Azınlıklar Tali Komisyonu (ATK) lağvedildi.
''Böyle bir komisyon mu vardı?'' sorusu herkesin aklına gelmiş olabilir.
Aynı soru lağvetme kararını alanların aklına da geldiği için, ATK'nın kim tarafından hangi gerekçeyle kurulduğunu araştırma gereği gördüler; ama onlar da bir sonuca ulaşamadılar.
Bunu kurcalamaya da gerek görmediler.
Faaliyetlerine 1962 yılından beri devam ettiği ortaya çıkan komisyon, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu ve Adalet Bakanı Cemil Çiçek'ten oluşan Reform İzleme Grubu'na (RİG) yapılan bir uyarı üzerine gündeme geldi.
AB uyum yasalarının uygulanmasını izlemek amacıyla oluşturulan RİG, konu AB'ye uyumu ilgilendirmese de hemen harekete geçti.
Gizli kuruldu gizli kaldırıldı
Yapılan araştırma sonucunda ATK'nın, 1962'de başbakan imzasıyla yayınlanan gizli bir genelge ile kurulduğu anlaşıldı.
Genelgeye göre ATK, İçişleri ve Dışişleri bakanlıkları, MİT, Genelkurmay ve Milli Güvenlik Kurulu temsilcilerinden oluşuyor.
ATK azınlıklara farklı işlemleri izlemek amacıyla kurulmuş görünüyor.
Ancak, görev yönergesi ve üye yapısının da ortaya koyduğu gibi, asıl görev azınlıkların milli güvenliğe aykırı işlemlerini izlemek olmuş.
Bazı vatandaşlar, azınlık oldukları gerekçesiyle Türkiye'nin güvenliğine tehdit olarak algılanmış, daha açık bir ifadeyle, ATK ''azınlıkları yıpratma komisyonuna'' dönüştürülmüş.
Azınlıklar, etkinlikleri için bu komisyondan izin almak zorunda bırakılmış, ama çoğu izinler de verilmemiş.
Örneğin; azınlık okullarının öğrencileri için yaz kampı düzenlemesine, ''Türkiye'nin güvenliği açısından tehlikeli olur'' diye izin verilmemiş.
100 Bin Kaldılar
İşte 42 yaşındaki bu gizli genelge, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla yayınlanan bir başka gizli genelge ile ortadan kaldırıldı.
Bununla da yetinilmeyerek, azınlıkların bilinen bazı sorunlarına yardımcı olması amacıyla yeni bir komisyon oluşturuldu.
Bu komisyonda, MGK, Genelkurmay ve MİT temsilcisine yer verilmedi.
Üyeler; İçişleri, Dışişleri, Milli Eğitim bakanlıklarıyla vakıfların bağlı olduğu devlet bakanlığı temsilcilerinden oluşturuldu.
Yeni komisyona, çıkarılan yönetmelikle de azınlıkların sorunlarını AB normları ve Kopenhag Kriterleri çerçevesinde çözme görevi verildi.
Türkiye'de bugün azınlıklara mensup, 60 bini Ermeni, 25 bini Musevi, 2 bini Rum olmak üzere, Süryani, Kedrani de dahil 100 bin kişinin kaldığı biliniyor.
Hükümetin 100 bin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşını ilgilendiren bu kararı devletin, bu vatandaşlarına da diğerleri kadar güvendiğini ortaya koyuyor.
Devlet, bugüne kadar kendi güvenliği açısından sakıncalı gördüğü azınlıkları, artık izlenir vatandaş olmaktan çıkarıyor.
Böylece, devlette önemli bir zihniyet devrimi daha gerçekleşiyor. (ŞK/NM)