Türkiye Yeşilleri İklim Değişikliği ve Küresel Ekoloji Koordinatörü Ümit Şahin 14 yıldır sera gazı envanter çalışması bile yapamayan Türkiye için bu durumun şaşırtıcı olmadığını söyleyip acilen Kyoto'nun imzalanması gerektiğini ifade etti.
Açık Radyo'dan Ömer Madra küresel ısınmayla mücadelede öne sürülen bahanelerin artık tükendiğine dikkat çekti.
Madra ve Şahin Küresel Eylem Grubu'nun, iklim değişikliğine karşı cumartesi (4 Kasım) "Küresel ısınmayı durdurun, Türkiye Kyoto'tu imzalasın" talepleriyle Kadıköy'de meydanında düzenledikleri eyleme katılmanın küresel ısınmaya karşı 'biz ne yapabiliriz?' sorusunun yanıtı olacağını ve politikacıları sıkıştırmak için platform yaratacağını söyleyerek eyleme çağrı yaptılar.
Küresel ısınmayı durdurmak için 4 Kasım'da Kadıköy'e
1979'dan beri BM iklim değişikliği toplantılarında bir adım atılmamasına tepkili olan küresel eylem grubu geçen yıl (3 Aralık 2005) Montreal'deki toplantılar sırasında uluslararası platformda eylemler düzenledi.
BM'nin gelecek ilk toplantısı ise Nairobi'de, 4 Kasım'da yapılacak. Aynı tarihte ise dünyanın dört bir yanında, küresel ısınmanın önüne geçilmesi yönünde toplantılara katılan hükümetlere çağrıda bulunmak amacıyla eylemler düzenleniyor.
Türkiye'de Kadıköy'ün yanı sıra Ankara ve İzmir'de yapılacak eylemlerin eş zamanlı yapılacağı diğer ülkelerse şöyle:
Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Almanya, Arjantin, Avustralya, Avusturya, Bangladeş, Belçika, Beyaz Rusya, Bolivya, Brezilya, Britanya, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Filipinler, Finlandiya, Fransa, Güney Afrika, Güney Kore, Hırvatistan, Hollanda, İrlanda, İspanya, İsveç, İtalya, İzlanda, Kamerun, Kanada, Kenya, Kolombiya, Kosta Rika, Kuzey İrlanda, Malta, Meksika, Nepal, Nijerya, Norveç, Polonya, Portekiz, Romanya, Rusya, Sırbistan, Slovenya, Tayvan, Uruguay, Yeni Zellanda, Yunanistan.
Şahin: Türkiye ayrıca sera gazı envanterini 14 yıldır çıkaramayan ülke
Birleşmiş Milletler'in (BM) ülkelerin sera gazı envanterlerini içeren raporuna göre Türkiye, dünyada 1990'dan 2004'e kadar sera gazı üretimi en hızlı artıran ülke.
Yeşiller'den Şahin'e göreyse bu durum hiç de sürpriz değil çünkü Türkiye'de 1999'dan 2004'e kadar sera gazı envanteri elde edilebilmiş değildi.
"Türkiye 14 sene önce yapması gereken sera gazı envanter çalışmasını daha yeni yapabildi ve BM'ye ilk defa gerçek rakam verdi. Türkiye'de bütün kalkınma politikalarının tamamen kömür, doğalgaz, petrol gibi fosil yakıtlara dayandığı için sonuç şaşırtıcı değil."
Ayrıca Şahin'in dikkat çektiği başka bir çarpıcı durumsa Türkiye'nin Avrupa ülkeleri arasında enerjiyi en verimsiz kullanan ülke olması.
Kyoto'yu acilen imzalamak ve önerdiğinden fazla önlem almak gerek
Şahin buna rağmen Türkiye'de gerek ulaşım gerekse enerji alanında halen yapılan ve yapılması planlanan yatırımların da fosil yakıtlara endeksli olmasının, asıl tehlikeli gelişme olduğunun altını çiziyor.
"Acilen hükümetin Türkiye'nin de iklim değişikliği konusunda, diğer ülkeler kadar sorumlu olduğunu kabul etmesi ve sorumlu olduğunu göstermek için de Kyoto protokolünü imzalaması ve emisyonu azaltmak Kyoto'nun önerdiklerinden fazlasını yapmak için önlem alması gerekiyor."
Şahin'in diğer önerileriyse devletin ve hükümetin termik santral, doğalgaz, köprü otoyol gibi yatırımları durdurup rüzgara, güneşe ve demiryoluna yatırım yapması.
Küresel ısınmaya karşı 'ne yapabiliriz?' diyenler yürüsünler
Cumartesi yapılacak yürüyüş için Şahin "Bu konunun ciddiyetine varan herkes umutsuzluk içinde, 'Biz ne yapabiliriz?' diye soruyor. İşte 'Biz ne yapabiliriz?' diye soranların cumartesi Kadıköy'deki mitinge gelmesi gerek" dedi.
Madra: "Pahalıya mal olan" mücadele artık bahane değil
Madra bugüne kadar bilim dünyasının yeryüzünün karşılaştığı en büyük tehdidin küresel iklim değişikliği olduğunu ortaya koyup tedbir alınmazsa sadece on yılımızın kaldığını zaten tespit ettiğini hatırlattı.
Madra bilimsel gerçeklerin dışında iklim değişikliğinin etik açıdan da tartışılan yönüne dikkat çekti.
"Manevi dünya açısından da öncelikle yoksul ülkelerin etkileneceği, açlıkla ve kuraklıkla, selle mücadele etmek hatta yerlerinden olmak zorunda kalacakları konusunda tereddüt yoktu."
Madra tüm bu onaylanan gerçeklerin dışında petrol sanayicilerinin paralarıyla "satın aldıkları" küçük bir grubu temsil eden politikacılarınsa "İklim değişikliği olmuyor, oluyorsa da fosil yakıtlardan kaynaklı değil" ve hatta "küresel ısınma ABD gibi güçlü ülkelerin ekonomisine zarar vermeyi amaçlayan bir komplodan ibaret" argümanlarını ortaya attıklarını aktardı.
"Bilimsel gerçeklerin kabulü ve etik tartışmaların dışında geriye kalan tek argüman ekonomiydi" diyen Madra'ya göre aslında küresel ısınmayla mücadelenin altından kalkılmayacak kadar masraflı olduğu düşüncesinin rasyonel gibi gözükmesinin ardında özellikle ekonomistlerin ağzından çıkması var.
"Mücadele için dünya gelirinin yüzde biri yeter"
Madra bu konuda bugüne kadar şekillenen argümanları şöyle aktardı:
"Derhal tedbir almanın bedeli kötümser bir ihtimalle dünya gelirinin yüzde 20'sine varacak kadar korkunç bir kayba yol açar. Batı dünyasının çok iyi bildiği 1929 ekonomik buhranın ve hatta birinci ve ikinci dünya savaşlarının etkilerinden farksız olur."
Etkin bir ekonomist olan Nicholas Stern'in görmezden gelinemeyen 700 sayfalık iklim değişikliğiyle ilgili raporunu yorumlayan Madra "Raporun en önemli yanı 'dünya gelirinin yüzde biri kadar gelirin artırılmasıyla küresel ısınma sorunu çözülebilir' öngörüsü" dedi.
Raporun bir diğer önemli yanıysa küresel ısınmayla mücadeleyi bir hesap meselesinden çok zengin ülkelerin üstlenmesi gereken bir sorun olarak tanımlaması.
Yani rapor "uluslararası, güçlü ve acil önlem" alınmasını gerektiğini söylüyor.
Madra "Dolayısıyla Kyoto uluslararası boyutta tek anlaşma ve tüm zayıflığıyla 2012 yılında yürürlükten kalkıyor. Fakat rapor 2012'yi beklemeden 2007'de Kyoto'nun yerine güçlü mevzuat konulmasını öngörüyor" dedi.
"Kyoto 2012'de yürürlükten kalkmadan..."
Çevre Bakanı Osman Pepe'nin Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) üyesi olduğunda Kyoto protokolüne taraf olabileceğini açıkladığını söyleyen Madra "Ne zaman AB üyesi olacağımız belli değilken diğer yandan da Kyoto zaten 6 yıl sonra işlevini yitiriyor" dedi.
Bakan'ın ayrıca Ulusal İklim Değişikliği raporu hazırlanmasıyla ilgili "Bize yol haritası olacak" sözlerine Madra "Küresel ısınma nasıl milli bir sorun olabilir? Akşehir gölüyle Marshall Adaları arasında derin bir bağlantı var" dedi.
Madra'nın Stern'in raporunda tek eleştirdiği nokta son bilimsel verileri içermemesi.
Madra "Son bilimsel veriler bütün dünya için ortalama yüzde 60'lık bir sera gazı kısıtlaması öngörüyor. Bu da ABD gibi zengin ülkeler için yüzde 94 demek ki tamamen fosil yakıtların durdurulması anlamına gelir" dedi.
Sera gazı artış hızında birinci olan Türkiye arık "bilmiyorduk" diyemez
Türkiye'deyse BM'nin raporuna da dayanarak yüzde 60 oranında sera gazı kısıtlamasının öngörülebileceğini söyleyen Madra, "Radikal bir dizi tedbir alınması gerek" dedi.
BM raporuyla "Biz bilmiyorduk" diyebilme lüksünün de ortadan kalktığını söyleyen Madra'nın çözüm önerileri şöyle:
"Asla yeni bir termik santral yatırımı yapmak şöyle dursun santrallerin hepsi durdurulmalı, yeni karayolu yapılmamalı, İstanbul'da deniz altından ulaşım sağlayacak tüp geçit projesinden vazgeçilmeli, petrole, doğalgaza karbon vergisi koyulmalı."
Bütün bu önerilerin hayata geçmesinin zor göründüğünü söyleyen Madra "Ama maalesef alternatifi ölüm" dedi.
Bu konuda politikacılara, karar vericilere baskı yapmak gerektiğini söyleyen Madra "Bu nedenle 4 Kasım'da Kadıköy'de olmalı ve onlara sorularımızı sormalıyız." (EZÖ)