Mahkeme Başkanı Mithat Özçakmaktaşı, beraat kararına gerekçe olarak, "suçun unsurlarının oluşmaması"nı gösterdi.
Uluslar arası gözlemciler
Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın dünkü duruşmasına, Diyarbakır, İstanbul, Ankara, Bursa, Batman ve Ağrı Barolarından çok sayıda avukat katıldı.
İnsan Hakları Derneğinden (İHD) Feray Salman ve Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Türkiye Temsilciliği Siyasi İşler Danışmanı Sema Kılıçer ile Sınır Tanımayan Avukatlar ve Uluslar arası Avukatlar Birliği temsilcileri de duruşmaya gözlemci olarak katıldılar.
Tanık köylüler: Yasal hakkımızı kullandık
Duruşmada, sanık avukatlara mağduriyetlerinin tazmini konusunda vekalet veren köylülerden yedisi tanık olarak dinlendi.
Tanıklar, askerlerin köylerini yakıp yıktığını, köyden zorla çıkartıldıklarını, göç ettirildiklerini ve bunun üzerine, yasal haklarını kullanmak üzere sanık avukatlara başvurduklarını söylediler.
Haklarını aramak için tazminat davası açmak istediklerini belirten tanıklar, avukatlara gönüllü olarak yetki verdiklerini de vurguladılar.
Sayman: Bağımsız yargıyı engeller
Mahkemede savunma yapan sanık avukatı Yücel Sayman, müvekkil ile avukat arasına kimsenin giremeyeceğine dikkat çekerek, "Buna yargı kararıyla bile giremezsiniz. Bu hukuka uygun değildir" diye konuştu.
Diyarbakır Barosu Başkan Yardımcısı, sanık avukatı Meral Danış Beştaş da, bu davada aslında jandarmanın sanık olması gerektiğini, jandarmanın müştekilik sıfatının kabul edilemeyeceğini söyledi.
Davayı "avukatlık mesleğine ve savunmaya doğrudan müdahale" olarak nitelendiren Beştaş, "Bu davada aslında savunma yargılanıyor. Dava, hem Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) hem de Anayasanın hak arama özgürlüğü ve başvuru hakkı ilkelerinin ihlalidir" dedi.
Jandarma Bölge Komutanlığı'nın dilekçesinde yer alan küçük düşürücü ifadelerin halkın bir kısmını diğerine karşı tahrik ettiğini belirten Beştaş, mahkeme heyetinden Jandarma Genel Komutanlığı hakkında TCK 312. maddeden işlem yapılmasını istedi.
Sanıklara beraat, tahkikat talebine ret
Mahkeme Başkanı Özçakmaktaşı, "suçun unsurlarının oluşmaması" gerekçesiyle sanık avukatların tahliyesine karar verdi
Özçakmaktaşı, savunma avukatlarının, Jandarma Bölge Komutanlığı yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunulması talebini ise, "Jandarma Bölge Komutanlığı yetkililerinin hazırladığı dilekçenin daha önce Cumhuriyet Savcılığı'na gittiği ve savcılığın bununla ilgili işlem yapmadığı" gerekçesiyle reddetti.
Davanın geçmişi
Diyarbakır Barosu Başkanı Sezgin Tanrıkulu ile avukatlar Habibe Deyar, Burhan Deyar ve Sabahattin Korkmaz, köyleri yakılan ve boşaltılan köylülerin kendilerine müracaatı ve vekalet vermeleri üzerine Valiliğe ve İçişleri Bakanlığı'na başvuruda bulunmuştu.
Mağdur köylülerin zararlarının tazmin edilmesini isteyen avukatların başvurusu üzerine Diyarbakır Valiliği, Jandarma Bölge Komutanlığı'ndan tahkikat yapılmasını istemişti.
Jandarma Bölge Komutanlığı ise, üç sayfalık bir dilekçe ile Cumhuriyet Savcılığına, dört avukat hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.
Tuğgeneral Levent Ersöz imzalı dilekçede, "Diyarbakır Barosu avukatlarının bölge halkının paraya zafiyetini kullanarak, kandırıp aldatarak köylülerden vekalet aldıkları, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) nezdinde Türkiye'yi küçük düşürmek için böyle asılsız iddialarda bulundukları" ithamları yer almıştı. (BB)