Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın 1039. hafta buluşması bugün Galatasaray Meydanı’nda, polis bariyerlerinin önünde yapıldı.
“Devletin bütün kapılarını bize kapattığı, haklarımızın yok sayıldığı, yargının hukukla bağını kestiği ve siyasetin sorun çözme yeteneğini kaybettiği koşullarda, yalnızca kayıplarımız için değil, aynı zamanda demokrasi ve hukukun üstünlüğünün sağlanması için de mücadele ediyoruz. Biliyoruz ki, güçlü bir demokrasi ve hukukun üstünlüğü sağlanmadan ne kayıplarımıza ulaşabileceğiz ne de cehennemin eşiğine gelen ülkemiz huzur ve barışa kavuşabilecek” diyen Cumartesi Anneleri/İnsanları, 30 yıldır sonuçsuz kalan Murat Yıldız davası için adalet talep etti.
Karanfil ve kaybettikleri yakınlarının fotoğraflarını taşıyan Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın bu haftaki eylemine çok sayıda hak savunucusu katıldı.
"'İfade vererek serbest kalacak' dediler"
Cumartesi Anneleri/İnsanları’ndan Sebla Arcan’ın okuduğu açıklamada, 1995’te gözaltında kaybedilen 19 yaşındaki Murat Yıldız’ın kaybediliş süreci anlatıldı:
“19 yaşındaki Murat Yıldız, İzmir'de annesi ile birlikte yaşıyordu. Bir kafede otururken çıkan tartışmada silahla havaya ateş ederek olay yerinden uzaklaşmış ve bu yüzden polis tarafından aranmaya başlanmıştı.
“Annesi Hanife Yıldız'ı karakola götüren polisler, ‘Murat hemen gelip teslim olursa ifade vererek serbest kalacak' dedi. Bunun üzerine, 23 Şubat 1995 tarihinde, Murat Yıldız, avukatı, kuzeni ve annesiyle birlikte, İzmir Bornova Özkanlar Asayiş Şubesi'ne giderek Komiser Ramazan Kaya ile polis memuru Tahir Şerbetçi'ye teslim oldu.
“Aradan üç gün geçtiği halde Murat eve dönmeyince, anne Hanife Yıldız, Bornova Özkanlar Asayiş Şubesi’ne gitti ancak sorularına net yanıtlar alamadı.
Çelişkili açıklamalar karşısında Hanife Yıldız ısrarını sürdürünce yetkililer, Murat’ın emniyette verdiği ifadesinde silahı İstanbul Kartal’da sakladığını söylediği için, onu polisler Tahir Şerbetçi ve Şah İsmail Öztürk nezaretinde İstanbul’a gönderdiklerini, yolda Murat’ın feribottan denize atlayarak kaçtığını ve tüm aramalara rağmen bulunamadığını iddia ettiler.”

CUMARTESİ ANNELERİ/İNSANLARI
Hanife Yıldız: Oğlumun Yaşamı, Benim Annelik Hakkım Alındı
1 lira 18 kuruş para cezası
Oğlundan haber alamayan Hanife Yıldız’ın Bornova ve Gebze Cumhuriyet Başsavcılıklarına başvurduğunu söyleyen Arcan, beş yıl süren yargılama sonucunda, Murat Yıldız'ın feribottan atladığını gören bir tanık olmamasına rağmen sanık polislerin beyanını esas aldığını ve onlara yalnızca “görevi ihmal” suçundan günümüz parasıyla 1 lira 18 kuruş para cezası verdiğini ekledi.
Arcan, İHD avukatı Gülseren Yoleri’nin 2015 yılında Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurarak yeniden soruşturma açılmasını talep ettiğini belirtti. Arcan, açılan soruşturmanın, iki yıl sonra takipsizlikle sonuçlandığını aktardı. Arcan, takipsizlik kararına yapılan itirazın da reddedildiğini ve bunun üzerine Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapıldı anlattı.
“Gözaltında kaybedilen kişilerin yaşam hakkından devlet sorumludur” diyen Arcan, “Murat Yıldız'ın gözaltında kaybedilmesi ile ilgili yürütülen adli süreç, maddi gerçeği açığa çıkarmadı, faillerin cezalandırılmasını sağlamadı. Aksine, Murat’ın yaşam hakkının ihlal edildiği gerçeğinin üzerini örtü” dedi.
"Adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz"
Arcan, “Kaç yıl geçerse geçsin Murat Yıldız için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Arcan’ın konuşmasının ardından karanfiller, demir bariyerlerin ardındaki Galatasaray Meydanı'na bırakıldı.
(AD)