Diyarbakır'da haftalarca hazırlanılan politik bir arenadır Newroz. Biz de Diyarbakırlı eşcinseller olarak, bu coşkuya ortak olmak için, her seferinde bir heteroseksüel gibi gider, çelişkili özgürlük haykırışlarımızı yapar, halaylar çeker ve heteroseksüel arkadaşlarımızın muhabbetlerine katlanarak "Newroz piroz be/Nevruz kutlu olsun" derdik. Ardından evimizin yolunu tutup yorgun argın dönerdik kutlamalardan.
Hepimizin kafasında şu çelişki vardı hep: "Neden herkes özgürlük isterken benim en temel hakkım olan yaşama hakkım; özgürlüğüm neden bu kadar korkutucu geliyor insanlara?"
Her neyse bunları tekrar tekrar yaşamak ve hatırlamak durumunda bulunmadan 2008 Newroz'unu anlatmak istiyorum. Çünkü bu yıl çok şey değişti Diyarbakır'da.
Sloganlarımızı atamasak da bayrağımızı açtık
Bizde de herkeste olduğu gibi büyük bir heyecan vardı bu yıl Newroz için. Neden mi? Biz eşcinseller olarak ilk defa sloganlarımızı atamayacak olsak bile PiramidGL Diyarbakır olarak orada olacaktık ve ilk defa bu kadar büyük bir kitlenin içinde temsili gökkuşağı bayrağımızı açarak görünür olacaktık.
İnsanların tepkilerinden de çekinerek attık kendimiz Newroz alanına. Ve nihayet alanda insanların şaşkın bakışları içinde biz de özgürlük için haykırıyorduk, biz de bayrağımızı dalgalandırıyorduk.
Kısacası çevremizdeki insanların o şaşkın bakışları içinde biz de halaylarımızı çekmeye başladık ve bizdeki coşku büyüdükçe etrafımızdaki insanların şakın bakışları alaycı tavırlara ve sözlere dönmeye başladı.
İlerleyen saatlerde yanımıza aldığımız temsili gökkuşağı bayrağımız artık metrelerce ilerdeki insanların da dikkatini çekti ve insanların tüm ilgisi ve şakın bakışları artık bizim üzerimizdeydi.
Newroz piroz be
Temsili gökkuşağı bayrağımızı görenlerden biri: "Gey bayrağı bu, bunun ne işi var burada?" diye sesli düşününce şaşırdık.
Bu kadarla da sınırlı değildi verilen olumsuz tepkiler. Şöyle ki; halay çekerken yanımızda duran biri yanındaki arkadaşlarına: "Dikkat edin oğlanların içine girmeyin" dedi. "Diyarbakır bozuldu", "Sizi yanan bu Newroz ateşinin içine atmalı" ve "Siz niçin buradasınız ki?" gibi cümleler de duymadık değil.
Elbette bu olumsuz olaylar yaşanırken olumlu olaylar da başımıza geldi; bizi tebrik edenler ve her nedense ısrarla bize "saygı duyduğunu" belirten kişiler ile hoş sohbetlerimiz oldu.
Her şeye rağmen görünürlüğümüz insanlara rahatsızlık verse de biz o olumsuz tavırları pozitif bir coşkuya çevirerek, halaylarımızı çekerek ve o coşkulu sevinci yaşayarak bu sefer kendimiz için özgürlük istedik.
Kısacası arkadaşlar yüz binlerin içinde bir avuç -görünür olan- eşcinsel olarak biz de biliyorduk; bir o kadar yalnız olsak da bir o kadar da kalabalıktık.
Biz orada, Newroz alanında bu sorunlardan çekinen Diyarbakırlı eşcinsel arkadaşlarımızı da temsil ederek büyük bir onurla, yüzümüzde gülücüklerle Newroz alanından ayrıldık. Newroz piroz be. (MÖ/EZÖ)