KESK'in kamuda yaşanan cinsiyetçi ayrımcılığı ve kadın temsilinin yetersizliğine karşı başlattığı 'Eşitlik haklarımızı ve geleceğimizi istiyoruz. Yarın değil bugün' kampanyasına doğrultusunda basın toplantısı düzenleyen Göyçe, tüm kadınların kampanyaya katılmasını istedi.
Göyçe; Kamuda yönetim kademelerinde kadın az
KESK Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul'un da katıldığı toplantıda konuşan Göyçe, kamudaki yönetim kademelerindeki kadın erkek eşitsizliğine de dikkat çekerek, kamudaki yönetim kademelerinde kadın oranının yüzde 9 olduğuna işaret etti:
"İşyerinde tacize ve ayrımcılığa maruz kalıyoruz, emeğimiz ikincileştiriliyor, yedek işgücü olarak görülüyoruz. Bilgi birikimimiz yeterli olduğu halde terfi ve atamalarda mağdur oluyor, yükselemiyoruz. İşgücü hızla kadınlaşıyor, ama kadın emeğinin görünür olması ayrımcılığın ortadan kaldırılması için yeterli düzenlemeler yapılmıyor. Konfederasyonumuz, kadınların kadın olmaktan kaynaklı sorunlarına sahip çıkmayı ve cins ayrımcı politikalara karşı mücadele etmeyi görev kabul ediyor."
KESK'in Talepleri:
* En az 50 çalışanın bulunduğu işyerlerinde ve 50'den az çalışanın bulunduğu işyerleri için çalışma alanına yakın ortak bebek bakım üniteleri ve kreşler açılmalıdır. (Bu hizmet SHÇEK bünyesinde verilmelidir. Kreşler ücretsiz ve SHÇEK yönetmeliğine uygun düzenlenmelidir. Gece çalışması olan ve vardiyalı işyerlerindeki kreşler 24 saat açık olacak biçimde düzenlenmelidir. Hükümet, kreşlerin açılamadığı durumlarda geçici önlem olarak kreş ücretini karşılamalıdır.)
* Doğumdan dolayı ücretsiz izne ayrılan kamu çalışanı kadınların, izinde geçen süreleri emekli kesenekleri devlet tarafından ödenmeli ve emeklilikten sayılmalıdır.
* İşe almada, terfi ve yükselmelerde olumlu ayrımcılığın uygulanması, kadın istihdamını arttırmaya yönelik istihdam politikalarının oluşturulması yönünde somut adımlar atmalıdır.
* İşyerinde cinsel tacizin; "Kişilik haklarını tehdit eden ve zedeleyen, belli bir cinsiyete mensup olma sebebiyle cinsel nitelikte veya başka türlü davranış şeklinde, özellikle üst yöneticiler ve mesai arkadaşları tarafından yapılan, arzu edilmeyen ve kabul edilemez söz, tutum ve davranışlar, cinsel tacizdir." biçiminde yasal tanımı yapılmalıdır. Cinsel taciz konusu mesleki eğitimlerin bir parçası olmalı; koruyucu tedbirler alınmalı ve yasal yaptırımların uygulanmasında mağdurun şikayeti yeterli olmalıdır.
* Bütün kadın kamu çalışanlarına yönelik mesai saatleri içerisinde düzenli "Kadın Sağlığı" eğitimleri verilmelidir.
* İLO'nun "Aile Sorumlulukları Olan Kadın ve Erkek İşçilere Fırsat ve Davranış Eşitliği Sağlanması"na İlişkin 156 sayılı sözleşmesi ülkemiz tarafından bir an önce onaylanmalı ve hayata geçirilmelidir.
* Anayasadaki "aile" tanımı, boşanmış ve çocuğuyla yaşayan kadınları kapsayacak biçimde genişletilerek yeniden düzenlenmelidir.
* Yargı mensuplarına, güvenlik güçlerine, sağlık görevlilerine, öğretmenlere, sosyal hizmet uzmanlarına, psikologlara, hukukçulara, kadın ve çocuklara karşı şiddet konusunda zorunlu hizmet içi eğitim verilmeli, seminerlerle desteklenmelidir.
* Hükümet, belediyelerin görev ve sorumluluklarını içeren 5393 sayılı yasanın "Büyükşehir belediyeleri ile nüfusu 50 bini geçen belediyeler, kadın ve çocuklar için koruma evleri açar" maddesi doğrultusunda, sığınma evlerini uluslar arası standartlara göre inşa edip bakımının yapılarak, uygulamaya geçirilmesi için gerekli önlemleri almalıdır.
* 8 Mart'ta kamu emekçisi kadınlar ücretli izinli sayılmalıdır.(AD)