Haberin İngilizcesi için tıklayın
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, Meclis Genel Kurulu’nda 2022 yılı Merkezi bütçesi üzerine CHP Grubu adına yaptığı konuşmada AKP’nin getirdiği bütçe teklifinin “milletin bütçesi” değil “kumpas bütçesi” olduğunu söyledi.
Biçer Karaca; bütçe hakkının, vatandaşların siyasi katılım hakkı olduğuna ancak bu hakkın gasp edildiğine dikkat çekti.
Yurttaşların ilettiği sorunları Meclis kürsüsünden anlatan Biçer Karaca; sözlerini “sorun tek kişilik saray hükûmeti ve onun liyakatsiz kadroları! Çözüm belli; Mustafa Kemal Atatürk'ün gösterdiği yolda ve yönde giden liyakatli, kadınlara ve gençlere umut bahşeden ve yoksulluğu yöneten değil, yoksulluğu bitirecek halkın iktidarıdır” diyerek tamamladı.
“Bu bütçe, AKP’nin iddia ettiği gibi milletin bütçesi midir?” diye soran ve nasıl öyle olmadığını örneklerle, rakamlarla anlatan Gülizar Biçer Karaca’nın kendisini arayan yurttaşların talepleri ve hak odaklı olmayan adaletsiz bütçeye dair konuşmasından satırbaşları:
“Çiftçi Hasan dayı bütçede yok”
“Denizli Bozkurt ilçesinden çiftçi Hasan Yurdakul aradı "Sayın Vekilim, üre gübresini geçen yıl 95 liraya aldım, bugün 780 lira ve gübre atmadım, atamayacağım." diyor. "Bu bütçede çiftçinin bu sorununu çözecek bir kalem var mı?" diye sordu, baktım; hayır. Denizli'nin Bozkurt ilçemizden Hasan amcamız gibi çiftçilerin bu sorununu çözecek, bütçede hiçbir kaynak yok.
“Kale ilçesinden Mehmet Bey aradı, çiftçiymiş kendisi, Tarım Kredi Kooperatifi’ne ve Ziraat Bankası’na olan borçlarından dolayı traktörünü satmış, yetmemiş; tarlasını satmaya çalışıyormuş, geçen hafta bankaya gittiğinde bakiye borcunun 5.600 lira olduğunu söylemişler, bugün bankaya 5.600 lirayı ödemek için gittiğinde 9.800 lira demişler, diyor ki: "Sayın Vekilim, çiftçilerin bu faiz borçlarının silinmesi için bütçede bir kaynak var mı?" Hayır, yok.
“Kadınlar değil ekonominin kitabını böyle yazanlar utansın”
"Erzurum'dan 6 çocuk annesi Ayten Hanım aradı. 6 çocuğunun 2'si üniversiteyi bitirmiş ama işsiz. Ayten Hanım diyor ki: "Benim çocuklarım meyvenin ve sebzenin tadını bilmeden büyüdü ve bunu söylemeye utanıyorum." ve ben buradan Ayten Hanım'a, Ayten Hanım gibi, Anadolu'nun vefakâr, cefakâr kadınlarına sesleniyorum: Ayten Hanım, değerli kadınlar; utanması gereken, siz değilsiniz; asıl utanması gereken, her mevsim için oturacak bir saray yapıp ardından "Ekonominin kitabını yazdım." diyerek sizlerin bu yoksulluğunu, çığlığını duymayanlardır, asıl onlar utanmalıdır.
"Sağlık Meslek Lisesi’nden mezun olan Esra aradı. Cümleleri aynen şöyle: "Sağlık meslek Lisesi’ne girdiğimde bir B planım yoktu. Tek amacım, aylarca deli gibi çalışıp sınavda 1'inci olmaktı ve branşımda 95 puan alarak 1'inci oldum. Hâlâ atamam yapılmadı. Televizyonlarda görüyorum, "mülakat" dendikçe içim sızlıyor. Atanmamayı düşünemiyorum, düşünmek istemiyorum çünkü düşünürsem delirecek gibi oluyorum."
SMA hastaları bütçede yok
"Kasım ayında SMA hastası Eskişehirli Muzaffer bebeğin annesi, çocuğunun tedavisi için gerekli masrafları karşılayamayacağı kaygısıyla intihar etti. Diyarbakır'daki Esma'nın ailesi "Öksürtme cihazı alamıyoruz." diyor. Çünkü geçen yıl 30 bin liraydı, bu yıl dolardaki artışla 60 bin lira. Diyor ki: "Bu bütçede, bu, öksürtme cihazı var mı?" Maalesef yok. Kistik fibrozis hastası olanlar için yurt dışından bir ilaç gelmesi gerekiyor ama mahkeme kararıyla.
"Geçtiğimiz hafta bir yönetmelik çıkardılar, mahkeme kararıyla da gelmiyor. İşte o "KİFDER" denen Derneğin Başkanı aradı; o hastalar için de bu bütçede kaynak yok. Bu bütçede Muzaffer bebeğin ilacı yok, öksürtme cihazı yok, kistik fibrozis hastalarının tedavileri için ilaçları yok, bu bütçede yaşam hakkı yok!"
(EMK)