*Fotoğraf: Taksim Dayanışması
"Kavala'ya Özgürlük", "Taksim Dayanışması" ve Gezi aileleri, Gezi davasında tutuklu bulunan Osman Kavala, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Tayfun Kahraman ve Can Atalay destek için Silivri Cezaevi önünde açıklama yaptı.
Taksim Dayanışması'nın cezaevi önünde yaptığı açıklamada, hukuka güvenin azaldığı ve mahkemelerden adalet çıkmadığı vurgulandı:
"Bundan tam 9 yıl önce bu günlerde, yaşadığımız karanlık günlerin sorumlusu olan siyasi iktidarın bizlere, bu ülkenin yurttaşlarına karşı tutumu insanlık onurumuza dokunduğu için, temel haklarımızı gasp ettiği için, kentsel ve toplumsal hafızamızı yok ettiği için, doğayı ranta kurban ettiği için, bizlere yaşam alanı bırakmadığı için Gezi’de buluşmuş, bir arada olmanın coşkusunu, gerçeği haykırmanın gururunu, direnmenin onurunu yaşamıştık.
"Talana itiraz edenler cezalandırılıyor"
"Aradan geçen 9 yılın ardından, hukuka güvenin iyice azaldığı, mahkemelerden adalet çıkacağına dair inancın giderek zayıfladığı güzel ülkemiz; 25 Nisan’da Gezi davasında açıklanan kararlar sonrasında; ranta karşı çıkıp, doğanın talanına itiraz edenlerin, hayatımıza müdahale etme diyen milyonların sesine ses olanların, Gezi Parkı park olarak kalsın diye çabalayan kent hakkı, yaşam ve hak savunucularının, bu ülkenin demokrasi güçlerinin 'Ağırlaştırılmış müebbet ve ağır hapis' ile cezalandırıldığı bir ülkeye dönüşmüştür.
"Adalet buharlaşarak yok oldu"
"Polis tutanaklarına göre en az üç buçuk milyon insanın, yani Gezi’ye gelen, destekleyen, mesaj atan, börek getiren, revir kuran, kütüphane yapan, yeryüzü sofrası açan; şarkı söyleyen, tiyatro sergileyen, dans eden, ağaçlara sarılan milyonların “Müebbet ve ağır hapis cezaları” ile korkutulmaya çalışıldığı, Adalet’in buharlaşarak yok olduğu bir ülkeyiz artık.
"Tek adam rejiminin ihtiyaçlarına göre karar veren mahkemelerin hukuksuz, tanıksız, kanıtsız, keyfi ve tutarsız kararlar aldığı bir rejimde, demokrasinin, kuvvetler ayrılığının ve en temel anayasal hakların yok sayıldığı bir ülkeyiz artık.
"Gezi'de ölenlerin katilleri aklandı"
"Gezi parkına sahip çıktığı için, yaşamıma daha fazla karışma dediği için Gezi direnişi sırasında polis şiddeti ile hayatını kaybeden gençlerin katillerinin aklandığı, bu vahşete isyan edenlere hapis cezaları verilebildiği bir ülkeyiz artık.
"Gezi’de gür sesleriyle biz de varız diyen kadınların, LGBTİ+ bireylerin taleplerinin yok sayıldığı, cinayetlere kurban gitmelerine ses çıkarılmasının engellendiği, bu hukuksuzluktan güç alan erkek şiddetinin daha dün iki canı daha aramızdan aldığı bir ülkeyiz artık.
"Herkes vatan haini görülüyor"
"İşçilerin ekmeğine, köylülerin ürününe sahip çıkmasının istenmediği, hayatın pahalı, emeğin ucuz olduğu bu düzenin sorgulanmasının, emeğinin karşılığını talep etmek için ses çıkaranların, özgür üniversite için direnen öğrencilerin, barınma hakkı talep eden yurttaşların vatan haini olarak görüldüğü bir ülkeyiz.
"İşte böyle bir durumda bu ülkenin yargısı, bu ülkenin mahkemeleri tüm bu hukuksuzluklara, eşitsizliklere, vicdansızlıklara güç vermek yerine Adaleti sağlamak zorundadır."
Gezi tutuklularından mesaj
Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan Osman Kavala, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Hakan Altınay'ın mesajları okundu:
Osman Kavala:
Gezi, özgürlük ve demokrasi taleplerinin ve dayanışma ruhunun ifadesi idi. Gezi davası da, yargının siyasi amaçlarla kullanılmasını simgeleyen bir dava oldu.
Bu dava ile ilgili duyarlılığın, sizlerin gösterdiği dayanışmanın, hukuk ve demokrasi mücadelesine ivme kazandıracağına inanıyorum.
Can Atalay:
Değerli Arkadaşlar! Kardeşlerim
Aramızda şu an birkaç yüz metre mesafe var. Hepinize teker teker sarılıyorum. Bizi burada bir an olsun yalnız bırakmayan, tıpkı Gezi’deki gibi tüm farklılıkları ile omuz omuza direnen iradenizi selamlıyorum.
“Umudu dürt umutsuzluğu yatıştır” demiş ozan, umut omuzlarımızda yükseliyor. Biz, Gezi’nin toplumsal, politik ve hukuki bakiyesini ancak onurla taşırız demiştik.
Gezi Direnişi’nin bakiyesini onurla taşıyoruz! Hepinize çok selam, birkaç yüz metre mesafeden birbirimize sarıldık, hasret giderdik.
Kabul edin lütfen. Karanlık gidecek Gezi kalacak. Hep birlikte mücadele edecek hep birlikte kazanacağız.
Tayfun Kahraman:
Sevgili dostlar, yoldaşlar;
Siz dışarıda, biz içeride her ne koşulda olursak olalım; demokratik cumhuriyet talebini yükseltmeye, hukuksuzluğa karşı adaleti haykırmayı kentimizi, doğayı ve elbette Gezi’yi savunmaya hep birlikte devam ediyoruz.
Gezi Direnişi 9. yılında hala bu ülkenin en büyük umududur. Umudumuz ile yaktığımız ışık, bizleri çok yakında aydınlık ve güzel günlere taşıyacak.
Bu daha başlangıç, mücadeleye devam!
Selam ve saygılarımla.
Hakan Altınay:
Sevgili dostlar,
Hepinize bizlerle dayanışmak üzere buraya kadar geldiğiniz, bize ses olduğunuz için can-ı gönülden teşekkür ederim. Bizi kaçma şüphesiyle aramızdaki duvarların arkasına hapsedenler, 25 Nisan kararlarının vicdansızlığı ve izansızlığının toplum nezdinde nasıl bir öfke yaratacağını belli ki hesaplamamışlar. Bu öfke, Gezi ruhunun da temel taşlarını oluşturan ve yıllardır süregelen eşit, özgür, ve adil bir topluma dair taleplerimizle birleşti; ve bugünkü dayanışmamızda vücut buluyor.
Hepinizi tek tek kucaklıyor, özgür günlerde en kısa zamanda buluşmayı diliyorum.
Yazılan notlar avukatlar aracılığı ile Osman Kavala, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Hakan Altınay, Mücella Yapıcı, Mine Özerden ve Çiğdem Mater’e ulaştırılacak.
(RT)