Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
Silivri 5 No'lu L Tipi Kapalı Cezaevi'nde işkence iddiaları ile gündemde. İddiaya göre 6 Nisan'da başlayan şiddet ve işkencede 60 gardiyan girdiği koğuşlarda tutuklulara işkence yaptı, tehdit etti ve kendilerini öldürmelerini istedi. Bu baskılar sonucu bazı mahkumlar toplu intihar etti.
Evrensel'den Meltem Akyol'un ulaştığı görüntüler abi Hikmet Yılmaz'ın anlatımlarını doğrular nitelikte.
#FerhatYılmaz Silivri 5 No’lu L Tipi Kapalı Cezaevi’nde “İŞKENCEYLE ÖLDÜRÜLDÜ'
— Özgür Gündem (@OzgurrGundem) April 13, 2022
Kardeşinin cenazesini yıkadığını ve gördüğü karşısında dehşete düştüğünü ifade eden Abisi: Üst dudağında bir el kadar şişkinlik vardı. Gözleri mosmordu, şişkinlikten görünmüyordu. Gözlerinin altından.. pic.twitter.com/IZi3TRtAn2
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü Ferhan Yılmaz'ın "kalp durması" sonucu öldüğünü ileri sürmüştü.
Halktv.com.tr'den Hazar Dost'un ulaştığı ölüm raporunda ise Yılmaz'ın ölüm şeklinin "Bulaşıcı hastalık" olduğu yazdı.
Evrensel'e konuşan Ferhan Yılmaz'ın ağabeyi Hikmet Yılmaz, "Biz yıkarken gördük, sanki boynuna çamaşır ipiyle asılmış gibi iz var, her iki gözü patlamış, gözlerinden kan geliyor, burnu sanki tamamen kırılmış pamuklarla doldurulmuş, göğüs kısmında büyük bir şişkinlik ve morluk var sanki ağaç saplanmış gibi. Üst dudağı neredeyse bir avuç kadar şişmişti. Sağ ayak kısmı dikişliydi" diyordu.
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü iddialarla ilgili bir açıklama yaptı. Yapılan yazılı açıklamaya göre hayatını kaybeden Ferhan Yılmaz, koğuşunda rahatsızlandı, önce Silivri Ceza infaz Kurumu Devlet Hastanesine oradan da Silivri Devlet Hastanesi'ne sevk edildi. Müdürlüğün açıklamasında Ferhan Yılmaz'ın 10 Nisan Salı günü saat 18.30'da Silivri Devlet Hastanesi, Genel Yoğun Bakım Servisinde tedavisi devam ederken Kardiyak Arest (Kalp Durması) sebebiyle vefat ettiği yazıyordu.
Kardeşi: "Tahliyesine iki gün kalan insan neden isyan ya da intihar etsin"
Ferhan Yılmaz'ın ağabeyi Hikmet Yılmaz'ın Özgür Gündem Twitter hesabında aktarılan gözlemleri ise bambaşka bir hakikati dile getiriyordu:
■ Üst dudağında bir el kadar şişkinlik vardı.
■ Gözleri mosmordu, şişkinlikten görünmüyordu.
■ Gözlerinden kan akıyordu.
■ Boğazında 20 santimlik ip izi vardı.
■ İlaç içmiş diyorlar. Tahliyesine 2 gün kalan kişi niye intihar etsin.
■ Kardeşim işkenceyle katledildi
■ Cezaevi idaresinden bizi arayanlar ilk önce 'fenalaştı ve kalp krizi geçirdi' dedi. Haberi alır almaz aileden birkaç kişi, uçakla İstanbul'a gittik.
■ Gittiğimizde kardeşimi Silivri Devlet Hastanesi'ne kaldırmışlardı. Cezaevini tekrar aradık. Kalp krizi geçirdiğine inanmadığımızı söyledik. 2 kişi yaşamını yitirdi, ikisi de aynı anda mı kalp krizi geçirdi? Bu kez bize, 'hap alıp, isyan ettiler' dedi. Çelişkili bilgiler verdiler.
■ "Üç, dört hap atmış ondan kriz geçirmiş" dediler. Ağrı kesici almak için bile gardiyanla revire gidiliyor. Orada ağrı kesiciyi alıp, içip, imza atıyorsun. Ya kardeşime toplu hap verilmiş, "al, öl" denilmiş, ya da kardeşim iddia ettikleri gibi ölmemiş.
■ Tahliyesine 2 gün kalan bir tutuklu neden isyan çıkarsın? Verdikleri çelişkili bilgiler olayın cinayet olduğunun bir kanıtı" dedi.
■ Yılmaz, hastanede doktorun kendisine aktardığı dikkat çeken bilgileri de şu şekilde paylaştı: "Doktor bana, 'Kardeşine ne olduysa içeride oldu. Hastaneye getirilirken ölmüştü. İç organları patlamıştı, kalp krizi geçirmemişti."
Sezgin Tanrıkulu işkenceyi ve ölümü TBMM'ye taşıdı
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Silivri 5 No'lu L Tipi Kapalı Cezaevi'nde hayatını kaybeden Ferhat Yılmaz ile ilgili işkence iddialarını TBMM Genel Kurulu'nda gündeme getirdi.
Yılmaz'ın yoğun bakımda çekilmiş fotoğraflarını gösteren Tanrıkulu, şunları söyledi:
■ Biraz önce telefonuma bu fotoğraf düştü değerli arkadaşlar. Batmanlı Ferhat Yılmaz... Otopsi raporunda -daha çıkmadı da- 'Kalp krizinden öldü' diye yazılmış. Bakın. Bu, cezaevinde olmuş. Yani biraz vicdan varsa bunun nasıl bu hale geldiğinin sorulması lazım. Sorulacağı yer de burası, Meclis...
■ Bunun gibi binlerce vaka var. Biraz önce abisiyle görüştüm; gerçekten ağladım telefonda. Utandım insanlığımdan. Türkiye'yi ne hale getirdiniz? İnsan Hakları Komisyonu'nun alt komisyonu cezaevlerini ziyaret ediyor. O bulguları lütfen bir okuyun. Sistematik olarak bütün cezaevlerinde kötü muamele ve işkence var, sistematik olarak her tarafta var. Onları bir okuyun.
Otopsi raporu için de rüşvet istemişler
■ Otopsi raporu beş ay sonra çıkacakmış.Bir iddiayı daha burada söylüyorum: 'Daha önce nasıl çıkar?' diye konuşmaya çalışmışlar, rüşvet istenmiş. Daha dün, daha dün Adli Tıp Kurumu'ndan 'Eğer şu kadar para verirseniz, daha şu kadar para verirseniz bu raporu beş ayda değil de iki ayda çıkaracağız' diye aileye haber göndermişler. Çürüttünüz, gerçekten çürüttünüz Türkiye'yi de. Bu resimden dolayı herkesin utanması lazım. (AEK)