, Ankara’daki Kobanê davasında turkuaz basın kartları olmayan habercilerin duruşmaya alınmaması, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın, Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantısına sadece İHA, AA, DHA ve TRT’yi alması gibi pek çok ayrımcı ve haksız uygulamalar yaşandı.
Geçtiğimiz yılın aynı döneminde internet ortamında çıkan en az 485 haber bağlantısına erişim engeli getirildi. Sansürden, Sözcü, Cumhuriyet, BirGün, Deutsche Welle siteleri kadar, iktidara yakın Milli Gazete gibi medya kuruluşlarının siteleri de etkilendi.
Üç site haberine “şiddet” sansürü: Aksaray 2. Sulh Ceza Hakimliği, bir ortaokulda matematik öğretmeninin öğrencisine şiddet uygulamasıyla ilgili görüntülerin yer aldığı haberlere “kişilik hakları” diye erişim engeli getirdi. İfade Özgürlüğü Derneği’ne göre 24 Aralık 2021 tarihli ve 2021/3915 sayılı karar Sabah, Cumhuriyet ve En Son Haber sitelerini hedef alıyor (24 Aralık).
351 internet haberine engel: İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği, CNR Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ceyda Erem hakkındaki 351 habere “kişilik hakları ihlali” iddiasıyla erişim engeli getirdi. İFÖD’e göre 22 Aralık 2021 tarihli ve 2021/7560 sayılı kararla haberleri erişime engellenen siteler arasında Diken, Halk TV ve BirGün de var (22 Aralık).
Gazetecilere “Doku ile ilgili soru” sordurmadılar: Valilik Özel Kalem Müdürlüğü’nün, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün Tunceli ziyareti sırasında, medya temsilcilerinden, 5 Ocak 2020’den beridir kendisinden haber alınamayan Gülistan Doku ile ilgili soru sormamalarının istendiği iddia edildi. Bakan’ın Dersim ziyaretinde Valilik Özel Kalem Müdür Vekili Umut Ömer Karaduman’ın gazetecilere bu yönde bir talebin gittiğini yazan Gülistan Doku’nun ablası Aygül Doku da bu iddiayı sosyal medya hesabından dile getirdi (22 Aralık).
Gazete Duvar haberine ESB engeli: Erişim Sağlayıcıları Birliği, bir yoga eğitmeninin beraatiyle sonuçlanan davayla ilgili, yayın yasağı olmasına rağmen açıklama yaptığı gerekçesiyle hakkında dava açılan İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin’in beraat ettiği ile ilgili Gazete Duvar sitesinde çıkan bir habere, erişim yasağı getirdi (21 Aralık).
Üç site haberine “kaymakam” sansürü: Kayseri Develi Kaymakamının Van İpekyolu’ndaki eski görevleri sırasında yaşandığı iddia edilen olaylarla ilgili haberlere, “kişilik hakları ihlali” gerekçesiyle, Develi Sulh Ceza Hakimliği kararıyla erişim engeli getirildi. İfade Özgürlüğü Derneği’ne göre 2021/1139 sayılı karar, Halk TV, Cumhuriyet ve Gazete Duvar sitelerini de hedef alıyor (17 Aralık).
Salonu boş çekti, Bakanlıktan çıkarıldı: Çalışma Bakanlığı'ndan asgari ücret tespit komisyonunun toplanacağı boş salonu çeken Halk TV muhabiri Mevsim Altay, bakanlıktan çıkarıldı. Can Coşkun ile Haber Masası'na bağlanan Altay, salonu fotoğrafladıktan sonra bakanlıktaki yetkili kişilerin kendisi ve kameraman Haydar Öztürk'e “Sizi buradan dışarı almak istiyoruz, burada bulunmanızı istemiyoruz” dediklerini bildirdi (16 Aralık).
Üç site haberine “tarikat” sansürü: Antalya 6. Sulh Ceza Hakimliği, bir Akdeniz Üniversitesi öğrencisinin başı kesilerek öldürüldüğü Antalya İlim ve Kültür Derneği’ne ait tarikat yurduyla ilgili haberlere “kişilik hakları ihlali” iddiasıyla erişim engeli getirdi. İfade Özgürlüğü Derneği’ne göre, 2021/5959 sayılı karar Gazete Duvar, Halk TV ve A3 sitelerini de hedef alıyor (11 Aralık).
Üç site haberine erişim yasağı: Develi Sulh Ceza Hakimliği, Kayseri Develi Kaymakamının, Van İpekyolu Kaymakamlığı ve İpekyolu Belediyesi Başkan Vekiliği görevlerindeyken yaşandığı iddia edilen olaylara ilişkin BirGün, Gazete Duvar ve Evrensel sitelerinde çıkan haberlere erişim engeli getirdi. İfade Özgürlüğü Derneği’ne göre 2021/1102 sayılı karar “kişilik haklarının ihlali”ne dayandırıldı (9 Aralık).
Üç site haberine ESB yasağı: Erişim Sağlayıcıları Birliği, rüşvet karşılığı milyonlarca liranın yurtdışına kaçırılmasına aracılık edildiği iddialarıyla ilgili, hakimlik kararıyla daha önce engellenen haberlerle benzer içerikte olduğu gerekçesiyle, bazı polis müdürlerinin adının geçtiği soL, Tele1 ve T24 sitelerinde çıkan haberlere erişim yasağı getirdi (9 Aralık).
Üç habere “online cüzdan” sansürü: Nazilli Sulh Ceza Hakimliği, online cüzdan uygulaması Papara’nın adının geçtiği çeşitli haberlere, “kişilik hakları ihlali” gerekçesiyle erişim engeli getirdi. İfade Özgürlüğü Derneği’ne göre 2021/4472 sayılı karar Cumhuriyet, Akit ve TV100 site haberlerini de etkiliyor (7 Aralık).
Tarikat olunca yayın yasağı: Antalya 6. Sulh Ceza Hakimliği, Antalya’da tarikat yurdunda çalışan bir aşçının, yurtta kalan bir üniversite öğrencisini satırla öldürerek “Deccal’i vurdum” demesiyle ilgili olaya ilişkin “medyada her türlü haber, röportaj ve eleştiri” yapılmasını yasakladı, yayın yasağı getirdi (7 Aralık).
En az 17 habere "Erdoğan" sansürü: İstanbul Anadolu 3. Sulh Ceza Hakimliği, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın avukatıyla ilettiği talep üzerine, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 11 Şubat 2020 tarihli Meclis grup toplantısında yaptığı konuşmayla ilgili çok sayıda kurumun haberlerine erişim engeli ve yayın yasağı getirdi. Kararın gerekçesinde, "söz konusu paylaşımların talep edenin saygınlığını zedelediği ve kişilik haklarını da ağır biçimde ihlal ettiği" iddia edildi. Kararda, BirGün, T24, Diken, Cumhuriyet, Odatv, Sendika.org, Gazeteport, Turkishnews, Gazetemanifesto, Yarınhaber, tr.mehrnews, Muhalefet.org, Medium.com, Türkiye Haber Ajansı, Ulusal, Halkın Habercisi, Ege'nin Sesi, Yurttaş Tv siteleri de etkilendi (6 Aralık). |
Gazetecilere “turkuvaz kart” yasağı: Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi, avukatlar ve siyasetçilerin katılmadığı Kobanê davasını takip etmek isteyen gazetecileri, turkuaz basın kartları olmadığı gerekçesiyle davanın görüldüğü Sincan Cezaevi Kampüsü’nde duruşma salonuna almadı (7 Aralık).
Evrensel’in dört haberine erişim yasağı: İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliği, Evrensel gazetesinde Türkiye Gençlik Vakfı ile ilgili çıkan haberlere vakfın talebiyle “kişilik haklarına saldırı” gerekçesiyle erişim engeli kararı verdi. 18 Ekim 2021'de Meclis’te açıklamalarda bulunan HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş'ın “SADAT’ın derin yapılarla ilişkileri nedir? 6-8 Ekim’de sokağa çıkanlar, paramiliter güçleri SADAT mı eğitti?” sorularını yönelttiği habere, Evrensel gazetesi yazarı İhsan Çaralan'ın “Sen neymişsin be TÜGVA: Ortaya daha neler saçılacak neler!” başlıklı yazısına, gazeteci Metin Cihan'ın TÜGVA bünyesinde olan bir kişi tarafından kendisine ulaştırılan belgelere dayanarak vakıf hakkındaki iddialara dair Evrensel gazetesi haberine ve “Meclis’te TÜGVA tartışmaları: ‘FETÖ’ gitti TÜGVA geldi” başlıklı habere erişim engeli getirildi (2 Aralık).
Üç site haberine “kayırmacılık” sansürü: Ankara 3. Sulh Ceza Mahkemesi, 2019 yılında Kastamonu Üniversitesi’ne rektör olarak atanan Ahmet Hamdi Topal’ın göreve başladıktan çok kısa bir süre sonra akrabasının ve arkadaşının üniversitenin yönetici kadrolarına atandığı ve vekâleten dekan görevlendirmelerinde Yükseköğretim Kanunu’na uyulmadığı iddialarıyla ilgili haberlere, “kişilik hakları ihlali” diyerek erişim engeli getirdi. İfade Özgürlüğü Derneği’ne göre 2021/13053 sayılı kararla Tele 1, Cumhuriyet ve Halk TV sitelerinde çıkan haberlere yasak geldi (2 Aralık).
“Pandemi” ayrımcılığı: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, 1 Aralık’taki Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun toplantısına sadece İHA, AA, DHA ve TRT’nin alınacağını duyurdu. Açıklamada, “Pandemi tedbirleri gereği AA, İHA, DHA ve TRT programı toplantı salonundan takip edebilecektir. Diğer basın mensuplarımız bakanlık bahçesinde yayınlarını yapabileceklerdir” denildi (30 Kasım).
Üç site haberine “tehdit” engeli: Ankara 7. Sulh Ceza Hakimliği, Ankara’da trafikte tartıştığı sürücüye kendisini Kars Valisi Özel Kalem Müdürü olarak tanıtan kadın sürücünün, “Seni bu gece evinden aldırmazsam!” diyerek tehditte bulunması ile ilgili haberlere “kişilik hakları ihlali” gerekçesiyle erişim engeli getirdi. İfade Özgürlüğü Derneği’ne göre, 2021/13539 sayılı karar Sözcü, Haber Global ve En Son Haber site haberlerine kısıtlama öngörüyor (30 Kasım).
120 internet haberine erişim yasağı: İstanbul Anadolu 5. Sulh Ceza Hakimliği, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) AKP tarafından yönetildiği dönemden kalan borçları nedeniyle belediyenin hesaplarına haciz işlemi uygulatan MET-GÜN İnşaat Taahhüt ve Tic. A.Ş. ve sahibi Metin Güneş ile ilgili 120 haber URL bağlantısına “kişilik hakları ihlali” gerekçesiyle erişim engeli getirdi. Sözcü gazetesi yazarı Çiğdem Toker, Kocaeli tramvay hattına ilişkin köşe yazısına erişim engeli getirildiğini duyurdu. (23 - 29 Kasım).
Yeni Yaşam gazetesi TBMM uygulamasından kaldırıldı: Yeni Yaşam gazetesi, TBMM’nin milletvekilleri ve personel için oluşturduğu ve günlük ulusal gazetelerin yer aldığı çevrimiçi uygulamadan çıkarıldı. (17 Kasım).
Erkek şiddetine yayın yasağı: İstanbul Sulh Ceza Hakimliği, Başak Cengiz’in Can Göktuğ Boz tarafından kesici aletle öldürülmesine ilişkin haberlere yayın yasağı getirdi. Hakimlik, “eylemin toplumda infial oluşturabilecek nitelikte” olduğunu belirterek, haberlerin soruşturma sonuçlanana kadar yayınlanmasını yasakladı (12 Kasım).
Anıtkabir’de “akreditasyon” ayrımcılığı: ANKA Haber Ajansı, Fox TV ve Cumhuriyet gazetesinde görevli muhabir, kameraman ve foto muhabirleri, Cumhuriyet'in ilan edilişinin 98'inci yıldönümü için Anıtkabir'de düzenlenen resmî törenleri izleyemedi (29 Ekim).
Soykan’ın yazısına sansür: Ankara 7. Sulh Ceza Hakimliği, gazeteci Timur Soykan'ın Türkiye Gençlik Vakfı‘nın (TÜGVA), FETÖ ile benzer bir yöntemle paralel devlet yapılanmasına gittiğini iddia ettiği yazısı ve yazısıyla ilgili haberlere “kişilik hakları ihlali” gerekçesiyle, erişim engeli getirdi (25 Ekim).
Gazeteci Özbek’in “rektör” paylaşımına yasak: İstanbul 8. Sulh Ceza Hâkimliği, Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin isimlerini savcılığa bildiren atanmış Rektör Naci İnci’ye ilişkin şikayet dilekçesini ortaya çıkaran habere erişim engeli getirmişti. Mahkeme ayrıca CHP Malatya milletvekili Veli Ağbaba ve gazeteci Gökhan Özbek’in de Twitter paylaşımlarına erişim engeli kararı aldı (22 Ekim).
Üç site haberine “intihal” sansürü: İstanbul 4. Sulh Ceza Hakimliği, Boğaziçi Üniversitesi’den mezun bir grup öğrencinin Nisan’da üniversitelerine vekaleten genel sekreter atanan Nedim Malkoç’un yüksek lisans ve doktora tezlerinde intihal yaptığı bölümleri raporlaştırarak ilgili üniversitelere ve kurumlara şikayet ettiğine dair Sözcü, Cumhuriyet ve Medyatava sitelerinde de çıkan yazı ve haberine, “kişilik haklarını ihlal” iddiasıyla erişim engeli getirdi (22 Ekim).
Üç site haberine “Belediye Başkanının damadı” sansürü: Gaziantep Şahinbey Belediye Başkanının damadının yönetim kurulunda olduğu şirketin aldığı kamu ihaleleriyle ilgili haberler, kişilik hakları ihlali gerekçesiyle, Gaziantep 3. Sulh Ceza Hakimliği’nin 22 Ekim 2021 tarih ve 2021/10370 sayılı kararı ile erişime engellendi. Erişime engellenen haberlerin yayınladığı web-portalları arasında cumhuriyet.com, t24.com.tr, tele1.com.tr var (22 Ekim).
İFÖD Diken’e yönelik sansür kararını kaldırttı: Antalya 4. Sulh Ceza Hakimliği, İfade Özgürlüğü Derneği‘nin hukuk ekibince desteklenen diken.com.tr haber sitesinin, iş insanı Fettah Tamince ile ilgili bir haberine Antalya 3. Sulh Ceza Hakimliği'nin 8 Ekim’de (Karar No. 2021/4486) verdiği erişim engelleme kararını 2021/5042 sayılı kararla kaldırdı (21 Ekim).
Sekiz site haberine “rüşvet” sansürü: İş insanı Tuncay Çapraz’ın boşanma aşamasındaki eşi Jale Çapraz’ın bazı polis müdürlerine ilişkin rüşvet iddialarıyla ilgili haberlere, İstanbul 4 ve 9. Sulh Ceza Hakimlikleri’nin 7, 11 ve 20 Ekim günlerinden aldığı üç kararla erişim yasağı getirildi. İfade Özgürlüğü Derneği’ne göre, “kişilik hakları ihlali”ne dayandırılan kararlar, Yeni Çağ, Sputnik, Gerçek Gündem, Cumhuriyet, İleri, dokuz8haber, Gazete Duvar ve BirGün sitelerini de hedef aldı (7, 11 ve 20 Ekim).
İki habere “banka” sansürü: Ankara 4. Sulh Ceza Hakimliği, Türkiye İşçi Partisi milletvekili ve gazeteci Ahmet Şık’ın, Ziraat Bankası Bosna Hersek iştirakine dair Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesiyle ilgili haberlere, “kişilik hakları ihlali” diyerek erişim engeli getirdi. İfade Özgürlüğü Derneği’ne göre 2021/4574 sayılı erişim engeli kararı İleri ve Kronos sitelerini de etkiledi (20 Ekim).
Gazeteci Polat’ın üç yazısına sansür: Burdur Sulh Ceza Hakimliği, Evrensel gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat’ın herhangi bir dava dahi açılmayan bir kitabı tanıttığı yazısına, beş-altı yıl önce çıkan haber ve yazılarına Burdur İl Jandarma Komutanlığı’nın talebiyle erişim engeli getirdi. Erişim engeli getirilen haberlerden biri IŞİD'in öldürdüğü 12 YPG'linin cenazesine dairken bir diğeri PKK'lilerin mezarlığının tahrip edilmesi, kovuşturma konusu edilmeyen bir kitaba ilişkin “Dağın öteki yüzündeki gerçeği gösteren kitap” yazısıydı. Gazete avukatları, mahkemenin aldığı erişim engeli kararına itiraz edecek (19 Ekim).
“HSK istifası”ndan üç habere erişim yasağı: Ankara 4. Sulh Ceza Hakimliği, Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) üyeliğinden istifa eden Hamit Kocabey’in istifa nedenine ilişkin haberlere, “kişilik hakları ihlali” gerekçesiyle erişim engeli getirdi. İFÖD’e göre 2021/4443 sayılı karardan Deutsche Welle, Cumhuriyet ve soL siteleri de etkilendi (16 Ekim).
İFÖD’ün erişim engeli duyurusuna da yasak: Çemişgezek Sulh Ceza Hakimliği, ölümlü kazaya karıştığı halde ifadesinin bile alınmadığı iddia edilen Çemişgezek Kaymakamı hakkındaki haberleri “kişilik haklarının ihlali” olarak değerlendirdiğini ve 29 Ekim 2020’de erişim yasağı getirdiğine dair İfade Özgürlüğü Derneği’nin yaptığı duyuruyu da, aynı gerekçeyle erişime kapattı. 2021/107 sayılı kararda, Engelli Web, BirGün sitelerine ait haberler ile İFÖD kurucularından Prof. Dr. Yaman Akdeniz’in tweet'i de etkilendi (13 Ekim).
Dört habere “TTK” sansürü: Silivri Sulh Ceza Hakimliği, gazeteci İsmail Saymaz’ın “TTK’da sahte sağlık raporu skandalı patladı: Hastaneye gitmeden rapor, işe gitmeden yevmiye” başlıklı, Zonguldak Ereğli’de bulunan Türkiye Taşkömürü Kurumu‘nda yaşanan sahte sağlık raporu skandalını yazdığı yazısı ve konu ile ilgili haberlere, “kişilik hakları ihlali” iddisıyla erişim yasağı koydu. İfade Özgürlüğü Derneği’ne göre, 2021/4237 sayılı karardan Halk TV, Gerçek Gündem ve Karadeniz gazetesine ait siteler de etkilendi (13 Ekim).
Kıbrıs’tan gazeteci Kişmir’e “Türkiye” yasağı: Kıbrıs Basın Emekçileri Sendikası Başkanı Ali Kişmir, İstanbul Havalimanı'nda “güvenlik” gerekçesiyle alıkonularak, sınır dışı edildi. Kıbrıs'ta yayın yapan Avrupa gazetesi, 42 kişilik yasaklılar listesi olduğunu iddia etti. Yasaklı isimler listesinde, eski Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın da bulunduğu öne sürülüyor (13 Ekim).
Nedim Türfent’e kitap yasağı: “Örgüt üyeliği” gerekçesiyle 8 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılan gazeteci Nedim Türfent’in gönderdiği mektup sansürlendi. Ayrıca hapishane yönetimi Türfent’e gönderilen kitabı kendisine teslim etmedi (12 Ekim).
Gerçek Gündem haberine “Rektör” yasağı: İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği, Boğaziçi Üniversitesi eylemleri nedeniyle 6 Ekim’de okulda gözaltına alınan yedi öğrenciden ikisinin tutuklanmasının Rektör Prof. Dr. Naci İnci’nin şikayeti sebebiyle olduğuna dair iddiayla ilgili Gerçek Gündem sitesinde çıkan habere, “kişilik hakları ihlali” gerekçesiyle erişim engeli getirdi (8 Ekim).
Üç siteye “Palalı” sansürü: Erişim Sağlayıcıları Birliği, Gezi eylemleri sırasında kitleye palayla saldıran Sabri Çelebi hakkında Halk TV sitesinde çıkan ve çeşitli tarihlerde erişim yasağı getirilen “Gezi’nin palalı saldırganı Dubai’de” haberiyle benzerlik taşıdığı iddiasıyla çeşitli sitelerde çıkan benzer nitelikte haberlere de yasak getirdi. İfade Özgürlüğü Derneği’ne göre, 2021/204 sayılı kararı ile CNN Türk, TV 100 ve Takvim’e ait sitelerdeki haberler de etkilendi (5 Ekim).
Atama haberine erişim engeli: Eskişehir 1. Sulh Ceza Hakimliği, CHP Ordu milletvekili Mustafa Adıgüzel’in Emniyet ve Jandarma’daki terfi ve atamalarla ilgili açıklamalarına dair haberlere, “kişilik hakları ihlali”ni gerekçe göstererek erişim yasağı getirdi. İfade Özgürlüğü Derneği’ne göre, 2021/4934 sayılı kararı Odatv sitesi yayınıyla ilgiliydi (4 Ekim).
Üç site haberine MET-GÜN sansürü: İstanbul Anadolu 3. Sulh Ceza Hakimliği, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) AKP tarafından yönetildiği dönemden kalan borçları nedeniyle belediyenin hesaplarına haciz işlemi uygulatan MET-GÜN İnşaat Taahhüt ve Tic. A.Ş.‘nin sahibi Metin Güneş ile ilgili birçok habere, “kişilik hakları ihlali” iddiasıyla erişim engeli getirdi. İfade Özgürlüğü Derneği’ne göre BirGün, Cumhuriyet ve Diken siteleri de haberlerine erişim engeli getirilen mecralar arasında (4 Ekim).
bianet.org'un Dilek Doğan haberi erişime engeli: bianet'in "Dilek Doğan'ın Vurulmasını Kameraya Çeken Polis: 'Özel Harekat Yanlışlıkla Vurdu'" başlıklı haberi hakkında, İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü'nün başvurusuyla, İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği erişime engelleme kararı verdi (1 Ekim). |
Habercilik
İBB Sözcüsü Murat Ongun’un iktidara yakın Sabah gazetesi gibi medya kuruluşlarının da içinde olduğu Turkuvaz Medya Grubu’nu yaptıkları haberlerle İBB’ye karşı “kirli bir operasyon” yürütmekle suçladı. Ongun, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun İBB’de birçok çalışanla ilgili çeşitli örgütlerle bağlantılı olduklarına dair kayıt bulunduğuna dair açıklamasının Sabah gazetesinde doğruluğu araştırılmadan yayınlanmasını gerekçe gösterdi.
TRT, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Katar’da, Katar Dışişleri Bakanı Şeyh Mohammed bin Abdulrahman bin Jassim Al Thani ile yaptığı ortak basın toplantısını canlı yayımlarken, Reuters muhabirinin, “Türkiye'nin yaşadığı ekonomik kaosu aşmak için Katar'a mali destek talep etmeye mi geldiniz?” sorusu üzerine yayını kesti. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de, partisinin Meclis grup toplantısında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a ve AKP'lilere dair video izletirken NTV ve Haber Global'de canlı yayın kesildi.
Gazeteci Zeynel Lüle, Sabah gazetesi yazarı Mehmet Barlas’ın 9 Kasım 2021 tarihli yazısında kullandığı “Bir bakarsınız CHP kapatılmış olabilir” ifadelerini, “Artık kendisine gazeteci diyemiyoruz, o artık sadece her devrin adamı ve kalemşoru olarak adlandırabileceğimiz bir kişi. Gazeteciliğinizi tarihe gömmüş bulunuyoruz” sözleriyle eleştirdi.
Nebati ile “tuhaf” röportaj: Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin Habertürk TV’den Sevilay Yılman’a verdiği ve tepki çeken röportaja ilişkin, Habertürk yazarı Fatih Altaylı’nın yazdığı ve “kayıtdışı olan ve yazılmamak kaydıyla yapılan sohbet, izin alınmadan yayınlandı” dediği yazısı da Habertürk sitesinden kaldırıldı (15 Aralık).
Sabah’tan “kirli operasyon”: İBB Sözcüsü Murat Ongun eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın ağabeyi Serhat Albayrak'a ait olan Turkuvaz Medya'da yer alan haberleri “kirli bir operasyon” olarak nitelendirdi. İBB Haber'e konuşan Murat Ongun, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun İBB’de birçok çalışanla ilgili çeşitli örgütlerle bağlantılı olduklarına dair kayıt bulunduğuna dair açıklamasının Sabah gazetesinde doğruluğu araştırılmadan yayınlanmasına tepki gösterdi. “İBB’ye yönelik Sabah Gazetesi öncülüğünde kirli bir operasyon yapılmaya çalışılıyor. Bu operasyonun mimarı da hem Turkuvaz Medya’yı hem de Demirören Medya'yı yöneten Serhat Albayrak’tır” dedi (14 Aralık).
“Peker olduğunu bilseydim asla konuşmazdım”: Gazeteci İrfan Aktan, organize suç örgütü lideri olmakla suçlanan Sedat Peker'in de röportajının da yer aldığı 140journos'un “Ya devlet başa” başlıklı belgesine dair açıklama yaptı. Aktan, belgesele verdiği demeçle ilgili, “Peker'in de olduğu bu kompozisyondan haberim olsaydı, asla konuşmazdım” dedi. 140journos, eski Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi Bülent Arınç, organize suç örgütü lideri Sedat Peker, gazeteci İsmail Saymaz ve İrfan Aktan'ın da yer aldığı "Ya devlet başa" adlı belgesel yayımladı (13 Aralık).
Krize “borç” çaresi: Yeni Şafak gazetesinin yayımladığı “İslam'da borç ahlâkı” konulu bir haberde “insanların birbirleriyle yardımlaşma yollarından birisinin de borç alıp borç vermek” olduğu savunuldu. “Borç vermeyi dinimiz teşvik etmiş ve bu eylemi sevap olarak nitelendirmiş” denildi. Haberde, Adıyaman Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Recep Özdemir ‘in, “itikadın ve ticari ahlakın zayıfladığı, kazanma hırsının ön plana çıktığı, faiz oranlarının yüksek olduğu yerlerde genelde insanların birbirine borç vermekten kaçındığını söyleyerek, birinin temel ihtiyaçlarını karşılaması ya da iş kurması için borç vermenin dinen erdemli bir davranış olduğu” görüşüne de yer verildi (10 Aralık).
CNN Türk, Tunç’u “terörist” yapıp “öldürdü”: İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, sabah saatlerinde Twitter hesabından, PKK’li olduğu öne sürülen Ferhat Tunç adlı bir kişinin polisin operasyonuyla öldürüldüğüne dair paylaşım yaptı. İktidara yakınlığıyla bilinen CNN Türk’ün YouTube kanalında hazırlanan videonun kapağında müzisyen Ferhat Tunç’un fotoğrafı kullanıldı. Bir süre sonra ise kapak değiştirilerek Soylu’nun paylaşımının ekran görüntüsü eklendi. Müzisyen Tunç, Twitter hesabından CNN Türk’e tepki göstererek avukatının konuyu yargıya taşıyacağını açıkladı (7 Aralık).
TRT yayını kesti: TRT, Katar'da bulunan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Katar’da, Katar Dışişleri Bakanı Şeyh Mohammed bin Abdulrahman bin Jassim Al Thani ile yaptığı ortak basın toplantısını canlı yayımlarken, Reuters muhabirinin, “Türkiye'nin yaşadığı ekonomik kaosu aşmak için Katar'a mali destek talep etmeye mi geldiniz?” sorusu üzerine yayını kesti (6 Aralık).
Barlas’ın “ekonomi” aklı: İktidara yakın Sabah gazetesinin başyazarı Mehmet Barlas, iktidarın ekonomik programını savundu; “Bereket, Türkiye yönetimi şu anda kendi kendine belirlediği hedeflere doğru taviz vermeden yürüyor. Bu sayede Türkiye hem bu bölgenin hem de dünyanın çok önem verilen bir stratejik gücü halinde. Son olarak Türkçe konuşan devletlerle varılan iş birliğinin ulaştığı noktaları da gördük. Ama eğer aklınız kıtsa sadece doların fiyatına takılırsınız. Diyorum ki herkesin biraz kafasını çalıştırması şart. Öyle şeyler yaşanıyor ki bunlardan ders alınmazsa bu ülkenin yarını da cehenneme döner” diye yazdı (29 Kasım).
Küçük’ten Çapa’ya “ekonomi” saldırısı: İktidara yakın Türkiye gazetesinin köşe yazarı Cem Küçük, yazısında bir eğlence mekanının sahibi olduğunu yazdığı ve iyi iş yaptığını ileri sürdüğü İzzet Çapa’yı ekonomiye dair şikayetleri nedeniyle hedef aldı; Vergi Dairesi ve Maliye Bakanlığı’nı işin içine soktu: “Öğrendiğime göre mekânın yerleri bir iki haftadan önce satışa kapanıyormuş. Yani millette para var ki, mekânına geliyorlar. Garibanlar, alt gelir grubu ekonomideki sıkıntılardan dem vursa anlarım da, sen her gün ekonomi kötü demeye utanmıyor musun? Gerçekten öğrenmek istiyorum. Allah çok versin, gözümüz yok. Daha çok kazan. Tabii ne vergi verdiğini merak ediyorum. O da artık Vergi Dairesi ve Maliye Bakanlığı’nın işi” ifadesini kullandı (26 Kasım).
Olur’dan “kumpas itirafı”: Gazeteci Emre Olur, 2018 yılında Beyaz TV’de çıktığı bir programda İYİ Parti Sosyal Medya Direktörü Kerim Çoraklık’ı FETÖ’cü olmakla suçladığı ve 14 ay hapis yatmasında rol oynamasıyla ilgili Murat Ağırel’e konuştu. Kurulan kumpası itirafı eden ve geçtiğimiz aylarda Türker Akıncı ve “emir aldığı kişiler” hakkında suç duyurusunda bulunan Olur, asıl sorumlular ile birlikte yargılanmak istediğini söyledi. Sedat Peker’in 5. videosunda söz konusu olayla ilgili bilgi verilmişti (24 Kasım).
Lüle, Barlas’ın gazeteciliğini “gömdü”: Gazeteci Zeynel Lüle, TELE1'de yayınlanan 'Gerçeğin İzinde' programında Sabah gazetesi yazarı Mehmet Barlas’ın 9 Kasım 2021 tarihli yazısında kullandığı “Bir bakarsınız CHP kapatılmış olabilir” ifadelerine yanıt verdi. Lüle, “Artık kendisine gazeteci diyemiyoruz o artık sadece her devrin adamı ve kalemşoru olarak adlandırabileceğimiz bir kişi. Gazeteciliğinizi tarihe gömmüş bulunuyoruz” dedi (11 Kasım).
NTV'de ve Haber Global, “Erdoğan” videosunda yayını kesti: İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin Meclis grup toplantısında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a ve AKP'lilere dair video izletirken NTV ve Haber Global'de canlı yayın kesildi. İzletilen videoda Erdoğan'ın kadınlara, madenci yakınlarına, hayatını kaybeden askerlere dair söylemleri, AKP'lilerin Erdoğan'a “Peygamber” demesi gibi konuşmalar yer alıyor (9 Kasım).
Eski MİT’çi “Ayar’ın işinden edilmesi”ni anlattı: Gazeteci Lûbe Ayar, Eski MİT’çi Mehmet Eymür’ün kendisine, “Eski MİT müsteşar yardımcısı Mikdat Alpay, Fatih Altaylı’yı Ankara’ya çağırmış ve senin kovulmanı bizzat istemiş” dediğini aktardı. Buna göre Eymür, Mikdat Alpay’ın MİT’in ‘medya sorumlusu’ olduğunu da söylüyor ve “MİT’in olur vermediği gazetecinin önemli görevlere gelmesi imkansız” diyor. Altaylı ise, iddiaları deli saçması diyerek geçiştirdi (8 Kasım).
Konseyden, “bozuk İETT otobüsü” haberine “uyarı”: Basın Konseyi, CHP İstanbul milletvekili avukat Mahmut Tanal’ın başvurusu üzerine yaptığı inceleme sonucu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bağlı kuruluşlarından İETT Genel Müdürlüğü’nün sefer sırasını bekleyen park halindeki yolcu otobüslerini, “bozuk” diyerek ekrana getiren A Haber ile muhabiri Tülay Ayçiçek hakkında ‘uyarı’ kararı verdi. Konsey, A Haber’in Basın Meslek İlkeleri’ne aykırı bulduğu yayını için, “Önyargıyla kurgulanmış haber” tespiti yaptı (6 Kasım).
Demirören’den Cumhuriyet’e “üç kuruşluk” dava: Demirören Holding, Ziraat Bankası'nın kredi karşılığı aldığı araziyi yine Demirören'e kiraladığını yazan Cumhuriyet gazetesine “3 kuruş” tutarında manevi tazminat davası açtı. Cumhuriyet gazetesi muhabiri Hazal Ocak, 28 Ekim’de yayımlanan haberiyle konuyu “Ziraat Bankası, kredi karşılığı aldığı araziyi yine Demirören'e kiraladı” sözleriyle gündeme getirmişti. Haberde, “Ziraat Bankası ile Demirören Holding arasındaki kredi skandalının yeni bir boyutu ortaya çıktı. Demirören’in kamu bankasından çektiği 300 milyon dolar ve 1 milyar 118 milyon lira krediye karşılık ipotek ettirdiği araziler, Ziraat Bankası tarafından eski sahibi Demirören’e kiralandı” denmişti. Cumhuriyet gazetesi genel yayın yönetmeni Aykut Küçükkaya, Demirören Grubu’nun dava duyurusuna, “Demirören Grubu, Hazal Ocak’ın haberine dava açmakla kalmamış bir de ‘HABER KAYNAĞINIZI AÇIKLAYIN’ diyor… Gazeteciliğin evrensel kuralı ‘gazeteci haber kaynağını açıklamaya zorlanamaz’ ilkesini bile bilmeyen bir şirket… Ve ne yazık ki bu ülkede medya sahibi!..” ifadelerine yanıt verdi (30 Ekim).
Cumhurbaşkanı uçağında “meraksız” gazeteciler: Medya ombudsmanı Faruk Bildirici, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın geçtiğimiz günlerde düzenlediği Azerbaycan ziyareti dönüşünde uçakta düzenlediği basın toplantısını yazdı. “Bir de dikkatimi çekti, toplu fotoğrafta 19 gazeteci görünüyor ama soru soran 11 kişi” diyen Bildirici, “Her birine birer soru hakkı tanınmış. Demek ki, yedi kişi o tek soru hakkını bile kullanmaya gerek görmemiş. Sorulmayan, gündeme getirilmeyen onca konu olmasına rağmen merak ettikleri bir konu olmamış” ifadelerini kullandı. Bildirici, “Toplu uçak fotoğrafından çıkarabildiğim kadarıyla soru sormayanlardan biri Anadolu Ajansı Genel Müdürü Serdar Karagöz… Diğerleri de Sami Dadağlıoğlu (Akit TV), Mustafa Kartoğlu (Akşam), Serhat İbrahimoğlu (TVNET), Nazif Karaman (Sabah), Ali Adakoğlu (Milat), Ahmet Albayrak (TRT) ve Hasan Basri Yalçın (Sabah)… Sanırsınız Erdoğan’ın uçağında özel davetli olarak yolculuğa katılmak, turistik bir gezide gözlem ve izlenimlerde bulunmak, orada görünmek yeterli oluyor…" dedi (30 Ekim).
Bildirici’den “paralı haber”e tepki: Medya ombudsmanı Faruk Bildirici, kişisel bloğunda yer verdiği yazısında, Hürriyet ve Milliyet gazetelerinin internet sitelerinde ve CNN Türk televizyonunda çalışan gazeteci ve yazarlara, çeşitli sektörlerden iş insanları ile yaptırılan paralı söyleşileri ele aldı. Bildirici, “Gazeteciliğin reklamcılık ve halkla ilişkiler faaliyeti ile karıştırılmaması gerektiğini daha önce defalarca yazmıştım. Ama Demirören Medya’daki gazeteci ve yazarlara paralı reklam söyleşileri yaptırılması uygulaması, gazeteciliğin reklam ve medya kuruluşunun para kazanması için kullanılmasının uç örneği” dedi. Bildirici, yazısında, Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök’ün, Turkcell Ceo’su Murat Erkan ile yaptığı söyleşinin videosu ve Özkök’ün, Shell&Turcas CEO’su Emre Turanlı ile yaptığı söyleşinin videosunun Hürriyet’in internet sitesinde 12 Haziran 2021’de Hürriyet logosu ve “Sponsorlu içerik” uyarısıyla verilmesini örnek gösterdi (28 Ekim).
AKP’li Külünk’ten AA haberine tepki: AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) üyesi Metin Külünk, Anadolu Ajansı’nın (AA) Fransa’nın Ankara Büyükelçisi Herve Magro’yla yaptığı söyleşiye tepki gösterdi. Cumhurbaşkanı’nın sonradan istenmeyen kişi ilan edilmesini istediği Magro dahil 10 büyükelçi, Silivri Cezaevi’nde 1457 gündür tutuklu bulunan insan hakları aktivisti Osman Kavala’nın serbest bırakılmasını talep etmişti. Ülkelerin içişlerine karışmamayı taahhüt eden Viyana Sözleşmesi’nin 41’inci maddesine bağlılık bildirdiği iddia edilen büyükelçilerin geri adım attığı ileri sürülmüştü. Bu krizin ardından AA’nın yayınladığı haberde Magro,“Arada sırada problemler çıkar. Her zaman böyle şeyler olur iki ülke arasında ama ben iki ülkenin, iki toplumun çok yakın olduğuna inanıyorum” diyor. Üç dönem AKP’de vekillik yapan Külünk de Ardan Zentürk’ün paylaşımına atıfla “Bazen anlayamadığımız çok enteresan gelişmeler oluyor ki sayın Ardan Zentürk. Galiba ‘Batıcılık’ hala kompleksli profillerin hangi düşünce ve yaşam biçiminde olursa olsun yüzünü döndüğü adres. Eh hele de söz konusu Eyfel Kulesi ise kim hatırlar Horasan’ı” diyerek habere tepki gösterdi (27 Ekim).
Zentürk AA haberini “anlayamadı”: Gazeteci Ardan Zentürk, Twitter paylaşımında, Anadolu Ajansı’nın (AA) Fransa’nın Ankara Büyükelçisi Herve Magro’yla yaptığı söyleşiye tepki gösterdi. Zentürk, paylaşımında, “Ben, AA’nın ‘büyükelçiler krizi’ sürerken, saldırgan Fransız büyükelçi için hem de ‘Fransa’nın Ankaralı büyükelçisi’ başlıklı övgü yüklü bir söyleşi yayınlamasını ve bu söyleşilerin medyada yer bulmasını anlayamadım” diye yazdı. Zentürk, paylaşımına Cumhurbaşkanı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’u da etiketledi (27 Ekim).
Konseyden “tecavüz” haberine kınama: Basın Konseyi, 5 Ağustos 2021 tarihli “Hukuk fakültesini kazandırma bahanesiyle işkenceli tecavüz” haberinde, “Tecavüze uğrayan kişinin kimliği belli olacak şekilde fotoğraflarının kullanıldığı” gerekçesiyle Haberler adlı internet sitesine kınama cezası verdi (20 Ekim).
A Haber “iktidara” biçti: İktidara yakınlığıyla bilinen A Haber kanalı, CHP İstanbul milletvekili avukat Mahmut Tanal’ın ilk konutta tapu harcına muafiyet getirilmesi amacıyla hazırlayıp TBMM Başkanlığı’na sunduğu kanun teklifini, “Ev alacaklara ‘müjde’ niteliğinde düzenleme” başlığıyla haberleştirdi. Haber, CHP’li Tanal’ın ismini vermeden, düzenlemenin sahibi iktidar cephesiymiş gibi bir algı oluşturdu (16 Ekim).
Demirören Reuters aboneliğini kesti: Demirören Şirketler Grubu, 2018 yılında Doğan Medya Grubu’nu satın alırken kullandığı kredilerin yapılandırma tutarının faiz hariç 2 milyar dolara çıktığı yönünde haber yapan Reuters Haber Ajansı hakkında suç duyurusunda bulundu; ajansla abonelik ilişkisini de kestiğini duyurdu (16 Ekim).
Anayasa Mahkemesi kararları
Ekim - Kasım - Aralık 2021 döneminde, Anayasa Mahkemesi (AYM), geç de olsa, dokuz başvurudan bir pilot karar verdi. İfade ve basın özgürlüğünün ihlaline vurgu yapan AYM, Diken, Gazete Duvar ve Artı Gerçek siteleri dahil bazı haber mecralarında yayımlanmış haberlerin erişime kapatılmasını 8 biner TL tazminatla cezalandırdı.
Geçen yılın aynı döneminde AYM, gazeteci yazar Ahmet Altan’ın 2019’da tekrar tutuklanmasıyla ilgili “kişi hürriyeti ve güvenliği” ve “ifade ve basın özgürlüğü” haklarının ihlalinin iddia edilemeyeceğine karar vermişti. Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) avukatları, “terör örgütü üyeliği” ve “terör örgütü propagandası” suçlamalarıyla tutuklanan Aziz Oruç’un dosyasını Anayasa Mahkemesi’ne taşımıştı.
AYM’den “erişim engelleri”ne ceza: Anayasa Mahkemesi (AYM) basın kuruluşlarının içeriklerine ardı ardına gelen erişim engellerine dair pilot kararlara imza attı. Dokuz başvuruyu değerlendiren Yüksek Mahkeme, sulh ceza hakimlerince pek çok habere ilişkin verilen erişim engeli kararlarının ifade ve basın özgürlüğünü ihlal ettiğine hükmetti. İhlallerin ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere kararları sulh ceza hakimliklerine gönderen AYM, başvuruculara 8 biner TL tazminat ödenmesine de hükmetti. Yüksek mahkeme, yeni hak ihlallerinin yaşanmaması için erişim engeli kararlarının dayanağı olan yasada değişiklik yapılması gerektiği vurguladı. Bu nedenle kararın birer örneği, Meclis ve Adalet Bakanlığına da gönderildi. İFÖD temsilcisi Prof. Dr. Yaman Akdeniz, başvuruların bir bölümünün Diken, Gazete Duvar ve Artı Gerçek sitelerinde yayımlanmış ve Sulh Ceza Hakimlerinin kararlarıyla erişime kapatılmış içeriklerle ilgili olduğunu bildirdi (31 Ekim).
AİHM kararları
Ekim - Kasım - Aralık 2021 döneminde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), gazeteci Nazlı Ilıcak’ın tutukluluğu nedeniyle Türkiye’yi ifade özgürlüğü ihlal etmekten 16 bin avro (yaklaşık 260 bin TL) tazminata mahkum etti. Bu dönemde AİHM, Vedat Şorli kararıyla, Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçildiği Ağustos 2014’ten beri bir susturma aracına dönüştürülen “Cumhurbaşkanı’na hakaret” düzenlemesinin anti demokratik özüyle ilgili önemli bir karar verdi.
Geçen yılın aynı döneminde Türkiye, AİHM önünde “ifade özgürlüğü” anlamında tarihin en ağır cezalarla karşılaştığı dönemlerden birini yaşadı: Cumhuriyet gazetesi önceki dönem yönetici ve çalışanı olarak dokuz gazetecinin yaptığı başvuruda Türkiye’yi keyfi şekilde gazeteci tutuklamaktan toplam 144 bin avro (yaklaşık 1 milyon 397 bin 200 TL) tazminata mahkum etti. Eski İnsan Hakları Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu ve Prof. Dr. Baskın Oran ile siyasetçi Halil İmrek’in ifade özgürlüğü başvuruları da dahil edilirse bu dönemde verilen mahkumiyetlerin toplamı 153 bin avroyu (1 milyon 480 bin 400 TL) buluyor.
AİHM’den Ilıcak cezası: AİHM, darbe girişimi sonrası, 26 Temmuz 2016 tarihinde, “hükümeti devirmek, terör örgütü üyesi olmak ve terör örgütü propagandası” şüphesiyle gözaltına alınarak tutuklanan, “örgüte yardım” gerekçesiyle verilen 8 yıl 9 ay hapis cezasıyla tahliye edilen gazeteci Nazlı Ilıcak’ın başvurusunda, Türkiye’yi ifade özgürlüğünü ihlal etmekten mahkum etti. Karar, Türkiye yargıcı Saadet Yüksel şerh koyduğu için oy çokluğuyla alındı. AİHM kararı gereği Türkiye, Ilıcak'a 16 bin avro (yaklaşık 260 bin TL) tazminat ödeyecek (14 Aralık).
AİHM’den “Atılım” kararı: AİHM, 2002'den beri Edirne'de yüksek güvenlikli cezaevinde bulunan Mehmet Çiftçi'nin Atılım gazetesinin cezaevinde kendisine verilmemesi nedeniyle yaptığı başvuruyu karara bağladı. AİHM, Türkiye'nin Atılım gazetesinin cezaevlerindeki dağıtımını engellemesinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10. maddesiyle korunan ifade özgürlüğünün ihlali olduğuna karar verdi ve Türkiye'nin Çiftçi'ye bin euro manevi tazminat ödemesine de hükmetti (16 Kasım).
AİHM’den “299” içtihadı: AİHM, eski ABD Başkanı Barack Obama ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı birlikte görsteren bir karikatür ve Suriye operasyonunu sert şekilde eleştiren bir paylaşım nedeniyle gözaltına alınıp tutuklanan ve ardından ertelemeli 11 ay 20 gün hapis cezasına mahkum edilen internet kullanıcısı Vedat Şorli’nin yaptığı başvuruda, Türkiye’yi ifade özgürlüğünü ihlal etmekten mahkum etti. Kararın “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten yargılanan veya TCK’nın 299. Maddesinden mahkum edilmiş gazetecilerin dosyası için emsal teşkil etmesi bekleniyor. AİHM, kamu yararı görülen tartışmalara yurttaşın katılımında caydırıcı etki yaptığı ve Cumhurbaşkanı için özel bir koruma zırhı getirdiği için maddenin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve AİHM’nin ifade özgürlüğüyle ilgili içtihatlarına uygun olmadığını bildirdi; düzenlemenin değiştirilmesini talep etti (19 Ekim).
RTÜK’ten haberler
Taraflılığı ve sorunlu üye yapısı yıllardır eleştiri konusu olan RTÜK, Ekim - Kasım - Aralık 2021 döneminde de Fox TV, Halk TV ve Tele1 gibi eleştirel televizyon kanallarını cezalandırma yönündeki fırsatları kaçırmadı. RTÜK’ün CHP kontenjanından seçilen üyesi İlhan Taşçı, RTÜK’ün 2021 yılında, iktidarı eleştiren televizyon kanallarına 21 milyon 500 bin lira tutan 71 ceza verirken, öven televizyon kanallarına 100 bin şikâyete rağmen hiç ceza almadığını duyurdu.
RTÜK’ten Halk TV, FOX TV ve Tele 1'e ceza: RTÜK, oy çokluğuyla, gazeteci Barış Terkoğlu’nun okuduğu Nun Vakfı ile ilgili müfettiş raporu nedeniyle vakfın kurucusu eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın küçük düşürüldüğü iddiasıyla Halk TV’ye aylık reklam gelirinin yüzde 2 oranında para cezası verdi. RTÜK’ün kararlarını sosyal medya hesabı Twitter’dan duyuran kurumun CHP'li üyesi İlhan Taşcı, EPDK’nin “Bugün benzine zam yok” açıklamasının ana haberde eleştirilmesi gerekçesiyle FOX TV’ye de yüzde 2 para cezası verildiğini duyurdu. Taşçı, gazeteci Uğur Dündar’ın hazırladığı Demokrasi Arenası programında emekli amiral Türker Ertürk’ün “Atatürk’e düşmanlık olsun diye pistin ortasına inşaat yaptılar” sözleri ve iktidara yönelik eleştirileri nedeniyle Tele 1’e de yüzde 2 para cezası verildiğini açıkladı (29 Aralık).
RTÜK’ten nihayet “şiddet” uyarısı: RTÜK, televizyon kanallarına, şiddet içeren yayınlara ilişkin “uyarı” yazısı gönderdi. RTÜK'ün Şiddet İçerikli Yayınlar başlığı ile gönderdiği uyarı yazısında, şiddet içerikli haberlerin toplumu tehdit ettiği belirtildi. Alo 178 RTÜK İletişim Merkezi ve CİMER aracılığıyla çok sayıda şikayetin Üst Kurula ulaştırıldığı belirtilerek, “Televizyon aracılığı ile olağanlaşan ve yaygınlaşan şiddet, toplumsal yapıyı tehdit eden bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır” denildi (27 Aralık).
"RTÜK, 2021 yılında sıfır çekti!": RTÜK üyesi İlhan Taşçı, RTÜK'ün 2021 yılında, iktidarı eleştiren televizyon kanallarına 21 milyon 500 bin lira tutan 71 ceza verilirken, öven televizyon kanallarına 100 bin şikâyete rağmen hiç ceza almadığını duyurdu. Taşçı, "Ebubekir Şahin RTÜK'ün başkanı değil de, sanki bu televizyon kanallarının temsilcisi, hamisi, koruyucusu gibi davranıyor" dedi. RTÜK'ün yıl sonu karnesini açıklayan Taşçı, "RTÜK, 2021 yılında sıfır çekti! İktidarı eleştiren kanallara 21 milyon 500 bin lira tutan 71 ceza verilirken, öven kanallar 100 bin şikayete rağmen hiç ceza almadı! 800 personel yalnızca 4 kanalı izliyor! Liyakatsizliğin, adaletsizliğin, keyfiliğin ve ayrımcılığın tablosu" ifadesini kullandı (24 Aralık). |
Halk TV, Tele 1 ve Fox TV’ye ceza: RTÜK, “Demokrasi Arenası” programında CHP Grup Başkanvekili Engin Altay’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkındaki “diktatör” nitelemesi nedeniyle “Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik yine eleştiri sınırlarını aşan ifadelerin kullanıldığı” gerekçesiyle Tele 1'e ceza vermeyi kararlaştırdı. RTÜK üyesi İlhan Taşçı, “Altay’ın meclis kürsüsünde, birden fazla dile getirdiği, meclis tutanaklarına da geçmiş olan ve Meclis TV’den de canlı yayınlanan sözleri nedeniyle Tele1 yayıncısına bir yaptırım kararı almış olması çok ama çok dikkat çekicidir” dedi. RTÜK, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'a yönelik sözler nedeniyle de Halk TV’yi cezalandırdı. Taşçı “Diyanet İşleri Başkanı ‘eleştirilemeyecek kişiler statüsüne’ hangi niteliğinden kaynaklı, hangi ara ulaştı?” diye sordu Taşçı, “Ben de eleştiriyorum. Cuma hutbesinde, Çanakkale Zaferi anarken Atatürk’ü anmayan bir Diyanet İşleri Başkanı’nı ben de eleştiriyorum. Tutup da ‘Kamu bankalarından kredi çekerseniz faiz sayılmaz ama özel sektörden çekerseniz faizdir’ diyen Diyanet İşleri Başkanını ben de eleştiririm” dedi. Fox’ta yayınlanan “Yasak Elma” dizisinde işlenen “metres” konusuyla ilgili “toplumsal manada olumsuz bir kavram olan 'metres' kelimesinin normalleştirildiğini, hatta çocuğun olduğu bir sahnede kullanıldığını, aile kavramıyla ilgili olumsuz şakalar yapıldı” diyerek ceza verdi (15 Aralık).
RTÜK’ten “Konuşanlar”a inceleme: RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, Acun Ilıcalı'nın sahibi olduğu dijital platform Exxen'de yayınlanan Hasan Can Kaya'ın “Konuşanlar” isimli programına “Türk aile yapısına ve ahlâkına uygun olmayan diyaloglar” gerekçe gösterilerek inceleme başlatıldığını duyurdu. RTÜK Başkanı Şahin, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "Türk aile yapısına ve ahlakına uygun olmayan diyalogların geçtiği 'Konuşanlar' isimli program için platformu defalarca uyarmamıza rağmen gerekli tedbirlerin alınmadığını görüyoruz. Üst Kurul toplantısında karara bağlanmak üzere söz konusu programa ilişkin inceleme başlatılmıştır" ifadelerini kullandı (9 Aralık).
Halk TV’ye “TÜGVA” cezası: RTÜK, Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) ile ilgili kadrolaşma iddialarına dair yayınları ve “paralele yapı” nitelendirmesi nedeniyle Halk TV'ye para cezası verdi. Cezayı Twitter hesabından duyuran RTÜK üyesi Okan Konuralp, “RTÜK, TÜGVA'yı küçük düşürdüğü/aşağıladığı/iftira attığı gerekçesiyle Halk TV'ye para cezası verdi. RTÜK'ün, TÜGVA kararına, Sayın Taşçı ile birlikte karşı oy kullandık. RTÜK'ün 'incinmiş' bir TÜGVA için gösterdiği hassasiyeti işsiz gençlerimizin takdirine bırakıyorum” dedi (27 Ekim).
Fox TV’ye RTÜK incelemesi: RTÜK, hapisteki HDP eski eş başkanı Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş’ı yayına çıkardığı gerekçesiyle FOX TV hakkında inceleme başlattı. Kurul açıklamasında, “Fox yayın kuruluşunda bugün gerçekleşen bir programda konuk Başak Demirtaş'ın sözleri ve açıklamaları nedeniyle 6112 Sayılı Kanun çerçevesinde inceleme başlatılmıştır” denildi (6 Ekim).
RTÜK cezaları
Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Ekim - Kasım - Aralık 2021 döneminde haber ve program yayınlarından dolayı TV kuruluşlarına toplam 28 idari para cezası ve 2 kez yayın durdurma cezası verdi. Radyo kuruluşlarına bu dönemde herhangi bir işlem yapılmadı.
Kurul, TV kuruluşlarına toplam 5.469.679 TL idari para cezası verdi (Reklam ve ticari yayınların değerlendirme dışı bırakıldığı “RTÜK cezaları” bölümü, RTÜK’ün 13 Temmuz - 20 Ekim 2021 tarihleri arasında gerçekleştirdiği 14 toplantının kayıtları incelenerek hazırlandı).
RTÜK, TV kanallarına, “tarafsızlık” ilkesini ihlalden 12 kez, “insan onuru” ilkesini ihlalden 11 kez, “milli manevi değerler”e ilişkin ilkenin ihlali nedeniyle 2 kez ve ayrımcılık” ilkesini ihlalden 1 kez idari para cezası verdi.
RTÜK, aynı dönem bir TV kuruşuna “toplumsal cinsiyet eşitliği”ne ilişkin ilkenin ihlali nedeniyle 1 kez idari para cezası ve aynı kanala 2 kez program durdurma cezası, “Türkçenin kullanıma” ilişkin ilkenin ihlali nedeniyle 1 kez idari para cezası verdi.
RTÜK, geçen yılın aynı döneminde haber ve program yayınlarından dolayı 110 kez idari para cezası ve toplam 16 kez yayın durdurma cezası ve 1 kez uyarı cezası verirken bu dönemde Radyo Harman’a iki kez program durdurma ve 2.957 TL idari para cezası verdi.
Tarafsızlık ilkesi: RTÜK 6112 sayılı Kanun’un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde yer alan “Tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerini esas almak ve toplumda özgürce kanaat oluşumuna engel olmamak zorundadır” ilkesinin ihlali nedeniyle, Tele 1 TV’ye (5. Boyut, Ana haber bülteni, Gün Başlıyor) 84.714 TL; TR 35’e (Ana haber bülteni ve 8. Gün) 56.476 TL; Halk TV’ye (Kayda Geçsin, Medya Mahallesi) 73.811 TL; FOX TV (Ana Haber bülteni - 2 kez), 1.618.040 TL; Haber Türk TV’ye (Akşam Haberleri) 136.262,00 TL; KRT TV’ye (Haber Aktif ve Ana Haber Bülteni) toplam 56.476 TL olmak üzere toplam 2.025.779 TL idari para cezası verdi.
İnsan onuru ve özel hayatın gizliliği: RTÜK 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesindeki "insan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez" ilkesinin ihlali nedeniyle Bloomberg HT’ye (Spor Saati) 166.861 TL; A Haber’e (Gündem Özel) 29.330 TL; Haber Global’a (Saynur Tezel İle Kayıt Altında) 25.881 TL; TELE 1 TV’ye ("4 Soru 4 Cevap) 84.714 TL; Halk TV’ye (Medya Mahallesi - 2 kez; Perdenin Önü Arkası) 128.024 TL TL; HaberTürk TV’ye (Açık ve Net) 169.865,00 TL; KRT TV’ye (Şimdiki Zaman) 28.238 TL olmak üzere toplam 632.913 TL idari para cezası verdi.
Milli ve manevi değerler: RTÜK, 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde yer alan “Toplumun millî ve manevî değerlerine, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine aykırı olamaz” ilkesini ihlalden, FOX TV’ye (Fulya ile Umudun Olsun, Ece Üner’le Susma) toplam 1.148.766 TL idari para cezası verdi.
Ayrımcılık: RTÜK, 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde yer alan “Irk, renk, dil, din, tabiiyet, cinsiyet, engellilik, siyasî ve felsefî düşünce, mezhep ve benzeri nedenlerle ayrımcılık yapan ve bireyleri aşağılayan yayınları içeremez ve teşvik edemez” ilkesinin ihlali gerekçesiyle TELE 1 TV’ye (4 Soru 4 Yanıt) 32.644 TL idari para cezası verdi.
Toplumsal cinsiyet: RTÜK, 6112 sayılı Kanun'un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (s) bendinde yer alan "Toplumsal cinsiyet eşitliğine ters düşen, kadınlara yönelik baskıları teşvik eden ve kadını istismar eden programlar içeremez" ilkesinin ihlali nedeniyle FOX TV’ye (Aşk Mantık İntikam) 1.493.315 TL idari para cezası ve iki kez program durdurma cezası verdi.
Türkçe’nin kullanımı: RTÜK 6112 sayılı Kanun'un “Türkçenin, özellikleri ve kuralları bozulmadan doğru, güzel ve anlaşılır şekilde kullanılmasını sağlamak zorundadır; dilin düzeysiz, kaba ve argo kullanımına yer verilemez” ilkesine aykırılıktan Habertürk TV’ye (Teke Tek) 136.262 TL idari para cezası verdi.
(SA/EÖ/NÖ)