10 Nisan Metin Göktepe'nin doğum günü; yaşasaydı 44 yaşında olacaktı, oysa yirmi sekizinde kaldı.
Katlinden bu yana her doğum gününde dağıtılan Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri'nin on beşincisi dün akşam Türkiye Gazeteciler Cemiyeti lokalinde sahiplerini buldu.
Ödül töreni öncesi Celal Başlangıç'ın moderaörlüğünde Ahmet Şık ve Nedim Şener "Türkiye'de gazeteci olmak" üzerine konuştular. Panel avukat Fikret İlkiz'in gönderdiği yazılı metnin okunmasıyla başladı.
İlkiz: Gazetecinin gücü kalemi
İlkiz Göktepe'nin gözaltında öldürüldüğü süreci anlattı, Metin Göktepe Gazetecilik ödüllerinin sadece Göktepe'nin anısını yaşatmak için değil, "bir dirhem havadis peşinde koşan bir avuç gazetecinin yaşamına, çalışma koşullarına ve baskıya bir cesaret katabilmek" için konulduğunu paylaştı.
"Baskılara karşı mücadele eden gazeteciler hala varlar. Bu gazeteciler de korunmalıdır. Gazeteci kalemini güçlülerin medyasına güç katmak için değil, halkın gerçekleri öğrenmesi ve bilgi edinme hakkı için kullanmalıdırlar. Gazeteciler birbirleriyle dayanışmalıdır da. "
Şık: Vicdanı rahatsız edecek bir şey yaptım mı?
Ahmet Şık haberciliği hakkındaki haberler üzerinden değerlendirdi, cezaevi günlerinde kendisine devamlı "Bu kadar ahlaksızca bir şey yaptım mı? Vicdanımı rahatsız edecek bir şey yaptım mı?" diye sorduğunu aktardı.
"Medya kirli bir sektör. Ben yapıda en az kirlenenlerdenim. Medyanın yargılayıcı tavrı sadece bizim davamıza has değil, muhalif kesmi bölen, itibarsızlaştıran bir sistem işliyor.
"Sahte deliller üreterek kişiler hakkında haberler sızdırılıyor. Medya sayesinde oluşan kamuoyu ile savcı otomatik olarak tutuklama istiyor ve hakimler vasıtasıyla tutuklanıp yeni dönemin esir kampına gönderiliyorsunuz. "
Şener: Gazetecilik hep kirliydi
Nedim Şener de Şık'ın medyanın kirliliği değerlendirmesine katılıyor.
"90'lı yıllarda gazeteciler polisle, savcıyla yakındı. Şimdi ona hakimler eklenerek denklem kuruldu. Bir sabah kendinizi önce Metris'te sonra Silivri'de bulabilirsiniz.
"80'li yıllarda tekelleşen medyayı arar hale geldik. O zamanlar medya daha şeffaftı. Şimdi ise Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ve cemaat sermaye yapısıyla karşılaştık."
Kuriş, Çubukçu, Sönmez'e ödül
Zeynep Kuriş (Dicle Haber Ajansı-DİHA Mersin muhabiri / Pozantı Cezaevi'nde Cinsel İstismar İddiası) Yazılı Haber; Mete Çubukçu (NTV/ Pasaport: İkinci Tahrir Ayaklanması) Televizyon; Selahattin Sönmez (Hürriyet Daily News / Sakın Konuşma) fotoğraf ödüllerini aldı.
Jüri Onur Ödülü halen Bakırköy Kadın Hapishanesi'nde bulunan Zeynep Kuray'ın (Birgün Gazetesi / Kadınlar Vardır, Kadınlar Hapiste) oldu.
Bilge Eser (Sabah / Silahı Çevirip Tetiğe Bastı), Mesut Hasan Benli (Radikal / Aklından Bile Geçirme) ve Elif Görgü (Evrensel / Bir Bardak Su) jüri özel ödüllerini paylaştı.
Yerel Gazetecilik Ödülü "toplumu ilgilendiren olayların üzerine korkusuzca gittiği" için Rize'de yayınlanan Nabız Gazetesi'ne verildi.
Gazetenin sahibi Gençağa Karafazlı, Nabız Gazetesi'nin Rize'nin muhalif sesi olduğunu söylüyor.
12 sayfalık günlük gazete, 1 Mayıs 2011'de yayın hayatına başladı. Rize'den Artvin'e kadar tüm bölge ile ilgili haberler veriyor.
Karafazıl, Kardeniz'deki HES meselesi, seks işçisi kadınların sorunları, bölge halkının Kürt göçmenlere bakışı, ihale yolsuzlukları gibi meselelerin ana gündemlerini oluşturduğunu söylüyor.
Jüri üyeleri
Belma Akçura, Nazım Alpman, Celal Başlangıç, Nail Güreli, Banu Güven, Fikret İlkiz, Kamil Tekin Sürek, Akmet Şık, Nedim Şener, Ece Temelkuran, Ragıp Zarakolu.
Ödüllerin ardından Metin Göktepe'nin doğum günü anısına pasta kesildi. (RDY/HK)
* Fotoğraflar: Hüseyin Aldemir