Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, dershanelerin dönüştürülmesi ile ilgili taslağın Ocak ayı içerisinde Meclis gündemine geleceğini açıkladı.
Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında konuşan Arınç, “Bu yasanın arkasında duracağız. Bu dönüşüm sürecinin sağlıklı olabilmesi için de iki yıllık bir süre öngörüyoruz. Eylül 2015-2016 yeni eğitim, öğretim yılının başladığı tarih. Bu tarihte dershanelerin, okullaşma sürecindeki son noktaya gelmesini arzu ediyoruz” dedi.
“Husumet değil, dönüşüm”
“Bir dönüşüm projesini gerçekleştirmek istiyoruz. Bunun doğrudan dershanelere karşı bir husumet gibi lütfen kimse algılamasın.”
“Sizin gazetelerde cemaat diye yazdığınız, ‘cemaat ile hükümet arasında kavga da var canım’ dediklerinizi bu kapsama koyamazsınız.”
“Bin birimlik dershane varsa, hizmet hareketi bunlardan sadece yüzde 22'sine sahip. Diğerleri hür teşebbüsün bir araya gelerek kurdukları insani ve ekonomik faaliyetlerdir. Biz meseleye rasyonel bakıyoruz. Bir tarafın penceresinden bakmıyoruz. Dershanelerin okullaşma sürecinin başlaması gerektiğini düşünüyoruz.”
“Buna karşı sürekli adeta tehdit noktasına gelen, hükümet aleyhtarı bir gösteriye dönüşen, bir güç gösterisine dönüşen davranışları yadırgadığımızı söylemek istiyoruz. Yakınlıklarımızı herkes bilir.”
“Hükümeti hedef noktasına koyarak, yapmak istemediğimiz, hatta aklımızın ucundan bile geçmeyen bir konuyu bizimle bir kavga meselesi haline getirmek çok doğru bir davranış değildir. Bu mesele halledilecektir. Taslak son şeklini alacak.”
“Böylelikle ocak ayından itibaren kendisini hazır eden dershaneler için daha avantajlı imkanlar teklif etmeyi ama sonrasında, ben henüz hazır değilim bu hazırlığı ancak iki yılla kadar yapabilirim diyenlere de yine teşvikler vererek, bu kadar süreyi de kendilerine tanıyarak bu meselenin çözülmesinde fayda gördüğümüzü sayın Başbakanımızla birlikte bütün bakan arkadaşlarımız kabul etti.”
“Tam bir fitne zamanı”
“Şimdi tam bir fitne zamanıdır. Bu fitneyi çıkaranlar, büyütmek isteyenler, bu ateşin içerisinden büyük zararlı sonuçlar çıkarmaya çalışanlar için inançları olduğuna emin olduğumdan bu hadis-i şerifi okumak istedim. Peygamberimiz şöyle buyuruyor; Fitne çıktığı zaman ayaktaysanız oturacaksınız, yürüyorsanız ayakta duracaksınız, koşuyorsanız yürüyeceksiniz.”
“Yani fitneyi uyandırmadan veya büyütmeden ne doğruysa onu yapacaksınız. Bu sözüm önce kendimize, asla bir fitnenin unsuru olmak istemeyiz.”
“Ama her gün televizyonlarından, gazetelerinden, kalemlerinden hükümeti hedef tahtasına oturtarak, küçücük bir meseleyi cihanşümul bir mesele haline getirerek güzel insanların arasını açmaya çalışan, birbirlerini Allah rızası için sevenlerin arasına fitne koymaya gayret edenlere buradan istirham ediyorum; fitnenin aleti olmayalım, ne biz ne de siz.”
“Bundan sonra yazacaklarınız, söyleyecekleriniz bu ateşi büyütmeye yaramasın, bu ateşin söndürülmesi için herkes, elindeki bir bardak suyu döküversin. Bu sözümün nereye gittiğini herkes çok iyi bilir.”
“Şu ana kadar yapılan yayınlara baktığım zaman okumakta ve dinlemekte zorlanıyorum. Bu yazdıkları çizdikleri yetmiyormuş gibi başka başka yerlerden, 10 yıl öncesine ait bir takım şeyleri çıkarmak suretiyle 'Aslında bunlar vardı, daha heybelerimizi açmadık, deve yükü elimizde şunlar var' demenin fitneyi büyütmekten fazla faydası yoktur.”
Gülerce: Hatadan dönüldü
Zaman Gazetesi köşe yazarı Hüseyin Gülerce, Arınç’ın açıklamalarının ardından Twitter hesabına şunları yazdı:
“Dualar kabul oldu. Hatadan dönüldü. İki yıl daha dershanelerin açık kalması kabul edildi. İki yıl içinde sınav sistemi yenilenebilir. Bu arada dönüşüm çalışması da yürür. Böylece uygulamadaki başarı test edilir.”
“Yapılan çalışmalar ile dershanelere ihtiyaç azalabilir. Kapatan kapatır. Zorla kapatma hukuk dışı olur. Yarından itibaren gerilimin düşeceğini ve sağlıklı bir zeminde dershanelerin geleceğinin tartışılacağını düşünüyorum.”
“Bazı arkadaşlar tam anlamadı herhalde. Milli eğitim Bakanı "Ocak'ta kayıt yok" demişti. Sayın Arınç "kayıt olacak" dedi. Karşılıklı güvensizlik var. Bunun giderilmesi için üslup güzelliği gerekiyor.”
“Konu Meclis'e geldiğinde endişe kaynağı yanlışlardan dönülecek. Bazıları işin tatlıya bağlanmasını, sulh olmasını istemiyor. Ne diyelim, herkes kendi karakterini yansıtır, kendisine yakışanı yapar.” (AS)
* Fotoğraf: Evrim Aydın / AA