Dünyanın en büyük adası Grönland, iklim krizinin etkisiyle buzların erimesi ve yeni ticaret yollarının açılması nedeniyle giderek daha önemli hale gelen Arktik bölgesinde merkezi bir konuma sahip.
Zengin yeraltı rezervlerine de sahip Grönland'ın hem ABD'ye yakınlığı hem de kilit deniz yolları üzerindeki konumu, Washington için özellikle Rusya ve Çin ile artan rekabet bağlamında "stratejik avantaj" olarak görülüyor.
ABD'nin 47. Başkanı seçilen Donald Trump, dün (23 Aralık) Truth Social hesabından yaptığı paylaşımda, adanın mülkiyeti ve kontrolüne sahip olmanın ABD açısından "mutlak zorunluluk" olduğunu savundu.
“Grönland, Grönland halkına aittir”
Görevi devralmaya hazırlanan Trump'ın sözleri, Grönland yetkilileri başta olmak üzere tepki çekti.
Grönland Başbakanı Egede, Anadolu Ajansı muhabirine yaptığı yazılı açıklamada, Grönland'ın "satılık olmadığını" vurgulayarak "Grönland, Grönland halkına aittir. Biz satılık değiliz ve asla satılık olmayacağız. Uzun süredir devam eden özgürlük mücadelemizi kaybetmeyeceğiz," dedi.
Grönland, ABD için neden önemli?
ABD, Soğuk Savaş döneminde Grönland'da yatırımlar yaparak ve Thule Hava Üssü gibi stratejik askeri üsler kurarak bölgedeki varlığını güçlendirdi. Üs, ABD'nin Kuzey Kutbu ve Atlantik'teki faaliyetlerini izleme ve ulusal güvenliğini sağlama açısından kritik bir rol oynuyor.
Grönland'ın nadir toprak metallerinden uranyum ve petrol rezervlerine kadar zengin doğal kaynakları, ABD'nin dikkatini çeken bir diğer faktör. 2020'de Grönland'da konsolosluk açma kararı alan ABD, Çin'e olan nadir toprak mineralleri bağımlılığını azaltmayı hedefliyor.
Trump, 2019'da Grönland'ı Danimarka'dan satın alma isteğini dile getirmiş; ancak bu teklif Danimarka tarafından reddedilmişti. Grönland, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra Danimarka'ya iade edildi ve 2009'da genişletilmiş bir özerklik kazanarak iç işlerinde daha fazla yetkiye sahip oldu. (TY)